- 325 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Neva Diye Bir Kadın
Kenarındayım uçurumun; ne kucağına bırakabiliyorum kendimi büsbütün, ne de bir adım dahi geri dönebiliyorum. Biliyorum en çok aşığı olduğumuz yerden ölüyoruz, en çok güvendiğimiz dağın aldındayız. Belki bile bile, belki o son ana kadar ismine toz konduramadığımız için. şakağında o namlunun dumanını yükseldiğinde yine sorguya o elden değil, kendimizden başlıyoruz. ’Nerde hata yaptım?’ orta da bir yanlış varsa evvela dar dağıcına kendini götürüyor insan. çünkü: Bir orduya bedel güven duyduğuna dair bir şey kalmadığında ortada ,işte orda yar bildiği kucağın zehrine neden alıştın? Neden ağzında ki o acı tada rağmen gülümsedin? davan uzayıp gidiyor ama o ip yine senin boynunda. kusursuz olduğundan da değil! Sadece yapılanların zerresini dahi kendimiz yapmazdık ondan bu yersiz beklenti. Herkes kalbin ile aynı değil işte. Yine de atlatamıyor insan: yetişmek için km’lerce koşmuşsun , vardığında ise bir adım dahi atmamakla suçlanmışsın bu duygudan ötesi yok.
Yılbaşlarında nerde kimin için pataldığını bilmediği o havaifişekleri çok severdi . Tek göz bir ev de salına salına bir sofra hazırlayışı vardı ki anlatılmaz. Mutfaktan salona süzüle süzele ; kuğu gibi zarif, tabaklarla dans ede ede.. ardın sıra hep baharmış gibi. kapı açılsa sanki o gecekonduların can çekişleleri dolmayacak içeri. olmazdı ama. Neva bu ya! kapıyı değil çatıyı uçursanda o bir şekilde şarkılar söylemenin yollarını bulurdu. Hele ki yıl başına saatler kalmışken. sofrayı hazırladı çok sevdiği beyaz güllerden koydu masanın ucuna. Az sonra içerden şarap kırmızısı bir elbiseile girdi içeri. Yasemin koktu her yer. Sandelyeye oturdu ,gözü kapıda her şeyin tam olmasına saatler kaldı demeye kalmadan kirli bir kapı çalma sesi. heyecanla kalktı kapıyı açtı.
’Hoşgeldin ruhum!’
’Hoşbuldum sevgilim!’
Her gün aynı aşkla kapıyı açıyor aynı o derin gamze ile gülüyor.
-Gel bak neler hazırladım elinden tuttu içeri geçti
-Tabi bilmez miyim yılbaşı akşamlarına olan zaafını, ah be güzelim ne de güzelleştiriyorsun böyle dünyayı be’ Neva gülümsüyor sadece ve Mehmet 11 saatlik satten sonra bile dimdik duruyor ayakta.
Neva; hadi gel az kaldı sonra tepeye çıkacağız zaten
Aslan: Her yıl aynı şeyi yapcaz ve sen hiç bıkmayacaksın değil mi
bıkmam hadi gel yemekler yaptım sana
Yemekler yenildi gece yarısına vurmadan saat tepeye gelmişlerdi. Neva da her zamanki o çocuksu heyecan . Aslan sadece neva gülsün tüm dünya onun zaten
havaifişekler patlamaya başlamıştı . gökyüzü ışıl ışıl neva gözünü alamıyor. dakikalrca devam etti.
Her yıl olan bu coşkudan daha farklı bir durum vardı mehmet fark eder gibi. neva söylemeye yer arıyor. derin gülümseme ile Aslan bakıyor
Neva bir haller var söylede bileyim
Ne diyeyim ki. bu yıl her şey daha güzel olsun anlam bulsun herşey. koca bir dünyada kendimize her zaman mutlu olacak bir ışık bulalım. Karanlık her yerde mavilik için camı açık bırakalım. Seneye havafişekler patlarken sen baba ben anne olacağız Aslan.
mehmet şaşkın ama mutlu
Sen dokunduğun her yeri çiçek bahçesi yaprsın nevam. annelik en çok sana yaraşır.
Neva hamileydi Aslan, Neva mutlu olsun da ötesi berisi fark etmiyordu ona. daha çok çalışır daha çok çabalardı yeterki neva mutlu olsun. Bu hengamenin içinde liman diye bir Nevası var işte. Derme çarpma bir evi yuva yapmış Neva Aslan’a.
Yılbaşı -havaifişekler derken gün başladı. Herkes aynı yaşam davasına devam etti. Aylar geçti. doğum vakti geldi bir heyecan Neva doğuma girdi Aslan kalbi ağzında bakliyor. Saatler sürdü. Aslan koca koridorda tek başına bekliyor. Ters giden bir şeyler var belliki. Biraz sonra doktordan alıyor haberi nevası doğumda hayatını kayıp ediyor. Aslan koca bir dünya üstüne yıkılmış gibi yığıldı yere. Nevasız nasıl yaşanır, nasıl yürünür,nasıl gelinir nasıl gidilir bilmez ki Aslan. Yarım saat sonra kadar hemşireler yere yığılmış mehmete kızını getirdiler. Kafasını dahi kaldıramadı gözünü dikti bebeğe öylece. Duvara tutunarak kalktı önce bebeği bir almaya yeltendi sonra vazgeçti. Geri gitmeye başladı., Yüzüne bile bakmadı bile bebeğin. Yavaş yavaş yürüyerek çıktı gitti Aslan.
Günler geçmiş mehmeti gören duyan yok. Bebeği bir yetişme yurduna veriyorlar. adı Neva kalıyor bebeğin. Neva gibi çamurlu yollara bile çiçek açtırır, gözünün değdiği yer yeri yaşanır kılsın diye.
Uzun yıllar sonra soğuk bir kış günü bir köprü altında saçı sakalı karışmış halde uyanıyor Aslan. Buz tutmuş her yeri kalktı yürümeye başladı uzunca. Sonra bir evin bahçesine dalakaldı.Kapıdan kızlarını okuldan almış bir annne baba girdi. Aslan yanlarına gitmek istedi. Vazgeçti. Arkasına baka baka köprü altına döndü. Yerde yanan ateşin başına toplandı arkadaşlarıyla gece karanlığı çökmüş. Diğerlerinde şen şakrak muhabbet. Aslan başka yerde,ateşe dalmış. az sonra havaifişekler patlamaya başlıyor. Aslan irkilip ayağa kalkıyor.
-Neva,Neva!
-Korkma Aslan yılbaşı bir yerde eğleniyor namussuzlar bir gülüşme.
Aslan hızlı hızlı yürümeye başladı. Nevasına geldi. O kadar mahçup ki bir kaç metre ötededi Nevasına yaklaşamıyor.Olduğu yere yığıldı. ağlamaya başladı.
-Ben ne bilirim baba olmayı? Ne bilirim yuva kurmayı? Sen varsan yaparım sandım. Ateş olsa yürür geçerim sandım. Bir gülersin dünya güllük gülistan olur sandım. Sensiz nasıl yaşanır Bilmem ki. Bilmemki ben sensiz ne yapılır bilmem..
Sustu bir süre. biliyor musun büyüdü bir dünya da onun için savaşırız dediğimiz kızımız. şimdi başkasına anne diyor. bir gülümsemesi var sanki nevam sensin. senden tek kalana da bakamadım ki. ağlıyor.
neva ben sensiz adam bile değilmişim. anne olacağım dediğin gün ki gülümseyen... beni affet Neva! sevdiğin adam gibi olamadım bile.
Uğruna savaşlar verdiğimiz nesneler, insanlar... Onlar gerçekten koyduğumuz o yerdeler mi? Yoksa ihtiyaçlarımız doğrultusun da mı onlar ordalar?Tüketirken hayatı; duygundan, umudundan hevesinden verirken; hep bir var olma, kendini kanıtlama güdüsünden yola çıkarken eksiliyoruz. Yok olacağın ana kadar var olamya çalışacaksın! eğer bu uğurda sevgi adına aşk adına kendine olan saygından olacaksan vardığın duygunun çok mu önemi kalıyor? Kalabalıkların için de bile en sonunda kendine dönüyorsan ne bu kendinden öne koyduğun? Bu kadar herkes için olan bir savaşta kendinden ödün vermemekten bahsediyorsan; dışındasındır hayatın.
Belki arta arta değildir bazı şeyler. biz yanliş anlamışızdır. Ödün vere vere; baktığını görmeye görmeye yani herkesten önce kendine hakaret etmen gerekiyoedur belki. Aynadakine söylesene ummduğun gibi değil ve ben; sen olduğum kadar ben değilim….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.