- 366 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ALGI YÖNETİMİ - 2
Merhaba,
Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız gündem sürekli ve hızlı bir şekilde değişmektedir. Son dönemde içimizi ferahlatan ve mutlu hissedebileceğiniz haberler alamamaktayız maalesef. Ne zaman yazı yazmak için odaklanacak olsam aklımdan bin bir şey geçiyor. Sanırım son dönemin de böyle bir durumu var.
Ben genelde gündemden bağımsız yazdığımı düşünüyorum. Ama gündem beni de ciddi biçimde etkiliyor. Yazı yazma geçmişim çok eski olmamasına rağmen yaşadıklarımızı değerlendirdiğimiz bazı sohbetlerde yazdığım yazılara atıfta bulunuyorum. Bu aslında bazı konularda ciddi olarak sorunlarımızı dile getirdiğimi hissettiriyor bana. Ama bu sorunları algılamış olmam ve dile getirmem beni mutlu mu etmeli yoksa sorunların devam ettiğini görmek üzmeli mi? Onu bilemiyorum.
Yazılarımı yazmadan önce genelde günlük hayatımda metinler oluştururum kafamın içinde… Bilgisayar başına oturup yazmaya başladığımda işim kolaylaşır. Son dönem gündem huzursuzluğu sanırım benim notlarıma engel oluyor.
Yazıyı düşünürken dün bir sohbette daha önce izlediğim bir video aklıma geldi. Birlikte tekrar izledik. Linki aşağıda. Yine bir TEDX sohbeti.
youtu.be/dXskKcL8aHY
Algı yönetimi ile ilgili çok beğendiğim kaynaklardan biri diyebilirim.
Geçen yazımda çocukluğumuzdan örneklediğim beyaz renk ve süt ilişkisini hatırlatmakla birlikte yönlendirme sorularına bir örnek daha vermek istiyorum.
Bankacılık yaptığım yıllarda aldığımız kişisel gelişim eğitimlerinden birinde, eğitmen bizlere müşteri ziyareti sırasında hazırlamamız gereken soru kalıplarından bahsetmişti. Şöyle ki sohbetin başında müşterimize soracağımız ilk 5 – 6 sorunun cevabı basit ve EVET olmalı idi. Bunun devamında soracağımız “BİZİMLE ÇALIŞIR MISINIZ? “ sorusunun cevabının hayır olma ihtimali çok zayıf oluyordu. Bu şekilde kendini yetiştirmiş kişilerin yönlendirme sorularına aldıkları cevaplar ile bizlerin davranış biçimlerinde ciddi etki ettiklerini söylememiz çok da yanlış olmaz.
Mesela bizlerin siyasi görüş ve kararları bu şekilde etkilenmiyor diyebilir miyiz? Bazı şeyler sürekli söyleniyor ve beynimizde oluş(turul)an ALGI sonrasında, cevabı doğru ya da yanlış (olduğuna bakmaksızın) bize anlatılan olabilecek sorular geldiğinde verilen cevabın farklı olmasını beklemek de bende hayalcilik olacaktır. Bu sayede bizler anlatılan sorulan ve cevaplanan şeklinde bir kısır döngü içerisinde dile pelesenk olacak sonuçlara ulaştırılıyoruz.
Dialog içerisinde olduğumuz kişinin tam olarak kim olduğuna bakmadan onu gerçekten anlamadan “sen bunu söylüyorsun o halde ŞUsun” diyebilecek kadar kendimizden emin olarak yaftalayabiliyoruz.
Peki bu doğru mu? Aldığımız kararlar böyle mi olmalı? Kişileri gerçekten verdikleri 1-2 cevap ile onları gerçekten tanımadan ve irdelemeden hemen yargılamalı mıyız? Empati kurduğumuzda bize böyle davranıldığında biz kendimizi nasıl hissederiz?
Tüketim alışkanlıklarımızda belli dönemlerde bu şekilde yönlendirmeye tabi tutulmuş olabilir mi? Bu tarz farkındalıklar ile geçmişi irdelediğimizde sanki daha belirgin olarak ortaya çıkıyor diye düşünüyorum. Emin değilim tabii ki ama mesela;
Ülkemizde üretim fazlası veren tarım ürünlerinin tüketime yönlendirilme süreçlerinde genelde sağlıklı olmalı üzerine yoğunlaşılmış. Fındık mesela bir dönem bununla ilgili reklamlar bile yapılmadı mı ? Mercimek üretiminin yoğun olduğu yıl mercimekli tariflerin olduğu belirtilmektedir.
www.milliyet.com.tr/ekonomi/1987-yilinda-mercimek-kampanyasi-yapilmisti-5331839
Ülkemizde gıdada kullanılan yağın tüketiminin de buna kurban edildiğini düşünenlerdenim. Nebati yağ, Ayçiçek yağı ve zeytinyağı kullanım döngülerine baktığımızda bunların altında da gıda sektörünün yönlendirmesi olabileceğini düşündüğümüzde yanlış düşünüyorsun diyebilecek kişi sayısı azdır. Öyle değil mi?
Biz bu ülkede “çayda radyasyon yoktur bakın bende içiyorum” diyen Bakan da görmedik mi?
Sonuç olarak hepimizin yapması gereken yönlendirilmelerin farkındalığı ile aldığımız kararlarda mütevazi bir araştırma ile sorgulamış bir birey olarak karar vermek olmalıdır. Bize verilen her bilgiyi HAP gibi alıp yutmamalıyız. Sanırım 5N1K önemli. Unutmamalıyız.
Sevgiyle kalın…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.