- 294 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşünmek tehlikeli bir eylemdir izdüşümü içseldir !
Türk kavmi olarak batı yada doğu medeniyetinden pozotif bir etkilenmeye açık olmakla birlikte özsel olarak kendi türklük kültürümüzü anlamak bilmek yaşatmak ve evrensel kültürle bütüncelemek gerçekçi olacaktır. Bizler türk kavimi olarak içsel varlığımızı bilmek onu yaşam işlevimiz yapmak uğraşından asla vazgeçmemeliyiz.Bireyin kendi kültürünle barışık olmasından daha doğal ne olabilirki.
Dogru olan neydi bilmiyoruz.Kenara itilen halk yığınları kendilerini ifade edecek bir yapıyı sistemde göremeyince kendi sistemlerini kurdular.Tanrının kutsal kitaplarda vaat ettiği cenneti düşlemek.Yaşanılabilecek herşeyi tabulaştırıp dokunulmaz kılınca cendereye sıkışan ruhlarımızı ölüm ötesine hazırlamayı tek çare görür olduk. Yaşam yaşanması istenmeyen bir büyük felaket gibi gözüktü ruhumuzun içselligine. Sonra olan yine o ötelenen halk yığınlarının üzerinde şakladı o rezil sömürü düzenin kırbacı. Hayat basite alınacak bir oyun değildi.
Düzene egemen değilsek kendimize egemen olmanın bilincine ulaşmayı başara bilmeliyiz.Bu bize aydınlanmanın gerekliliğini zorunlaştırıyor.
Günümüz insanın bir büyük yanılgısıda herşeyi kendi için istemesi.Buna ulaşmak için her şeyi mubah sayıyor. Sömürlen insan olduğuna göre sömürü çarkının mimarınında insan olması oldukça şaşırtıcı bir durum.Hava oldukça soğuk ,umutlarda öyle !
Kimseler yokken biz vardık o şehirde .Güvercinler vardı esmer bakışlı kadınlar ve umut.Şimdi ne var biliyormusunuz sadece hiçbir şey.
24 şubat 2022
İnsan kendi yaşamını nasıl belirler. Bu sürece etki eden veriler ne olabilir. Savaşlar bir yana yaşamınıza etki eden iki ana faktör vardır.Birisi aileniz bir diğeri yurttaşı olduğunuz devlet. Birey millet kavramıyla devlet mekanizmasını farklı anlamak zorunluluğu görmek durumundadır.Devlet bir kavram olarak gereksel bir otorite olmakla birlİkte işlevselliği farklı olabilmektedir.Bireyin devlete olan sorumluluğu devleti hükümdar konuma getirmemelidir.Çagdaş devlet yapısında amaç bireyi ve onun oluşturduğu toplumu hukuk realitisende özgürleştirip eşiticil kabulk görür bir yaşam işlevine kavuşturmakla yükümlü olmalıdır.Birey devletinden bunu beklerken kendide iç güdülerinin ötesinde insancıl kültüre sahip olma uğraşından vaz geçmemelidir.Benim toplumum ve benim durumum. Durumun tesbiti çok önem arzetmektedir. Bireyler doğal olarak çağın gereklerini yaşama rahat etme güvende olma hakkına sahip olmalıdır.Birey var olma uğraşında kendisine sunulanı değil gereksinmelerini öncül etmeli.Neden niçin sorularına kendini muhatap görmelidir. Bir çok şeyi herkes ister.Bu durumda hepimiz için doğal bir sonuçtur.Ozaman toplumsal yapı ortak üretileni ortakça paylaşmanın zeminini oluşturmak durumundadır .Teknoloji insanı sömürmeden öte insana hizmet etmeyi görev bilen bir yapıyı içsel olarak hepimize zorunlu kılar.Devlet bu varsalın ana aktörü olarak tüm beklentilerin odağında olmaktadır.Yaşamı kolaylaştırmak çağdaş devlet mekanizmasının işleviyle doğrudan ilgilidir.Bir devletin çağdaş olması yurttaşların toplum bilinciylede ilgili bir sonuçtur.Kültürel donanımı yetersiz toplumlarda devlet mekanizmasıda sorunsal olabilmektedir.Yaşamın ana ışığı bilgi olduğuna göre bilmek araştırmak sorgulamak.Toplumu ileri götürecektir.Edebiyat ve yazın bu sürece katkı verebilirmi .olasıdır.Kabul edelimki edebiyat ekinselligide toplumun üstünde bir sonuç değildir.Toplumun basit bir yansımasıdır.Farklı düşünmek her daim kendine bir yol bulamayabilir.Birey yaşamıyla toplumsal izdüşüme katkı verir ,yada o izdüşümde hiçleşir !
Böylece özlemiş oluyorum seni.Bir bag bozumu güncesinde tüm duygularımı biçiyor gözlerin.Ben seni uzaktan seviyorum.Uzaktan gülümsüyor bana umudum.Irak çok ırak ülkelerden sana şiirler okuyorum.
Hiç kimse anlamadı bu durumu .Yorgun kısık gözleri avuçlarına tutuşturulmuş paspası takip ediyordu. Kısa etekli kısa saçlı memureler bir havalı yürürlerdi onun paspas yaptığı koridorlarda. Çekingen bir gençti alanyanın bir köyünden gelip bu kurumda hizmetli olmuştu.Çok seviniyordu bu işi bulduğuna.İlerde kadroyada alırlardı onu.Yaptıgı onu yoran bir iş değildi koca binayı bir iki saate süpürür paspas eder .Bazen çay ocağındaki esmer kızada çay dağıtmaya yardım ederdi. Mavi yakalılar ve beyaz yakalılar bazen unuturlardı aynı gökyüzünün altında olduklarını .Ona horlar sözcüklerle emirler yağdırırlardı.Hele o reşide ayakkabılarını bile boyattığı olmuştu bu genç delikanlıya.Birileri kendini birilerinden üstün görürse orda cehennem havası yaşanır !
Ben niçin bu kadar yorgunum bilmiyorum.Seni düşünüyorum. Gün doğumunda sevişriz seninle günah özgürlüğümüz olur.Kısık bir kedi miyavlamasıdır nefesin.İnanırım seni sevdiğime.Senin adını sakladım ben.Karanlıga sakladım .Karanlıktım ben.
Edebiyat bataklıkta gülleri aramak gibi bir şey.Yoruluyorsunuz.Sevmeye bile takatiniz kalmıyor.Sonra ben sana ne diyebilirimki .Sonra ben olmayacağım bu yıldızların altında.
Üzüldü çok üzüldü.Nar çiçekleri ağladı o üzüldü diye genç kadınların küpelerine mahkum oldu aşk. Kirazlar ağaçta kaldı toplanmadı.Yorgun kadınları karadenizin bomba seslerine mahkum oldu.Bu gece hiç erkek kalamadılar umutlar.Bakir yorgun ve çaresizdi gökyüzü.Sonra birden yağmurlar yağmaya başladı.Özgürlük ulusça göçüp gitti umutlarımızdan. Atlı akıncılar geride bıraktı sevdayı geceye mahkum oldu.Lacivertti gece sosyalizim puslu bir hikayede kaldı.Buzul bir camdı geçmiş.Acımasızdı.Akşam üzerleri ışıkları yanardı şehirlerin.ölümler unutulur olurdu.
Acı bir bakış fırlatır yaşama ölümü kabullenenler.Kim derki askerler ölmek için varlar. Yok öyle bir şey.Yaşamak asıl amaç olmalı. Çiçekleri açmalı umutların.Bak martın dördü bugün. Baharın ilk günleri.Korkuyorum günaha girmekten yaşamaktan.İbadet hanede merdivenli yüksekçe bir yerde söylevleşiyor imamın sözcükleri.Yorgun bedenli müminler kendilerine bir çıkış arıyor gibi. Dışarda kavgası var hayatın. Bugün günlerden Cuma !
Tanrı meleklerini görevlendirdi yer yüzüne adı anneydi onların. evlatları için çok emek verdi onlar.Korkuları kendileri için olmadı. Küçük sıska umutları vardı onların.Bir akşam üstü ölüm gelip götürdü tüm umutlarını dünyanın ölümdü annenin kaderi.
Ne yapabiliriz söyleyin hadi aç kalmak ağlamak kırmızı gülleri sulamamak kurutmak tüm bahçesini yüreğinin bu acıyı közlermi söyle bana.
Tüm yoksul insanlar bu dünyada tanrının yetim evlatlarıdır.Biliyorum.Kimbilir yaşamak günahları sevmekle başlayacak.Yada felaketimiz olacak yaşamak.
Korkunç rezil bakışlı yosma kadınlar küçümseyecek şehvete mahkum erkek süliyetleri. Karanlık her şey çok karanlık.
Tanrı onu yanına aldı , o şimdi cennette ! Bırakıp gitti bizi hiç tanımadı kendini. Kendi için yaşamadı. Çalıştı mülk aldı gösterişil binekler edindi. Bilemedi gençliğinin tükendiğini ömrünün sonsuz olmadığını.Çok acı çekti baş edilmez hastalıklara muzdaripti hücreleri.Sonra öldü dediler.Anlamı kalmamıştı artık kiliselerin şinagogların camilerin.Sadece o vardı bir dag yamacında bir toprak tümseği adına dualar okundu Bişiler kızartıldı yağda. Konu komşuya dağıtıldı. Askerler son bahar tatbikatındaydılar. Tank paletleri yağlandı top atışları yapıldı .Omuzu yıldızlı generaller her yerde saygı gördüler.Hak ediyorlardı bu saygıyı .Sadece varoş sokaklarında dev şehirlerin sevişmeyi bilmez kadınlar çocuklar doğurdu onlara.Şiirin adı yoktu.
Ülkücülük nedir diye sordu bir arkadaşım. Ülkücülük aslında ülkeni sevmekle ilgili bir durumdur.Kendi varlığını özümsemektir.Günümüzde ülkücülük arap kültürünü din diye dayatanlara karşıda bir duruştur,Alpaslandan Atatürke türk önderlerini anlamak ve yaşatmak duygusudur...Türk ulusunu bir öz kültür olarak var kılma ülküsüdür. Ülkücülük yeniliğede açık olmaktır bu haliyle ülkücülügün devrimci bir yönüde bakidir !
06 mart 2022
Toplumun önüne çıkabilirseniz o toplumu yönetebilirsiniz.O toplum sizinle bataklıgada gömülebilir düzlügede çıkabilir ! Yönetenlerin büyük çoğunluğu halktan aldıkları gücün içinde zehirlenebilirler.Çevre onlara bu hakkı tanır.Dogru olan onlar için tektir oda kendi düşünceleri olur.Edebiyat emekçileri tarihle pek ilgilenir olmazsalarda aslında yazıya döktükleri tarihin içsel hücreleri oluyor.Ülkelerin devlet yetkenleri iki kulvar üzere giderler.Birinci görüşte esas olan güncede var olan halkın mutluluğu ve refahı .Bu mantıklı bir görüştür.İkincisiyse halk geçidir asıl olan ulustur onun geleceği ve bekası için bugün halkın yaşamı biçimi varlığı riske atılabilir ! Bu ikinci görüş günümezde,de savaşların çıkmasına gerekçe olan hastalıklı bir sonucu karşımıza çıkarır. İşin bir diğer yönü yönetenlerin ulus bütünlüğünün varlığını kendi içsel güçlerinden alması gerektiğini görmezden gelmeleridir.Bu onları kararlarında yalnız bırakmakla kalmayıp halklarının acı çekmelerinede gerekçe olabilmektedir. Yazmak bazen sizi hayellerinize mahkum olmaktan kurtara bilir. Kendi mahkûmluğumuzu yenmeyi başara bilmeliyiz.
Kimsenin kimse için fedakarlık yapma yada isteme hakkı olmamalı ! Çünkü hayat sınırlı! O zaman bizden istenen fedakarlık beklentisinin gerekçesi pek sağlıklı olmuyor ! Kendi yaşamınızı sahiplenmeyi bıraktığımızda başkalarının yaşamlarına meze olmaktan öte bir durumumuz olamıyor. İnanın bunu tanrıda istemez!
Mart 2022
Hayatımızın büyük bir yanılgısı uyumsal olmakla geçiriyor olmamız.Kendi yaşantımızı kendimiz oluşturamıyoruz.Herkes birilerinin yaşamına hükmetme yetkenligini kendinde görebiliyor. İş öylesi bir boyuta ulaşıyorki hesap sorma cesaretini başkalarına tanıyabiliyoruz. Dizginleri birilerine bıraktığımız hayatı kendimizin sanıyoruz.Bu yanılgı yaşam yanılgısı olsa gerek.Yüramda yeşillkler azgın sular içinde yalpalayıp giden bir karmaşanın içinde buldum kendimi.Üst yamaçlarda tanımadığım insanlar bana bakıyordu.Kimdim öyle bir yere nasıl düşmüştüm.Orası neresiydi.Ölüm ötesi bir gerçekliğimi yaşıyordu ruhum.Yakın çevremde önemsediğim bu değerlidir diyeceğim ruhumu okşayan pek fazla kimse yoktu.Ömürlerini paranın peşinde geçiren asalak kişilikler ortalıkta dolaşa dursun.Ben neyi niçin özlüyordum onun bilinmezliğinde gibiydim.Kimbilir çocukluğuma özlemimin gerekçesi belkide bu hüzünlü geçmişime özlemden geliyordur.
mart 2022
Ciddi bir hastalığa muzdaripseniz yurt dışına gitmek istiyorsunuz ,daha donanımlı hekimler daha alt yapısı güçlü kılinikler. Oralarda sizden çok sigorta poliçenizin önemli olduğunu zamanla anlıyorsunuz. Paranızın olduğu kadar değerlisiniz. Bizim kılınıklerse biraz karmaşalıdır.Unvanlar önemsenir üst düzey hekimler masanın arkasında biraz kasıntı durabilirler.Yinede ruhlarının bir yörüngesinde insan sevgisini hissettirirler size.Siz onlara şiir okumayı denemeyin.Gerçekçidirler şiirse biraz hayalperestir.
Tüm beklentileri o toprağa koyulan ölünün beklentisi degilmiydi.Oda sevmemişmiydi ince pembe topuklu kadınları .Kimsesizler yurdunda yüreğin yalnız erkeklere misafir olmamışmıydı yüreği kırık savaşların yorgun askerlerinin anlattığı hikayenin kadını sen degilmiydin. Kim haklı kim haksız ne önemi var. ölümler yağarken şehirlerin üzerine. Savaşların hükümdarı olmazki .Ölümdür orda hükümdar olan .Camları kırıktır evlerin.Aglatır ayrılıkları yüreği.
14 mart 2022
Hükümet öğretmenlerle ilgili özlük haklarında düzenleme yapacak ! Hükümet hakimlerle ilgili özlük haklarında düzenleme yapacak ! Hükümet hekimlerle ilgili özlük haklarında düzenleme yapacak ! Hükümet polislerle ilgili özlük haklarında düzenleme düzenleme yapacak . Anayasa tüm yurttaşların eşit ve aynı haklara sahip olduğunu ,Mantıkta olması gerektiğini söyler. Hak hukuk eşitlik tüm yurttaşlar için geçerli degilmi. Güllerin güzelliğine söz edilmezde laleler gelincikler hanım elleri hatta bir yeşil ot güzel olmuyormu. Çölde bir vaha düşünün çöl çöl olmazsa vahanın ne önemi olurki !
Birileri köşklerde yaşasın ,martılara bakıp çay yudumlasın.Birileri hastane bahçelerinde serdigi bir hasırda uyuklasın. Korksun acılarından kaderinin.Birileri sırça köşklerde kuş tüyü yorganlarda yatsın. Yoksul köylü çocukları asker olsun yüreklerindeki özlemle şehit olsun.Birileri soytarı kadınlarla aşk yaşar görünsün rezilliğinde düzenin. Çok şeyler yanlış degilmi bu hikayede !
Her toplum kendi içselinde karmaşıktır.O toplumun kendi ögretlilerinin içinde aynı yansımayı görebiliriz. Özellikle din kavramında bu süreç daha durulgan (mistik ) bir sonuçla karşımıza çıkar.İyi insan olma iddası dinlerin araçsal amacı olsada din çoğu kez siyasallaşıp despotlaşınca bu amacınıda göz ardı edebilir.Bu süreçte dindarlığın ötesinde dinci bir baskın sınıfın oluştuğunu hatta bunun burjuvalaşmanın alt kasta olduğunu gözlemleyebiliriz. Ölüm bizi inanca mahkum bırakır.Dini gerekli bir olgu yapar.Dindarlık bireye katkıda verir.Burdaki çelişki din adına toplum baskıncılarının burjuva altı sınıfsal despotluğunu anlamaya yöneliktir.Bireyleri kanatkarlıkla olgunlaştırmaya çalışan dinin öncülerinin (pergamberler müstesna ) üst kast oluştrumalarının dinsel öğretiyle çatışkısın yansımasını anlamak uğraşı öne çıkmaktadır.
Burjuvazi bir ezinsel sınıf gücü olmakla birlikte.Bazı düşünürlerin gerekli olduğu burjuvanın kültür oluşturduğu iddasını öne çıkarmaları pek gerçekçi değildir. Evet insanlık tarihinde kültür gücün etrafında kümelenmiştir.Bu süreci yakın tarih Osmanlı devletinin içselinde gözlemlemek mümkünüdür.Halkının büyük çoğunluğunun okuma yazma bilmediği bir faodal düzeni göz önüne getirelim sokaktaki köylünün aruz vezniyle ilgisinin olduğunu var saymak gerçekçi olmayacaktır .Bu diğer ulusslar içinde böyledir.Kültür ülke için yorumlanacak olursa cumhuriyetle halka inmiştir.Burda şunuda görmezden gelmemeli gerçekçi olmayı başara bilmeliyiz.Halk insanlık tarihi boyunca kültürsüz değildir.Kendi kültürü vardır.Biz türkler açısından halk edebiyatımız bunun en özgün yansımasıdır.Ama halk edebiyatı kültürüel yoğunluk bir burjuva oluşturamadığı gibi bit emekçi köylü sınıfınıda bilinçlendirememiştir. Ülke adına yorumlanacak olursa bir işçi sınıfı bilinci tolum için sağlıklı geliştgini ifade etmek büyük yanılgı olurr.Bunda dinin toplum üzerindeki mistik baskısı göz ardı edilmemelidir. Sorgulamaktansa kannat etmeyi kültür edinmiş bir toplumda gelişmenin yetmezliği beklenen bir sonuçtur.Burda daim anlatılmaya çalışılan bir gerçeği yeniden belirlemeliyiz.Din birey için özelde gerekseldir süreç tolkumsal baskıncaya dönüştüğünde yorgun yılgın bir toplumu önümüze çıkartır.Birey ölümcül konumuylka dinsiz olamayacağına göre denge gerçeklikle sağlanabilir.Her şey gerektiğince.! . .
Günümüzde özgün bir halk yönetimi kurulamamıştır.Demikraside içinde çelişkiler besleyen neyi niçin istediğini piratige dönderemeyen bir yolculuk olmaktadır.İnsanlık tarihi sınıfsız bir toplumu yaratamadığı süreçte arayış devam edecek görünmektedir. Devletin var oluş gerekçesi sınıfsal düzeni sağlamak olmamalıdır.Devlet tüm bireylerini (yurttaş ) realde eşitcil bir yaşama kavuşturma görevini kabullenip bu sürece katkı vermeyi kendi ana gerekçesi görmelidir. Demikrais toplum bu sreci kendine yoldaş görebildiğinde gelecek insanlık adına umutkar olabilir. Günümüz için söyliyebilecegimiz tüm dünya düzeninde acımasız bir sömür çarkının toplumlara egemen olduğu gerçeğidir. Gelecek farklı olacaksa bireyler sorgulamaktan asla vazgeçmemeloidir.Yaşamak birazda yaşamı sahiplenmekle ilgili bir durum olsa gerek.
Erkek bir kadını arzuluyoırsa bu onun ahlaklı bir duruşumu olur, Yoksa korkunç bir içgüdesel yetmezliginimi ortaya çıkırır.Dogru olan bir erkeğin bir kadını arzulamasımıdır.Yoksa o arzuya bir ket vurmayı başara bilmesimidir.Ahlaklı bir insan (kadın yada erkek ) nasıl olmalıdır.Ahlak nerde başlar nerde gerekliliği oluşur..Ahlak nedir. Zora dayanmayan istek düzeyinde belirginleşen her eylem iç güdüsel olsada ahlaksaldır.Burda iç güdünün insancıl değerin üstünde olmamasıda önemsel bir gereklilik oluşturmaktadır.Toplumsal yaşamın sürecel güvenligindede bu duruma katkı veren özsel kültürün katkı verdiği yada vermesi gerektigide açıktır.Yüzyılların damıttığı kültürel birikim burda önemsel bir görev üstlenir. Bu süreç toplum insan aile olgularınıda birbirinin eşsel olduğu gereçgini bize bitimlemiş olur. Edebiyat düşünce davranış arayış bunların hepsiz toplumsal varlığımızın bize yönettiği arayışların bir kompozisyonu olarak geçmişle gelecekte yoldaşımız olmaktadır.Yaşam daim devinime tabidir.Bizlerden sonrada birileri arayışlarına sorgulamalarına niçinlerine yanıt aramaya devam edecektir.Bugün öncül olan bir çok değer belkide gelecekte anlamını yitirecek yerini başka değerlere bırakacaktır.Ama düşünme hissetme ve onu ekinseleştirme insanlığın yoldaşı olarak var olmaya devam edecektir.Yaşam biz ölümü tadınca bizim için farklılaşsada var olan toplumsal dialektik kendi yolculuğa devam edecektri kuşkusuz.
Tüm acılarımızın gerekçesi sevmeye dayanır aslında sevmekten vaz geçebilsek acıyıda ötelemiş oluruz.O zamanda varlığımızın bir anlamı kalmıyor tabiki Sevmek ve niçin sevdiğini bilmek ..Olgunluk bu olsa gerek !
Özgürlük kiraz bahçeline baharın gelmesi gibi.Bir kuzunun koşturması kırlarda.Bir annenin emzirmesi yavrusunu..Özgürlük güzel şey.Özgürlük iyidir sizi umutlandırır.Özgürlük eşitliği getirmez ama eşitliği getirecek başka kavramlar var.Yaşamla ilgili ömürle ilgili Tüzel varsallarla ilgili.Örnegin özgürlük herkese mazlum olma şansı verebilir.Yoksul kalma şansı verebilir.Ama özgürlük size insanca yaşam seviyesini getirir diye düşünmek gerçekçi olmayacaktır.Özgürlüktür nedir neyin özgürlüğüne ne derece sahibiz.Yada olmalıyız.Düşününce daha çok karanlıklaşıyor umut.!
Özlediklerimiz bulamadıklarımız olmadı hiçbir zaman biz kaybettklerimizi özledik.Avuçlarımız ağladı sıcaklıklarını duymayınca hüzünlendi yürekleri gözlerimizin.İşsiz erkekler aşık oldu ırakta çok ırakta bir yerlerde gülümseyen umuda. Devrimci bir kavgaydı bu .Çok kadınlar sevdi yüreğimiz çok yanlızlıklar gördü.Kişiliksiz bir cehalet yıktı ülkülerimizin kalelerini. Geriye bir misafir kaldı beklediğimiz adı ölüm olan.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.