8
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
823
Okunma
ÇAKIR
(Çakır Sebahattin Ali’nin şarkısı da yapılmış bir şiiridir
Bu yazı çakırın hikayesidir.)
Altın saçlarını sıkıca tarar,
Sonra iki örgü yana bırakır;
Ayağında pembe dallı mor şalvar,
Taze gelin gibi süzülür çakır
Beyaz ellerine kına yaraşır,
Mavi gözleriyle bir içim sudur.
Efeler onu el üstünde taşır;
Köyün bir tanecik o…..dur.
Gerçek ismi AGNES dir. AGNES iffetli, saf, kutsal anlamına gelir. Gözleri mavi olana genelde ÇAKIR denilir. Gerçek ismi unutulmuş ÇAKIR olarak anılır olmuştur. 1897 doğumludur. Beş yaşında 1902 yılında dedesiyle birlikte Bulgaristan’ın asimilasyon politikaları nedeniyle Türkiye’ye gelmiştir. Dedesiyle birlikte Balıkesir’in bir köyüne yerleştirilir. 1907 yılında dedesi ölür. ÇAKIR’ı aynı köyden iki yaşlı karı koca sahiplenir. Bakar büyütürler. 1914 yılında 17 yaşındadır ÇAKIR. Güzelliği dillere destan. – Mavi gözleriyle bir içim sudur.- Evlenme hayalleri kurduğu birde yavuklusu vardır. O da zamanı gelmiş askere alınmıştır. O yıllarda dağlarda efelikle alakası olmayan çeteler, eşkıyalar türemiştir. ÇAKIR’ın güzelliğinin methini duyan namlı bir eşkıya kızanlarını gönderip ÇAKIR’ı dağa kaldırır. Bir yıl kadar dağda yaşar ÇAKIR. Eşkıya daha sonra köyüne geri gönderir ÇAKIR’ı.
Çakır ‘sız olamaz hiç bir eğlence
Herkesin gönlünü kaplar çünkü sis...
Bazen mal olsa da iki üç gence,
Yine Çakır’ını ister her meclis...
Geniş meydanlarda yakılır çıra,
Çakır nazlı nazlı dokunur ’def’e...
Süt gibi rakıyı sunar Çakır’a
Gür bıyıklı, ateş gözlü bir efe...
Gitgide açılır sırma cepkenler;
Kıllı göğüslerinden süzülür rakı.
Bazen birisinin bağrına girer,
Elma soymak için alınan çakı...
Çakır yılan gibi döner, kıvrılır
Sırma saçlarında fildişi tarak
Tabanca çekilir, bıçak sıyrılır,
O döner elini şıkırdatarak...
Çaresizdir ÇAKIR, köyün O…..sudur. Düğünler, oturak alemleri onsuz olmaz. ÇAKIR getirilir oynatılır. Rakılar içilir. Bir gelenek vardır o yıllarda. Yirmili yaşlara gelen gençler için özel geceler düzenlenir. Karı dedikleri, avrat dedikleri kadınlar oynatılır. “Sen artık delikanlı oldun” anlamındadır bu…
Öyle gecelerin birinde ÇAKIR yavuklusuna benzettiği bir delikanlının saçlarını okşar. Bunu kıskanan diğer genç –elma soymakta olduğu çakıyı- arkadaşının bağrına saplar.
Yalnız bazı kere taze gelinler,
’Bize kocamızı ver! ...diye inler...
O zaman Çakır’ın gözü doludur...
Bazen –kapatma- da olmuştur ÇAKIR. Evlilerin düzeni bozulmuştur.
O zaman gözünün önüne gelen
Cepheden şehitlik alıp yükselen
İncecik bıyıklı bir yavukludur...
1914’te birinci Dünya savaşında yavuklusu askere alınmış, birçok Vatan evladı gibi şehit olmuş, ÇAKIR sahipsiz kalmıştır. Erkeklere ait meclislerde karı oynatmak yiğitlik olarak kabul görmüştür.
Sebahattin Ali bu şiirini 1927 yılında yirmi yaşında yazdığında CAKIR otuz yaşındadır.
Yine bir oturak aleminde kıskançlık nedeniyle çıkan tartışmada ÇAKIR kırk altı yaşında vurularak öldürülmüştür.
ÇAKIR düzenli bir hayatı hak ve arzu etmesine rağmen hayat onu bu duruma zorla getirmiştir. Yavuklusu şehitliğe yükselirken, ona O… yaftası vurulmuştur. ÇAKIR’ın bulunduğu ortamlarda tabancalar, bıçaklar çekilirken, o yılan gibi kıvrılmak, elini şıkırdatmak zorunda kalmıştır. Bu bir erkek hegemonyasının ve kadını değersiz ve cinsel meta olarak görmenin bir sonucudur