- 677 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bir Atatürk Sevdalısı HANRİ BENAZUS
Bir Atatürk Sevdalısı:
HANRİ BENAZUS
“En büyük yazar olsan, en ünlü şair olsan ne?
Olsa olsa..
Sen öldükten sonra:
-Bir sokağa, bir vapura, bir uçağa
Adını verirler.
Ne o sokağın bir parke taşı,
Ne vapurun direği,
Ne uçağın kanadı senin olur;
Ne de senin bundan haberin olur!”
(Ahmet Çuhacı)
Çok anlamlı bir şiir değil mi? Önemli olan insana yaşarken değer vermek. onurlandırmak…
İbrahim Tatlıses, Müslüm Gürses… gibi sanatçılardan dinlediğimiz “Ölürsem kabrime gelme istemem!” şarkının sözleri de bu manada çok anlamlı gelmiştir bana. Bir insan için ne gibi bir iyilik yapılacaksa sağlığındayken yapılmalı. Yoksa öldükten sonra dünyayı bağışlasanız, en üstün madalya ve payeleri verseniz neye yarar. Bu bakımdan İzmir Büyükşehir Belediyesi ve encümenini tebrik ediyorum.
8 Nisan 2022 tarihinde bir haber düştü medyaya. “Atatürk Sevdalısı HANRİ BENAZUS’un adı İzmir’de yaşayacak.” Bir insanı yaşarken onurlandırdığı için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç SOYER ve Belediye Meclisini tebrik etmek lazım.
Hanri Benazus’un hangi özelliklerini saymış olsak, hangi çalışmalarını öne çıkarırsak çıkaralım; mutlaka hep bir yanı eksik kalır. İnternet arama motoruna “Hanri Benazus” yazın, istediğiniz kadar bilgiye ulaşmanız mümkündür.
On parmağında onlarca marifeti olan Hanri Benazus’un yazarlığından bahsetmeyeceğim. Veya işadamlığından da bahsetmeyeceğim. Bir dönem Altay Spor Kulüp başkanlığı yaptığını da yazmayacağım. Atatürk Hakkında yazdığı onca kitaplardan da bahsetmeyeceğim. On bini aşkın Atatürk Fotoğraflarıyla Türkiye’nin en fazla Atatürk Fotoğrafı Koleksiyonuna sahip olduğunu da yazmayacağım; onlar zaten kamuoyunun, edebiyat, sanat, spor camiasındaki yerini almıştır.
Ben İzmirli Hanri Benazus ile Ankara’da nasıl karşılaştığımı, nasıl bulduğumu, onunla kısa bir görüşmemde neler konuştuğumu; Hanri Benazus’un Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili söylediği hangi sözü kulağıma küpe oldu, onlardan bahsedeceğim.
Tarihlerin: 6 Eylül 2021 Perşembe’yi gösterdiği güzel bir Ankara günü. O gün, öğleden sonra evimize dönmek üzere otobüse bineceğim Kızılay, Zafer Çarşısının karşısındaki otobüs durağına geldim. EGO Otobüs durağına geldiğimde duraktaki ilan panosundaki afiş dikkatimi çekti. İncelediğimde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş logosu ile “CUMHURİYETİMİZİN Öncü Kadınları Resim Sergisi - Hanri Benazus ve Asistanı Derya Yelkenkaya. Serginin adresi Zafer Çarşısı ABB Güzel Sanatlar Galerisi. 1 Eylül’de açılmış. Açık kalacağı süre: 1-10 Eylül 2021, ziyaret saatleri: 10.00–17.30
Saatime baktım, serginin kapanmasına iki saatten fazla bir zaman vardı. Fikrimi değiştirip, eve gitmekten vaz geçtim. Yaya kaldırımından Atatürk Bulvarının karşı tarafına geçtim. Zafer Çarşısındaki Ankara Büyükşehir Belediyesi Güzel Sanatlar Galerisine gittim.
Daha önce de bu galeride çok sayıda sergiyi gezmiştim. Galeride kolonların dört tarafı da dahil olmak üzere: Türkiye Cumhuriyetinin kendi dalında ilk olma özelliğini kazanmış 150 Cumhuriyet Kadınının fotoğrafları asılmıştı. Öncelikle bütün fotoğrafları tek tek görüp inceledim; isimlerini ve hangi dalda ilk olma unvanını aldıklarını okuyarak bilgilendim. Kimler yoktu ki…
İlk Kadın Milletvekillerimiz, İlk Kadın Sümeroloğumuz, ilk Kadın Anayasa Mahkemesi Başkanımız, ilk Kadın Pilotumuz, İlk Kadın Sanat Tarihçisi ve Ağa Han Profesörümüz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ilk kadın Yargıcımız, ilk kadın Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişimiz, ilk kadın Din Bilimcisi ve Vaizimiz, ilk Kadın Hava Kameramanımız, ilk Kadın Sendikacımız, ilk Kadın Gravürcümüz, ilk Kadın Hemşiremiz, ilk Kadın Milli Yüzücümüz, ilk Mezun Kadın Yüksek Orman Mühendisimiz, ilk Kadın Hakimimiz, ilk Kadın Eczacımız, ilk Kadın Heykeltraşımız, ilk Kadın Opera Sanatçımız, Manş Denizini geçen ilk Kadın Yüzücümüz, ilk kadın Parlamento Muhabirimiz, ilk Kadın Savaş Muhabirimiz, ilk Kadın Polis memuru ve ilk Kadın Okçumuz, çok sesli müziğin Primadonnası, ilk Kadın Kimyacımız, ilk Kadın paraşütçümüz, ilk Kadın Diş Hekimimiz, İlk Türk Kadın Emniyet Müdürümüz, Türkiye’nin ilk Güzellik Kraliçemiz, ilk Kadın Sayıştay Üyemiz, ilk Kadın Büyükelçimiz, ilk Kadın İlahiyat Profesörümüz ve şehidimiz, erkek okuluna atanan ilk Kadın Öğretmenimiz, ilk Kadın Senatörümüz ve Siyaset ve İletişim Bilimcimiz, ilk Kadın Televizyon Spikerimiz, Olimpiyatlara katılan ilk Kadın Sporcumuz ve Eskrimcimiz, ilk Kadın Rallicimiz, ilk Kadın Zooloğumuz, ilk Kadın Matematik Profesörümüz, ilk Kadın Hesap Uzmanımız, ilk Kadın Orkestra Şefimiz, ilk Kadın Gazetecimiz, Çok Partili Dönemin ilk Belediye Başkanımız, ilk Kadın Aktivistimiz, ilk Kadın Radyo haber Spikerimiz, ilk Kadın Bakanımız, ilk Kadın Danıştay Başkanımız, ilk Kadın Romancımız, ilk Kadın Danıştay Başsavcımız, Paralimpik Oyunları Tarihinde Bedensel Engelliler Atletizm Şampiyonasına katılmaya hakkı elde eden ilk Kadın Atlet, Feminist Hareketin ilk Kadın Savaşçısı, ilk Kadın Kalp Cerrahımız, Hafif Siklette ilk Kadın Boks Şampiyonumuz, ilk Kadın Futbol Orta Hakemimiz-ilk Kadın Futbol Antrenörümüz-ilk Kadın Futbol Spikerimiz, Paralimpik Oyunlarına katılan ilk Türk Kadın Tenisçimiz, ilk Türk Kadın orta mesafe Koşucusu Paralimpik Atlet ve Goalboll Oyuncumuz, Wimbledon Teniz Turnuvasında Grand Slam’da oynayan ve şampiyon olan ilk Türk Kadın Tenisçimiz, Tenizte Şampiyon olan İlk Kadın Tenisçimiz, ilk Kadın Jet pilotumuz, ilk Kadın Müzecimiz, Piyano Virtözümüz, Kendini Kültür Mirasımıza adamış ilk Kadın Sanatçımız, ilk Kadın Rektörümüz, ilk Kadın Filoloğumuz, ilk Kadın Sanat Tarihçisi ve İslam Sanatı Ağa Han Profesörümüz, ilk Kadın Gökbilimcimiz, Gökyüzündeki ilk Kadın Şehidimiz, Boksta ilk Kadın Olimpiyat Şampiyonu Boksörümüz, İlk Kadın Valimiz, Nobel Edebiyat Ödülüne aday Gösterilen ilk Kadın Yazarımız, ilk Kadın deneysel Yüksek Enerji Fizikçimiz, Darülfünundan mezun olan ilk Kadınımız, Türkiye’nin ilk Kadın İl Kadın Başsavcımız, ilk Kadın Öğretmenimiz, ilk Kadın Bestekarımız, ilk Kadın Savaşçımız, ilk Kadın Milli Eğitim Müdürümüz, ilk Kadın Pataloji Uzmanımız, ilk Kadın Veteriner Hekimimiz, ilk Kadın Doktorumuz, ilk Kadın Yüksek Orman Mühendisimiz, Akademik eğitim almış İlk Kadın Fotoğrafçımız, ilk Kadın İnşaat Mühendisimiz, ilk Kadın Yüksek Mimarımız, ilk Kadın Otobüs Biletçimiz, ilk Kadın Film Yönetmeni ve Yıldızımız, Grevde işçi işveren arasında arabuluculuk yapan ilk Kadınımız, ilk Dünya Güzelimiz, ilk Kadın Jeoloğumuz, Dünün harika çocuğu ve bugünün Keman Virtüözümüz, ilk Kadın Pop Müzik Bestecimiz, ilk Kadın Makinistimiz, ilk (atanmış) Kadın Muhtarımız, ilk Hükümet Kadın Tabibimiz, ilk Kadın Belediye Başkanımız, ilk Kadın Sosyalist Devrimcimiz, Türkiye’nin (seçilmiş) ilk Kadın Muhtarı, ilk Kadın Diplomatımız, ilk Kadın Avukatımız, ilk Kadın Savaş Pilotumuz, ilk Kadın Dedikodu yazarı ve Özel Sanat Galericisi Sahibi, ilk Kadın İnsan Hakları Felsefecimiz ve Dünya Felsefe Federasyonları Başkanımız, ilk Kadın İtfaiyecimiz, ilk kadın Siyasal Stratejist-parti kurucusu ve Eylemci, ilk Kadın Düşünürümüz, En tiz sesli Kadın ve ses Sanatçımız, ilk Kadın Tarih Profesörümüz, Kültürlerarası Sosyal Psikolojinin Kadın Kurucusu ve öncüsü, ilk Kadın Kaymakamımız, ilk Türk Kadın Modacımız, İLK Kadın Uzak Yol Kaptanı ve Süvarimiz, ilk Cumhurbaşkanı eşi (Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi), ilk Kadın Meyhaneci, ilk Kadın Sendika Başkanımız, ilk Kadın Jinekolog, ilk Kadın Restoratör, ilk Kadın Binicimiz, ilk Kadın Temyiz Mahkemesi Üyesi, ilk Kadın Beyin Cerrahı, Ehliyet alan ilk Kadın, Olimpiyat Oyunlarında Türkiye Adına Koşan ilk Kadın Atlet, ilk Kadın Komandomuz, ilk Kadın Tabip Subayımız, ilk Kadın Hukukçumuz, TBMM’nin ilk Kadın Başkan Vekili, ilk Kadın Toplumsal Değişim Kuramcısı-Sosyolog ve Antropoloğu, ilk Turist Rehberi, ilk Kadın Arkoloğumuz, ilk Kadın Bale Sanatçımız, ilk Kadın Parti Başkanı, ilk Kadın Ressam, ilk Kadın İngiliz Edebiyatı Profesörü ve İlk Kadın Başbakanımız olmak üzere: Cumhuriyetimizin kurulmasından zamanımıza kadar gelen zaman diliminde seçkin 150 kadın.
Sergideki bütün resimlerde “Hanri Benazus Koleksiyonu” yazıyordu. Koleksiyoner Hanri Benazus adını ilk defa duyduğum, adı ve soyadı alıştığımız Türkçe isimlerden olmadığından, ‘kimdir, nasıl biridir…’ diye merak etmeye başladım. 1980-1981 yıllarında İzmir Hacılarkırı Ulaştırma Er Eğitim Alayında Askerlik dönemimde Türk Vatandaşları olduklarından İzak Eskinazi ve Jack (soyadını hatırlayamadığım) Asteğmenler ile aynı dönemde askerlik yapmışlardı. Hanri Benazus adını ilk defa afişte ve sonrasında gittiğim galeride gördüğüm resimlerdeki “Hanri Benazus Koleksiyonu” yazısından başka hiç bir şey bilmiyordum.
Galeri içerisinde sergilenen resimlerin dışında, Hanri Benazus tarafından, resimlerdeki kişileri anlatan bilgilerin toplandığı albüm kitap ve Hanri Benazus’un diğer kitaplarıyla, Derya Yelkenkaya tarafından yazılan kitapların satıldığı bir stant vardı; stanttaki genç görevliden Henri Benazus’un Ankara’da olup, olmadığını sordum. Gençten, “Üstadımız burada, içeride idare kısmındalar.” cevabını alınca, görüşmek için idare odasına gittim.
Cumhuriyet Sevdalısı, Mustafa Kemal Atatürk Hayranı Hanri Benazus’u ilk defa bu resim sergisi sayesinde görmüş ve tanışmış olacaktım. İdare odasının içerisi, dışarıdan bakılınca camlı kapısından görülüyordu. İçeri girip selam verdim. Üstadı iki bayan ile bilgisayarın başında değerlendirme yapıyorlarken bulmuştum. Ben, genç veya orta yaşlı bir kişi ile karşılaşacağımı zannediyordum ama karşımda daha ileri yaşta bir kişi ile karşılaştığımda merakım bir kat daha da artmıştı. Açıkçası hayretimi gizleyememiştim. Tanıdıklarım arasında o yaşta böyle çalışmalar yapan, faydalı olan - seksen üç yaşında Osmanlı Tarihini yazmaya başladığını duyduğum Prof. Dr. Halil İnalcık dışında - hiç kimse yoktu. Hanri Benazus oturduğu yerden kalktı, güler yüzle selamladı. Kendimi tanıttım: “Üstadım, sergiyi gezdim, çok beğendim. Size çok teşekkür ediyorum. Bu sergi sayesinde adını duymadığım o kadar kadını ilk defa bu sergiyle öğrenmiş oldum.” Deyince, o da memnuniyetini belirtmişti.
İŞİN SIRRI…
Sonra yardımcılarıyla beraber çıkıp tekrar sergiyi gezdik. Bu sergiyi gezerken ben, onun bu yaşında bu çalışma enerjisini, mücadele ruhunu nereden aldığını merak ediyordum. Benim yerimde kim olsaydı merak ederdi. Tabii olarak bu merakımı giderecek kişi de serginin koleksiyoneri ve kitapların da yazarı olan Hanri Benazus’tu. “Üstadım”, dedim. “Bu yaşınızda, bu enerjiniz ve çalışma azminizden dolayı sizi tebrik ediyorum.” Deyince güldü ve hiç unutamayacağım bir cevap verdi:
“Yaşımda ne var ki? 91 yaşındayım. Eğer sizde benim gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün masasında bulunmuş olsaydınız, mezesindeki çerezlerden yeseydiniz, onun sohbetlerinden ilham alsaydınız, sizde daha çok çalışırdınız. Atatürk’le ilgili en geniş kapsamlı ‘Atatürk Fotoğrafları Koleksiyonu’ bende; 10 binden fazla Mustafa Kemal Atatürk’e ait fotoğraf var.”
Merakım bu defa hayrete dönmüştü. Bu kadar fotoğrafı toplamak hem maddi olarak, hem de muhafaza etmek; sonra onları sergiye hazırlamak hiç de kolay olmamıştır diye düşündüm. Üstadın yaptığı açıklama ve verdiği bilgiler üzerine verecek cevabı bulamamıştım. Sadece kısık bir ses ve baş işaretiyle “Evet!” Diyerek, sözlerini ve düşüncesini tasdik edebilmiştim.
İşin sırrı demek ki buydu: Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığı enerji.
BİR YUNUS OLAMADIK GİTTİ…
Şaşkınlığım devam ediyordu. Bir taraftan da masanın üzerindeki kitapları inceledim. Hanri Benazus’un yazdığı “YUNUS EMRE” kitabını da imzalatarak satın aldım. Doksan yılı devirmiş, yazdığı onca kitaptan sonra birde üşenmeden 600 km uzaktaki İzmir’den kalkıp Ankara’ya gelmiş. Başkent Ankara’da “Cumhuriyetimizin Öncü Kadınları” Sergisini açarak, halkın gezip görmesini ve Atatürk’ün Türk Kadınına verdiği değeri, Türk Erkeği kadar Türk kadınının da imkân verilmesi halinde neleri yapabileceklerini ve neleri başarabileceklerini örnekleriyle görüp, bir kere daha, bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgi ve saygısı perçinlensin. Benim gibi. Bu çalışmasıyla ve açtığı sergi ile buna vesile olduğu için Hanri Benazus’a da hayranlığım bir kat daha artmıştı. Aldığım Yunus Emre Kitabının kapağında yazılı olan ikincil başlıktaki mesajı da en az açtığı sergiler kadar çok anlamlıydı.
“Bir Yunus Emre Olamadık Gitti…
Koca Yunus, Âşık Yunus, Miskin Yunus, Derviş Yunus Ne Diyeyim Sana?”
Ne diyebiliriz ki…
Üstad Hanri Benazus ve asistanı Derya Yelkenkaya ile 2 Kasım 2021 günü Ankara Ufuk Üniversitesinde açılan “Atatürk ve Cumhuriyetimizin Öncü Kadınları Sergisi” ile araştırmacı yazar Mehmet Arif Demirer tarafından Ufuk Üniversitesine bağışlanan 15 bin kitap ile oluşturulan “Gül-Mehmet Arif Demirer Kitaplığı” Açılış töreninde bir araya geldik. Bir kere daha geçmişi tazeledik, fotoğraflar çekindik.
Diline, dinine, kimliğine bakmadan ülkesine, kurucusuna saygı ve sevgi duyan, derdi ile dertlenen, mutluluğu ile huzur bulan herkese bu milletin, bu ülkenin en azından bir teşekkür vefa borcu olduğunu düşünüyorum.
Teşekkürler Hanri Benazus, Teşekkürler İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer.
10 Nisan 2022 Pazar, Ankara.
Fotoğraf Albümlerine ulaşmak için:
/media/set/?set=a.4457951304260794&type=3
/media/set/?set=a.4456248621097729&type=3