- 234 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HAYATIMIN GİZEMLİ ANLARI 4
HAYATIMIN GİZEMLİ ANLARI
4
Aslında iyi bir tarihçi olacak arkadaşım- çünkü tarih sevgisi ve ilgi ve bilgisi çoktu- dişçilik fakültesini hak etmeden kazanınca bu vahim durum ortaya çıkmıştı. Sonradan ücretli öğretmenlik, kaçak dişçilik ve en son kerestecilik yaptı. Naylon fatura ticareti yaptı. Bir ara siyasete girdi, il genel meclisi üyesi oldu. Adalet bakanlığında müşavirlik yaptı. Görevden alındı iktidar değişince sonra da emekli maaşına talim etti. Şimdilerde haksızca görevden alındığı bakanlıkta memur oldu geç yaşlarda.
BENSE bileğimin hakkıyla kazanmıştım ancak ilgim olan branşa değil, halen mevcut düzende orta öğrenimini gördüğüm ilahiyatta. Ben de orada tutunamadım. Geçiş yapmak için her yıl sınava giriyordu. Önce Erzurum’da sonra İstanbul Feriköy’de sınavlara girdim art arda. Halen öğrenci olduğum için puanlarım düşüyordu.
Tahminen yedince sınavda bir daha kazanacak en son girdiğim fakültede öğrenim görecektim. Orada yapamadım. Arkadaşıma öğrettiğim dersten o geçmiş, ben sınıfta kalmıştım. O şimdi büyük tüccar. Diplomasını hiç kullanmadı belki de. Bense diploma alabilmek için 13 yıl kaybettim. ‘Kayıplar kazançtır.’ diyor Sartre. Ben de öyle düşünüyorum. Hayatımda bana hep kendimi aşmayı bu kayıp yıllarım öğretti. Acıyla ve hüzünle karışık bir öğrenim bu. Bir büyük kamçılanma. Hayatımın her anında hep o kayıp günleri hatırlayıp hayıflandım. Bu yüzden de hep zamanın değerini bilmeye, zamanı en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım.
SONDAN bir evvelki sınava bir arkadaşımla gitmiştim kentte. İzmit’ten İstanbul’a gidiş fazla vakit almamış bu kez otele sığınmamış yahut başka bir seçenek aramamıştım. Aynı salonda başka bir hemşerim daha vardı. O sınavdan en erken çıkmıştı. Sayısalcıydı. Ona daha sonra erken çıkışının nedenini sordum. Sözelden çok az soru cevapladığını yarısının doğrusu çıksa yeter diyordu. Ben hatamı anlamıştım sözelci olmama rağmen sayısaldan bir sürü soru cevaplıyordum ancak çoğu da yanlış çıkıyordu. Bu da oldukça fazla puan kaybetmeme sebep oluyordu.
Sonraki yıl onun taktiğini uyguladım ve başardım. İşte istediğim fakülteye nihayet girebilecektim. Amma ben kayıt yaptırabilecek miydim? Beni bir endişedir almıştı. Yurt müdürlüğünde kendisine ücretsiz belletmenlik yaptığım şimdi rahmetli arkadaşım bana bir hikaye anlattı. Bu hikayeden gerekli dersi çıkarmıştım hemen karar verdim. Kardeşimin üzerine bir askerlikten muaflık kağıdı aldım. Onun belgesi üzerinde tahrifat yaparak kendime askerlik tecil belgesi çıkardım. Bu işi de halletmiştim. Onun adını daksillemiş kendi adımı yazmıştım doğum tarihindeki değişiklikle öğrenim hayatıma yeniden kavuşabilecektim. Korku, sevinç ve heyecanla karışık bir duygu içindeydim.
Kayıt günü koca bir kuyruğa girmiştim. Memur durumu fark edecek, sahte evraktan suçlu olacak öğrenim imkanım elimden alınacak diye tir tir titriyordum. Arka sıralarda bir tanış çıkmıştı. O da fakülteye okulu kazanmış, aynı kentten olduğumuz için beni görmesi ve benimle tanışması salık verilmişti. O da çıkışta beni bekle diyordu. Ama ben onunla rahat konuşamadım bile. Sıra bana gelmiştim. Kalbim küt küt atıyordu. Adam tecil belgesine bakınca anlayacak diye ödüm koptu. Şükür bir şey fark etmemişti. Çünkü tahrifat yaptığım yerde daktilo hatası bir küçük delik oluşmuştu. En çok bu beni korkutuyordu. Adam fark etmedi bile. Kayıt işlemim tamamlanınca kaçar gibi oradan uzaklaştım. Arkadaşı beklemedim bile. Koyun can derdinde adam et derdinde diyordum. Herifin derdi yerindeydi. Tabiri caizse keyfi gıcırdı.
(Devam edecek)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.