- 262 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI Bölüm-9
Vladimir’in Rusya’ya dönüşünün üzerinden neredeyse üç hafta geçmişti. Hafsanur’u aramaması kızı tedirgin ediyordu. Olumsuz düşüncelerini bir kenara bırakıp, gazeteleri yerleştirirken, yanına genç bir kadın yaklaşarak,
‘’ Sizin adınız Hafsanur’mu?’’
Bir an genç kadına bakan Hafsanur,
‘’ Siz kimsiniz? Adımı nereden biliyorsunuz?’’
‘’ Benim adım Olga ama Fatoş’ta diyebilir sinin. Tercih size kalmış bir şey. Vladimir’in Kadın arkadaşıyım. Sizde bir emanetimiz varmış almaya geldim.’’
‘’ Emanet falan yok gelmedi daha.’’
‘’ Biraz önce size şaka yaptım. Vladimir’in işi çıktı. İşini halleder halletmez yanınıza gelecek merak etmeyin.’’
‘’ Merak etmem ister gelir ister gelmez keyfi bilir.’’
‘’ Anladım siz onu seviyorsunuz. İyi adam sakın elinden kaçırma. Şimdi ben gider.’’
Hafsanur geldiği gibi giden kadının arkasından baka kaldı.
‘’ Alacağı olsun Vladimir bunun hesabını senden sorarım ben.’’
****
Hafsanur’un yanından uzaklaşan Olga, Taksim’e doğru yürümeye başladı. Meydandan sola dönerek bir alt sokakta bulunan kafelerden birine girdi. Etrafa göz attıktan sonra ikinci kata çıkan merdivene doğru yöneldi. Vladimir’in her zamanki yerinde oturduğunu görünce, yüzüne yerleşen gülümsemeye abisi de aynı gülümseme ile karşılık verdi.
‘’ meraktan beni öldürdün kardeşim, hemen anlat bana kızı beğendin mi?’’
‘’ Beni çok şaşırttın Vladimir. Turnayı tam gözünden vurmuşsun. Dört dörtlük bir kız. Sen onun yanında biraz hanzo kalıyorsun ya neyse. Ama daha önemli bir konu var. Bizimkiler bu durumu nasıl karşılayacak? Şef senin böyle bir zayıflık yaptığını duyarsa işin biter kardeşim. Soluğu Moskova’da alırsın. ’’
‘’ Merak etme abla, elimden geldiği kadar dikkatli davranacağım.’’
‘’ Yetmez kardeşim, daha fazlasını yapacaksın.’’
‘’ Şimdi planın ikinci kısmına geçiyoruz.’’
‘’ Orada dur bakalım. Beni onunla tanıştırmaya kalkarsan daha erken. Aradan birkaç gün geçsin o zaman bakarız.’’
‘’ Dediğin gibi olsun abla.’’
‘’ Yalnız burada önemli bir detayı atlamayalım. İşle oynaşı birbirine karıştırmayalım. Kızı büyük hayal kırıklığına uğratırsın.’’
‘’ Merak etme abla öyle bir salaklık yapmaya hiç niyetim yok.’’
Hafsanur, ne kadar unutmaya çalışsa da yanına gelen kadın aklını oldukça karıştırmıştı.
****
Güvenç Bey, koltuğundan kalkarak, Adnan’ın karşısına geçti ve manalı manalı bakmaya başladı. Adnan, Güvenç Beyin bakışlarından huzursuzlanarak,
‘’ Bir hatamız mı oldu Güvenç Bey?’’
‘’ Uzun zamandan beri aklıma takılan bir şey var?’
‘’ Nedir efendim?’’
‘’ Erdoğan, senin hemşerin değil mi?’’
‘’ Evet, efendim hatta uzaktan akraba da oluruz.’’
‘’ Peki, akrabanı hiç acımadan harcadın. Bu davranışına bir türlü anlam veremedim.’’
‘’Uzun hikaye efendim anlatıp da canınızı sıkmak istemem.’’
‘’ Sen anlat benim canım sıkılmaz. Dur ama önce kahvelerimizi söyleyeyim Hürrem’e.’’
Adnan’a dur işareti yaptıktan sonra diafondan Hürrem’e
‘’ Kızım Nazike Hanıma bize iki kahve söyle. Sana da yapsın hep beraber kahve keyfi yapalım. Birazda laflarız.’’
‘’ Baş üstüne efendim.’’
Hürrem, Nazike Hanıma kahveleri söylerken. ‘’ Şimdi elime düştün Adnan Efendi, ben şimdi senin canına okumaz mıyım?’’ Diye düşünürken, rahminden gelen bir tekme ile iki büklüm oldu. ‘’ Alacağın olsun kızım hele seni kucağıma alayım bu tekmelerin hesabını sana soracağım.’’
Kahvelerle yanına gelen Nazike Hanım,
‘’ Vah garibim kendi kendine konuşmaya başladı.’’
‘’ Nazike Hanım, kahveleri masaya bırak yallah.’’
Kahve tepsisini masanın üzerinden alan İlayda ofisten içeri girerek, kahveleri sahiplerine verip odadan çıkmaya hazırlanırken, Güvenç Beyin seslenmesi ile duraksadı.
‘’ Kahveleri hep beraber içelim Hürrem.’’
Boş bulduğu koltuğa oturarak ses çıkarmadan beklemeye başladı. Güvenç Bey,
‘’ Her zaman böyle bir araya gelemeyiz çocuklar. Nazike ile aran nasıl Hürrem?’’
‘’ Nazike iyi bir kadın geçinip gidiyoruz Güvenç Bey. Bu da benim için yeterli. Yalnız sırası gelmişken Adnan Beye bir çift lafım var efendim. Bir daha işini yaparken daha dikkatli olsun.’’ Adnan,
‘’ Nasıl dikkatli olmalıyım Hürrem?’’
‘’ Güvenç Bey benden emin olmak için sizi peşime taktı. Seninle istediğim gibi oynadım.’’
‘’ Fena madara oldun Adnan.’’
‘’Valla öyle oldu efendim.’’ Güvenç Bey,
‘’ Eee Adnan, seni dinliyoruz.’’
‘’ Adnan Bey anlatsın bizde dinleyelim Güvenç Bey.’’
‘’ Efendim, ben Sivas’lıyım. Bizim sokaktan bir kız sevdim. Nazlım’da sevgime karşılık verdi. En kısa zamanda evlenmeye karar verdik. Ama sevdiğim kızı istemeye fırsat bulamadan, Erdoğan denen şerefsiz Nazlı’mı kaçırarak tecavüz etti. Sonrada bir pislikmiş gibi bırakıp kaçtı. Nazlım bu duruma dayanamayarak, kendini astı. Bende bulduğum ilk fırsatta Nazlı’mın intikamını aldım.’’
‘’ Kötüymüş, bunları bilmeden seni yargıladım. Kusura bakma Adnan. Senden özür dilerim.’’
‘’ Rica ederim Güvenç Bey, kötü anılar çok geride kaldı. Artık Nazlım mezarında rahat uyuyacak. Oda bana yeter.’’
‘’ Hürrem kahve falından anlar mısın?’’
‘’ Yok, valla Güvenç Bey zerre kadar anlamam.’’
‘’ Ver bakayım fincanını, ben senin falına bakayım.’’
‘’ Güvenç Bey olur mu öyle şey? Vallahi utanırım.’’
‘’ Ver şu fincanı, nazlanma Hürrem.’’
İlayda’nın elinden kahve fincanını alan Güvenç Bey, fincana uzunca baktıktan sonra, gördüklerini anlatmaya başladı.
‘’ Bu günlerde sana uzun bir yol görünüyor. Yarın sabah işe gelmeden Kız Kulesine gidecekmişsin?-‘’
‘’ Güvenç Bey, siz bana fal mı bakıyorsunuz? Yoksa yarınki işimi mi söylüyorsunuz?’’
‘’ Susta dinlemeye devam et. Üsküdar Salacak’tan Kız kulesine gideceksin. Sana biraz Kızkulesi’nden bahsedeyim. Boğaz girişinde, kayalıklar üzerine kurulmuş şirin bir kuledir. Tarih içinde gözetleme kulesi ve deniz feneri olarak kullanılmıştır. Günümüzde lokantası ve seyir balkonu İstanbul’lulara hizmet vermektedir. Kule beş katlıdır. Sen doğru restorana gireceksin. Restoran self servistir. Yemeğini al ve anın tadını çıkartarak yemeye başla. Adamımız seni bulacaktır. Sakın yanılıp da onunla konuşmaya kalkma. Dilsizdir sana cevap veremez. Anlaşıldı mı?’’
‘’ Anlaşıldı fendim, Adnan Bey beni yine takip edecek mi?’’
‘’ Bu arada benden sana tavsiye, dördüncü ve beşinci katta hediyelik eşya reyonu var. Bir bakmanı tavsiye ederim.’’
‘’ Düşüneceğim efendim.’’
‘’ Unutmadan şu parayı da al yanında bulunsun. Yüzüne bakma çok alıngandır. Çocukluğunda çiçek hastalığına yakalanmış yüzü berbat’’
‘’ Ama efendim?’’
‘’ Hürrem, al dediysem alacaksın.’’
‘’ Peki efendim.’’
‘’ Dosyayı teslim aldıktan sonra işe gelmene gerek yok. Doğru evine gidersin. Yarın sabah, Dosyayı Ekrem Beyin büfesindeki kıza teslim edip işe gelirsin.’’
‘’ Peki efendim. Yerime geçebilir miyim?’’
‘’ Tabii geçebilirsin. Dur bir dakika, adamımızla saat 13 te buluşacaksın. Bir daha tekrar ediyorum. Kesinlikle yüzüne bakmayacaksın.‘’
‘’ Uyarınız için teşekkür ederim efendim.’’
****
İş yerinden ayrılan İlayda’nın ilk işi Ruşen’i aramak oldu.
‘’ Merhaba, Ruşen Bey, ben İlayda.’’
‘’ Bende Ruşen, tanıştığımıza memnun oldum.’’
‘’ Zevzekliği bırak Ruşen. Bu gün asayişten ayrılınca, doğru bize geliyorsun.’’
‘’ Nedenmiş? Herkes gibi benimde işim gücüm var.’’
‘’ Sana ihtiyacım var. Yemeğe bekleniyorsun.’’
Ruşen’in cevabını beklemeden telefonu kapattı. Bu emrivaki davete suratı bir karış asılınca, yanında bulunan Menal,
‘’ Kötü bir haber mi aldın?’’
‘’ iyi mi, kötümü bilemiyorum ama zamansız bir davet aldım.’’
‘’ Kimden?’’
‘’ Güvenç Beyin sekreteri İlayda’dan.’’
‘’ Yürü Büşra Amirin yanına gidiyoruz. İlayda dedin mi işin rengi değişir.’’
Biraz sonra, Büşra Amire İlayda ile yaptığı telefon konuşmasını anlatan Ruşen,
‘’ Ne diyorsunuz Amirim?’’
‘’ Ne diyeceğim tabi ki gideceksin.’’
Kapıyı açan İlayda, karşısında Ruşen’i görünce, daha konuşmaya fırsat bulamadan,
‘’ Bu gece kız arkadaşımla randevum vardı ama içine ettin İlayda.’’
‘’ İçeri geç, Tarık Ahmet’in yanında saydırmaya devam edersin Ruşen’ciğim.’’
İlayda önde ben arkada salona geçtik. Tarık Ahmet beni
görünce,
‘’ Gel Ruşen, bu kız senide yoldan çıkardı galiba?’’
‘’ Hemen konuya geçelim, benden ne istiyorsun İlayda?’’
‘’ Yarın saat 13 te Kız Kulesinin restoranında, benim arkamdaki masada yerini al. Bana bir dosya gelecek. Dosyayı getiren adamın birkaç poz resmini çek. Adam zamanında çiçek hastalığı geçirmiş, yüzü berbat haldeymiş. Asayişte kimlik tespiti yapılsın. Sakın geç kalma. Unutmadan adamın peşine takılıp kaldığı yeri bulacaksın. Şimdilik bu kadar arkadaşım’’ Ruşen,
‘’ Sen, büfede duran kızla tanıştın mı?’’
‘’ Yoo, tanışmama da gerek yok. O da diğerleri gibi vatan haininin teki.’’
‘’ yanılıyorsun, son zamanlarda Asayişe gelseydin, onu da görürdün aramızda. Adı Hafsanur Komiser.’’
‘’ Olamaz, peki onların arasında ne işi var?’’
‘’ Sen ne arıyorsun Güvenç Beyin yanında? Oda senin yaptığını yapıyor. Söylemekle hatamı yaptım bilemiyorum ama sakın açık verme. Kızın hayatını tehlikeye atarsın.’’
‘’ Merak etme o kadarda geri zekâlı değilim.’’ Tarık Ahmet,
‘’ Yarın akşam seni yemeğe bekliyoruz Ruşen. İlayda, çok iyi mantı yapar. Sonrada dosyadaki çizimleri inceleriz.’’ İlayda,
‘’ Anlayamadığım şey, bundan önceki dosyayı teslim etmeden çizimler üzerinde oynama yaptık. Ama bu konuda
hiç ses seda çıkmadı.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.