- 913 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"İYİLİK EDEN İYİLİK BULUR”
Oldukça öznel bir kavram olan iyiliği tanımlamak hiç de kolay değildir. Sözlük tanımına bakıldığında “karşılık beklenilmeden yapılan yardım” ifadesi karşımıza çıkmaktadır. Sözcüğün kendisi, insanlığın tarihi kadar eski olmakla beraber empati, dayanışma, nezâket ve daha pek çok kavramı kapsamaktadır. İyilik kavramı; mutluluk gibi duygular, hisler ya da empati gibi düşüncelerden fazlasıdır. İçinde duygu ve düşünce kadar eylem ve hareket barındırır. Diğer kavramlardan onu ayıran ve bizi diğerlerine göre daha çok insan eden yanı da belki budur. İyilik eylem halinde sevgidir!..
“Düşünüyorum, öyleyse varım” ile başlayan, kişisel refaha giden yolun “Önce ben” ile yanıt bulduğu bir dönemden, “Sen var olduğun için ben varım” biçimindeki, mutluluğun ve iyi olma halinin sadece almaktan değil vermekten, işbirliğinden geçtiğini öğreneceğimiz ve dahi kalben hissedeceğimiz biz Müslümanlar için Kutsal bir aya başlıyoruz yarın. Tokun aç olanı hatırlaması gereken bir aya yani Mübarek Ramazan Ayına…
Aristoteles iyilik kavramını, “Yardım edenin herhangi bir çıkarı ya da yardım edene herhangi bir geri dönüşü olmadan, ihtiyacı olan kişiye yardım etmek” olarak tanımlamıştır.
Her ne kadar özünde karşılıksız, hatta bazen kendi menfaatlerimizin aksine ve hayatımız pahasına iyilik yapıyor da olsak nihayetinde bu iyiliğin mükâfatı gibi, bu eylem karşı tarafı mutlu ettiği kadar, iyilik yapan kişiyi de mutlu etmektedir. Yapılan iyiliğin sonucunda oluşan pozitif ortamda neşe, sevinç, güven ve onur duyma gibi olumlu duygular paylaşılmaktadır.
Kötü-iyi ayrımı yapmadan herkese iyilik etmelidir! Güçsüzlere, ihtiyarlara, muhtaçlara yardım etmek dinimizin emirlerindendir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir müslüman kardeşine ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş gibidir.)
Şu iki şeyden daha iyisi yoktur: Allah’a iman ve Onun kullarına iyilik etmek.
Şu iki şeyden de kötüsü yoktur: Şirk ve insanlara kötülük etmek.
Sosyal bir canlı olan insan, görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Hepimiz yaptığımız her davranışın bize bir şekilde dönüp geleceğinin farkındalığı ile harekete geçmeliyiz. “Kemal Sayar’ın” ifadesi ile bir kez kalpten çıkıp da paylaşıldığında, insana misliyle geri dönmemiş bir iyilik yoktur. Siz o dönüşü bazen hemen görüp hissedemeseniz de, sevgi size geri döner.
Yaşadığımız hayat, yani bu Dünya hayatı sevgi kuşanmış bir iyilik yolculuğudur aslında. İnsan, bu dünyaya Allah’a iman etmek ve bu imanının gereği olarak da iyi işler yapmak için gelen bir yolcudur. İnsan bu dünyada iyi, güzel, hayırlı ve faydalı işler yapmak, doğru ve güzel davranışlar ortaya koymak için vardır. Kötü, yanlış, çirkin ve zararlı işlerden kaçınmak ve bunlara engel olmak insanın en temel görevidir.
Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kim iyilik yaparsa ona yaptığının on katı vardır; kim de kötülük yaparsa o sadece yaptığının dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.”(1)
Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “İyilik güzel ahlaktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir.”(2)
Yaratılmışların en şereflisi, kâinatın hülâsası; "İNSAN"; sana iyilik eden iyilik bulur demiştim, bak yaptıklarının karşılığını aldın.
Sana kötü davransalar bile sen iyi biri ol.
Çünkü: “İyilik eden iyilik bulur.”
Çünkü: “İyilik, bitmeyen bir yolculuktur”
Peki, iyi olmak neden iyidir?
Çevresi tarafından iyi olarak bilinen ve tanıdığı tanımadığı herkese iyilik yapma çabasında olan bir kişi günü geldiğinde mutlaka iyiliklerle karşılaşacaktır. Kısacası bu sözün manası iyilik yapan insanlar karşılığını da yine iyilik olarak alırlar.
Yapılan hiç bir iyilik unutulsa dahi ziyan olmaz çünkü iyilik eden iyilik bulur.
Etrafına iyilik eden kimse gün gelir zor durumda kalırsa ona da iyilik yapılır.
Zira kişi çevresinin aynasıdır. Çevresine nasıl davranırsa aynı şekilde karşılık alır. Kötülük düşünen kişinin karşılık olarak kötülük bulacağı gibi iyilik peşinde olan kişi de iyiliklerle karşılaşır…
Yani kısacası:
“Ne ekersen onu biçersin.
Çanağına ne doğrarsan kaşığına o çıkar.”
İyilik ve güzellik yapmak yaratılış gayemizin temellerindendir. İmanın ve bütün ibadetlerin bize kazandırmak istediği hasletin adıdır iyilik. İyilik, insanı insan kılan değerlerin tamamıdır. İnsanı yaratan, yaşatan, sayısız nimetlerle buluşturan, koruyan, bağışlayan ve sonsuz rahmetiyle kuşatan Rabbimiz, hangimizin daha iyi işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır.
İyilik bir iman ve İslam davetidir aynı zamanda. Kimi zaman güzel ahlak, erdem ve fazilettir. Kimi zaman da hayır-hasenat, sadaka ve zekâttır. İyilik, bazen de bir tebessüm ve kucaklama, tatlı bir söz ve güler yüzdür. İyilik, iyi olma, iyilerle beraber iyiliği yayma mücahedesidir. İman ve ibadetin en yüksek makamıdır iyilik.
İyilik, yalnıza arkadaş, yolcuya yoldaş, yorguna dayanak, yoksula sığınak, yoksuna umut olmaktır. Yetime kol kanat germek, yaşlının elinden tutmak ve onların gönlünü almaktır iyilik. Tohumu toprakla buluşturmak, bir fidanı suya kavuşturmak, bir kuşu, bir kediyi, bir köpeği doyurmak, karıncayı ve kalpleri incitmemektir iyilik. İyilik, karşılık beklemeden vermektir; imkânını, tecrübesini, malını, sevgisini ve merhametini, dünyevi bir karşılık beklemeden paylaşmaktır.
Hak ve adalet merkezli yeni bir dünyanın kurulması için; sevgi ve kardeşlik şuuruyla, iyi ahlak ve maneviyat bayrağıyla, sıra sıra, sınıf sınıf, benden değil deyip ayırmadan her insanın yüreğine dokunmaktır iyilik.
Sokakta yürürken, pazarda alışveriş yaparken, minibüste ücret öderken, toplu taşım araçlarına bindiğimizde şoföre tebessüm etmek iyilik olduğu gibi aynı asansöre bindiğimiz, aynı apartmanın kapısından girdiğimiz, aynı okulun, aynı kurumun koridorunu adımladığımız, bir kafeye, bir restoranda kısacası toplumun bulunduğu ortamda insanlara tebessüm etmektir iyilik. Ve iyilik kardeşimizi güler yüzle karşılayıp güler yüzle uğurlamaktır.
İyilik, arabayla, apartmanla, altınla, ayakkabıyla, elbiseyle kibir satmamaktır. İyilik toprağı incitmeden yürümek, kuşları ürkütmemektir. Çiçeğin, böceğin, karıncanın üzerimizde hakkı olduğunu bilmek ve onların da hakkını korumaktır iyilik. Her imkânımızın emanet olduğunun farkında olarak makam mevki ile de kibirlenmemektir iyilik.
“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez. (Lokmân Suresi 18)
İyilik, doğruluktan ayrılmamaktır. Karanlıklar içinde, hardal tanesi ağırlığında bile yapılan her şeyin kayıt altında olduğu ve hepsinin karşılığının görüleceği bilincine sahip olmaktır iyilik. Maddi olarak kendi aleyhimize görünse bile doğruluktan, haktan, adaletten ayrılmamaktır iyilik.
Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Doğruluk, insanı iyiliğe yöneltir; iyilik de cennete götürür. Bir kimse, doğruluğu prensip edinirse sıddîk (dosdoğru) olur. Yalancılık da insanı kötülüğe ve fücura sürükler. Kötülük de cehenneme götürür. Bir kimse yalancılığı prensip edinirse Allah katında kezzab (yalancı) defterine yazılır.” diye buyuruyor.
İyilikle kötülüğün aynı olmadığını, asıl iyiliğin bize kötülük yapanlara bile güzel davranmak olduğunu bilmek ve ona göre hareket etmektir iyilik. Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Sakın sizden kimse kalkıp da, “ben insanlara göre davranırım; eğer insanlar iyilik yaparsa ben de iyilik yaparım, kötülük yaparsa ben de kötülük yaparım” demesin.
Aksine, nefsinizi şuna alıştırın: Halk size iyilik yapınca siz de iyilik yapın, kötülük yaparlarsa siz de onlara kötülükle karşılık vermeyin. Kendilerini affedin ve iyilik yapın.”
İyilik sevgidir, kardeşliktir, insaftır, infaktır, vicdandır, fedakârlıktır, gayrettir, adalettir, şefkattir, merhamettir ve selamdır ve duadır. Mazlumun, mağdurun yanında, zalimin karşısında olmak, zulme ve haksızlığa engel olmaktır iyilik. Ve bu faziletlere devam etmede sabırdır iyilik. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bizleri ikaz ediyor: “ İçinizden biri bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle o kötülüğe buğzetsin. Bu ise imanın asgari gereğidir.”
Velhasıl kelam: Dünya hayatı bir iyilik yolculuğudur. Her birimiz bu âlemde, kendi iyiliğimizin imtihanını vermekte, insanlık sınavından geçmekteyiz.
İnanmak, faydalı işler yapmak ve iyiliği yeryüzünde hâkim kılmak en ulvî görevimizdir.
Kötü, çirkin ve zararlı işlerden kaçınmak ve bunlara engel olmak en temel vazifemizdir.
İyilik, var oluşun temel gayesidir. İnsanı insan kılan değerlerin bütünüdür. Mümince bir duruşun, Müslümanca bir hayatın en tatlı meyvesidir. İyilik, bazı yüzlerin ağaracağı, bazılarının ise kararacağı günde yüz aydınlığıdır.
Bizi iki cihanda huzur ve mutluluğa ulaştıracak, bize Rabbimizin rızasını kazandıracak sayısız iyilik yolları vardır.
İyilik; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman etmektir. Mal ve servetten yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, ihtiyaç sahiplerine harcamaktır. Namazı kılıp zekâtı vermek, verilen söze sadık kalmaktır.
Darlıkta, hastalıkta ve zor zamanlarda yardımlaşmak, bollukta ve sağlıkta paylaşarak şükretmektir.(3)
İyilik; samimi bir kul, hürmetkâr bir evlat, şefkatli bir anne baba, vefakâr bir eş olmaktır.
Akrabalarımızın ve komşularımızın sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşmaktır. İyilik; mazlumun, kimsesizin, hastanın, yaşlının gönlüne dokunmaktır.
İyilik; güler yüzlü, güzel sözlü olmaktır. İnsanlara karşı affedici, hoşgörülü, adil davranmaktır. Şefkat ve merhameti, ihlas ve samimiyeti, hayâ ve iffeti, sabır ve vefâyı, hâsılı güzel ahlakı kuşanmaktır.
İyilik; İyi bir insan, iyi bir dede, iyi bir baba, iyi bir anne, iyi bir evlat, iyi bir dost, iyi bir komşu, iyi bir esnaf, iyi bir çiftçi, iyi bir öğretmen, iyi bir öğrenci… Ve nihayetinde Allah’a iyi bir kul olmaktır.
İyilik, gecenin sessizliğinde sesini alçaltarak Âlemlerin Rabbi olan Allah’a dua dua yalvarmaktır:
“Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” (Bakara Suresi 201).
Paylaşıldıkça artan değerdir iyilik.
Öyleyse hiç vakit geçirmeden hayatımıza iyilikle anlam katalım. İyilikle fethedilmiş gönüller ve kazanılmış dualar biriktirelim. Elimiz, ihtiyaç sahibine şefkatle uzansın. Yüreğimiz, bir yalnızın yüreğine muhabbetle dokunsun. Gözlerimiz, ferini yitirmiş bir gözle merhametle buluşsun.
Unutmayalım ki kötülük, ondan şikâyet etmekle değil, onun karşısında dimdik durmakla ve iyiliği yaymakla engellenebilir. Ve iyilik, konuşulan, yazılan, okunan bir şey değildir. İyiliği yapabilmektir asıl olan...
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Sevgi ve mutluluk gönül sofranızın baş tacı olsun... Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun...
Sevgili dostlarım şimdilik sağlık ve sevgiyle hep birlikte kalalım her zaman…
Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#
(1) En’âm, 6/160.
(2) Müslim, Birr, 15.
(3) Bakara, 2/177 ve(? ) diğerleri
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.