- 3174 Okunma
- 32 Yorum
- 34 Beğeni
Mimozalı Zamanlar
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Şubat ayının tam ortasındayız.
Sabahın erken saatinde İstanbul’un semasında kurşuni bulutların arasından güneş ağır ağır yükselmeye başlamıştı. Yaz ayları boyunca gölgesinden yararlanan insanların kış aylarında unuttuğu ağaçların kel halini seyrederek Bostancı sahilinde yürüyüş yapıyorum.
Denizin kenarında göç etmeyip kalan üç beş martıyla onlara eşlik eden deniz güvercinlerine bakıp aklımın kıyısına şiirler çiziyorum. Çizdiğim her şey beklentimin ağırlığını hissederek dayanamayıp geriye dönüyor. Öyle ya zorlayarak hiç bir güzelliğe ulaşamazsın. İncelttikçe inceltiyorum yok olmuyor, susturulan kalbe ne yapsan çok düşünür, zor beğenir modundaydı durum. Bir şeyler olmalı, en mahir mimarların dahi çizmeyi başaramadığı yepyeni bambaşka bir şey olmalıydı, ama ne...
Kendi, kendimi kandırırken gözümle çizdiğim her duygum vasatın altındaydı. Uzun yıllar boyunca şiirlere heveskâr göğsümün üzeri alışık olmadığı duyguya çöreklenmiş sisli ve nemli havayı soluyordu.
Üstümde de soğuktan korunmak için kat be kat giydiğim kalın giysilerin ağırlığıyla söyleniyordum bir yandan.
-Seni hiç sevmiyorum soğuk, hasta olmayayım diye şu giysilerin hamalı da oluyorum.
O an bir of çektim, karşıki dağlar yıkılmadı.
Yılların alışkanlığıyla huzurlu ve mutlu yaşama kendini bırakmak isteyen gölgem aydınlanması için mart ayının gelmesini bekleyecekti.
Son birkaç aydır iş yoğunluğumun üstüne üstlük bir de geçirdiğim korana’dan dolayı iyice yıpranmış ruhum ve yorgun gülüşlerim etrafta yeni çıkmaya başlayacak çiçeklerin tazelikleriyle örülmüş taç yapraklı mistik kokuları duymak ve görmek istiyordu.
-Lütfen beni hatırla, yanındaki küçük kızı hatırla dediğim an, o da ne? Yolumun üzerinde göz alıcı sarılıktaki rengi ve ihtişamıyla en enfes kokusuyla mimoza çiçeği karşımda duruyordu. İşte o an, havadaki kurşuni renkli bulutları söküp atmak, şikâyet etmeden mutlu olmak istediğimi fark ediyordum...
Yağmur sonrası çimlerin içinde biriken çamurlu suların ayaklarıma ve eşofmanıma şapırtı sesleriyle yapışmasına aldırmadan çocuklar gibi koşarak mimoza çiçeğini büyülü bir dokunuşla tutan belki de ilk eldim ben. O ince ve zarif mis kokuyu defalarca içime çektim...
Ah! dedim. senin baharda ilk açan çiçek olduğunu hiç kimsecikler bilmez. Kendimi tutamayıp güldüm ve başımı kaldırdım.
-Sesime sinen mutluluk, işte ben sadece sana talibim. Sen bensin, ben de sen.
Kırılgan kalbimin sesini duymuştu mimoza. Mart ayının ilk haftasında çiçek açması gerekirken, sürpriz yapıp şubat ayının ortasında kendini göstermiş, ruhumla dayanışmaya gelmişti.
Daha bu sabah dua yapıp ceplerimde sakladığım ellerim, bu kez göz alıcı sarılıktaki renge dokunarak koklaya koklaya "Rabb’im sunduğun zenginlik için sana teşekkür ediyorum" diyordu. Öyle boy veriyordu ki yüreğime dokunarak yerden göğe yükseliyor, enfes kokusunu incitmeden içime çekerken de sanki yeniden tazelenip güzelleşiyordu.
Baş başa, göz göze hoş sohbetle konuştuk. Anlattım son iki ayda yaşamış olduğum zorlukları, yorgunluklarımı. Hayalimde uçuşan küçücük kâğıtları elime verdi, ‘’Hârelerin diline sevimli birer gamze çiz, asla renkleri solmasın.’’
Ardı ardına gelen okunacak kadar ince ve şeffaf cilveli ayak seslerini de dinlemekteydim...
Sahi, siz çiçeklerle hiç konuştunuz mu? Öyle büyülü bir atmosfer ki hiç bir bedel dahi istemeden kalbe doğan güneş misali, sevgi timsali.
Çiçeklerin de dili var şüphesiz.
Kalın sağlıcakla...
Ümmühan YILDIZ
YORUMLAR
ANLAM DOLU YAZINI ZEVKLE OKUDUM AKICI BİR USLÜP YAZAN YÜREĞİ ŞAİRİ KUTLARIM SAYGILAR
Ümmühan Yıldız
Saygıyla selamlar
Ümmühan Yıldız
Ben de seni kocaman seviyorum.
Çiçeklerin de dili var şüphesiz.
Bence siz bir çiçeksiniz ve yazınız sizin diliniz (:
Sizi görmek çok güzel
Tebrikler ve sevgiler 🤍
Ümmühan Yıldız
Aha gülümseyerek, o dikenlerin içinde en soylu renkte çiçekler göz kamaştırıyor.
Zarafeti güzel olan hüzünlükent'e.
Kocaman sevgiler...
Bir Ümmühan YILDIZ yazısı idi
akıcı, düşündürücü, sürükleyici roman misali, içinde insani güzellikleriyle
ak sayfada aktan bir yazıydı
tebrikler
nice saygımla
muslumbayram tarafından 21.2.2022 10:43:57 zamanında düzenlenmiştir.
Ümmühan Yıldız
Saygıyla selamlar.
Kalbin eğer her canlı için aynı duyguyla çarpıyorsa ve yüreğinde ki sevgiyi her canlıya eşit verebiliyorsan işte o zaman insansın...
Güneşin gelmesine az kaldı, ofisin bahçesinde tavşankanı çay, simitler senden doyumsuz sohbetler bizleri bekliyor.
Emeğine yüreğine kalemine sağlık....
Abin,
Ümmühan Yıldız
Çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle selamlar.
Bazen kendine göre hayatta her şey yolunda gitmez gibi gözükür, her şey susar, beraber isim veremezsin susmalarına.
Belki yoğunluktan ya da koşuşturmaktan çizgiler birbirine karışır. Azda olsa ışık vardır, o ışığı büyütmek için yürürsün şikayet etmeden.
Mucizeler aslında uzakta değil, her sabah uyanışın mucize değil mi ?
Zaman içerisinde olgunlaşır parlak güneşe içeriden değil dışarıdan da bakarsın.
Evet, yazmayı seviyorum. Önceleri çok önemsemesem de, yazın ekilen tohumların başak olmasını seyrederken güz geldiğinde hasadını toplamak istediğimin yeni yeni farkına varıyorum.
Yazımın günde olması mutluluk verici hem de motive edici bir mutluluk...
Değerli zamanınızı ayırıp yazımı okuyup yorumlarınızla destek olduğunuz için teşekkürleri borç bilirim.
Edebiyat defterim, değerli seçici kurulum sizleri seviyorum.
Saygılarımla, sevgilerimle.
Ümmühan Yıldız tarafından 20.2.2022 00:47:02 zamanında düzenlenmiştir.
İşte bazen bir mimoza oluverir mutluluğun adı.
Hem de hiç beklenmedik bir zamanda.
Harika bir yazıydı.
Tebrikler
Ümmühan Yıldız
Sağ ol
Hep güzelsin.
Sevgilerimle.
Evet... Ben de çiçeklerle konuşurum..
Onlar da karşılığını daha gürleşerek, çiçekler açarak verirler.
Kutlarım güne gelen yazınızı.
Ümmühan Yıldız
Orkidelerin boy verip çiçek açma zamanı.
Her sabah tek tek ilgilenir konuşur hatta öperim.
Çok teşekkür ederim.
Sevgiyle.
Billur T. Phelps
Ah orkideler!
Nedense bir onlarla pek anlaşamadık.
Onca dil döktüm her yenisi geldiğinde...
Yaşamak istemediler benimle :(
Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık üstadem...Güzel ve manidar bir paylaşım...Tebrik ederim...En güzele emanet olun...
Çiçeklerin ve dahi yaratılan herşeyin kendince bir dili var elbet...Saygılarımla...
Ümmühan Yıldız
Toprağın üstündeki, altındaki tüm canlılar onlar da insanlar gibi can taşıyorlar.
Teşekkürler,
Saygılarımla.
Güne eşlik eden yüreğinize selam olsun canım arkadaşım.
Çok çok geçmiş olsun.
Sevgimlesinin yürek dolusu
Ümmühan Yıldız
Sevgiyle, muhabbetle selamlar.
Soğuk kış günlerinin sirayet ettiği bu günlerde bir nebze olsun yazın sıcaklığında açan çiçeklerle insan ruhunu güzel duygulara götüren sımsıcak bir yazı olmuş emeğine sağlık diyorum. Ayrıca bir hayli zamandır yoktun, bize böyle şakaları yapmayın lütfen
Ümmühan Yıldız
Benim için özellikle üstüne basa basa yazıyorum ayrı bir yerdesiniz.
Sağ olun
Saygıyla sevgiyle selamlarımı gönderiyorum.
Haaa... Rengarenk nakışlarla bezenmiş dallardan kalplere sarkan çiçekler
Haaa... Çiçeklerde balından mest olmuş kanatları göz alan kelebekler
Ümmühan Yıldız
Saygılarımla.
Çok geçmiş olsun Ümmühancığım.
Kutluyorum güzel yazını gün güzelliğini...
Evet seni buralarda göremeyince özledik merak ettik, şükür geldin nice güzel şiir ve yazılara diyorum canım, hoş geldin.
Sevgilerimle .
Ümmühan Yıldız
Bende sizleri kocaman özledim. Nice güzel şiir ve yazılara hep birlikte inşallah
Sevgilerimle.
Uzun zaman oldu şiirlerinizi özledik can ama yazılarınız da şiirlerinizi aratmayacak güzellikte.
Mimoza çiçekleri hüzne ram olmuş yüreğinizi edeta bahara çevirmiş ve mutluluklar yağdırmış üstünüze...
Gül yüreğinizden sevgiyle öpüyorum gönül dolusu tebriğimle..
Ümmühan Yıldız
Yakınımda olsaydınız yanınıza gelir, sarılıp çok çok çokkk güzelsiniz derdim.
Diyorum uzakta olsam...
Benim için öylesine müstesna yerdesiniz ki, işte orası sizi çok seviyor…
Ümmühan Yıldız
Saygıyla selamlar.
Ümmühan Yıldız
Yorumunuza çok teşekkür ediyorum.
Ümmühan Yıldız
Datça’da, baharın müjdecileri badem çiçeklerini gördünüz mü hiç? Bir başka açarlar, bir başka güzellikte... Erkencidirler, ılıman hava göz kırpmaya görsün, hemen bembeyaz donatırlar dört bir yanı ve bir gelinlik giymişçesine beyaza bürünür ortalık... Sadece dallarda değil gönüllerde de açar; yüzlerde gülücüklere, yüreklerde sevdaya dönüşür badem çiçekleri. Şairlerin şiirlerine, ressamların tablolarına ilham kaynağı olmaları bu nedenlerledir. Mesela büyük usta Van Gogh, ünlü “Almond Blossoms (Badem Ağacı)” tablosunda nasıl da resmetmiştir badem çiçeklerini... Efsanelere de konu olmuştur... Hadi anlatayım badem çiçeği efsanesini; Demophon’la Phyllis’in aşk efsanesidir aslında bu.
MÖ 1200’lerdeyiz. Truva Savaşı yeni bitmiştir. Savaştan dönenlerin gemisi Thracia’ya (Trakya) kıyılarına uğrar. Thracia kralı Lycurgus kazananların onuruna sarayında bir yemek düzenlemiştir. Yemekte Truva’da büyük başarı elde eden kahraman Demophon da vardır ve kralın güzeller güzeli kızı Phyllis’le (Filiz) tanıştırılır. İki genç o an yıldırım aşkına tutulur! Yemekte yan yana oturtulurlar ve fısıldaşarak görüşmek üzere randevulaşırlar.
Ertesi gün gizlice buluşurlar. Bir sonraki gün yine... Günler su gibi akar, geçer... Ve sonunda ayrılık vakti gelir. Çünkü Demophon’un Atina’ya dönmesi gerekmektedir. Demophon gemisine binmeden önce limanda Phyllis’e sarılıp söz verir; “Sevgilim, Atina’da işlerimi halledip, hemen döneceğim ve seni babandan isteyeceğim” der. İki genç birbirine bağlılık yemini ederler. Demophon’un gemisi Thracia’dan ayrılırken, Phyllis’in gözlerinden yağmur gibi yaşlar dökülmektedir.
Günler haftaları, haftalar ayları kovalar... Demophon bir türlü dönmüyordur. Phyllis her gemi geldiğinde limana koşmakta, ama heyhat, hayal kırıklığıyla saraya geri dönmektedir. Phyllis aylarca bekler, ama nafiledir bu bekleyiş, Demophon ortada yoktur. Sonunda umutsuzluğa kapılır, hayata küser ve bir kış günü kendini asarak intihar eder. Yunanistan’da zekâ, sanat, ilham ve barış tanrıçası Athena olan biteni duymuş ve bu aşktan çok etkilenmiştir. Hemen kendini astığı yerde Phyllis’i yapraksız bir ağaca, bir badem ağacına dö-nüştürüverir.
Aradan yıllar geçer... Demophon yaşadığı birçok maceradan sonra nihayet, bir bahar günü Thracia’ya döner... Ama neye yarar ki, Phyllis artık insan olarak ortada değildir, o bir badem ağacıdır. Hemen ağaca koşar. Acı ve gözyaşları içinde kuru dallarına sarılır. İşte o anda ağacın dalları bembeyaz çiçeklerle doluverir. Onlar badem çiçekleridir...
Ya işte böyle sevgili okurlarım...
CAN YÜCEL
Badem çiçeklerine âşık bizden biri de; Datça’yla ismi özdeşleşmiş, Datça’yı gönlünde taç yapmış, Datça’nın da kendisini bağrına bastığı büyük üstat Can Yücel’dir. Bakın bu dizelerinde nasıl da anlatıyor badem çiçeklerini...
Kibrit çakıyorsun karanlıkta
Badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift
Sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza
Yangın mı olur artık, bahar mı?
Ethem Gönenç
Badem çiçekleri benim içinde çok özeldir.
En lezzetli kuruyemiş olmasından dolayı değil.
Çiçekleri tam bir şaheserdir.
Fotoğraf çekme tutkumdan bilirim.
Saygıyla selamlar
Ümmühan Yıldız
Yorumlarınızla insanları mutlu kılıyorsunuz.
Selamlar Saygılarımla.
Evrende her şeyin dili var.Mühim olan onları anlamak...
Tebrik ederim çok güzel bir yazı...
Selam ve saygılar
Ümmühan Yıldız
Çok teşekkür ederim.
Selamlar
Geçmiş olsun öncelikle.Yürekten o kadar muhteşem bir yazı düşmüş ki güne..Mimoza çiçeği gibi yaşam kokuyor adeta..Evet çiçekler de konuşur böcekler de..Hatta tüm yaşayan taşlaşmış yüreklere inat taşlar da..Sizin gibi naif yürekli duyarlı insanlar bunu başarabilir ancak..Mimoza çiçeğinin size vermiş olduğu pozitif enerjiden biz de hissemize düşeni aldık sayenizde.Hep iyi olun, hep sağlıklı..Kutluyorum güne gelen yazıyı nakşeden yüreğinizi..Sağlıcakla..Saygıyla..
Ümmühan Yıldız
Senin kadar beceremiyoruz Muh-te-şem kelimesini ifade edebilmeyi.
Öyle sevimli ki tarzın, duruşun ,samimiyetin varlığına teşekkür ediyorum.
O güzel insanlar atlara binip gitmediler, hala üç beş tane var, biride sensin
Sevgiyle selamlar
Ümmühan Yıldız
Sevgimdesin her daim.
Selamlar,
"Sahi, siz çiçeklerle hiç konuştunuz mu?"
Engin gönül arkından asırlar boyu kana kana sevgi yudumladığımız Yûnusumuzun diyârında, Sarı Çiçekle sohbetine kulak misafiri olup da, çiçeklerle konuşmayan var mi dur? :)
Su gibi akıcı...
Anlatım tarzı ve dili ha ri ku lâ de.
Okurken;
Bu güzellikte yazabilen bi kalemin şiirle yetinmesinin hikâye ve romana haksizluk olacağını düşündüm.
Çiçeklerle hoş sohbeti olan yufka yürekli Ümmühan Kardeşimin haksızlık yap(a)mayacağını hatırlayınca deriiin bi ohh çektim. :)
Kaleminiz kavi, herşey gönlünüzce olsun...
Selam ve saygılar.
Ümmühan Yıldız
Allah herkese böyle güzel yorumlar alabilmeyi nasip etsin.
Sevgiyle, hürmetle, saygılarımla selamlar
Ah hemşerim!
Allah şifa versin. Bizlerde düştük pençesine hafif atlattım lakin annem zor atlattı. Hamd olsun iyiler.
Sizler, hissettim gelmeyişinizden bir durum olduğunu lakin nereden bilebiliriz. Elimizden geldiğince dua ettik sevdiklerimize.
Evet, belki hastalık zor süreç… Kim bilir, içinde hayrın olabileceğini düşündüm. Hastalığın insanı daha çok insan ettiğine inanırım hep. Sabrederse ve şükrederse…
Ne güzel söylediniz çiçeklerin dili var. Ben kâinatın dili olduğuna inananlardanım. Eren anlar, eren duyar elbet biz duyamasak ta.
Ben inanıyorum ve Rabbim der ki KUR’AN’ da: ‘’Yer ve gök ALLAH’I Tesbih eder.
O halde her şey canlı olmalı ve tesbih için kendince dili olmalı…
Rabbim zor sınavla sınamasın bizi, altından kalkamayacaksak. Tekrardan şafi ismiyle şifanı diler. Sağlık ve huzurlar kardeşim.
Selam, dua ve en içten saygılarımla…
Ümmühan Yıldız
Hemşerin varlığınızı seviyor.
Saygılarımla çok çok selamlar.
halil_
Ümmühan Yıldız
Çok teşekkür ederim.
Saygılarımla selamlar.
Büyük geçmiş olsun öncelikle… zor bir süreç geçmiş gitmiş sanırım… iz leri yok etme metodu o yürüyüşler insanı kendine getiren benim de her fırsat bulduğum sabah,erken saatlerde yaptığım. Ve evet etrafına bakınınca insan mucizelere tanık oluyor. O her tanık olunan çirkinlikler içindeki güzellikte iç te güzel olanı ortaya çıkarıyor . Teşekkür edebilme inceliği ve şükür evreni ayakta tutan bence. İki adım başı gördüğün her güzellikte benim de yaptığım.
Yazınızı okuduğuma çok mutlu oldum.
Teşekkür ederim paylaşım için Ümmühan cığım
Sevgiler
Ümmühan Yıldız
Sevgini hissetmemek mümkün değil
En güzel sevgi diliyle teşekkür ederim
Şair gibi diyorum çiçeklerle ,ağaçlarla dertleşin konuşun kimse dinlemez ise sizi onlar sessizce dinler ne güzel kutluyorum
Ümmühan Yıldız
Değil mi, insan kendi kendisiyle de ara sıra konuşmalı.
Enteresan bir anımı hatırlattınız,
Çocuğum, Ayşe yengem kendi kendine konuşa konuşa geliyor. Sağa bakıyorum, sola bakıyorum kimse yanında yok. Dayanamayıp sordum,
- Ayşe yenge kiminle konuşuyorsun?
Gülerek,
-Emicene(amcana) kızıyorum, demesin mi !
Gülümsettiniz :)
Sağ olun.
Saygılarımla…
Yazmaya susmuş elleriniz...
Yanda Deniz ve Siz..
Mimoza çığlık çığlığa coşkun sevinç...
Çok saygımla.
Ümmühan Yıldız
Burada olmadığım sürece defterimizde saygıyla takip ettiğim, yorumlarıyla keyfi aldığım hatta ve hatta daha güzel yazma isteği uyandıran Deniz Tayanç Bey, size sonsuz teşekkür ederim
Saygılarımla.
Mimozalı Zamanlar...
Sizi okumayı özlemişim... Ne güzel geldiniz tekrardan...
Korona geçirmişsiniz geçmiş olsun dileklerimle...
Ve katılıyorum... Çiçeklerin de dili vardır... An olur bir gelincik an olur bir papatya veya şubatın ortasında bir mimoza.. kalbe düşen ağırlıkları, çehreye dolan bitkinliği, ruhun yorgunluklarını alır götürür hatta...
Çok sevgi ve saygılarımla..
Sağlıcakla kalın...
Ümmühan Yıldız
Siz güzelsiniz.
Sevgilerimle
Sağlıcakla kalalım...