- 262 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (KÂF)
KUDDUSİ, Tarik-ul Kur’an Tefsiri
KAF SÛRESİ
33-مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَن بِالْغَيْبِ وَجَاء بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ
"Rahmân’dan gıyaben (korkan) haşyet duyan ve ona yönelen bir kalp ile gelen kimse için”
"Rahmana gaybından haşyet duyan"
”Haşyet" kelimesi, içerisine tazîm karışan korkudur. Kendisine haşyet duyulanın azametinden (heybetinden) kaynaklanırken,
Havf" (korku) ise, haşyet duyanın zayıflığından ileri gelen bir ürpermedir.
Rahmana gaybından haşyet duyanlar;
Rahmanın huzuruna gelmeden, ahıret olmadan, günahını gözünün önünde bulundurarak Allah’ın azabının dehşetinden dolayı haşyet duyması, ayrılık korkusundan dolayı tevbeyi ihmal etmemesi.
Burada Allah’ın, Rahman sıfatının zikredilmesi işaret ediyor ki, bu bahtiyar kullar, hem Allah’ın azabından korkarlar, hem de O’nun rahmetini umarlar.
"Yönelen bir kalp ile gelen": Yani isyanından vazgeçip Allah’a itâate dönen,
Allah’tan başka her şeyden yüz çevirerek, tümüyle Rabbine dönüp yönelen kalp, (el-kalbu’l-munib), yani ihlasla Rabbine yönelip tevbe eden.
تفسير القشيري
قوله جلّ ذكره : { مَّنْ خَشِىَ الرَّحْمَنَ بِالْغَيْبِ وَجَآءَ بِقْلبٍ مُّنِيبٍ } .
الخشيةُ من الرحمنِ هي الخشية من الفراق ( والخشية من الرحمن تكون مقرونة )
بالأُنْس؛ ولذلك لم يقل : من خشي الجبَّار ولا من خشي القهَّار ) .
{ وَجَآءَ بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ } : لم يقل بَنَفْسٍ مطيعة بل قال : بقلبٍ منيب ليكونَ للعصاةِ في هذا أملٌ؛ لأنهم - وإن قَصَّروا بنفوسهم وليس لهم صِدْقُ القَدَمِ - فلهم الأسفُ بقلوبهم وصدق الندَّم .
تفسير الماوردى
قوله عز وجل : { مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَنَ بِالْغَيْبِ } فيه وجهان
: أحدهما : أنه الذي يحفظ نفسه من الذنوب في السر كما يحفظها في الجهر .
الثاني : أنه التائب في السر من ذنوبه إذا ذكرها ، كما فعلها سراً .
{ وَجَآءَ بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ } فيه ثلاثة أوجه :
أحدها : أنه المنيب المخلص ، قاله السدي .
الثاني : أنه المقبل على اللّه ، قاله سفيان .
الثالث : أنه التائب ، قاله قتادة .
34-ادْخُلُوهَا بِسَلَامٍ ذَلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ
(Onlara):
"Oraya selametle girin. İşte bu, ebedilik günüdür” (denir).
"Oraya selametle girin."
Onlara, (müttakilere); azaptan, nimetin zevalinden ve cezanın gelmesinden salim bir halde oraya girin denilir. Ya da, Allah ve melekleri tarafından verilecek bir selâmla girin denilecektir.
"Ebedilik günü"
Ya’ni ebedî kalmanın mukadder olduğu gündür.
تفسير البحر المحيط
{ادْخُلُوهَا بِسَلامٍ } : أي سالمين من العذاب ، أو مسلماً عليكم من اللّه وملائكته
{ ذَلِكَ يَوْمُ الُخُلُودِ } : كقوله :{ فَادْخُلُوهَا خَالِدِينَ } : أي مقدرين الخلود ، وهو معادل لقوله في الكفار
تفسير البغوي
{ ادخلوها }،أي ادخلوا الجنة. { بسلام }، بسلامة من العذاب والهموم.
وقيل بسلام من اللّه وملائكته عليهم.
وقيل بسلامة من زوال النعم،
تفسير القشيري
قوله جلّ ذكره : { ادْخُلُوهَا بِسَلاَمٍ ذَلِكَ يَوْمُ الْخُلُودِ } .
أي يقال لهم : ادخلوها بسلامةٍ من كل آفةٍ ، ووجودِ رضوان ولا يسخطُ عليكم الحقُّ أبداً .
ومنهم مَنْ يقول له المَلَكُ : ادخلوها بسلامٍ ، ومنهم من يقوله له : لكم ما تشاؤون فيها
35-لَهُم مَّا يَشَاؤُونَ فِيهَا وَلَدَيْنَا مَزِيدٌ
"Onlar için orada her istedikleri vardır. Yanımızda fazlası vardır."
"Onlar için orada her istedikleri vardır."
Bu ayeti kerime, cennetliklerin, cennette arzuladıkları her güzel ve temiz şeyi bulabileceklerini beyan etmektedir.
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Allahü teâlânın, bir hadis-i kudsîde şöyle buyurduğunu beyan etmektedir:
"Ben, salih kullarıma öyle nimetler hazırladım ki onları ne bir göz görmüş, ne bir kulak işitmiş ne de bir beşerin hatırından geçmiştir. Dilerseniz şu âyeti okuyun, " "Hiç kimse, yaptıkları iyi şeylerin karşılığı olarak, kendisini ne tür bir mutluluğun beklediğini bilmez."(secde 17)(Buhari, K.Bed’ül halk, bab: 8.)
Onlara orada ne dilerlerse vardır.
"Katımızda fazlası vardır."
Cumhûr’a göe bu Allah Teâlânın (bila keyf) keyfiyetsiz olarak görülmesidir.
Ebû Hureyre (radıyallahü anh):
"Bazı insanlar "Ey Allah’ın Resulü, biz, kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular.
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’da şöyle buyurdu: "siz, ayın on dördünde ayı görmede sıkıntı çeker misiniz?"
"Hayır ey Allah’ın Resulü" dediler.
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Bulutsuz bir günde güneşi görmede sıkıntı çeker misiniz?" buyurdu. "Hayır, ey Allah’ın Resulü." dediler.
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) "İşte siz rabbinizi böylece göreceksiniz." buyurdu Müslim, K.el-İman, bab: 299, Hadis no: 182
تفسير الماوردي
{ لَهُم مَّا يَشَاءُونَ } يعني ما تشتهي أنفسهم وتلذ أعينهم .
{ وَلَدَينَا مَزِيدٍ } فيه وجهان :
أحدهما : أن المزيد من يزوج بهن من الحور العين ، رواه أبو سعيد الخدري مرفوعاً .
الثاني : أنها الزيادة التي ضاعفها اللّه من ثوابه بالحسنة عشر أمثالها .
وروى أنس عن النبي ( صلى اللّه عليه وسلم ) أن جبريل أخبره : أن يوم الجمعة يدعى في الآخرة يوم المزيد . وفيه وجهان :
أحدهما : لزيادة ثواب العمل فيه .
الثاني : لما روي أن اللّه تعالى يقضي فيه بين خلقه يوم القيامة .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.