- 370 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Sürgün 2
KARS T TİPİ CEZA EVİNE SÜRGÜN
Saatler sekizi göterdiğinde ayakta olmak zorundasın, sabah sayımları var...
Sayımdan yaklaşık yarım saat kırk dakika önce nömetçi gardiyanın kulakları tırmalayan sesi gelir ’’sayım var, sayım var’’ demir kapılara ellerindeki anahtar demirleri ile vumaları da cabası o sesler kulakları adeta tırmalıyor. Sayımlardan sonra ekmekti, kahvaltıydı, yemekti kapı sesi akşama kadar sürer. El mahkum ayak gardiyan çek çileyi, adımla daracık kafes gibi bahçeyi, Gardiyanın zılgıtı hiç eksik olmuyor hemen her gelişlerinde mutlaka bir şeyler söyleyerek kafaları karıştırarak gidiyorlar.
15 Ağustos Pazartesi; Saatler gündüz on’u gösterdiğinde kapı mazgalı açıldı isimlerimiz okundu dizildiğimizde kapı mazgalına her birimizin memuriyet ten açığa alındığımıza dair Resmi yazılar tarafımıza tebliğ edildi, memuriyetimizde askıya alınmıştı, öyleki her hangi bir teblgat tarafımıza bizzat ilgili memurlar tarafından tebliğ edilmesi gerekirken , onuda gardiyanlar takip ediyorlard, Bizleri tanıyan bilen hiç bir memur bizimle muhatap olmak istemiyordu. O haftayı öyle curcunalı bir şekilde geçirdik. Pazartesi için plan yapmıştık hep birlşkte. Kurum müdürü ile görüşerek koğuşumuza kurum idaresi tarafından televizyon verilmesini eğer mümkün değise koğuşumuza kantin görevlisi tarafından bizim paramızla alınması talebinde bulunmam için arkadaşlar beni görevlendirmişlerdi. Bize göre arkadaşlarım dahil görüşümüz Şahsımında Müdür olmam sebebi ile Müdür beyin reddemeyeceğini düşüncesinde idik oysa Kurum Müdürü daha geldiğimiz saatte bize karşı ilgisiz kalarak hatta biraz daha resmi davranmak 2. Müdürler ise sayımlarda bize karşı mesafeli durmakla tavırlarını zaten göstermişlerdi, Oysa kurumlarımız arasında samimi bir diyaloumuz olduğu gibi lojmanlarda komşuluğmuz vardı.Her pazartesi bana uğursuz gelmeye başlamıştı . Paratesi gecesi evimin aranması, Pazartesi sabah göz altına alınmamız pazartesi memuriyetten açığa alınmamız, işte yine günlerden pazartesi. Yine bir şeyler olacağı korkusu içimi sarmıştı ancak arkadaşlara hissettirmemeye çalışıyordum.
KARS T TİPİ CEZA EVİNE SÜRGÜNÜMÜZ
22 Ağustos Pazartesi sabah saat 06.00 gösterdiğinde kapı nöbetçisi bir hışımla üç beş gardiyanla içeri girdi ’’ Haydi kalkın arkadaşlar, toplayın eşyalarınızı sevke gidiyosunuz’’ bize yarım saatlik süre verdiler, biz bu yarı saatlik süre içerisinde nasıl toparlanabilirsek öyle toparlanp, giyecek eşyalarımızı kirli poşetlere basıp doldurduktan sonra memur nezaretinde kapı altı denilen yere getirildik.. Orada emanet eşyada bulunan valizlerimiz bizlere verdiler emanet para hsabında bulunan paralarımız görevli jandarmaya teslim edildi, sırada jandarma araması var görevli jandarma komutanı PKK ve diğer örgütten suçlu olanlara bize davrandığı gibi davranamıyor onlar ufak bir harekette jandarmaya karşı tepkilerini göstermesine rağmen biz kurbanlık koyun gibi kafalarımızı gettoya uzatmış kesmelerini bekliyoruz bu kada sessiz ve tepkisiz kalmamıza karşılık jandarma dahada sertleşiyor. Vakti zamanında İskenderunda Görev yaptığım sırada tanıştığım bir esnaf amca vardı İsmi Apdullah AKTAN. Bir hikaye anlatmışta çok etkilenmiştim, şuan onun hikayesindeki kahramanın yaşadıklarını yaşıyordum sanki,
Deliler hastanesinin bahçesinde bulunan ağacın dibinde her gün sabah bir delinin cesedi ile karşılaşılması Hastane Başhekimini hayli sıkıntıya sokuyor, Ne kadar sıkı tedbirler alınsada önüne geçilemiyor, işin ilginç tarafı olayı nöbetçilerde fark edemiyor.
Hastane Baş hekimi Asistanına
----’’Üzerine bir deli egömleği giyinerek deliler koğuşunda bir gece kalmasını’’ söylüyor
Asistan akşam mesaisi bitip bütün görevlilerin gitmesi ile üzerine bir deli gömleği giyerek delilerin bulunduğu
koğuşa giriyor, olanları izlemeye başlıyor. Vakit gece yarısını bulduğunda koğuşun reisi
----’’Hepsinin bahçeye çıkmasını’’ söylüyor bütün deliler bir pencereden gizlice sıra ile bahçeye çıkıyor asistanda
onlarla beraber, Reis
-----’’Hepsinin ağaca çıkmasını’’ söylüyor , hepsi ağaca çıkıyor Asistanda onlarla beraber çıkıyor ağaca. Reis
----- ’’Meyve olun hepiniz’’ der hepsi kendisini meyve hisseder. Reis
-----’’Olgunlaştınız düşün’’ demesi ile ağaçtan tüm deliler kendisi aşağı atar. Asistan ağaçta kalır. Reis
------’’Bu meyva olgunlaşmamış bunu taş ile düşüreceğiz’’ der, bütün deliler Asistanı taş yağmuruna tutar. Asistan yaralı bir şekilde daldan düşer. Bütün deliler çıktıkları camdan sıra ile geri koğuşlarına döner ve camı kapatırlar
sabah mesaisine gelen hastane baş hekimi ağacın dibinde bu sefer asistanın ağır yaralı bir halde yattığını görür asistan revire kaldırılır. tedavi altına alınır.
Bu hikayede olduğu gibi biz henüz olgunlaşmadığımızdan bizler talayarak düşürdüler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.