- 352 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DELİRMEDEN YAŞAMAK
Toplumun çoğunluğu delirmeden yaşamak için elinden geleni yapıyor ama bazıları delirme yolunu seçip kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.
Delirmek istemeyenler geleneklerine bağımlı,çevreye bağımlı,toplumla uyumlu insanlardan oluşuyor.
Bunlar derki ne önde git nede arkada kal,yani toplum dışına çıkma arka planda kalmamaya dikkat et ortalarda bir yerde kendini kamufle ederek yola devam et.
Dışarıdan her hangi bir tehlike geldiğinde sakın göğsünü siper etmeye kalkma bırak önce başkalarını vursun.
Toplumun çoğunluğu böyle düşündükçe kitle uç noktalara ilerlemekten korkuyor ve herkes merkezde kendine yer bulmaya çalışıyor.
Türkiyede bu olay yaşamın her alanına sinmiş vaziyette.
Adam diyorki bizim bir damat var gerçekten insan, bir içim su sanki.
Burada damadında adamlara benzediği anlaşılıyor yani damat delirip çember dışına çıkmayı başaramamış ve kendinden öncekilerin yoluna sıkı sıkıya bağlı.
Bende diyorumki damadı övenlere aman ha bu adamı bana göstermeyin çünkü adamları tanıyorum övdüklerine göre damatta bunlardan biri.
Yani damat zerre özelliği olmayan ortada yürüyen bir yolcu.
Bir başkasıda diyorki üç evladım var üçüde biri birinden üstün Allah herkese versin böylesi evlatları.
Adama bakıyorsun bir numara yok ne bir hobi ne fantazisi olan birisi.
Para delisi günü devirmek için olmadık numaralara giren bir adam.
Birisi evden uzaklaşıp zaman zaman deniz kenarına gidip dalgaların sesine kulak verse,yada kendine göre bir hobi geliştirse hemen damgayı yer,bizim oğlan yada damat,yada herif kafayı yemeye başladı.
Kafayı yemeye başladıda ne yaptı bu adam?
Adam deniz kenarına gidip kendince kafasını dinliyor,yada bir dağı tırmanıp bir yerden manzarayı seyrediyor,yada bir takım aletlere para harcayıp bir şeyler yapmaya çalışıyor,yada okuma merakı var çoğunlukla odasına çekilip bir şeyler yazıp çiziyor.
Yada gelen misafirlere canım deyip kafadan sarılıp kucaklaşmıyor,yada misafirden hoşlanmıyor ne gitmek nede birileri gelsin istiyor.
İşte bu kişiler var olan ve insanların alışık olduğu yaşam biçiminin dışına çıktıkları için çevrelerinde bir tedirginlik görülür,bizim oğlan kafayımı yiyecek yoksa.
Burada düşündükleri oğlan değildir eğer oğlan çember dışına çıkıp diğerlerine aykırı hareket ederse doğal olarak kaçık sayılacak buda ailenin şerefini beş paralık edecek.
Dolayısıyla bu katı gelenekler dışına çıkamayanlar başarısız,her şeyi göğüsleyip dışarı çıkanlarsa başarılı oluyor.
Bir kişi kendince bir hobi geliştirip çevresindeki toplumun dışına çıkmaya çalışırsa orada herkes çıkmaya çalışanın kuyruğundan yakalar.
Ya adam kendilerine aykırı hareket ederek çember dışına çıkamayacak yada kuyruk kopacak.
Uzun süre asılırlar ya adam dirençli çıkar kuyruğu koparıp geride kalanların elinde bırakır yada kuyruk acısına daha fazla dayanamaz gerisin geriye iç merkeze dönüş yapar.
İşte bu adamın delirme yeridir burası çünkü zorla dönderdiler.
İşte bundan dolayı politikada sağın ve solun merkeze yakın olan yeri beş para etmeyen politikacılar pazarıdır burada her şey gününe ve adamına göre değişir.
En akla hayale gelmeyen dalavereler burada yaşanır çünkü bu merkez sol veya sağ aynı karakterdeki insanlardan oluşur fakat ayrıymış gibi oyun sergilerler.
Bu merkezde toplananlar hem bir işe yaramazlar hemde ülkenin kaymağını tüketirler dolayısıyla tam bir baş belasıdırlar.
Ne ileri gidene arka çıkarlar nede geride kalanlara el uzatırlar.
Kıbleside kabeside para olan bu merkezden ülke yararına veya toplum yararına iş yapan birisi çıkmaz.
İşte bunlardır ülkeyi uç noktalara taşımaya çalışanların kuyruklarından kapanlar.
Kuyruk kopup ellerinde kalmadan kimseye yol vermezler.
Kuyruk kopup elde kaldığındaysa dağılıp giderler ve kum taneleri gibi çöle savrulurlar.
Gerek ailevi yapıda gerekse ülke yapısındaki ana sorun budur,ileri gidenin kuyruğundan yapışmak.
Dolyısıyle ileri giden olmayıncada herhalde geriye gidilir.
İşte biz şimdi geri geri gidiyoruz fakat ileri doğru şaha kalktığımızı sanıyoruz.
Bunu görebilmek içinse delirip çember dışına çıkmak şart.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.