Bir Ben Var Bende Benden İçeru( Yunus)
Bir ben var bende benden içeru derken Yunus; içindeki beni Tanrı’nın bir yansıması olarak ruh ve nefis diye tanımlamıştır. Derviş tıpkı Hallac-ı Mansur’da olduğu gibi En-el Hak düsturuyla örtüşür tarzda izaha çalışmıştır içindeki beni. Nasıl ki Hallac-ı Mansur En-el Hak yani Ben Hakkım diyerek, Allah’ın yeryüzündeki bir yansıması ve tezahürüyüm ifadesiyle haykırıyorsa, Yunus da bir ben var bende benden içeru diyerek aynı düşünceyi terennüm ediyordu. İki İslam dervişi birbirinden bağımsız, takriben aynı dönemlerde ayrı coğrafyalarda bu düşünceyi insanlığa sunuyordu.
...
Benzer düşünceler ancak sekiz on asır sonra Batılı düşünürler tarafından ifade edilebilmiştir. Alman filozof Fichte ben kavramını gerçek benlik yani irade, Sigmund Freud ise beni, benlik kavramıyla açıklamaya çalışmışlardı. Freud adına alt benlik üst benlik demiş, alt benliğin doğuştan, üst benliğin sonradan oluştuğunu ifade etmiştir.
...
Derviş Yunus, ben benim zaten diyor. Bilinen tanınanım, aranızda olanım, gezip dolaşanım, her an anan zikreden, eğilen diz çöken, büyüklüğü karşısında secde eden sizden farksız bir beşerim ben diyor. Esas ben içimizdeki bendir. Hepimizde bulunan, görünenden farklı olan ancak görünen beni çekip çeviren onu yöneten yönlendiren, güzel sözler söyleten, iyi amel işleten, insan-ı kamil sıfatı kazandıran ben. İşte o ben nefistir, ruhtur. Ezelidir ebedidir.
...
Ölündüğünde kabre konan, üzerine toprak atılan, bir süre sonra toprak olacak olan benim, ölüm anında cesedi terk edip göğe yükselense içimdeki bendir. İçkin bendir.
Kemal GÜL
13.02.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.