- 303 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
NAZIM HİKMET YAZDI NURİ KURTCEBE RESİMLEDİ
Destan gibi savaş: Kurtuluş Savaşı...
Bu savaşın destan gibi şiiri: Nazım Hikmet’in ’’Kuvayi Milliye Destanı’’...Bir çok kez tiyatroya uyarlanan destan, yapısal bakımdan en uygun düştüğü sinemaya aktarılmadı ama, sinemayla aynı dili kullanan bir başka sanat dalında anlamlı bir karşılık buldu. Artık Kurtuluş Savaşı destanının bir çizgi romanı var. Nuri Kurtcebe’nin resimlediği destan artık bütün kitapçılarda...
Cumhuriyet gazetesinde ’’sessiz sedasız’’ çizmeyi sürdüren Kurtcebe, 1977’de başlamış destanı resimlemeye. Yaklaşık bir buçuk yıl süren, zaman zaman da öfkeye ve büyük bir umuda kapıldığı bir dönem...Uzun süre telif sorunlarıyla uğraşmış. Yayımı için verdiği yayın evi bekletmiş bir süre. Sonra da Leman Yayınları el atmış. Kurtcebe’nin ustası Oğuz Aral’da kitaba yazdığı ön sözde şöyle diyor: ’’Çizgilere bakınca kalemiyle Nazım’ı çizen bir çizer değil, süngüsüyle Kurtuluş Savaşı’na katılan bir nefer bulacaksınız karşınızda.’’
Kurtuluş Savaşı’nın Türkiye’nin miladı olduğuna inandığını söyleyen Kurtcebe, destanı çizme nedenlerini anlatırken, ’’Hiç bir ülkenin böyle bir destanı yoktur’’diyor;’’Eğer Hollywood’un elinde böyle bir malzeme olsaydı onlarca film yapılırdı.’’
Destanın tamamını bölümlerin sırasına uyarak çizen Kurtcebe, şiiri neredeyse kelime kelime, hece hece, harf harf resimlemiş. Kurtcebe’nin çizgisi, Kara yılan, Kambur Kerim,Kartallı Kazım, Arhaveli İsmail ya da Şoför Ahmet’in karşı karşıya geldikleri kader anlarındaki devrimci tutumları karşısında adeta sinemasal ötesine geçerek bambaşka bir dile ulaşıyor.
Kurtcebe, destanın yapısındaki sinematoğrafik anlatımı, çizgiye öylesine dökmüş; Nazım’ın şiir dilini kendi şiir diliyle öylesine birleştirip bütünleştirmiş ki, ’’Kuvayi Milliye Destanı’’, bundan böyle çizgilerle yeni anlamlar kazanarak okunup söylenecek. Çizgi roman, destanın sinemaya aktarılmasında yararlanılabilecek bir yol haritası niteliği taşıyacak.
Bir sanat yapımının kendini yeniden üretmesi de bu olsa gerek...