Miladi Takvim yılının bitişi ile eskiyen yılı uğurlayıp; yeni yılı karşılayacağımız bugünlerde ülkemizin ve dünyanının birçok yerinde çeşitli kutlama hazırlıklarının yapıldığını yazılı ve görsel basında görmekteyiz. Ancak yılbaşı kutlamaları birçok aile için umut olmaktan öte kabusa dönüyor. Çünkü içip içip kavga edenleri, kuytu bir yerde sızıp kalanları, eğlence deyip bardak, şişe kırıp yol ortasına atanları, içkinin tesiriyle kaza yapıp ölen ve yaralananları, güvenlik güçlerine kafa tutanları, kontrollerden kaçmaya çalışanları, kumarda bütün servetini kaybedenleri yılbaşı gecesinde zirve yapmış olarak görmekteyiz.

Oysa içimizde yeni umutların yeşerdiği yeni yıl arefesi, yılbaşı akşamı; kendimize veya başkasına zarar vereceğimiz, istemeyerek de olsa olumsuzlukların yaşandığı bir akşam olmamalı. Biliyoruz ki dünyanın her yerinde bütün kuruluşlar yıl sonu bilançolarını çıkarırlar; zarar ve karlarını görüp geleceklerine öyle yön verirler. Yıl sonu bilançolarını doğru okuyanlar büyümeye devam ederken; doğru okuyamayanlar ise küçülmeye ve batmaya doğru giderler. Aynı şey, bireyler için de geçerlidir. Geçen yılın muhasebesini yaparak nerede yanlış yaptığımızı, nereyi eksik bıraktığımızı görmeli; yaptığımız hatalardan ders çıkararak, gelecek için planlar yapmalıyız.

Bizler, birey ve aileler olarak geçen yılı uğurlayıp yeni yılı karşılarken ne yaptığımızı bilmez hale getirecek kadar içkinin esiri olmamalı, yarınlarımızı kumar masalarında kaybetmemeli, canlarımızı trafik canavarına kaptırmamalıyız. Hayat tek bir akşamdan ibaret değil, sorumlu olduğumuz ailelerimiz var. Yeni yıla mutlu girmek yetmez, yeni yıla mutlu devam etmek lazım. Diğer varlıklarıdan farkımız düşünebilmemiz. O halde bu farklılığımızın gereğini yerine getirmeliyiz. İnce eleyip sık dokumalı; gelecek yılın yapılacak ve yapılmayacaklar listesini hazırlamalıyız.

Yeni yılımız; kaybettiğimiz güzellikleri bulduğumuz, barış-sağlık-huzur-esenlik dolu bir yıl olsun.
Kötü olan ne varsa eski yılda kalsın.

Yeni yılınız kutlu olsun…



Fevzi GÜLTUNA