- 313 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI Bölüm-3
CELLADIN GÖZYAŞLARI
Bölüm-3
Halil Bey ile Kör Salih’in meyhanesinde yaptığımız toplantıdan sonra, İlayda’yı Güvenç Beyin yanına yerleştirmemiz oldukça kolay oldu. İşin zor tarafı henüz hiçbir hareket olmuyordu. İlayda, her gün muntazaman işine gidip geliyordu. Tek kazancımız, İlayda’ya yüklü bir ikramiye kazandırmış olmamdı. Aradan neredeyse bir ay geçmişti. Daha fazla dayanamadım ve Halil Beyi özel numarasından aradım. Telefon açıldığı anda yaşlı adamın konuşmasına fırsat vermeden, konuşmaya başladım
‘’ Halil Bey, ben Asayiş Şubeden Büşra Amir,’’
‘’ Tamam, kızım ben daha bunamadım. Beni aradığına göre, oldukça önemli bir gelişme oldu.’’
‘’ Tam aksine gelişme falan yok. Olduğumuz yerde sayıyoruz. Bu işte bir terslik olmasın?’’
‘’ Büşra Amir olmak seni iyice sabırsız yapmış. Bu işler aceleye gelmez biraz sabret kızım.’’
‘’ Belki de haklısın Halil Bey.’’
‘’ Hah şöyle, daha bana kahve borcun var unutma.’’
Büşra telefonu kapatırken, bir taraftan da düşünüyordu. Bu adam sinirlerimi bir kerede çekip aldı. Ara sıra Halil Beyle konuşmam farz oldu.
Güvenç Bey, elindeki kalemle önündeki masaya birkaç defa vurarak, tempo tuttuktan sonra, iç odada çalışan sekreterine seslendi.
‘’ Hürrem, kızım gelir misin?’’
İlayda, sandalyesinden kalktı önündeki dosyayı kapatıp, Güvenç Beyin odasına giderek, karşısında beklemeye başladı.
‘’ Otur kızım ayakta bekleme. Seninle biraz sohbet edelim.’’
‘’ Nasıl isterseniz efendim.’’
‘’ Yaklaşık bir aydır benim yanımda çalışıyorsun.’’
‘’ Sayenizde efendim.’’
‘’ Sözümü kesme, Sevda ayrılacağını söyleyince, üzülmedim dersem yalan olur. Bu devirde iyi bir sekreter bulmak çok zor. Akıllı kızmış, beni zor durumda bırakmamak için seni getirdi. Baştan biraz ürktüm, işlerimin aksamasına dayanamam. Ama sen çok zeki çalışkan çıktın. Böylece deneme süren sona erdi. İşin hayırlı olsun. Ha sana bir şey soracağım. Adın Hürrem, soyadın Sultan,’’
‘’ Annem bir zamanlar bir dizi varmış o diziyi seyrederken aklında kalmış, böylece ben doğunca Hürrem adını vermiş. Sultan’a gelince, tesadüf diyelim geçelim Güvenç Bey. Bana güvendiğiniz için teşekkür ederim. Abuzer Beyle görüştüm, öğleden sonra sizi görmeye gelecek efendim.’’
‘’ Bak onu unutmuştum. Bu arada yarın sabah saat dokuzda misafirlerim gelecek. Sakın bekletme onları.’’
‘’ Baş üstüne efendim.’’
Akşamüzeri, paydos ettikten sonra, masasını toplarken, aklına gelen bir düşünceyle Kirliyi aradı.
‘’ Alo Kirli abi ben Hürrem.’’
Kirlinin gösterdiği tepkiye gülümseyerek cevap verdi.
‘’ Anla işte Abi, ben İlayda.’’
‘’ Şimdi oldu, beni kandırdın ya, alacağın olsun.’’
‘’ Abi beni şimdi iyi dinle, Yarın sabah Güvenç Bey, gelecek misafirleri ile bir toplantı yapacak. Toplantıya gelecek olan misafirlerin fotoğraflarını çeker misin? Belki bir şeyler çıkartabiliriz.’’
‘’ O iş kolay, Ruşen halleder. Bana konum at.’’
‘’ Gönderiyorum, şimdi kapatmam lazım.’’
Telefonu kapatan İlayda, pencereden sokağı seyrederken, bir taraftan da düşünmeye başladı. ‘’ İş gittikçe daha ilginç hale geliyor. Yılan kış uykusundan uyandı galiba?’’
Bu sırada odasının kapısı açıldı ve temizlikçi Kamuran Abi, içeri girip İlayda’yı görünce,
‘’ Pardon Hürrem Hanım, gittiğinizi sanmıştım. Daha sonra gelirim.’’
‘’ Gel gel Kamuran Abi, bende çıkıyordum.’’
‘’ Abla be, bizim patron çok şanslı biriymiş.’’
‘’ Neden böyle konuştun Abi?’’
‘’ Sevda Abla çok iyi biriydi. Bizim her türlü derdimize çare bulmaya çalışıyordu. Senin de ondan kalır yanın yok. Patron da senden çok memnun. Haberin olsun.’’
‘’ Beni iyi dinle Kamuran Abi, bir derdin, bir problemin olursa, hiç çekinme gel. Elimden gelen şey her şeyi yaparım. Bunu böyle bil. Hadi sana kolay gelsin. Ben kaçarım. Yarın çok işimiz çok. Misafirlerimiz var.’’
‘’ Şu Rus’lar mı?’’
‘’ Henüz bilmiyorum.’’
‘’ Onlardır, benden sana tiyo. Sütlü kahveyi çok severler onlar. Sen benden gelecek işareti bekle.’’
‘’ Yaşa be Kamuran Abi, sen bir tanesin.’’
‘’ Unutmadan söyleyeyim, dört kişi gelecek. Üçü sütlü kahve birisi sade kahve içer. Sade kahve İgor’undur. Patronunkini zaten biliyorsun.’’
Ertesi gün sabahtan gelen misafirlerimizi, toplantı odasına alıp, Güvenç Beyin yanına geçerken, koridorda Kamuran Abi ile karşılaştım.
‘’ Abla beyaz takım elbiseli olan İgor, sakın unutma.’’
‘’ Sağ ol arkadaşım.’’
Güvenç Bey toplantı odasına girerken bana son talimatını verdi,
‘’ On beş dakika sonra, toplantı odasına gel ve ne içeceklerini sor.’’
‘’ Emredersiniz efendim.’’
****
On dakika bekleyen İlayda, Kamuran’dan aldığı tiyolar doğrultusunda, İçecekleri hazırladı toplantı odasının kapısını bir kere tıklattıktan sonra, gir sesini beklemeden, kapıyı açıp içeri girdi. Servisi yaptı ve patronunun şaşkın bakışları arasında, odadan çıkarken,
‘’ bir arzunuz olursa, kapının hemen dışındayım efendim’’ dedikten sonra toplantı salonundan çıkıp kapıyı kapattı. İgor Güvenç Beye bakıp,
‘’ Bu sekreter yeni mi? Benim sade kahve içtiğimi nereden biliyor?’’
‘’ Sekreterim yeni ama sorduğun sorunun cevabını ben de bilmiyorum. Şimdi işimize dönelim.’’
Toplantı saat on ikiye kadar devam etti. Güvenç Bey misafirlerini yolcu ettikten sonra, yanıma gelerek,
‘’ Söyle bakalım Hürrem, misafirlerimin ne içtiklerini nereden biliyordun? Ya bir hata yapsaydın?’’
‘’ Güvenç Bey, ben sadece sizin sekreteriniz değilim. Siz burada bulunmadığınızda aynı zamanda sizi temsil ediyorum. Burada çalışan personelden de sorumluyum. Ben onlara ne kadar adaletli davranır ve yardımcı olursam, onlarda bana iyi davranır ve yardımcı olurlar. Misafirleriniz konusunda bazı uyarıda bulundular. Gördüğünüz gibi iyide oldu.’’
‘’ Vay be, Sevda, senin yanında solda sıfır kaldı. Hep böyle ol Hürrem. Ben biraz dışarı çıkacağım.’’
‘’ Unutmayın efendim, Abuzer Bey gelecek.’’
‘’ Bir saate kadar dönerim, Abuzer gelirse beklet.’’
‘’ Baş üstüne efendim.’’
****
Kafası yorgun olarak eve gelen İlayda, Tarık Ahmet’in sürpriziyle karşılaşınca, Hayat arkadaşı olarak, Tarık Ahmet’i seçmesinin ne kadar doğru karar olduğunu bir kere daha anladı. Oturma odasına girdiğinde hazır bir sofra ile karşılaştı.
Yemekten sonra, televizyonun karşısına geçtiler. Bir taraftan günün muhasebesini yaparken, diğer taraftan, heyecanlı bir macera filmini seyrediyordu. ‘’ Büşra Amirle yapmam gereken görüşmeyi daha fazla ertelememeliyim’’ deyip odasına doğru giderken,
‘’ Tarık’çığım içerde Büşra Amirle görüşeceğim. Sen filmi seyretmeye devam et, kaçırdığım yerleri anlatırsın.’’
‘’ Fazla oyalanma karıcığım.’’
Çantasından yeni almış olduğu telefonu çıkartarak, Büşra Amirin numarasını tuşladı,
‘’ Amirim ben İlayda, bu gün gönderdiğim resimleri aldınız mı?’’
‘’ Aldık İlayda, yarın ilk işimiz resimlerde eşleşme var mı ona bakacağız. Bir daha böyle bir riske girmeni istemiyorum.’’
‘’Amirim benim telefonumu da teknik takibe almanızı istiyorum.’’
‘’ Leyla ile konuşurum, teknik takibe alırız. Neden böyle bir ujşeye gerek gördün?’’
‘’ Hislerim diyelim Amirim. Şimdi kapatıyorum, iyi geceler.’’
‘’ Sana da iyi geceler kızım. Tarık Ahmet’e selamımı iletiver.’’
‘’ tabi Amirim.’’
Konuşmasını bitiren İlayda, Tarık Ahmet’in yanına giderek, filmi seyretmeye başladı.
****
Uzun boylu, esmer kara kuruydu. Üflesen uçacakmış gibi bir görüntüsü vardı. Oldukça soğuk sayılabilecek bir havada kısa kollu tişört ve ayağında mini bir etek vardı. Asayişin kapısında durup, kendine çeki düzen verdikten sonra, yüzüne oldukça çekici bir gülümseme yerleştirdi ve kapıyı açıp içeri girdi. Henüz iş başı saati olmamasına rağmen, içerisi oldukça kalabalıktı. Karşısına çıkan kadın polise,
‘’ Pardon bakar mısın?’’
‘’ Buyurun kime bakmıştınız? Adım, Serra Komiser. Nasıl yardımcı olabilirim.’’
‘’ Adım Hafsanur, Büşra Amirle görüşmek istiyorum. Sanırım Asayiş şubedeyim.’’
‘’ Bakın şu karşıdaki camekânlı oda. Buyurun gidelim.’’
Büşra Amirin odasının önüne gelen Serra, kapıyı tıklatıp,
‘’ Amirim içeri girebilir miyiz?’’
‘’ Gel Serra misafirin mi var?’’
‘’ Bu hanımefendi sizinle görüşmek istiyor.’’
Önündeki dosyadan başını kaldıran Büşra, karşısında baştan ayağa simsiyah giyinmiş kendine ilgi ile bakan genç kızı görünce, içinden Aman Allah’ım bu ne böyle?’’ Demekten kendini alamadı.
‘’ Buyurun kızım, ne istemiştin?’’
‘’ Amirim, Hafsanur Kara, Konya Asayişten tayinim, İstanbul Avrupa Yakası Asayiş Şubeye çıktı.’’
‘’ yeni mezunlardan mısın?’’
‘’ Üç senedir Konya Asayiş Şubede görev yapıyordum. Kısmetimde burada devam etmek varmış.’’
‘’ Tayinini sen mi istedin, İstanbul Asayişe?’’
‘’ Hayır, Amirim, ben bulunduğum yerden gayet memnundum. Ama üstlerim İstanbul’da daha faydalı olacağıma karar verdiler.’’
‘’ İstanbul’a tayin olacak kadar, önemli özelliklerinden bahseder misin?’’
‘’ Pek fazla özelliğim yok Amirim. İyi silah kullanırım, dört dili ana dilim gibi konuşurum. Karşımdakinin aklından geçenleri okurum ve ona göre hareket ederim. Mesela şimdi siz, Al bir Serra daha biri yetmedi şimdi ikisiyle uğraşacağım diye düşündünüz.’’
Hemen Serra lafa karıştı,
‘’ Gerçekten öylemi düşündünüz Amirim?’’
‘’ Dışarı Serra.’’
‘’ Tamam, Amirim sustum.’’
‘’ Dosyan yanında mı?’’
‘’ Buyurun Amirim.’’
Bir Serra’ya bir de Hafsanur’a bakan Büşra Amir,
‘’ Bundan sonra partnerin Serra Komiser. Beraber çalışacaksınız.’’
‘’ Arkadaşlarının yanına gidelim seni onlarla tanıştırayım.’’
‘’ Odadan çıkarken, Hafsanur,
‘’ Amirim, üst düzeyde bilgisayar kullanıyorum.’’
Bir an duraksayan Büşra Amir,
‘’ Ne söylediğinin farkındasın değil mi?’’
‘’Evet farkındayım Amirim.’’
‘’ Fikrimi değiştirdim, Leyla Komiserle çalışacaksın. Yabancı dil dedin, hangi dilleri biliyorsun?’’
‘’ İngilizce, Rusça, Fransızca ve İtalyanca. Çok azda Almancam var.’’
‘’Çok iyiymiş, seni Allah gönderdi bize. Arkadaşlar, etrafıma toplanın. Sizlerle yeni arkadaşınız Hafsanur’la tanıştırayım. Bundan sonra bizimle çalışacak. Şimdi dağılabilirsiniz. Devriyeye kimler çıkıyor Vedat Komiser?’’
‘’ Eda, Serra, Ruşen Hayal Komiser çıkıyor.’’
‘’ Ruşen’le işim var burada kalıyor. Onun yerine Milver’i al.’’
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
‘’ Ruşen, Leyla, Hafsanur benimle gelin odama geçelim.’’
Odasına geçen Büşra Amir,
‘’ Leyla, Hafsanur’u yanına veriyorum. Beraber çalışacaksınız. Bildiğin her şeyi öğreteceksin Hafsanur’a. İkiniz çıkabilirsiniz. Sana gelince Ruşen, Güvenç Beyin bürosunu gözaltında tutacaksın. Adamın attığı adımdan haberimiz olacak. İlayda ile irtibat halinde bulunacaksın.’’
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
‘’ Çıkarken Heval, Hansa ve Eda Başkomiseri bana gönder Ruşen.’’
****
Biraz sonra, Heval ile Hansa, Büşra Amirin odasından içeri girdiler ve merakla Amirlerine bakmaya başladılar.
‘’ Eda, nerede? Onunda gelmesini söylemişim.’’ Heval,
‘’ Lavaboda Amirim, beş dakikaya kadar gelir. Eda’ya haber gönderdim.’’
‘’ O zaman biz başlayalım, gelince bize katılır.’’ Daha konuşmasını bitirmeden Eda, odadan içeri girdi.
‘’ Özür dilerim Amirim, Biraz midemi bozmuşum lavabodaydım.
‘’ Sıkıntın varsa izin verebilirim, git evinde istirahat et Eda.’’
‘’ İyiyim amirim sağ olun ama idare edebilirim.’’
‘’ Sen bilirsin, geç otur.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.