- 421 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Felsefi Sözcükler
Determinizm: Belirlenircilik, gerekircilik veya belirlenimlilik evreninin işleyişinin, evrende gerçekleşen olayların çeşitli bilimsel yasalarla, örneğin fizik yasaları ile, belirlenmiş olduğunu ve bu belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu öne süren öğretidir.
……………………….
Ezoterizm: İçrekçilik, batınilik bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstat tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir.
……………………….
İnsiyasyon: İnisiyasyon ya da kılavuzluk kimi ansiklopedilerde bireyin spiritüel gelişimi için, ‘spiritüel tesir’i alıp aktarabilen bir üstadın sert ve sürekli kontrolü altında, bir düzen ve disiplin içinde, sınavlara dayalı tarzda, metotlu olarak eğitimi şeklinde tanımlanmaktadır.
……………………….
Nihilizm Hiççilik ya da yokçuluk; Latince’de ’hiç’ anlamına gelen nihil sözcüğünden türetilen Nihilizm, günümüzde birçok spesifik alt dala ayrılmakla beraber, en popüler tanımıyla; her şeyin anlamdan ve değerden yoksun olduğunu savunan felsefi görüştür.
………………………
Kabala veya Kabbalah, Yahudi mistisizminde ezoterik bir disiplin, düşünce okulu veya kurallar bütünüdür. Yahudilik’te üyelerine מְקוּבָּל [Kabaliste Mequbbāl] denir. Kabala’nın tanımı, onu takip edenlerin geleneğine ve amaçlarına göre değişiklik gösterir.
……………………..
Numen veya Ding an sich, yani "kendinde olan şey", Kant felsefesinde fenomenin ötesindeki bilinemez ve tanımlanamaz "gerçeklik", "gerçek bilgi" manasındadır.
…………………….
Fenomen: Felsefede somut, algılanabilir ve denenebilir olay ve nesne demektir. Bir nesne, olay ya da sürecin nesnel gerçekliğini vurgulayan bir ifadedir. Kant, fenomeni duyularla algılanamayan mutlak gerçek anlamında kullandığı numen terimine karşıt olarak, duyularla algılanabilen şeyler için kullanmıştır.
…………………….
Monad: Varlık, ilahiyat veya her şeyin bütünü. Kavramın Pisagorcular tarafından tasarlandığı bildirildi ve çeşitli şekillerde tek başına hareket eden tek bir kaynağa veya bölünmez bir kökene veya her ikisine birden atıfta bulunabilir.
……………………..
Diyalektik kavramı, kelime kökü diyalog ve etik kurallı bir şekilde tez ve antitezin ortaya konulmasıyla belli bir konu üzerinden ortak değerlerin inşası anlamına gelir, yani tartışılmış.
……………………….
Arkhe: Batı felsefesinin ve Sokrates öncesi Eski Yunan Felsefesinin en önemli kavramlarından biri. Felsefenin ana disiplini sayılan metafiziğin ve genellikle Bilimin, özellikle de fizik biliminin gelişmesinde önemli rolü olmuştur.
…………………………….
Eklektisizm: farklı felsefî veya sanat sistemlerinden alınan unsurların yeni bir sistem içinde yeniden kullanılmasıdır. Sanattaki farklı çağ ve üsluplardan seçilip devşirilen unsurların yeni bir tasarım, ürün ya da düşünce akımı oluşturmak için ele alınması olgusunu ifade eder.
…………………………..
Yorumsamacılık ya da hermenötik, ilkin Hristiyan teolojisi alanındaki yorum tartışmalarından ortaya çıkan bir anlam ve metodoloji bilgisi. Daha sonra terim teolojik sahanın dışına çıkmış ve daha genel anlamda yorum araştırmalarıyla ilgili felsefi bir disiplin haline gelmiştir.
…………………………
Sentetik sözcüğü felsefede terim anlamında da kullanılır. Sentetik önerme, mevcut bilgi kaynaklarından yola çıkarak ve gözlem yaparak yeni bilgilere ulaşma yöntemidir. Felsefede, önermeler analitik ve sentetik olarak ikiye ayrılır. Bunun dışında sentetik kelimesi genellikle endüstriyel ürünler için kullanılır.
………………………….
İdealizm: Var olan her şeyi "düşünce"ye bağlayıp ondan türeten; düşünce dışında nesnel bir gerçekliğin var olmadığını, başka bir deyişle düşünceden bağımsız bir varlığın ya da maddi gerçekliğin bulunmadığını dile getiren felsefe akımını niteler.
……………………………
Hümanizm: İnsancılık, beşeriyetçilik, insan odaklılık veya insan-merkezcillik. İnsanın değerini vurgulayan ve rasyonalizm ile ampirizme odaklanan felsefi düşünce öğretisi.
………………………….
Apeiron, Antik Yunancada "sınırlı olmayan" anlamına gelir. Sözcüğün başındaki "a" eki olumsuzluk ekidir. Etimolojik olarak "sınırlı olmayan" anlamına gelse de, apeiron ifadesi sadece niceliksel bir anlam taşımaz; aynı zamanda "belirlenemez olan" anlamında da anlaşılmalıdır.
…………………………
Töz ya da cevher, değişen yüklemlere desteklik eden değişmez gerçeklik; kendi kendisiyle, kendi kendisinde var olan anlamındaki felsefi kavram.
………………………….
Pragmatizm, felsefede; uygulayıcılık, uygulamacılık, pragmacılık, fiîliyye, faydacılık, yararcılık gerçeğe ve eyleme yönelik olan, pratik sonuçlara yönelik düşünme temelleri üzerine kurulmuş olan felsefi akımdır.
…………………………
Klasisizm, Antik Yunan ve Roma sanatını temel alan tarihselci yaklaşım ve estetik tutumdur. "1660 ekolü" olarak da bilinir. Klasisizm’in temel ögeleri kendi içinde soyluluk, sağ duyu ve akılcılık, uyum, açıklık, sınırlılık, evrensellik, idealizm, denge, ölçülülük, güzellik ve görkemliliktir.
………………………..
Romantizm: Birey, öznellik, akıl dişilik, düş gücü, kişisellik ön plana alınmıştır. Romantik sanatçılar, eserlerinde kişiliklerini gizlemezler, olaylarla ilgili görüşlerini açıkça ortaya koyarlar. Seçilen kahramanlar ya çok iyi ya da çok kötüdür ve romanlarda iyi-kötü çatışması vardır.
………………………..
Skolastik düşünce Orta Çağ zamanında kilse baskısı oldukça yoğunken özgür düşünmenin var olmadığını savunan dar düşünme biçimidir. Skolastik düşüncenin bir diğer özelliği de bilinen düşünce dışında başka fikirlere yer vermemesi, başka fikirlere açık olmaması durumudur. Skolastik felsefe, Latince kökenli schola kelimesinden türetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesi demektir.
…………………………
Dogmatizm, A priori ilkeler, çeşitli öğretiler ve asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerleri kabul eden, bu bilgilerin mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa verilen isimdir. Bu tür savlara, öğretilere ve inançlara ise dogma veya nas denir.
……………………………
Özdekçilik: Maddeyi(özdeki) gerçek sayan, insan bilincinden bağımsız olarak ele alan görüş. insanın çevresindeki dünyanın nesnel bir gerçekliği olduğunu ve bilimsel olarak anlaşılabilip, açıklanabileceğini , değiştirilebileceğini savunan bir felsefe akımıdır.
…………………………
Redüksiyonizm: Redüksiyonizm veya indirgemecilik, olayların ya da olguların, onları oluşturan daha basit olguları çözümleyerek anlaşılabileceğini savunan felsefi akım. Kelime anlamı olarak karmaşık olguların, bu olguların daha basit ve temel yapıtaşları kullanılarak açıklanmasıdır.
……………………..
Minimalizm, modern sanat ve müzikte, kökeni 1960’lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akımdır. ABC sanatı, minimal sanat gibi tabirlerle de anılır.
……………………..
Kartezyen felsefe, insanın aklını kullanarak kesin bilgiye ulaşabileceğini ancak bu bilgilerin doğruluğunu da yaşam boyunca eleştirebileceğini savunan bir felsefe görüşü olarak ifade edilmektedir.
……………………….
Tabula rasa veya tabula rosa John Locke’un ortaya attığı "boş levha" önermesine işaret eder. Bir empirist olan Hume’a göre, zihnimizde doğuştan gelen bir fikir yoktur. Bununla birlikte, Hume, nedenselliğe de karşı çıkar.
………………………
Deneycilik, empirizm veya ampirizm, bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabileceğini öne süren görüştür. Deneyci görüşe göre insan zihninde doğuştan bir bilgi yoktur. İnsan zihni, bu nedenle boş bir levha gibidir. Deneycilik akılcılığın karşıtıdır.
…………………….
Nesnellik, yaygın olarak her tür öznel etki ve ögelerden bağımsız olabilme durumunu ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Nesnel bilginin temellendirilmesinde ileri sürülen argümanları şekilde burada da geçerlidir.
…………………….
Kültürel bağlamda modernizm, 19. yüzyılda geleneksel anlamdaki edebi, sanatsal, sosyal organizasyon ve gündelik yaşamın geçerliliğini yitirdiği fikriyle ortaya çıkmıştır. Sanat tarihi açısından özel bir adlandırma olan modernist hareketin 19. yüzyıl ortasında Fransa’da ortaya çıktığı kabul edilir.
……………………….
Postmodernizm, modernizmin sonrası ve ötesi anlamında bir tanımlama olarak kullanılmaktadır ve modern düşünceye ve kültüre ait temel kavram ve perspektiflerin sorunsallaştırılmasıyla ve hatta bunların yadsınmasıyla birlikte yürütülmektedir.
……………………….
Ontoloji ya da varlık felsefesi ya da varlıkbilim, temel sorunu varlık olan felsefi disiplin. Varlık ya da varoluş ile bunların temel kategorilerinin araştırılmasıdır. "Varlık" ve "varoluş" ayrımını; "Varlık vardır" ve "Varlık yoktur" fikirlerini tartışır.
…………………………
Epistemoloji ya da bilgi felsefesi, bilgiyle ilgilenen bir felsefe dalıdır. Epistemologlar, bilginin doğası, kaynağı ve kapsamı, epistemolojik gerekçelendirme, inancın rasyonelliğini ve diğer çeşitli konuları incelemektedir.
…………………………
Oportünizm ya da fırsatçılık olaylardan bencil avantajlar edinen bilinçli politika ve uygulamadır. Prensiplere ve diğer bireylerin karşılaşacağı sonuçlara asgari önem verir. Fırsatçı eylemler öz ilgi alanınca güdülen.
...
Görüngülerin arkasında "kendinde şey"in bulunduğunu, ancak insanın bunun bilgisine erişemeyeceğini savunan görüş (eleştirel görüngücülük). // Başlıca temsilcisi: Kant. 3. Yalnızca bilinç içeriklerinin var olduğunu, bunların da ancak öznel olarak temellendirilebileceğini, dış dünyada bunlara karşılık olacak nesnel bir gerçeklik olmadığını ileri süren görüş (öznel görüngücülük).
...
Anakronizm kişi, nesne veya olayların kendi gerçek zaman ve mekanlarından kopartılıp farklı bir çerçeveye oturtulması olarak değerlendirilmelidir. Anakronizm edebiyatta kasıtlı olarak abartı, propaganda, komedi veya şok amacıyla da kullanılabilir.
...
Pozitivizm, olguculuk, iki felsefi düşünceye verilen addır. Her iki düşüncenin de teoloji ve metafizik içermeyen, sadece fiziksel veya maddi dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışı vardır. Daha eski olan pozitivizm, Auguste Comte’un 19. yüzyılda ortaya attığı düşüncedir.
Kemal SEYFİ
18.03.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.