- 480 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Yargısız infaz üzerine iki tarihi örnrek ( Halife Hz. Ömer )
Yazımızın başlığı ’ Yarg’ olduğuna ısız infaz üzerine
olduğuna göre yazımızın konusu ve içeriğinin de
ona uygun olması gerekir elbet
Efendim.
Sanırım Gazneliler Devleti’nin en parlak yılları olan ve
en güçlü hükümdarı Sultan Mahmut Han zamanında sıradan
tebaadan birinin huzura kabulünde;
’Birisinin sık sık evine gelip kendilerini huzursuz ettiğini’
söyleyip şikayette bulunmasıyla,
Sultan Mahmut ’peki’ der tebdili kıyafet takibe başlar ve bir akşamın
geç saatlerinde birisinin gelip şikayetçinin evinin kapısını hoyratça
çalmakta olduğunu görünce karanlıktan yararlanıp iyice yaklaşır
kapının açılmasıyla kendisi de içeri dalar.
Ev sahibinin korkudan sindiğini görüp saldırganın kendisini,
kendisinin de saldırganın yüzünü görmeden odanın mutad ışığını
söndürüp kılıcını onun kellesine doğru savurur
Işığı yakar. Kelle bir yanda gövde bir yanda olduğunu gören
ev sahibi eğilip sultanın eteğini niyaz eder ve şaşkındır.
Sultan izah eder;
’ ışığı söndürdüm çünkü, onun yüzünü görünce
a) acıma duygusuyla vazgeçebilirdim
b) yakınlarımdan birisinin bu densizliği yapmış olması halinde
utanırdım’ der.
Menkıbe-i kayıtlarda mealen böyle yazılıdır.
Şimdi sultanın yaptığı ilk nazarda doğru görülebilir.
Yargıda duygusallık adaleti incitir, yaralar, kefenin hasas
dengesini bozar.
Kin, garez, siyasi görüş kadar acımak, merhamet, korumak gibi
duygusallıkların da yeri olmamalı
Bu yönüyle Sultan Mahmud’un yaptığı doğrudur denebilir.
Ancak her şeyden önce yapılan yargısız infazdır
( gerçi nice sözüm ona, yargıyla infazların yapıldığı da
tarihi gerçeklerdir ) her neyse...
Beri yandan Hz Ömer yargısız infazdan kaçınmıştır.
Örneğin müslümanlığılığı yeni kabül etmiş olan Suriye tarafında
Gassani hükümdarı Cebele Mekke’ bir köleyi yumruklar, b
burnu kırılan kölenin şikayeti üzerine sanık hükümdar sorgusunda ,
kölenin saygızlığını anlatır ve suçlu olduğunu söylemesi üzerine
Halife; ’ kölenin suçlu olduğuna ve cezasına dair yargı kararınız
var mı ? ’ diye sorar.
’’ yok ama, ben bir hükümdarım’’ değince
Halife Hz.leri ’ müslümanlıkta hükümdar köle ayımı ve farkı
yoktur’ çıkışını yapınca hükümdarın ( Cebele) telaşlı ve korkulu
halini görünce köleye
’’ onu affedip affetmediğini’’ sorar.
İşte yargıda iki tarihi örnek Gazneli sultanı
Sultan Mahmut Han ve Halife Hz. Ömer örnekleri
Sonuç; atılı suç ne olursa olsun bir suçlamadan ibaretir
suçluluk yargılamadan yani iddia ve savunma savlarının
hak hukuk terazisinin süzgecinden, imbiğinden,
geçtikten sonra belli olacaktır, o aşamaya kadar
’masuniyet karinesi’ denen suçsuzluk
Evrensel hukuk kuralı olarak kabul görmüştür.
Halife Hz Ömer’in demek istediği de işte bu olsa gerek
08.01.’22 / Ankara
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.