- 426 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
OLACAK O KADAR
Türkiye’nin büyük sanatçısı Levent Kırca’yı 2015 yılında kaybettik. O bize gülerek direnmeyi ve zorluklara göğüs germeyi öğretti. Onun ışığı her an yolumuzu aydınlatacak. Bize yol gösterecek. Hüseyin Haydar sanatçıya 67. yaş günü için bir şiir yazmıştı.Büyük ustayı işte bu şiirle
selamlıyorum. Işık içinde yatsın:
Güldürücümüz nerede acaba
Nereye gitti evimizin güldürücüsü ?
Haber gönderin neşemizin pirine:
Ahali girdi birbirine/orta direk bel verdi
Halk bağlandı, kazıklar yağlandı
Başımız dertte gönlümüz kasavette...
Gelsin bizim güldürümüz baba
Yolokolar, solokolar omuz omuza
Sürekolar, sorokolar domuz domuza
Fakat güldürücümüz ortada yok
Güldürücümüz nereye gitti acaba?
Güldürücümüzü bulup getiren yok mu?
Bir tek güldürücü bize çok mu?
Yahu nereye gitti bizim maya çalanımız
Ata binemeyen inemeyen burada
Nerede bizim eşeğe ters binenimiz?
Verin bize kendi güldürücümüzü
Nerede nur yüzlü Nasrettin Hocamız?
Dinci burada, cinci hamamcı burada
Levazımcı nemelazımcı burada
Bir güldürücümüz ortada yok baba
Hani bizim komiğimiz nerede?
El alem iyi kötü yerli yersiz yerinde
Talkımcı burada takım taklavatçı burada
Susturucu, kan kusturucu burada
Gel gör ki güldürücümüz yok
Ağzımızın tadı kaçtı rezil olduk baba
Güldürücümüzü bulup getirsinler
Versinler bize bizim kaya tuzumuzu
Versinler bize özümüzü, kozumuzu
Nereye gitti kendi güldürücümüz acaba
Küstürdük mü gücendirdik mi
Öldürdük mü ulan bizim güldürücümüzü
Nerede Azrail’e dayak atanımız
Bizim öz be öz Kel oğlanımız nerede
Bulun kavuklumuzu Pişekarımızı baba
Getirin bize, bizim Dümbüllümüzü
Ne bok yiycez, kaldık mı güldürücüsüz
Gaz ortada, saz ortada, poz ortada
Katilin alası burada, zalimin lolası burada
Anasının örekesi, terekesi ortada
Ama gözünüzde güldürücümüz yok baba
Gelsin perdeyi yıkanımız, yırtanımız
Güldürücümüz göstersin gücünü
Nerede bizim deli bozuk Karagöz’ümüz?
Güldürücümüz çıktı geldi son haddimizde
Diz vurdu, halkın selamına durdu
Pos bıyıklarını bir oynattı iki oynattı
Alemi bir güzel güldürdü, çatlattı patlattı
Safi balı tülbentten süzdü süzdürttü
Kara kaşlarını bakışlarına bir indirdi
Canavarı yedi ejderhayı Atlantik’e fırlattı
Zalimi yukarıdaki yağlı kazığa atlattı
Anayı babayı, çoluğu çocuğu rahatlattı
’’Olacak o kadar’’dedi, gitti.
Bütün salonlarda halk oylanasına geçildi
Köy sahnesi, kent sahnesi, ev sahnesi
Herkes seçime ciddiyetle katıldı’’
Levent Kırca geçerli alkışların hepsini aldı
Her kime komiklik bağışlana
Dertleri bitire, ışığı karanlığa yağışlana
Gönüllerde şeker çiçeği gibi bite
Miski amber gibi tüte, güllene, gümüşlene
Ustaların huzursuz huzurunda
Hüseyin Haydar bağışlana...
Yaktı gülüm helvayı, tenceresi taşlana.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.