- 435 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Sürgün 1
KARS T TİPİ CEZA EVİNE TESLİM EDİLİŞİMİZ
Yollara baka baka ıradım Erzurumdan
Kader ağını örmüş kurtuluş yok pusudan
Saatler 11.00 gösterdiğinde Kars cezaevine giriş yaptık, Bizi getiren araçtan sağ ve sol yanımızda 2 şer jandarma erininin nezaretinde birer bire araçtan indirildik mahkum kabul kapısından içeriye alındıktan sonra kelepçelerimiz çıkarıldı, Kelepçeler kollarımızı ne kadar sıkmış ki yüreğimizdeki acıdan bileğimizdeki acıyı hiç hissetmemişiz. Görevli gardiyanlar isim yoklamasının ardından teslim alma işlemleri yapıldı.
Ceza evinden ceza evine sevk edildiğimiz halde eşyalarımıız didik didik arandı çoğu eşyalarımıza el konuldu Gardiyanlara bu eşyaların Erzurum ceza evinde verldiğini söyleylediğimiz halde gardiyan söylediğimiz duymuyor, Eşyalarımız arasında bulunan sigaralarımıza çaylarımıza koğuşta kullanacağımız çok sayıda eşyalarımıza el konuldu, Uygulamanın içerisinde olan birisi olarak bu tür uygulamalar olmadığı halde kraldan çok kralcılar adeta rol kapma yarışına girmişler dahada önemlisi bu gardiyanların çoğunluğu benim burada Müdür olarak görev yaptığım sırada benimle birlikte çalışan beni tanıyan nasıl birisi olduğumu bilen, benim dışımda diğer arkadaşları da tanıdıkları hatta onlarla aralarında bir kardeşlik ilişkisi olan memurlar oldukları halde akla hayale gelmeyen muamelelere muhatap oluyorz.
Eşyalarımıza kanunsuz bir şekilde el konulmasından sonra onun şokunu atlatmadan tek kişi olarak arama odası denilen bir yere alındık ve çıblak aramaya tabi tutuluduk bu durum tamamen psikolojik baskının sindirmenin işkencesinden başk bir şey değildi. Kanunda çıblak aramaya muhatap olacağımız bir suçlama zanlısıda değildik kaldı ki kanunda çıblak aramanın şartları belli olduğu halde uygulamada bu tür işleme tabi olan suç zanlılarına değil onların dışında tutuklanan pırıl pırıl insanlara uygulanmasıda işkencenin bir başk versiyonu idi. Bizi kanun dışı uygulamalara maruz bırakanlar uyuşturucu gasp cinayet hatta hırsızlık suçundan gelen zanlılara aynı işlemi yapamacak kadar korkak, bizim karşımızda asrlan kesilmişlerdi.
Nihayet aramalarımız tamamlandı el konulmayan eşyalarımızı bize verilen siyah renkli kirli poşetlere rast gele basarak geçici bir koğuşun kapısı açıldı hepimiz içeriye alarak kapıyı çevik bir hareketle kapattılar. Koğuş sank üst üste yığılmış insan insan yığı idi. küçücük bir koğuşa her meslekten her unvandan yüzlerce insan nefes alınmıyor ortada hareket sahası olmayan ikili ranzalarla doldurulmuş her katında iki üç kişinin nöbetleşe yattığı yatak. Nevresim yok yastık yok çarşaf dersen lüks.
Adeta yüzlece insan toplu bir kıyıma işkenceye tabi tutulmakta...
O kalabalık sıkıcı buna bir ortam da dahi içerideki bütün insanlar o kıt imkanlarda dahi tatlı bir paylaşım, samimi bir teselli, mübarek bir yarış içerisinde,, o sahneyi dışarıdan seyreden insanlar da biliyor ki bu insanların bun ülkeye ihanet etmeleri asla düşünülemez.