Bu güzel eserinizi kutlarım. yüreğinize sağlık
selam ve sevgiler şairim.

Bu güzel akıcı eserinizi kutlarim.
Yüreğinize sağlık şairim.
Selam ve sevgiler....

Vallahi hiç bir şeye şaşırmamayı çoktan biliyorum da bu yazıya ve kurdelesine şaşırdım diyebilirim. Meleklerin bile gıpta ettiği Annem oldukça erken yaşta rahmetli oldu. Bana Kuranı öğretmedi çünkü o da bilmiyordu.
Evde Elmalı Hamdi dahil Kuranın yedi adet tefsiri var.
Ancak ben dönüp dolaşıp kendi yaşam tarzıma ve karakterimin özelliklerine bakıyorum ve Yaradan a bana bahşettiği bu güzelliklerden dolayı Şükürler ediyorum
Bu güne dek evimize bir tek yalan girmedi
Başta babam olmak üzere hiç kimseye bir teşekkür borcum yok
Vicdanımı zerrece rahatsız edecek hiç bir şey olmadı
Kendi cüzdanım yere düşse utanırım almaya
Hak Adalet Hukuk Eşitlik Emek Dürüstlük İyi niyet güvenilir olmak en başta gelen inancımdır. Evime bir gün misafir gelmese o günü yaşanmamış sayarım. Ne bulaşık makinam ne külüstür de olsa bir arabamız var. Öyle çok sayan seven ve her sözüme şapka çıkaranım var ki..Bunlar bana yetiyor..En güzel en aydınlık yerlerde ol ANAM. KİM ADINI DUYSA "Ay ne iyi insandı" diyorlar..

Bu yazı ; her sabah siyasete besmele ile başlayanların bir çalışmasıdır. Bu gün müslümanlığın yaşanamamasını İnönü dönemindeki arapca okuma yazmanın yasaklanmasına bağlamak kocaman bir yalan siyasettir. Arapcanın yada kuranı kerim in hiç yasaklanmadığı islam toplumlarına bir bakın ; şu anda orada müslümanlık yaşanıyor mu dünyaanın en geri kalmış , en adaletsiz, insanın ve insanlığın yerlerde süründüğü çoğrafyalar islam toplumları göremiyorsunuz , körsünüz, herkesi kör sanıyorsunuz , bende müslümanım ve hep öyle kalacağım, bir döneme kara çalmaya çalışdığınız için sızı ve yazınız kınıyorum

Bu yazı bir gecede cahil kaldık diyen Mısıroğlunun yazılarına benziyor. Oysa latin alfabesine geçtiş yaptığımız döneme kadar okuma yazma oranına bakmak icap etmez mi? Bir defa Kuran ve Ezan yasaklanmamış olup Türkçe olarak okunması istenmiştir. Rahmetli İsmet İnönü öleli 49 sene olmuş 70 yıldan daha fazla ülkeyi karşı zihniyet yönetmiş ve yönetmeye devam ediyor. Demem o ki, seçimle zihniyet değişmiş ve ülkeyi yönetmiştir? Peki bu 70 yıl içinde bu halk nelere zorlanmıştır. Bir defa zorunlu din dersleri getirilmiş halk dine bağımlı olmaya zorlanmıştır. Buda olmuştur. Sadece tek partili dönemde zorlamalar olmamış bilakis karşı zihniyet döneminde de zorlamalar devam etmiştir. Mağduriyet tüm kesimlerde var ve devam ediyor. Hem de bu 16 seneden daha uzun bir zamanı kapsıyor. Muhterem validenizin ellerinden öper, kendisine sağlıklı ve hayırlı bir ömür dilerim. Saygılar.

Ülkemizde ezanın Arapça okunmasının yasaklandığı, Kuran eğitim ve öğretiminin engellendiği talihsiz ve hiç yaşanmaması gereken bir dönem olmuştur. 18 yıllık bir aradan sonra 16 Haziran 1950 tarihinde nihayet ezan tekrar aslı gibi okunmaya başlanmıştır. Ardından 5 Temmuz 1950 Çarşamba günü radyodan dinî program yayın yasağı da kaldırılmıştır. 7 Temmuz Cuma günü ise Ankara radyosundan ilk olarak köylüm ve akrabam olan Hafız Ali Osman Atakul’un sesinden radyodan İsra Sûresi dinlenilmiştir. Bu vesile ile Yüce Allah (CC) 24 Aralık 2019 tarihinde vefat eden Hafız Ali Osman Atakul'un ruhunu şad, mekanı cennet eylesin.

Toplumun ayrışmasına neden olacak konuların gündemde tutulması yerine, toplumun tüm kesimlerini birleştirici, kardeşlik bağlarını kuvvetlendirici olunmasında her zaman için fayda bulunmaktadır. Zira toplumları sağlıklı bir şekilde ayakta tutan faktörlerin başında milli birlik ve beraberlik gelmektedir. Bunun zıddı ise tefrikadır. Tefrikanın çoğaldığı toplumlar birbirleri ile kavga halinde, anarşi ve terör sarmalında yıkılmaya mahkum olurlar.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim'de 'Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın, AYRILIĞA DÜŞMEYİN.' (Âl-i İmran, 3/103.) buyurur.

Bir başka ayette ise; 'Allah’a ve Rasulüne itaat edin, BİRBİRİNİZLE ÇEKİŞMEYİN. Sonra gevşersiniz de GÜCÜNÜZ VE DEVLETİNİZ ELDEN GİDER.' (Enfal, 8/46.) buyurarak, birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekmiştir.

Ülkemizde herkesin hak ettiği özgürlüklere kavuştuğu, insanların birbirinin yaşam biçimlerine saygı duyduğu, huzurun ve barışın hakim olduğu, ayrıca Fatır Suresi 5. ayette buyurulduğu gibi Allah’ın adının kullanarak insanların aldatılmadığı bir toplumu hepimiz hak ediyoruz. Emperyalist devletlerin ise bizlerin kavga etmesini zenginliklerinin devamı olarak gördüklerini hiç unutmamamız gerekir.

Bu vesile ile vatanımızın istiklali için mücadele verip şehit ve gazi olarak şanlı tarihimizde yer almış tüm atalarımıza minnetlerimi ifade eder, muhterem validenizin ellerinden öper, kendisine sağlıklı ve hayırlı bir ömür dilerim.

Sizi canı gönülden kutluyorum Hemşerim. Aynılarını ben de hem Rahmetli babamdan, hem Rahmetli anamdan hem de Rahmetli dayımdan çok dinledim.

Hatta dedemin Kuran öğretirken yakalanıp dipcikle dövüldüğünü de anlatmışlardı. Burada yoktu öyle bir şey diyenler eğer tanıdıkları yaşlı kişiler varsa gidip onlara sorsunlar. Kuranı gizli gizli ahırlarda, samanlıklarda nasıl okuduklarını anlatırlar mutlak.

Ha birde hemen bu zamandakilerde şöyle şöyle yapıyor diyerek yazanlar var ya. Onlarada bir çift sözüm olsun. Bu milletin, bu vatanın ve bu dinin hayrına zerre katkısı olandan Allah razı olsun. Bu milletin, bu vatanın ve bu dinin aleyhinde olan, bu milletin parasını haksız bir şekilde alan, devlete, millete, vatana hainlik yapan her kim varsa da Allah kahretsin onları.

Tarih yaşanmışlıklardır. Ne siz inkar etmekle yaşanmışlıkları yok edebilirsiniz, Nede bir başkası yaşanmayanları yaşanmış gibi anlatması tarihte böyle olayları oldurur.

Er yada geç ne yaşanmış yada yaşanmamışsa ortaya çıkar.

Kalemine sağlık.

Ben yazının doğruluğu yanlışlığından ziyade yazidan yola çıkarak hak ve özgürlükler konusunda bir iki söz söylemek istiyorum.

Dikkat ettiniz mi Atatürk ve İnönü dönemi ne kadar rahat eleştirilebiliyor. Herkes dilediğini söylemekte özgür ve de dönemi yaşamamış olmasına rağmen yalan yanlış belki de uydurulmuş bilgilerle dilediği hakareti edebiliyor, iftirayı atabiliyor.

Peki ya günümüzdeki yönetimi ayni cesaretle ve özgürlükle eleştirebiliyor muyuz? Daha geçenlerde 20 yaşındaki bir genç saray ile ilgili bir twit paylaştı diye üstelik bir kaç dk sonra silmesine rağmen tutuklandı. Silivri cezaevinde şüpheli ölümler baş göstermeye başladı. Tutuklanan, dövülen gazetecilerin ardı arkası kesilmiyor.
Bu taraftaki hak ve özgürlükler, adalet nerede?

Ne yazık ki bu millet, devlet eliyle kendini inkara ve Batı'yı taklide zorlanmış, araya milliyetçilik ve Türklük gibi popüler kavramlar sokuşturularak inkar ve taklit politikası normalleştirilmeye çalışılmıştır. Ancak topluma materyalizm ve rasyonalizm orjinli resmi ideoloji, içine milliyetçilik ve Türklük kavramları sokulduğu halde, bir türlü benimsetilemedi. İnsanlar dayatılan ruhsuzluk karşısında, kendiliklerini korumak adına çok iyi mücadele verdiler o dönemlerde. Fakat bu direniş, materyalist ve rasyonalist orjinli düşünce ve inanç sisteminin toplum kişiliğine sirayet etmesini engelleyemedi. Toplumun olduğu ile olmak istediği arasındaki fark gitgide açıldı. Çift kimlikli bir toplum yapısı oluştur. Kendiliğini muhafaza etmeye çalışanlar ve toplumu olduğu gibi kabul edemeyip Batı gibi düşünmek ve inanmakta çözüm arayanlar...

Allah kıymetli validenize sağlıklı ve hayırlı ömür nasip eylesin. Tebrik ederim.

Merhaba Kıymetli Hocam

Yazınız edebi açıdan lezzet uyandırıyor

Görüş elbette ikincil bir boyut, duygular tali bir unsur elbet

Edebiyatın özü de bu değil midir zaten? Ne söylediğimiz değil nasıl söylediğimiz, anlatıp anlatamadığımız hani

Site yönetimi de bunu gözetmiş ve yazınızı hoşgörü ve tolerans aralığı dairesinde günün yazısı seçmiş kanaatimce, bu anladığım biçimde yanlışta yapılmamış bence

Çünkü farklı hatta zıt görüşte yazılarda güne geliyor yerine göre

Bu anlamda hürmeti kuşkusuz hak eder

Allah sağlıklı ömür versin, annenizin duygularıyla yazıldığı da bir diğer boyut

Hani kapsamlı bir makale olmadığı gibi, olmak zorunda da değil zannımca

Öyle ya, edebiyatta her yazı makale değildir, ya da makale tek yazı türü değildir

Anı vardır, sohbet vardır, öykü vardır, o vardır bu vardır hani

Daha öteye geçerek şunu da demek isterim

Yazıda söylenenler ya da benzerleri yaşanır bence de

Fransız devrimi modeli Jakoben bir laisizm siyaseti izlenir düşünceme göre de

Yine bence bunu demek, Atatürk'e ve onun kurduğu Cumhuriyete muhalif olmak anlamını hiç vermez

Daha doğrusu verip vermeyeceği kişiden kişiye değişir derim

Bana göre vermez

Açıkçası, Atatürk dönemiyle İnönü dönemini ayrı düşünen biriyim

Kemalist ve İslamcı yapıların ortak paydayı yakaladığı biçimde 1923-50 bütünlüğünü gerçekçi bulmam

1923-38 ayrı, 38-50 apayrı

Atatürk sosyal psikolojiyi gözeten, halkla iletişim kuran, toplumun nabız atışını bir biçimde kollayan bir inkılap/devrim modeli izlerken, İnönü dönemi daha kalıp, dogmatik, kanuncu bir çizgide ilerler

Mesela ağırlıklı olarak yer verdiğiniz Türkçe Ezan/Kur'an, Arapça Ezan/Kur'an bahsinde tastamam böyledir

Atatürk Türkçe Ezan uygulamasına Diyanet genelgesiyle geçmekte, diğer inkılapları gibi kanunla değil hani

Anladığım kadarıyla Paşa halkın nabız atışını yoklar, sosyal psikoloji alanında test sürüşü yapar, elbette kendisi Türkçe Ezandan yana, ancak kabul görür mü, millete mal olur mu misali

Oysa İnönü dönemi uygulamanın kanun zeminine oturtulup, suç ceza kapsamına alındığı evre, belki de kendilerince bu kadar deneme yayını yeter dediler

Daha önce bu konuyla ilgili kapsamlı bir yazı paylaştım sitede, o yüzden detaylı değinmiyorum

Kimi görüş sahibine garip gelebilir ama, Menderes ve Demokrat Partinin Ezanın Türkçe ya da Arapça okunmasını serbest bırakması bana göre Atatürk inkılabına aykırı değil

Her şeyden önce 1950'de yapılan Arapça okutulacak şeklinde bir dayatma değil, serbest bırakma

Halkın ekseriyetinin benimsemediği bir uygulamada taşlar yerine oturmuştur açıkçası

Uygulamanın bir nesil devam edipte geniş halk kesimlerine mal olmamasının nazarı dikkate alınması, Atatürk inkılabına neden aykırı olsun ki? Üstelik cebri bir Arapçaya dönüş değil, doğal ritmine bırakma iken

Nihayet hocam

Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket

Gün başarınızı tebrik ederim

Hayırlı Ramazanlar dilerim

Selam ve saygılarımla.

anneniz 1934 doğumlu olduğuna göre, anlattıkları her şeyin doğru olduğunu tahmin ediyor ve samimiyetle inanıyorum. Lakin ALGILARIMI AÇARAK BEYNİMİ ÇALIŞTIRARAK NEDENİNİ DE TAHMİN EDEREK.DİYORUM Kİ;

1950 ye kadar olan dönemde tek parti iktidarı vardı ve anneniz henüz 16 yaşında idi. Bakın bundan sonrasını çok iyi dinle!!!

Rahmetli İsmet İnönü'nün veciz sözü der ki: HİÇBİR ÜLKE YOKTUR Kİ KENDİ İÇİNDE BİZİM KADAR HAİN YETİŞTİREBİLSİN. diyerek o günlerdeki ve de gelecekte olacak olan aşağıda anlattığım süreçleri işaret ederek milletimizi uyandırmak istemiştir.

ABD gibi emperyalist güçler için, 1950 SEÇİMLERİNİN MUTLAKA KAZANILMASI, KENDİ İŞBİRLİKÇİLERİNİN İŞBAŞINA GETİRİLMESİ GEREKİYORDU:

YAPILMASI GEREKENLER İSE BELLİYDİ
Tabi ki masum insanları kandırmanın en iyi yöntemi her zaman olduğu üzere Masun Halkın DİNİ duygularını kullanmak.

O günkü tek parti yönetimi ve yöneticilerini DİNSİZLİKLE suçlaması ve yukarda Annenizin şahit olduğu uygulamaları, içeride besledikleri hainleri maşa gibi kullanarak yaptırmaları idi. Bunu günümüz dünyasında tahmin etmemek aptallık olur diye düşünüyorum hele ki hain fetö olaylarını yaşayıp görmüşken hemde...

Değerli dostlar senaryo ve figüranlar hep aynı hala mı! düşünemiyorsunuz?
15 TEMMUZU KİM YAPTI? Buradan da mı dersler almadınız!!!

Sonuç olarak anneniz doğru söylese de, hainleri seçmekte o günkü şartlarda algılama yetisini ve aklını kullanmayabilir özrü kabul edilebilir,
Amma velakin GÜNÜMÜZDE BÖYLE BİR iftiraya inanmanın artık aklını mantığını kullananlar için ancak hainlik derecesinde kör olması lazım.

Bu nedenle sizlerin de olayları henüz çocuk yaşlarda 1950 de ise henüz 16 yaşında olan annenizin anlattıklarını o günün şartları ve günümüz gerçeğiyle akıl süzgecinden geçirerek

ahhhhhhh anneciğim ah
senin anlattıkların maalesef vatan kahramanlarını karalamak kötülemek dinsiz göstermek ve kendi işbirlikçilerini işbaşına getirmek için emperyalist abd israil ingiliz uşaklarının biz Türk MİLLETİNE kurduğu TUZAKLARMIŞ DİYEBİLMELİSİN
DEĞERLİ İDİRİS

SAYGILARIMLA

:((((

Uyaksız hafiye tarafından 18.4.2022 12:17:43 zamanında düzenlenmiştir.

Tarih son yıllarda iyice değişti,şu anda bulunduğumuz dünyanın en zulüm gördüğü zaman.Musluman kılıklı reptilyanlar, şeytanı bile masum çıkartan şer sureti insanlar ve bu günkü İslâm.

Benim yedi göbek sülalem dindar,çoğu hocaydı ve hiç bir zaman bu iftiraları duymadım.Ankara gibi bir yerde yaşayıp yasaklardan haberdar olmamak imkansiz .Babamın dedesi 90 yaşındaki hali ile Atatürk'ün yaptıklarını anlatırken duygulanırdı.
Aslında anlamadan okunan herşey kulaktan duyma herşey din diye öğretilmiş.
Geçmiş te bu durumları annemizin yaşadığını var sayalım.İnsan isterse okur.Bana kimse öğretmesi Kur'an okumayı fakat kendim istedim öğrendim ve birkaç kez hatim indirdim.İsteseydi sonradan öğrenildi, herşeye bir bahane, ☺️
Geçmişi kötülemek geleceği köreltmektir. Saygılarımla...




Uyaksız hafiye tarafından 18.4.2022 12:20:52 zamanında düzenlenmiştir.

Uyaksız hafiye tarafından 18.4.2022 22:22:13 zamanında düzenlenmiştir.

Tarihimizde bu dönemde İslam Dini'ne yapılan kötülük kadar kötülüğün yapıldığı bir dönem yaşanmamıştır.

Elinde Kuran'ı sallayıp siyasete alet eden, namaz kılarken poz veren, İslam'ın ve Kuran'ın yasakladığı, kul hakkı yeme, çalma çırpma, devlet malını mideye indirme, haramın dibine vurma, yalan, talan, sahtekarlık gibi ne kadar günah varsa zerre kadar çekinmeden yapan ve gençlerin Müslümanlığı bu sanıp İslam'dan soğumasına ve de deist, ateist patlamasına neden olanları da yazsaydın. Yani senin gibileri...

İsim zikrederek zerre kalemini titretmeden iftira atan ve siyasetin dibine vuran bu yazının güne gelmesi bana da çok ilginç geldi.

Allah ıslah etsin sizi...

Bu güne kadar böyle şaheser bir yazı okumamıştım.
Madem bunu yazdın o engin tarih bilginle
İNÖNÜ soyadını iş olsun diye verdiklerini de yaz.
Hani camileri ahır yapmıştı onu da yaz.
Sonra o paşa falan da değildi, savaş ta görmemişti.
Asker kaçağıydı. Onu da yaz.
Merak etme hakkın zayi olmaz. Ödüllendirilirsin

Hakikatı yürekten kaleme döktüğünüz için kutluyorum üstadım...

Birçoğumuz inanmasa da yaşanmış gerçekler

Allah uzun ömürler versin annenize.
Güne eşlik eden yürek sesinizi yürek ikliminizi can-ı gönülden kutlarım.


Selam ve saygılarımla

Allah' ın selam ve rahmeti tüm inansnların ve sizinde üzerinize olsun,
Bismiillahirrahmannirrahim,
Allah annenize sağlık sıhhat versin Allah o zor şartlarda dahi okuyan okutanlardan Hak yolda olanlardan razı olsun ..Rahmetli babam da benzeri şeyleri anlatırdı..Saklı okuduk dedem ninemde kızım Kuran' ı Kerimleri toplar yere atar yakarlardı ..Resmen eziyet ederlerdi.Biz neler gördük ezanı Türkçe okunmasınıda gördük derdi.Allah mekanlarını cennet eylesin..
Kork Allahtan korkmayandan derdi büyüklerimiz..Hakikatler acıda olsa yaşanmış ki söyleniyor..
Allah vatanımızı milletimizi din kardeşlerimizi tüm soydaşlarımızı korusun..
Allah hak yolda olan Hakkı yazan anlatanlardan razı olsun inşaallah..
Rahmetli babam hafiz ve din görevlisiydi Kuran' ı Kerimi hatim etmeden yemek yemezdi bizede bazan okurken takip ettirirdi..Kuran' ı Kerimi okumasa da dinlemek insanın ruhuna huzur veriyor..
Mübarek Ramazan ayı gafletten uyanmaya sağlık ve huzura Hak yolda olmaya vesile olsun tüm islam alemine..
Hayırlı ramazanlar selam ve dua ile..

Bu kadar aleni siyaset ve güne gelme!

İbretlik bir yazı okudum. Kutluyorum.
Annenize sağlık, sihhat diliyorum.
Selamlar... Hoş kalın, Hoşça kalın...

Yok artık!