- 274 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
BEHİCE TEYZE
Annem ve kardeşimle iki ay önce Behice teyzeye gittik. Behice teyze uzun boylu, kilolu, renkli gözlü, evde baş örtüsünü arkaya,dışarıda öne bağlayan yetmişli yaşlarda annemin teyzesi. Annemin çok sevdiği öz teyzesinin en büyük zevki insanları başgöz etmek. İnsanları süzer, yorum yapar, konuşturur eğer hoşuna giderse arabuluculuk yapardı.Biraz da dedikoduyu severdi, onun için insanları süzer haklarında konuşurdu. Ama arabuluculuk yapacaksa iki tarafı inceler iyi yönlerini ballandırarak anlatırdı. Kötü yönler herkesin vardı nasılsa. Ne varki onun da kötü yönü çok konuşması, insanların işine karışması idi. Biz yine de Behice teyzemizi öyle kabul etmiştik.
Evine gittiğimiz gün kapıyı eşi Sadullah amca açtı. Şaşırdık. Çünkü merakla ve sevinçle kapıları hep Behice teyze açardı. Sadullah amca ya dışarıda olur ya da koltuğuna oturmuş kitabını okurdu. Onu evde hareket halinde görmek pek mümkün değildi.
O gün bizi içeriye Sadullah amca buyur etti. Behice teyzeyi bu sefer her zaman oturduğu mutfak sandalyesinde başı bağlı, ağlarken bulduk.
Her zaman mutlu ve hep bir işle uğraşan,hareketli, çok konuşan kadın yerini mutsuz, hareketsiz birisine bırakmıştı. Oturduğu yerden "buyurun gelin" dedi. Onu ilk defa mutsuz üstelik ağlarken görüyordum. Annem telaşlı "teyze ne oldu, neyin var? " dedi. Annem ağlamaya devam eden teyzesini teselli etmek istedi . Teyzem derdini ancak biraz ağladıktan sonra anlatabildi. Geçen yıl her zaman yaptığı gibi mahalleden bir kızı, çok tanımadığı ama komşusunun çok övdüğü birisiyle tanışmasına sonrasında da evlenmesine vesile olmuş. Bir kaç gün önce de kapı çalmış ve her zamanki neşesiyle kapıyı açmış. Kapıda kızın annesi ve teyzesi varmış. O içeriye buyur etmek istemiş. Öyle öfkeliymişler ki kavgaya başlamışlar. Meğer damat kızı dövmüş ve sekiz aylık hamile karısını annesinin evine getirmiş. Sadullah amca da evlilik işlerine karışıyorsun başına bela buldun diye çok kızmış. Hayatında onu böyle sinirli görmemiş. Evlilikleri boyunca ilk defa ona bağırmış. Behice teyzenin de gücüne gitmiş. Oğlunu aramış, artık bu adamla yaşayamazmış, elalem için ona bağırmış. Oğluyla gidecekmiş. O kadar yıl acı tatlı herşeyi paylaştığı kocası böyle bir nedenden ona bağırmış. Zaten olaya üzülmüş, " damat iyi çocuk görünüyordu, herkesin kötü yönü var işte ne bileyim" diyerek anlatmaya devam etti. Bu saatten sonra bağırmayı kaldıramazmış. Ne yalan söyleyeyim içimden "olacağı buydu, ne karışıyorsun elalemin işine" dedim. Biz yine de kardeşimle teyzeyi teselli etmeye çalıştık. Annem de konuşmak için eniştemin yanına gitti.. Enişte de "ben onun iyiliği için dedim, bir gün başına böyle bir şey geleceği belliydi, hiç evlilik işine karışılır mı? İyi olurlar kendilerinden, kötü olur senden bilirler. Dedim yıllardır karışma diye" demiş. Bence haklı da ama annem de içten içe hak versede teyzesini savunmuş. "O da kötü niyetli değil, herkes mutlu olsun istiyor" demiş. Sonra teyzesini yatıştırmaya mutfağa geldi. "Kaç yıllık evlisiniz yapma teyzem" diye teselli etmeye çalıştı. O gün onları barıştırmaya çalışsak da Behice teyzeyi oğluyla gitmekten alıkoyamadık.
Annem yarınki gün teyzesinin yanına oğlunun evine gitti. Annem süpriz bir haberle geldi. Meğer evlendirdiği kız kocasıyla barışmış, evine dönmüş.Buna sevinmiş fakat annesiyle, teyzesi bir özür bile dilememişler. Buna da çok içerlemiş doğrusu. O da diğer komşusundan öğrenmiş olanı biteni. Annem de artık enişteyle barışırlar sanmış. Teyzesi kesin kararlıymış, barışmak istemiyormuş. Hatta boşanacakmış. Annem şaşkın bir halde olmaz öyle şey diye dil dökmüş ama teyze kararlıymış. Hani bu arada annem de teyzenin gelinini süzmüş. O da kayınvalidesini çok da istiyor görünmüyormuş. Halinden tavrından anlamış. Anneme dilinin ucuyla "hoşgeldin" demiş.Annem bize anlatırken" zaten çok havalı, ukala ve kendini beğenmişin tekidir "dedi. Benim de bildiğim kadarıyla bu gelin ailede çok sevilen birisi değildi.Annem" boşanırlarsa oğlunda kalamaz. Gelinin bir bakışı vardı, görmeniz lazım "dedi. Ama teyzem üzüntüsüyle bunu fark etmiyor, onu istemeyen tavırlarını görmüyormuş.Annem gelince teyzesine acıdığını ve orada olan biten her şeyi anlattı.
Annem eniştesine de uğramış ama o da üzgün olsada kadın dırdırından bıktığını kafasını dinlediğini söylemiş. Annem bütün sülaleyi ayağa kaldırdı. Teyzem ikna olmuyor, eniştem de aynı sakin haliyle hiçbirşey yapmıyordu.
Torunlarının görüştüğü bir oğlan varmış.Birkaç gün sonrasında istemeye geleceklermiş.Tanışma günü enişte de oğlunun evine geldi. Biz de oradaydık. Oğlan ailesiyle geldi. Teyze bir bir hepsini süzdü. O süzerken de eniştem ona bakıyordu. Yanında ben vardım ve bir ara bana sessizce "bak görüyormusun huylu huyundan vazgeçmez yine süzüyor insanları" dedi. Teyzemle arada göz göze geliyorlar sonra da başka tarafa dönüyorlardı. Bunun farkında olan ve birbirlerine kıyamayacaklarını düşünen annem mutfakta "bunlar barışır, bak göreceksiniz" dedi. Ama yanıldı.
Teyzem yarınki gün boşanma davası açtı.Geçen hafta ilk duruşmaları vardı. O gün annem de teyzemin yanında olmak istedi. Adliyede boşanmaya gelen bir çift kavga etmeye başlamış. Teyzesi yanında, karşısında da eniştesi oturuyormuş. Teyze bir anda bu kavganın ne ayıp olduğunu, çok basit ve kontrolsüz insanlar olduğunu söylemeye başlamış. Enişte de hak verince sanki boşanmaya onlar gelmemiş gibi yeni neslin çok dayanıksız, sevgisiz, saygısız olduğunu konuşmaya başlamışlar. Bu durumu fırsat bilen annem avukata "bunlar kaç yaşında baksanıza, barıştıralım mı" demiş. Zaten iki tarafın avukatı onların bu tonton hallerine hayran kalmışlar. Avukat da "teyze sizin gibi saygın bir hanım ve beyefendi niye boşanıyorsunuz ki, vazgeçin boşanmaktan" demiş. Eniştenin avukatı da bu sözleri onaylayınca eniştem "evet çocuklar haklı Behicem, gel barışalım" demiş. Bu sözlere dayanamayan teyzem barışmaya yanaşmış. Sonunda barışmışlar. Buna çok sevinen annem adliyeden gelince, bize onların aşkını anlata anlata bitiremedi.
Dün yine Behice teyzelere gittik. Kapıyı sevinçli bir şekilde teyzem açtı. Eniştem de her zamanki koltuğunda kitap okuyordu. Herşey normale dönmüş, teyzem her zamanki neşesine kavuşmuş ve bir daha kimseye arabuluculuk yapmamaya yeminler ediyordu.
ÇİĞDEM KARAİSMAİLOĞLU
Şubat/2022
YORUMLAR
Duyarlı ve nazenin bir yüreğin sesi.
Huzurla doldu içim yazını okurken ve bir bir gözümün önünde canlandı karakterler.
Var ol var ol canım arkadaşım.
Ne güzel nasıl içten tıpkı bizler gibi güzel ülkemin güzel insanları.
Sevgimlesin çok içten ve yürek dolusu.
Yaşa sen.
Hep de yaz.
Yazalım.
İyi ki de.
:))
Emeğine sağlık sevgili Çiğdemm