- 568 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
ŞEKİLCİLİĞE KARŞIYIM
Meriç Erkan, bir zamanların magazin figürüydü. Hele Ahu Tuba ile birlikte oldukları TV’deki seri showlarında raiting uğruna yapılan saçmalıkların haddi hesabı yoktu.
Sonradan tövbekar olmuş ve hidayete ermiş. Artık namazında niyazında bir adam olmuş. Takdir de ettim. Çünkü gerçekten büyük bir değişim bu. Geçenlerde çıktığı bir programda izledim kendisini. Radikal bir değişiklik yaptınız dendiğinde.
"Şimdi radikal bir değişim yapmış değilim, aslında daha önce beni tanıdığınız hallerim yanlıştı. Şimdi doğru yolu buldum" gibi bir şeyler söyledi.
Konuşurken kadın moderatörlere değil hep önüne baktı ve kendisine yöneltilen "Peki dine dönünce, kılık kıyafetinizin de böyle olması mı gerekiyor" sorusunu da şöyle cevapladı.
-Evet tabi... Peygamberimizin giyim tarzıdır bu. Ben onu taklit ediyorum. Bu yolu seçtiğinizde eğer sarık, cübbe, şalvar giyiyorsanız, sevabı da çok daha fazla olacaktır.
Nasıl yani? İşte bunu ben hiç anlamıyorum.
Asırlar öncesinin giyimini niye buraya taşımak?
İnsanlık, gelişiyor, değişiyor o zaman olmayan alet edevat, araç gereç de dünyamıza girmiş durumda.
Çöllerde dolanırken klimalı araç yoktu, deveye biniliyordu.
Kasket, şapka icat edilmemişti, başı güneşten korumak için sarıklar takılıyordu.
O kat kat genelde de beyaz kıyafetler yine yaz sıcağından korumak için değil miydi bedeni.
O zaman tıraş bıçağı, makas olsaydı saç, sakal ve gereksiz kıl, tüy de belki olmazdı.
Müzik bile günah şimdi.
Ama o zaman bile def vardı, belki bir kaval ve kullanılırdı. Eğer şimdi olduğu gibi elektronik gitarlar, piyanolar, kemanlar olsaydı onları da ille ki kullanırlardı.
Bu gelişmeler, değişimler hep zaman içinde oluştu. Ama hala niye bu ısrar asırlar öncesinin sarığını, cübbesini giymede. Toplum içinde aykırı gibi görüntüde olmada.
Bilmiyorum böyle söylemekle günaha mı giriyorum, şu mübarek saydığımız günlerde, ama benim düşüncem bu yönde ve zamana uyulması gerektiğinde.
Yani İbadeti yerine getirmek başka, şekilcilik başka.
***
İyi pazarlar cümleten
YORUMLAR
Konunun ucu çok açık. Hani herkes özgürdü giyim kuşam konusunda. Müziğin günah olduğunu da şimdi öğrendim, hangi kitapta yazıyor bu. Cübbeli de şalvar giyiyor, bagda bahçede çalışan da şalvar giyiyor, madem öyle biri dini temlis ediyor diye niye eleştiriliyor ki.
O zaman çarşafı da günümüze taşımamak gerek. Niye giyiyor bu kadınlar çarşaf. Yobaz mı yoksa bu çarşaflilar. Bir adım yol kat edemedik mi şimdi. Bence hep bu düşüncelerle ilerleyemedi bu ülke. Çok derin konular. Düşüncemi yazmadan geçemedim.
Herkes özgür, düşünce ve kılık kıyafet konusunda. Kimseye zarar vermeden elbette.
Sevgiler.
İsabella
Yazınızın en hoş olmayan yanı buydu belki de bana bunları yazdıran.
Billur T. Phelps
Teşekkürler, sayfamı ziyaretinize.
Elbette herkes düşüncesinde özgürdür. Ben de kendi görüşlerimi paylaştım sadece.
Kimileri katılabilir, kimileri de kendince yanlış bulabilir. Zira her birey farklı pencereden bakmakta günümüzde.
Benden de size sevgiler,
Billur T. Phelps
Ben aşırı makyaj yapmış gençlerden de aşırı makyajlı yaşlılardan da hiç hoşlanmam.
Muhtemelen bir şey demezdim, Sizin örnek biraz sapla samanı karıştırmak oldu gibi.
Billur T. Phelps
Siz de beni anladınız ise bir mesele yok demektir.
Ne demişler "İnsanlar konuşa konuşa anlaşırlar!"
:)
Alkışlıyorum...
Maalesef prim yapma yolu bu günümüzde...
Tebrik ve saygılarımla
Billur T. Phelps
Hakikaten çok üzülüyor ve sıkılıyorum bu duruma.
Bir gün Marmaray da rastladım bu kılıkta bir kişiye tam karşımda oturuyordu ve ineceği zaman benim tarafıma geçtiğinde "Hangi tiyatroda oyununuz" diye sordum. Tabi ki bunu kasıtlı yapmıştım.
"Ne tiyatrosu, dedi. Ben Allah yolunda yürüyen bir insanım" ve indi gitti.
İyi de sen Allah yolunda isen bunca Müslüman hangi yolda ki?