- 370 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Gözlerini sımsıkı kapa
Gözleri odanın tavanından tüy gibi, yavaşça süzülen saç tellerine takıldı. Gözyaşları alev gibi yanan yanaklarından süzülürken o an gözlerini hıçkırarak sımsıkı kapattı. Ona göre kabustu ve uyanmak için parmaklarını avuçlarına gömdü. Kaskatı kesilen bir kesitti. İnanıp, sevmek bedel gerektirmemeliydi. Harap bir şekilde titreyerek sigarasindan bir nefes çekti, bu kaçıncı dedi ve tekrar unutmak istedi boğmak isterken hıçkırıklarını. Bastirdikca en perişan halde cılız bir iniltiyle çocukluğuna sığındı. Odada yankılanan yalnızca cılız, mahcup hickiriklariydi. Umut ne kadar da zehirli bir kelimeydi, sanki var olmak istemek onu en keskin dişleriyle kapanina çekiyor, bileklerinden tutup parcaliyordu ayak bileklerinden. Matematik denklemleri oysa kolaydı, x ve y bir şekilde bulunup en uygun sonuca varabiliyordu sonuca, fakat insan her denklemin katili olabilirdi. Kadın eğer yaraliysa ve inanmissa penceresi kırık ev gibi daha rahat parçalanıp yagmalanabilirdi toplumda. Masumlugun ölçütü güçlülerin dişlileri arasındaydı erkek egemen toplumlarda. Kafasında satır satır okuduğu korkunç sonlar belirginleşiyor korkuyordu kadın. Neydi hak ve hukuk. Satırlar arasında kaybolan kadının ellerine toplumun vebali ön yargıları mi kelepcekenecekti. Sonra acıyla yanan gogsunu bir tümsek gibi gerdi. Çok ağladı. Kimi zaman susarak ağladı. Dağınık odanın, kırılan eşyaların değildi kederiyle goletlenen tuzlu ıslak acinin şeffaf halleri. Belki de şeffaf bile değildi içinde kaç cinayet, ihanet kodlamıştı asırlardır süregelen gözyaşlarında .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.