- 166 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
WİLLİAM FAULKNER.
WİLLİAM FAULKNER KİMDİR?
Faulkner, Murray Cuthbert ile Maud Butler Falkner’m dört oğlunun en büyüğüydü. Ailesinin, özellikle de İç Savaş’ta büyük yararlıklar göstermiş ve 36 baskı yapacak kadar popüler olan The White Rose of Memphis (1881; Memphis’in Beyaz Gülü) adlı bir roman yazmış olan büyükdedesi William C. Falkner’ın anılanyla dolu bir ortamda büyüdü. Ailesi önce komşu ilçedeki Ripley’ye, sonra da Faulkner’ın yaşamının büyük bölümünü geçirdiği daha güneydeki Orford’a taşındı. Babası orada Mississippi Üniversitesi’nde işletme müdürü oldu. Faulkner Oxford’da orta sınıf beyaz bir aileden gelme tipik bir Güneyli çocuk olarak yetişti. Ata binmeyi, silah kullanmayı ve avlanmayı öğrendi. İsteksiz bir öğrenciydi; lise öğrenimini yanda bnakıp önce tek başma, daha sonra aile dostlan Phil Stone’un yol göstericiliğinde kendini “rasgele okuma”ya verdi. 1918’de askeri saygınlık kazanma hayali ve aynhkla sonuçlanmış bir aşkın verdiği üzüntüyle Kanada Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne yazıldı ve pilotluk eğitimi görmek üzere Kanada’ya gönderildi, ama temel eğitimini tamamlayamadan savaş sona erdi. Oxford’a dönünce bir süre üniversiteye devam etti; bu arada üniversite gazetesinde şiir ve çizimlerini yayımladı. 1921’de üç ay kadar New York’ta bir kitapçıda çalıştıktan sonra Oxford’a döndü ve üniversite postanesinin müdürlüğünü yaptı. Sekiz heceli beyitler biçiminde yazılmış pastoral şiirlerden oluşan ilk kitabı The Marble Faun’u (1924; Mermer Faun) Phil Stone’un yaptığı para yardımıyla yayımlayabildi. İlk yapıtları arasmda bazı öyküler bulunmakla birlikte öykü ve roman alanındaki ilk ısrarlı çabasını ise 1925’te dönemin önemli edebiyat merkezlerinden New Orleans’da kaldığı altı aylık sürede gösterdi. Temmuz 1925’te oradan ayrılarak beş aylık bir Avrupa gezisine çıktı.
Faulkner’ın ilk romanı Soldier’s Pay (Askerin Ödülü) etkileyici bir başarıya ulaştı. Mississippi’de değilse de Güney’de geçen roman, I. Dünya Savaşı’ndan dönen askerlerin artık ait olmadıkları sivil dünyada yaşadıkları yabancılaşma duygusunu güçlü bir anlatım ve iddialı bir üslupla ortaya koyuyordu.
İkinci romanı Mosquitoes (1927; Sivrisinekler) New Orleans’ın edebiyat çevresine, zaman zaman da belirli kişilere yöneltilmiş bir taşlamaydı ve bu yönüyle Faulkner’ın sanatsal bağımsızlığını ilan eder nitelikteydi. Faulkner Oxford’a döndükten sonra yazları Mississippi’nin Körfez bölgesindeki Pascagoula’ya giderek ve gene çeşitli işlere girip çıkarak geçimini sağladı. En çok da profesyonel bir yazar olarak kendini kabul ettirmek için çalıştı. Öykülerini çeşitli dergilere yolladıysa da hepsi geri çevrildi.
1927’de bitirdiği Flags in the Dust (Tozlu Bayraklar) adlı romanı için de yayımcı bulmakta zorlandı. Yazarın ölümünden sonra, 1973’te yayımlanabilen bu uzun ve düşük tempolu roman yerel gözlemlere ve kendi aile tarihine dayanıyordu. Romanın çok kısaltılmış ve değiştirilmiş bir biçimi 1929’da Sartoris (Sartoris, 1985) adıyla yayımlandı ve böylece Faulkner’ın izleyen birçok roman ve öyküsünün arka planını oluşturan düşsel Jefferson ve Yoknapatawpha yöresi ilk kez baskıya yansıdı. Faulkner bir ölçüde Ripley’ye, ama daha çok Oxford’a ve Lafayette iline dayanarak yarattığı bu düşsel yörede geçen yapıtlarında sık sık aynı karakterlere, aynı yerlere ve aynı temalara yer verdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.