- 463 Okunma
- 4 Yorum
- 7 Beğeni
ELİMDE DEĞİL SEVMEDEN YAŞAYAMAM BEN BAYIM...
‘’Uslu, içine kapanık bir çocuktum ben. Ancak nedense birdenbire olmadık şeyler yapardım. İlkokul 1. sınıftayken evden kaçtım mesela.’’(Didem Madak)
Hayta bir düş’ tüm ben, bayım:
Aşkın ırmağında bir sarkıttım misal.
İçimin engebelerinde göçmen masallarım var benim ve ifası zordur bazı şeylerin.
İtibar ettiğim kadar da itibar gördüğüm bir ömürdü tek dileğim ve şükürler olsun ki; ihtimamla büyüdüğüm kadar da itibar gördüm ta ki…
Zencefilli içeceğim.
Zarif tebessümlerim…
Ve ekin tarlasında ektiğim tohumlarım.
Tohuma kaçan düşler gibiydi kimi insan bense aralıksız düş gördüm gerçekleri gerekçeleri ile tek tek örerken.
Hazandım genelde hazırdım da.
İçtimada geçti ömrüm ve ihtimaller dâhilinde sevdim ben ve de defalarca âşık oldum çünkü bayım…
Aşktı yüreğime en yakışan.
Aşktı şiarım ve üstümde şık duran.
Şıkıdak şıkıdak oynayanlara ise hayret dolu gözlerle baktım elbet ben de oynadım ama çocukken ve de sadece odamda bir başımayken…
Oyun oynadım hep bir başıma.
Hayal teknemse fırtınada battı batacak.
Sonra büyümeye başladım ve ergenliğe adım attım ve hayallerim hız kazandı.
Genç kız olmanın güzelliği saklı idi aslında çocuk yüreğimde ve sınıfımdaki diğer kızlara benzemiyordum.
Onların düşleri yoktu çünkü onlar düşkündü.
Ben de onlara düşkündüm çünkü ben insanları ve arkadaşlarımı hep sevdim çok sevdim.
Düşkün kılındıkları aşikârdı çünkü yalan söylemeyi çok seviyordu onlar ve bana da yalan söylediler…
Bir gün sınıfa girdiğimde sıramda bir mektup buldum: bana yazılmış ve heyecanla okudum o mektubu:
Kaleme alansa sevdiğim çocuktu ama uzaktan uzaktan.
Haberi yoktu üstelik onu sevdiğimden ve bana sevgisini itiraf ediyordu.
İçime en ufak şüphe dahi düşmeden kabullendim bu yalan itirafı ve en yakın arkadaşlarımla paylaştım sınıfımdaki ve onlara anlattığım her şey gerçek olmuştu ansızın.
Ve okulda yedi senem böyle geçti benim.
Sevdiğim kim varsa beni çok seviyordu hatta o çocuk bile lakin yedi sene içerisinde topu topu beş on kere selamlaştı benimle: hani, mektubu yazan çocuk.
Düşlerim yoktu benim çünkü düşlerim gerçek olmuştu ama…
İnatla yeniden hayaller kurdum gözüm açık düşler gördüm ve ben hep en çok seven oldum.
Karambole gitmiyordu hayatım ve iyi bir öğrenciydim ve sevilen.
Öğretmenlerim de arkadaşlarım da beni çok seviyordu yine de…
Derken okul bitti ve okul ile olan tüm ilişkim sona erdi ne de olsa artık üniversite öğrencisiydim ve yüreğimde taşıdığım herkes artık çok uzağımda idi ama ben onları yine de çok seviyordum.
En yakın arkadaşım bir günde küstü bana çünkü üniversite sınavını kazanamamıştı üstelik en sevdiğim.
Bir günde koptuk.
Geride kalan kim varsa.
Bihaberdim herkesten ve artık hedefime kilitlenmiştim.
Onları hep seviyor olmam değişmeyen gerçeklerden biri idi.
Pek çok şeyin uzağındaydım sanırım hayatın da tuzağında çünkü kurulmuş bebek gibi görevlerimi ifa ediyordum.
Okuldan eve ve evden okula.
Akabinde babam rahatsızlandı ve ben üniversitenin sonuna yaklaşırken babam da hayatının sonuna doğru yürüyordu ama biz bunu gizlemiştik babamdan zaten o da yaşayacağına ve iyi olacağına inanıyordu.
Koptuğum hayat ve koptuğum lise arkadaşlarım hani beni çok seven ve mektubu yazan o sefil çocuk da sırra kadem basmıştı.
Sonra babam kapadı gözlerini hayata.
Bense okulumu başarıyla bitirmiştim ve ben de manen kapadım gözlerimi hayata.
Artık bir boşluktaydım devasa bir boşlukta.
Büyük bir bankanın Uzman Yardımcılığı sınavını kazanmıştım ve hayalimde dahi olmayan eşsiz bir iş fırsatı sunmuştu bana hayat:
Gözüm kapalı reddettim.
Sonra annemin vesile olmasıyla liseden bir arkadaşımla yeniden görüşmeye başladım ki arkadaştan da öte sevdiğim ve onun mutlulukları beni için için mutlu ediyordu.
Bu uzun bir hikâye ama Rabbim bana yeni bir hayat bahşetmişti ve işte düştüğüm yerden kalktım ve başka bir bankada çalışmaya başladım.
Gel zaman git zaman.
Benim çalışmam arkadaşımı haddinden fazla rahatsız ediyordu ve o ne derse yaptım.
İşimden çıktım sonra…
Bu da ayrı bir hikâye.
Derken ağzındaki baklayı çıkardı ve bana yazılan o aşk mektubunun aslında sınıfın bana oynadığı bir oyun olduğunu söyledi ve…
Buna rağmen arkadaşlığımı sürdürdüm onunla ta ki yazmaya başladığımı onunla paylaşana dek.
Çok zor bir dönemden geçerken ve uçuruma yuvarlanırken elimi uzattığım arkadaşım o gece bana sırtını dönüverdi ve ben bir şekilde sıyrılmıştım olası sondan.
Kalemimle çok yeni idi tanışıklığım.
Ve hayatın aslında bir senaryo olduğunu anlayacaktım kader bana neyi biçerse ben de rolümü üstün bir performansla oynuyordum işte ve kadere nasıl da hürmet ediyordum.
Yazmaya başladığım o ilk günden bu yana çok şey değişti ve ben kaderimi asla değiştiremeyeceğimi öğrendim ve içimde saklı sevgi de günbegün büyümeye başlamıştı.
Hayallerimi çalan arkadaşım ve ben başka yollara yöneldik ve ömür boyu süren dostluğumuz o gece ansızın sona erdi çünkü hayatımda ilk defa mutluydum ve bu mutluluğu o bana çok görmüştü ki ben onun mutluluğu ile mutlu olabilmişken gözünü dahi kırpmadan gidiverdi.
Bense tam da kendimden gidecekken ve işte Mevla’mın yardımıyla yeniden tutundum hayata.
Bu da kalemim ve sizler sayesinde oldu ve o gün bu gündür bitmeyen bir umutla sevgiyle ve inançla hasbelkader yazıyorum.
Bana başka bir ağızdan yalan olarak yazılan o sefil mektubu yırtıp dünde bırakmış olmanın verdiği huzurla nice mektup yazdım ve yazacağım da ve de nicesini elbet Allah izin verdiği sürece.
Ve siz, sevgili bayım:
Her ne kadar ben hayta bir düş olsam da siz çoktan düştünüz gözümden ve ben artık gözüm açık düş göreceğime gerçekleri görüp hayatımı biçimlendiriyorum ve insanları ve sizi sevdiğim kadar kendimi sevme gayreti içerisinde umudumu saklı tutuyorum.
Ne siz ne de başkaları.
Ne dünde kalan yalancı dostlarım ne de gözünü kırpmadan yalan söyleyenler ve canımı yakanlar…
Canımı daha da yakabilirsiniz ama ben asla can yakmayacağım ve kimsenin yüreğini de kırmayacağım ve yürek kırıntılarımdan örüyorum ben işte hem hayatımı hem de yazdıklarımı ve yazacaklarımı…
Ve ben aslında gerçeğim hep de gerçek oldum ve inanılmaz gerçekçiyim de üstelik hayal kurmayı da asla bırakmadım ve asla ihmal etmeden içimdeki o yaralı çocuğu…
Elimde değil: sevmeden yaşayamam ben…
YORUMLAR
Ve siz, sevgili bayım:
Her ne kadar ben hayta bir düş olsam da siz çoktan düştünüz gözümden ve ben artık gözüm açık düş göreceğime gerçekleri görüp hayatımı biçimlendiriyorum ve insanları ve sizi sevdiğim kadar kendimi sevme gayreti içerisinde umudumu saklı tutuyorum.
Ne siz ne de başkaları.
Ne dünde kalan yalancı dostlarım ne de gözünü kırpmadan yalan söyleyenler ve canımı yakanlar…
Canımı daha da yakabilirsiniz ama ben asla can yakmayacağım ve kimsenin yüreğini de kırmayacağım ve yürek kırıntılarımdan örüyorum ben işte hem hayatımı hem de yazdıklarımı ve yazacaklarımı…
Ve ben aslında gerçeğim hep de gerçek oldum ve inanılmaz gerçekçiyim de üstelik hayal kurmayı da asla bırakmadım ve asla ihmal etmeden içimdeki o yaralı çocuğu…
Elimde değil: sevmeden yaşayamam ben…
Yaşanılan hayatın gerçeklerini en yalın ifadeyle dile getiren harika yazılmış muhteşem güzellikteki yazınızı gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
Bir anlamda ipek böceğini kozasını kendi örermiş bizde öyle yapıyoruz ama kelebek 🦋 olup kozadan dışarı çıkmak mümkün mü orası meçhul...
Anlam dolu harika bir paylaşımdı, gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Gülüm Çamlısoy
Bazen firar etmek istiyor insan kozasından ve kelebek ömürlü bir sevgi ve hayatı yaşamak yerine acılarla dolu bir var oluşa yöneliyor.
Sancılı bir oluşum diğer yandan hayat yaşanılası ve çok güzel.
Feda ediyoruz kendimizi sevdiklerimiz uğruna ve insan soruyor bazen:
''Değer mi'' diye.
Değer hocam yeminle değer çünkü sevgi inanılmaz mutlu ediyor insanın sevilmekten de öte sevebilmek.
Hep kolay sevmişimdir insanları.
Kendimi de sevdim.
Sevilmeyi şart koşmadım çünkü yürekten sevildiğime emindim.
Ya, şimdi?
Her şeye rağmen aynıyım azıcık kırgın azıcık sıkkın.
Sevginin cüssesi ve cübbesi işte bizi yoktan var eden Rabbimizin eseriyiz bizler...
Çook teşekkür ederim asil yüreğinize.
Meçhul sahiden de.
Yüreğinize selamm olsun.
Allah razı olsun hocam.
Sonsuz içten selam ve saygımla
ŞÜKRÜ ATAY
Her şey gönlünüzce olsun ve yolunda gitsin inşallah.
En içten selam ve saygılarımla.
Allah'a emanet olunuz.
Gülüm Çamlısoy
Allah razı olsun
Çok çok teşekkür ederim.
Yalnız olmadığımı bilmek ne yüce bir duygu güzel Rabbimin izniyle...
"Sevmek kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir. İnancı az olanın sevgisi de azdır"
Erich Fromm
Bu bağlamda siz sevgi üzerine düşen her şeyi yapmışsınız.
Kaleminize gönlünüze sağlık.
Saygılarımla...
Gülüm Çamlısoy
Teşekkür ederim engin yüreğinize.
Sevgi ikliminde sürüklenen bir kayık gibi hissediyor insan bazen kendini.
Sevmek ve inanmak.
Sonsuz içten selam ve saygılarımla değerli Serkan Bey.
‘’Uslu, içine kapanık bir çocuktum ben. Ancak nedense birdenbire olmadık şeyler yapardım. İlkokul 1. sınıftayken evden kaçtım mesela.’’(Didem Madak)
Hayta bir düş’ tüm ben, bayım:
Aşkın ırmağında bir sarkıttım misal.
....................
gül
***
daha ilk hamlede mat oldum
hele şu hedefi 12 sinden vuran
AŞKIN IRMAĞINDA BİR SARKITTIM
delirtecek beni bu esin
...................
Zencefilli içeceğim.
Zarif tebessümlerim…
Ve ekin tarlasında ektiğim tohumlarım.
Tohuma kaçan düşler
.......
Aşktı yüreğime en yakışan.
Sonra büyümeye başladım ve ergenliğe adım attım ve hayallerim hız kazandı.
Genç kız olmanın güzelliği saklı idi aslında çocuk yüreğimde ve sınıfımdaki diğer kızlara benzemiyordum.
Ve ben aslında gerçeğim hep de gerçek oldum ve inanılmaz gerçekçiyim de üstelik hayal kurmayı da asla bırakmadım ve asla ihmal etmeden içimdeki o yaralı çocuğu…
Elimde değil: sevmeden yaşayamam ben…
gülüm çamlısoy
****
başladım mat oldum yine de bırakamadım
cengiz aytmatof' cemilesini anımsattı
ondasn geride kalanı yok fazzlası var nazarımda
benim samsunlu ilk aşkımı da anımsattı anılar yaşattı
gözlerimi yaşarttınız onu da yazıp paylaşacam söz
rabbiyle mutlu gönlünüze selam ve sağlık dileklerle
imza
Not çok beğendim ve etkiledim
okuduklarım içinde ayağı yerde
secere-i aşk diyorum saygıyla
Gülüm Çamlısoy
Ömrünüz çok olsun hocam.
Çok teşekkür ederim ve lütfen paylaşın o yazınızı.
Duygu ikliminde saklıyız bizler.
Duyumsamak çok güzel bazen inanılmaz yorsa bile.
Sevgiden ibaret iken özümüz ve bağdaş kurduğumuz her mevsim sevgiyle eşleşen.
Sebepli sbepsiz sevmek kolayca sevebilmek.
Bundan asla vazgeçmedim yoksa kendime olan saygımı nasıl saklı tutardım?
Bazen soluksuz kalıyor insan ve ansızın kendine geliyor kaldığı yerden devam ediyor.
Yüreğiniz dert görmesin muhterem hocam
Tüm güzellikler sizinle sizlerle olsun.
En içten selam ve saygımla
Ömrünüz çok olsun
Güzel Yürekli Dost emeğinize yüreğinize ellerinize sağlık,
Kaleminizden satırlara dökülen bizimle paylaştığınız,
Yazınızı büyük bir zevkle okudum,
Kaleminiz Kavi ilhamınız daim olması temennisi ile esenlikler dilerim.
Gülüm Çamlısoy
Yüreğiniz dert görmesin.
Çok teşekkür ediyorum.
En içten selam ve saygılarımla...