- 270 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (Tur)
KUDDUSİ, Tarik-ul Kur’an Tefsiri
TÛR SÛRESİ
1-وَالطُّورِ 2-وَكِتَابٍ مَّسْطُورٍ 3-فِي رَقٍّ مَّنشُورٍ 4-وَالْبَيْتِ الْمَعْمُورِ 5-وَالسَّقْفِ الْمَرْفُوعِ 6-وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ 7-إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ 8-مَا لَهُ مِن دَافِعٍ
"Tûr’a; satır satır yazılmış, ince deri üzerine yayılmış kitaba; ma’mur eve, yükseltilmiş tavana, dolan denize andolsun ki, Rabbinin azâbı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiç bir şey yoktur."
Tûr, Allah Teâlâ’nın, Mûsa (aleyhisselâm)’a onun üzerinde iken konuştuğu dağdır. Medyen’dedir.
“Satır satır yazılmış " kitap.” Kur’ân’dır. Nekra kılınmıştır; çünkü, diğer kitaplara karşı üstün kılınmış bir kitaptır.
Yada levhi mahfuzdur. Ya da Tevrât’tır.
(rak) , “İnce deri” sayfadır. Ya da, üzerine yazı yazılan deridir.
“Yayılmış” ; açık, mühürsüz ya da görülen demektir.
“.ma’mur...” yani mukabil demektir. O, gökte Kâ’be’nin tam hizasında, mukabilinde bulunan evdir. O’nun mamurluğu, O’nu ziyaret eden meleklerin çokluğuyladır. Rivâyet edildiğine göre, O’na her gün yetmiş bin melek giriyor, çıkıyor ve bir daha ebedî olarak oraya dönmüyor.
Hacılarla ve umrecilerle ma’mur olduğu için “o Kâ’be’dir” de denilir.
“Yükseltilmiş tavan” yani gök, ya da arş. “... dolan deniz...” dolan ya da yanan deniz demektir.
Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Bu cümle daha önce geçen yeminin cevabıdır.
Yani, “Rabbinin kâfirlere vâdettiği azap mutlaka vuku bulacaktır. veya inecektir.” Denmiştir.
“Ona engel olacak bir şey yoktur.” Hiçbir engel ona mani olmaz.
Yani; vuku bulacaktır, def edilmeyecektir, demektir.
9-يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاء مَوْرًا
"O gün gök, şiddetle sarsılıp çalkalanır."
O gün o azap gününde gökler, değirmen gibi dönmeye başlar ve gemi, yolculariyla dalgalandığı gibi dalgalanır.
Diğer bir görüşe göre ise, yani göklerin kısımları karışmaya başlar.
تفسير الماوردى
{ يَوْمَ تَمُورُ السَّمَآءُ مَوْراً } فيه سبعة تأويلات
-أحدها : معناه تدور دوراً ، قاله مجاهد ، قال طرفة بن العبد :
صهابية العثنون موجدة القرا
بعيدة وخد الرجل موارة اليد .
-الثاني : تموج موجاً ، قاله الضحاك .
-الثالث : تشقق السماء ، قاله ابن عباس لقوله تعالى { فَإِذَا بُسَّتِ الْجِبَالُ بَسّاً } الآية .
-الرابع : تجري السماء جرياً ، ومنه قول جرير :
وما زالت القتلى تمور دماؤها
بدجلة حتى ماء دجلة أشكل
-الخامس : تتكفأ بأهلها ، قاله أبو عبيدة وأنشد بيت الأعشى :
كأن مشيتها من بيت جارتها
مور السحابة لا ريث ولا عجل
-السادس : تنقلب انقلاباً .
-السابع : أن السماء ها هنا الفلك ، وموره اضطراب نظمه واختلاف سيره ، قاله ابن بحر .
10-وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا
"Dağlar sür’atle yürür."
Dağlar sür’atle yürür. Yeryüzünden silinir ve yok olur.
Bazı âlimler şöyle derler: ”Dağlar, bulutlar gibi hareket ederler. Bu hareket o günün dehşetinden yarılıp, sonunda atılmış pamuk haline dönerler."
11-فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ
"O gün yalanlayanların vah haline!"
"Veyl" helâk olan kimseye söylenen bir sözdür. Yani sadece Allah’ı, Rasûlünü ve kıyamet gününü yalanlayanlara mahsustur. Mü’minlerin asîlerine değil.
O günün çetin azabı onlar için olacaktır.
"Rabbinin azabı mutlaka gelecektir" (Tur, 7) Bunun, kimin başına geleceğini bu ayeti kerime beyan etmemiştir.
12-الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ
"Ki onlar daldıkları batıl içinde oynar dururlar."
Ki onlar daldıkları batıl içinde oynar dururlar. Yani batıl içerisinde gider gelirler. ve batılı savunurlar.
Onların dünyanın kazanç yollarıyla oyalanıp daldıklarını, herhangi bir hesap ve amellerin karşılığının görülmesini hatırlamadıklarını kastettiği de söylenmiştir.
Bu onların Hz.Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın durumunu yalanlamaya dalışlarına da İşarettir.
13-يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَى نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا
"O gün onlar, cehennem ateşine sürülüp itileceklerdir."
Cehennem bekçileri onların ellerini boyunlarına bağlarlar, alınlarını da ayakları ile bir araya getirip yüz üstü cehenneme doğru iterek boyunlarından da onları şiddetle dürterek götürürler, veya boyunlarından çekilerek ta cehennem ateşine varıncaya kadar onlara bunu yaparlar.
"O günde cehenneme davet olunurlar." diye şeddesiz olarak okumuşlardır.
-تفسير الكشف والبيان (الثعلبي)
{يَوْمَ يُدَعُّونَ} يُدفعون {إِلَى نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا} دفعاً ويُزعجون إليها إزعاجاً،
وذلك أنّ خزنة النار يغلّون أيديهم إلى أعناقهم ويجمعون نواصيهم إلى أقدامهم ثم يدفعونهم إلى النار دفعاً على وجوههم،
وتجافى أقفيتهم حتى يردوا النار.
وقرأ أبو رجاء العطاردي {يوم يُدعَوْن إلى النار دعاءً} بالتخفيف من الدعاء. قالوا : فاذا دَنَوْا من النار قالت لهم الخزنة :
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.