- 204 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şehadetinde kalp ile tasdik var mı...
Şehadetinde kalp ile tasdik var mı...
Kalp yok ki tasdik olsun
Evet biz insanımıza başka güzellikler kazandırmalıyız değilse namazları ihlas kazanmayacak...Zekat vermeliler...zekat verebilmek için kazanç peşine bile düşmeliler evet sadece rıza için para aşkları olmalı yani...sadece rızaya hadimlik için makam aşkları hırsları olmalı...sadece rıza için kıyam aşkları olmalı...
Kalp ne mi..ihlastır...ilimdir şuurdur...bilinçtir ülküdür niyettir hedeftir...Hedefi cemalüllah olmayanın kalbini yok say...o kalp sarhoştur...müşriktir...huricidir...cennetçidir..."Yunusun kalbi gibi bir kalbi olan "Bana seni gerek "der...huriden de geçer...şehadet bu kalbin işi...Şehadetin hakkını her kalp veremez...bari tevbe ete çokca...eksiğini bilse...Kur’anla ölçse kendini ve tevbe etse...esma aşkında gerilerdeyim dese ve tevbe etse...
Evet..."deve hacı olmaz gitmek ile mekkeye"seccadede kılınmaz namaz...kalp işidir namaz...Oruç da kalp işidir...şehadette kalp işidir zekatta niyet bilinç yani kalp ilim işidir...
İşte hadis..."“Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalblerinize bakar.” (Müslim, Birr 33.)
Hz Ali efendimiz der ki..."Elbise ve süslenmelerle elde edilen dış güzellik kalıcı güzellik değildir. Asıl güzellik ahlak ve davranış güzelliğidir ki, onun sahibini hem imanlı çevresi hem de Yaratan’ı sever."
Ben hangi maksatla yaşıyorum? diye kendini hep sorgula...Allah amacına bakar niyetine bakar...çünkü.
Evet...Eşek derviş olmaz odun çekmekle tekkeye...eşek önce eşeklikten yani egosundan özünden maksadından kurtulmalı münafıksın rızadan başka maksadın varsa ibadetlerinde...
Allahtan gizleyemezsin kalbini...işte ayet..."Sözünüzü ister gizleyin isterse açığa vurun; unutmayın ki O, kalplerin içindekini bilmektedir."(Mülk/13)
Şehadetinde kalp ile tasdik var mı...
İman tanımlarında “tasdik”, “ikrâr” ve “amel” kavramları yer alır. Tasdik
kalbe, ikrâr dile, amel de organlara atfedilir...İmanın senisabah namazına kaldırmalı...uykuya egoya kıyam bu...Müşrike kıyamın yok namazda ki kıyamın öksüzdür...tamamlanmamıştır...
Evet... Nisâ /135.ayette kişinin kendisi, ana babası ve akrabası aleyhine bile olsa Allah için şahitlik edip doğruyu, gerçeği söylemesi gerektiği belirtilmektedir.
İman ne mi...
Sözlükte “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak” anlamındaki emn (emân) kökünden türeyen îmân “güven duygusu içinde tasdik etmek, inanmak” demektir. “Sağlamlaştırmak, kesin karar vermek, tasdik etmek” mânasındaki akd kökünden türeyen i‘tikād da “iman” karşılığında...
Evet...Kur’an’da Allah’a, peygamberlerine ve âhiret gününe inananların, sâlih amel işleyenlerin kurtuluşa ereceği (el-Bakara /2-5) belirtilir yani ibadetlerin özü niyet ve ihlas imanın bilginin ilmin tasdikin meyvesi...
Evet...imanın karşıtı küfürdür...İmanın tasdik değil mârifetten ibaret olduğunu ileri süren Cehmiyye ve Neccâriyye’yi Mâtürîdî ve Mu‘tezilî kelâmcıları eleştirmiştir. Onlara göre mârifetin karşıtı cehalet, imanın karşıtı inkârdır (küfür).Evet...İman bilgiden ibarettir sanma tasdik şart...
Evet...İslâm âlimleri arasında dinî hayatın bütünlüğü açısından imanla amel arasında sıkı bir ilişkinin bulunduğunda ihtilâf yoktur. Ancak Hâricî, Mu‘tezilî ve Şiî kelâmcıları ameli imandan bir cüz kabul etmişlerdir. Bu âlimler, hangi itaatin imandan sayıldığı konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerse de genel olarak Hâricîler büyük günah işleyen ve ilâhî emirlerden birini terkedenin kâfir olduğunu, Mu‘tezile ile Şîa, büyük günah işleyenin imandan çıkmakla birlikte küfre girmeyip ikisi arasında bir yerde (el-menzile beyne’l-menzileteyn) bulunduğunu, işlediği günahtan dolayı tövbe etmeden öldüğü takdirde ebedî olarak cehennemde kalacağını ifade eder. Sünnîler’e göre Kur’ân-ı Kerîm’de “iman edenler ve sâlih amel işleyenler” diye sıkça tekrarlanan âyetler, imanla amel arasında sıkı bir ilişkinin mevcudiyetini hissettirmekle birlikte bu ilişkinin atıf edatıyla kurulması ve gramer açısından atıf terkibinde yer alan iki tarafın birbirinden ayrı şeyler olması kuralı çerçevesinde amel olmaksızın imanın teşekkül etmesi mümkündür. Mâtürîdî, “ey iman edenler” hitabıyla başlayan bazı âyetlerde (en-Nisâ 4/59; et-Tevbe 9/38; el-Hadîd 57/28) amel bakımından eksiklik içinde olan müminlerin uyarıldığına ve amellerinin eksikliğine rağmen onlardan mümin diye bahsedildiğine dikkat çeker (Kitâbü’t-Tevḥîd, s. 379). Her amelin herkese farz olmayışı, yolculukta namazın kısaltılması, orucun kazâya bırakılabilmesi de amelin imandan ayrı bir unsur olduğunun delilleri arasında zikredilir.8TDV İslam ansiklopedisi)
Her amel her kişiye farz değil...zekat zengine ait ama zengin olsam da zekat vermem diyen imansız sayılır...zekat Malikül mülksün sen demektir Allaha bir tasdiktir hal ve eylem ile tasdiktir duygu ile tasdiktir fikir ile tasdik yoksa iman yok demektir...amel eksikse tevbe gerekir...ama fakir için zekat vermeyişi eksik amel değil...ama zekata karşı olursa fikir eksiktir iman yoktur...
Bilgi fikri tasdiği savunmayı doğurmalı ki o bilgi iman vasfı kazansın...bilginin tasdikidir iman...
Evet...Bir insanın mümin olması kelime-i şehâdetin muhtevasına inanmasıyla gerçekleşir. Kişi bununla Hz. Peygamber’in tebliğ ettiği iman esaslarını da kabul etmiş olur. Kelâm literatüründe iman esasları “Allah’a, Peygamber’e ve âhiret gününe iman” şeklinde önce üç (usûl-i selâse), ardından kelime-i şehâdette belirtildiği gibi Allah’a ve Hz. Muhammed’in peygamberliğine iman olarak iki ve nihayet Allah’a iman şeklinde (aslü’l-usûl) tek bir esasta özetlenmiştir. Kur’an’da sabit olup sahih hadislerle de açıklanan iman esasları sadece yaygınlık kazanan altı unsurdan ibaret değildir...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.