- 274 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Nasıl Yaşıyoruz
Filozoflar, eşyanın hakikatini kavramış, varlığın sırrını çözmüş, hayatın anlamını ve zamanın mahiyetini idrak edebilmiş bizleri aydınlatan büyük deha sahibi insanlar.
Osho bunlardan biri. Demiş ki:
"Nefes alıp vermek yaşadığını değil, canlı olduğunu gösterir. Asıl yaşamak, severek yaptığın işlerle meşgul olduğun zamanlardır. Rutin hayatın içinde gece yatmak için, sabah kalkmak için geçerli bir nedenin yoksa yaşıyor sayılmazsın."
Bazıları ot gibi yaşar, bazıları ise hayvan gibi. Üçüncü gruptakiler tabi ki insan olduğumuzu hiç bir vakit akıldan çıkarmadan insana layık şekilde yaşamaya çalışanlardır.
Birinci gruptakiler edilgen, pasif bir durumdan çıkamayıp kendilerini rüzgarın sallaması veya güneşin kavurmasıyla ziyan olup giderler.
İkinci gruptakiler ise güdüleri, duyguları aklına galip olanlardır. Öfkeyle kalkıp zararla oturur, kıskançlık, rekabet, kibir ile hayatlarına yön verirler. Onların akılla, düşünmeyle pek işleri olmaz.Üstelik düşünenleri ve aklını kullananları sevmezler. Hep küçük çıkarlar peşindedirler. Günlük konuştukları kelime sayıları iki yüzü geçmez.Gözleri,kulakları,kalpleri hakikate kapalıdır.İşte bu yüzden kaybedenlerden olurlar.
Geriye dönüp geçen ömrümüze baktığımızda ot gibi mi, hayvan gibi mi yoksa insana yaraşır biçimde mi yaşadığımızı görebiliriz.
Şair İsmet Özel’i hatırlamamak olmaz:
"Yaşamak deriz oh dear ne güzel
Katliamlar ne kötü be birader." Yani başkasının acısını duymayanlar yerilmiş.
05.02.22