- 450 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"KAR YAĞIYOR ÜSTÜMÜZE GECEDEN"
Akşam koltuğa oturmuş televizyon seyrederken torunun sesi geldi balkondan:
-Dede, kar yağıyor, sokak lambalarının ışığında da kar taneleri kelebekler gibi uçuşuyor.
-Bak hele, ne de güzel benzetme yaptın öyle sen?
-Aman dede, sen beni daha çocuk mu görüyorsun* Ben on üç yaşıma geldim.
Böyle konuştuk. “Bir de ben bakayım karın yağışına.” dedim. Gerçekten de kar taneleri ışıkta kelebeklerin uçuşu gibi salına salına düşüyordu yere.
Sabahları erken kalkarım. Belki elli yıldır saat altıdan sonra uyuduğumu, yataktan kalkmadığımı hatırlamam. Beş yıl yatılı okumanın verdiği alışkanlıktan olmalı bu. Bu sabah da öyle oldu. Kalkınca ilk işim küçük odamın penceresinden sitenin bahçesine bakmak oldu. Ortalık henüz tam aydınlanmamıştı; ama bahçedeki çamlar, parktaki arabalar beyaza bürünmüştü.
Kent yaşamında özellikle çalışanlar için pek çok zorluk getirse de kar, bir bakıma doğa için temizlik,toprak için bereket demekti.
Zaman zaman biz yaştaki arkadaşlarla kış günleri herhangi bir yerde kış, kar üzerine söyleşirken şu cümle çok geçerdi bu söyleşilerde: “Eskiden, bizim çocuklupumuzda ne kar yağardı arkadaş!” Evet öyle olurdu. Çocukken evimizle, hemen yanındaki ahıra anamın sabah erken kalkıp yağan karı temizleyerek yol açtığını hatırlarım. Evimiz köyün bir ucunda, okul diğer ucundaydı. Kışın yoğun karda okula gidişimizi, yolda Cuma Coşkun amcanın bizi çevirip o yoksul evinde sobadan ısıttığını da hiç unutmam. Yaptığımız kardan adamlar, savaşır gibi kar topu oynayışımız, o küçücük, şimdilerde kuruyan gölde, buz üzerinde topaç çevirişimiz bende kalan tatlı çocukluk anıları.
Yıllar sonra öğretmen olarak ilk görev yerimde, Muş- Bulanık-Karaağıl’da gördüm bir metreyi geçen karı. "Kar"ın da içinde yer aldığı anılarımı, Karaağıl anılarımı dört yazıyla anlatmuştım.
Bugünkü kar yağışı bana, birkaç yıl önce karın henüz yağmadığı bir kış mevsiminde yazdığım “Bir Kar Yağsa Diz Boyu” başlıklı şiirimi anımsattı. Blogumda yeniden okudum bu şiiri. Tamamını buraya almayacağım, bir bölümünü paylaşarak bugünkü kokuşmuşluğa kar temizliğinin de yetmediğini, siyasetin hiçbir dönemde bu denli yozlaşmadığını aktarmaya çalışacağım.
...
"Bir kar yağsa.." dedim
Yeni yıla girerken
Silse süpürse tüm pislikleri
Küçücük kelebekler gibi
Yavaşça süzülse yeryüzüne kar
Bembeyaz olsa toprak, doğa, evlerin damları
Ve de ağaçlar
Hele de insanların yürekleri
O yürekler, o beyinler de temizlense
Bir kar tanesinin duruluğu, aklığı kadar
Okullarda bilimin ışığı ile aydınlansa çocuklar
Atsak içimizden kini nefreti
...
...
Çok sözümüz var söylenecek de
Bir kar yağsaydı
Ankara’ya
Bir yağsaydı
Bekliyoruz gece gündüz
Bir başlasa kar
Temizlenecek ne çok pislik var
***
Metrelerce kar da yağsa bu bereketli, güzel ülkemizin üstündeki karanlık aydınlanacak, siyasetteki kirlilik temizlenecek gibi değil. Hepiniz duydunuz, okudunuz. Bir açılış töreninde orada olan çocuklardan biri mikrofona çıkarılıyor. Bu ülkenin muhalefet liderine, milyonlarca oy almış, üstelik Cumhuriyetin kurucusu partinin genel başkanına “hain” diyor. Belli ki bu çocuk büyüklerinden etkilenmiş ya da onlar tarafından doldurulmuş. “Hainlik” gibi soyut bir kavramın anlamını ne bilsin o yaştaki çocuk.
Buraya kadar bir rezalet, aymazlık; ama asıl rezalet, aymazlık bundan sonra. Çocuk bunu söyledikten sonra oradakiler gerekli uyarıyı, düzeltmeyi yapacakları yerde gülüyorlar.
Ben bu yazımı inanın tarafgirlik anlayışıyla yazmıyorum. Tavrım, memleketi için çabalayan, dürüst insanlara böyle bir hakaret yapılsa kim olursa olsun aynı olur.
Aslında çocuğun bu sözünden sonra gülen insanlar kaybediyorlar. Mutfak alev alev yanarken, çiftçisinden, işçisinden, memurundan iş adamına dek halktan feryat yükselirken tükenmişliğin, yakında tası tarağı toplayıp gitmenin acı gülüşüdür bu.
Kar yağdı bugün. Doğa temizlendi. Oysa bu üzülecekleri söze gülümseyen insanların vicdanları, yürekleri nasıl temizlenecek?
***
““Kardır yağan üstümüze geceden
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden”
Böyle demiş “KAR” şiirinde Ahmet Muhip Dranas. Geceden başladı yağmaya kar. Doğadaki kirleri temizleyecek, mikropları öldürecek. Bir de üstümüzde şu “karanlık düşünce, aymazlık” gitse, siyaset temizlense, insanlar olmadık sözlerle karalanmasa ne güzel olur. Yönetenlerin görevi bu ülkedeki önemli bir kişiye “hain” dendiği zaman gülmek değil, yangın yerine dönen ülkeyi aydınlığa çıkarmaktır.
Dışarda kar yağsa da içimizde yangın var. Metin Altıok’un şu dizeleriyle bitirmek istedim yazımı:
“Kar var yaşadığımız günlerde
Umutsuzluk çevremizi kuşattı
Kıtlık kıran gündemde
Yine de ele güne karşı
Özenle saklıyorum yüreğimde
Sana duyduğum aşkı
Dört yanım kar içinde”
Şair, “Özenle saklıyorum yüreğimde/ Sana duyduğum aşkı” derken belki sevdiğine sesleniyor; ama ben onu bu memlekete duyulan aşk olarak yazmak istiyorum.
...
Numan Kurt
31 Ocak 2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.