- 363 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI Bölüm-1 ( Yeni roman )
CELLADIN GÖZYAŞLARI
Bölüm-1
BİR AY SONRA İSTANBUL AVRUPA YAKASI
ASAYİŞ ŞUBE
BİR AY SONRA YENİ BİR HAFTA BAŞI
Asayişten içeri giren Büşra Amir, doğru arkadaşlarının yanına giderek,
‘’ Arkadaşlar tamam mıyız?’’ Cevap yenilerden Milver’den geldi.
‘’ Tam kadro buradayız Amirim.’’
‘’ Devriyeye kimler çıkıyor?’’ Ruşen Komiser,
‘’ Ben, Hansa, Eda, Vedat ve Aynınur Komiser Amirim.’’
‘’ Güzel, Leyla ve Menal siz burada kalıyorsunuz. Geri kalanınız, benimle atış poligonuna geliyor.’’ Menal,
‘’ Amirim benden rövanş istemiyor musunuz?’’
‘’ Sen sus bakayım, sabah sabah keyfimi kaçırma. Rövanşa sadece ikimiz gideceğiz. Eda, Sedat Amir nasıl oldu?’’
‘’ Biraz daha iyi Amirim, kendine dikkat etmezse böyle olur.’’
Bu sırada Asayişin kapısı açıldı ve yarı beline kadar içeri sarkan Sedef Amir,
‘’ Ben geldimmm’’ demesiyle beraber, Kirli koşarak, kapının yanına gitti ve Sedef’e sarıldı. Yenilerden Menal,
‘’ Heval Başkomiserim, ne oluyoruz? Hansa Başkomiserim ikisini gülümseyerek seyrediyor.’’
‘’ Sen yenisin bilmezsin. Hansa ile Kirli’nin manevi kızıdır Sedef Amir.’’
‘’ Vay be şanslı kızmış.’’
‘’ Sedef Amirin başına gelenleri bilseydin bu kadar rahat konuşmazdın.’’
‘’ Bir ara anlatıverirsin Başkomiserim.’’
‘’ Hatırlatırsan anlatırım ama karşılığında iki bardak çay içerim.’’
****
‘’ Başkomiserim, içeriyi görmek istemezsiniz. Size bir çift galoş getireyim. Ayakkabılarınıza kan bulaşmasın.’’
‘’ O kadar çok mu kan var?’’
‘’ Tahmin edemeyeceğiniz kadar çok kan var.’’
Birkaç basamağı tırmanıp, apartman kapısından içeri girdik. Karşı dairenin kapısında resmi üniformalı bir polis dikiliyordu. Yanından geçerken, her zaman yaptığım gibi, başımla selam verdim. Bizi görünce toparlanıp kenara çekildi. Daireden içeri girdik. İçerde sivil kıyafetli biri ortalıkta dolanıp duruyordu. İşaret ederek yanıma gelmesini istedim.
‘’ Hangi Şubedensin?’’
Adamın cevap vermesine fırsat bırakmadan Serra Komiser cevap verdi,
‘’ Başkomiserim Özel dedektifmiş elinde olay yerine giriş izni var.’’
‘’ Ben böyle bir şey hatırlamıyorum. Olay yerini terk edin arkadaşım. Hemen şimdi.’’
‘’ Başkomiserim Arkadaş söylemiştir. Olay Yerine girme iznim var.’’
‘’ Dışarı dedim laftan anlamıyor musun sen? Bir daha tekrar ederse, dedektiflik ruhsatını iptal ettiririm. Şimdi işimize bakalım.’’
Her yer ve koridor boyunca duvarlar kan içindeydi. Birkaç adım atmadan ilk cesetle karşılaştım. Odadan içeri girerken, kapının yanında ikinci ceset boylu boyunca uzanmış yatar durumdaydı. Üçüncü ceset ise odanın ortasında yerde yatıyordu. Odadaki iki cesette çıplaktı. Kadının sağ memesi dibinden kesilip alınmış ve iki bacağının arasında cinsel organının üzerine bırakılmıştı. Erkeğin penisi ise ağzına tıkıştırılmıştı. Manzara tek kelime ile iğrençti. Henüz Olay Yeri ekibi işe el koymamıştı.
‘’ Serra, Olay Yerini göremiyorum aramadın mı?’’
‘’ Aradım Başkomiserim eli kulağındadır şimdi gelirler.’’
‘’ Ne buldunuz? Burada senden başka kimseyi göremedim. Kirli nerede?’’
‘’ Bütün arkadaşlar etrafa dağıldılar. Kirlide olayı haber veren yaşlı kadınla konuşuyordu.’’
‘’ Yaşlı kadın hangi binada?’’
‘’Hemen karşıda dört numaralı daire.’’
‘’ Şimdi biz işimize bakalım.’’,
‘’ Başkomiserim?‘’
‘’ Başkomiserim deyip durma Heval de geç. Neler buldun?’’
‘’ İşe yarayacak bir şey yok. Bütün umudumuz Kemal’in alacağı parmak izlerinde. ‘’
‘’ şu duvara dayalı kanlı fırça delil değil de ne? O fırçayı delil torbasına koy .’’
‘’ Hemen hallediyorum abla.’’
‘’ Bak bu hoşuma gitti, Koridordaki cesedin üzerinden kimlik çıktı mı? Bana biraz önce burada dolaşan adamı çağır buraya gelsin.’’
Genç adam karşıma geçince konuşmasına fırsat vermeden,
‘’ Özür dilerim arkadaşım biraz evvel sana ters davrandım. Adınızı öğrenebilir miyim?’’
‘’ Esasen ben sizden özür dilerim Başkomiserim. İçeri girebilmek için Serra Komisere ufak bir yalan söyledim.’’
Karşımdaki şahıs böyle bir itirafta bulununca, kaşlarımı çatarak,
‘’ Bir suç işlediğinizin farkında mısınız? Müşterinizin kim olduğunu sorabilir miyim?’’
‘’ Müşterimin kimliğini açıklama yetkim yok.’’
‘’ Şimdilik kaydıyla müşterinizin kim olduğu hakkında ısrar etmeyeceğim. Bulduklarınızı benimle paylaşacak mısınız?’’
‘’ Seve seve Başkomiserim. Ortalıkta fazla kanıt bırakmamaya dikkat etmişler. Çok hızlı davranmışlar. Maktuller ne olduğunu anlamadan, her şey olup bitmiş. ‘’
‘’ Bu kanıya nasıl vardın?’’
‘’ Gelin benimle, kadının gözlerine bakın. Ne görüyorsunuz?’’
‘’ Gözlerinde şaşkınlık yüzünde ise afallama görüyorum. ‘’
‘’ Bu da benim tezimi doğruluyor.’’
‘’ Boya fırçasını görmemişsiniz anlaşılan?’’
‘’ Başkomiserim, ben buraya delil karartmaya ve ya delilleri alıp götürmeye gelmedim. Bu arada ismim Adnan Doğançay. Buyurun kartımı, benimle irtibat kurmak isterseniz bu numaradan arayabilirsiniz. Şimdilik bana müsaade Kirliye selamımı iletirseniz mutlu olurum.’’
****
Dedektifi yolcu ettikten sonra, karşı binaya geçip dört numaralı dairenin kapısını çaldım. Biraz sonra kapı açıldı karşımda Kirli’yi gördüm. Karşısında beni gören Kirli,
‘’ İçeri gir Heval, seni Hatice teyze ile tanıştırayım.’’
‘’ Valla, senden korkmaya başladım Kirli. Misafirliği bırakıp ev sahipliğine soyunmuşsun?’’ Bu sırada içeriden gelen sesle iyice afalladım.
‘’ Alişir evladım kim geldi?’’
‘’ Gelen yabancı değil teyzeciğim. Amirim beni görmeye gelmiş.’’
Kirlinin koluna bir çimdik attıktan sonra, peşinden içeri girdim. Beni Hatice teyzenin oturduğu salona götürdü. Tonton mu, tonton bembeyaz saçlı tahminen seksen yaşlarında bir teyze ile karşılaştım. Pencerenin yanında beni ayakta bekliyordu. Bende Kirliye inat, yaşlı kadının yanına giderek elini öptüm. Hatice Teyze,
‘’ Alişir Oğlum, Amirin çok terbiyeliymiş. Gel kızım yanı başıma otur.’’
Artık ok yaydan çıkmıştı. Bende teyzeyi kırmayarak, yanına gidip oturdum. Kirli,
‘’ Hatice teyze bana anlattıklarını Amirime de anlatır mısın?’’ Hatice Teyze, sen anlatmaya başlamadan arkadaşıma bir şey sormak istiyorum.’’
‘’ Sor kızım beni vaktim bol.’’
‘’ Alişir, olay yerine gittiğimde adamın biri ortalıkta dolaşıp duruyordu. Dedektifmiş, daireden çıkarken Alişir’e selamımı iletiver dedi.’’
‘’ Adını sormadın mı?’’
‘’ Tabii ki sordum. Sonrada postaladım.’’
‘’ Adı neymiş?’’
‘’ Adnan Doğançay.’’
‘’ Vay şerefsiz, burada ne arıyormuş? Onu da söyledi mi?’’
‘’ Müşterisinin isteği ile araştırma yapmaya gelmiş.’’
‘’ Bu sana mantıklı geliyor mu? Dün gece o dairede katliam yapılıyor ve sabahı, müşterisi, Adnan’ı olay yerine gönderiyor. Mantıksız, Burada ters giden bir şeyler var.’’
‘’ Başlayabilir miyim çocuklar?’’
İkisi birden Hatice Teyzeye bakmaya başladılar. Karşılıklı konuşurken yaşlı kadını unutmuşlardı.
‘’ Tabii Hatice Teyze, sıra sana geldi, seni dinliyoruz.
‘’ Öldürülen üç yabancı o evde oturmuyor.’’ Heval,
‘’ Onlar oturmuyorsa kim oturuyor?’’
‘’ Adaşım Hatice karısı oturuyor. Üç torunu ile beraber. Ara sıra torunlarını annelerine birkaç günlüğüne bırakıyor.’’
‘’ Çocukların annesini gördün mü hiç?’’
‘’ Bana öldürülen kadının fotoğrafını çekip getirin?’’
‘’ Ölmüş kadının fotoğrafını ne yapacaksın?’’ Diye sordu Kirli.
‘’ Ne yaparsam yaparım. Siz benim dediğimi yapın. Benden yardım istiyor musunuz? Yoksa istemiyor musunuz? Onu söyleyin bana?’’ Kirli,
‘’ On dakikada buradayız. Çıkalım Başkomiserim.’’
Olay yerine girmeden Kirli beni durdurarak,
‘’ İçeri girmeden biraz konuşalım.’’
‘’ Konuşalım Kirli.’’
‘’ O adam hakkında seni uyarmalıyım Heval. Sana sinsi sinsi yaklaşıp, yardım ediyor gibi görünmesine aldanma sonunda kullanıldığını anladığın zaman iş işten geçmiş olur. Sakın ipleri onun eline kaptırma.’’
‘’ Merak etme Kirli, ipleri kimsenin eline kaptırmaya hiç niyetim yok.’’
Olay yerine geldiğimizde, tanımadığım birkaç kişinin çalıştığını görünce, Serra’ya seslendim.
‘’ Serra, yanıma bir gelsene?’’
‘’ Buyur Başkomiserim.’’
‘’ Bu arkadaşların burada ne işi var?’’
‘’ Olay Yeri Başkomiserim.’’ Olay Yeri ise Kemal’i niye göremiyorum?’’
‘’ Başka bir ekip göndermişler.’’
‘’ Tamam, sen işine bak. Ben konuşurum onlarla. Bir bakar mısınız Hanımefendi?’’
‘’ Buyurun Başkomiserim?’’
‘’ Kemal’in ekibini göremiyorum. Niye gelmediler.’’
‘’ Bizde emir kuluyuz Başkomiserim. Bize siz gideceksiniz dediler, geldik. Bu ekibin şefiyim. Adım Semiha.’’
‘’ Tanıştığımıza memnun oldum Semiha Hanım. Bende Heval Başkomiser.’’
‘’ Adınızı çok duydum Heval Başkomiserim. Sizinle çalışmak benim için büyük bir zevk.’’
‘’ Bana işe yarayacak bir şeyler bulun. Raporu, yarın sabah mümkün olduğu kadar çabuk getirin. İyi çalışmalar.’’
‘’ Elimden geleni yapacağım başkomiserim. Size de iyi çalışmalar.’’
‘’ Serra, kadın maktulün birkaç resmini çekip, benim telefona gönder, bekliyorum.
‘’ Tamamdır Başkomiserim.’’
Biraz daha oyalandıktan sonra, kadının resmini gönderip göndermediğini sordum. Evet, anlamında yaptığı baş işareti ile evet anlamında cevap verince, Kirliye,
‘’ Hadi ahbap Hatice Teyzenin yanına dönelim.’’
Kirli ile olay yerinden ayrıldık. Daha Hatice Teyzenin kapısını çalmadan, kapı açıldı. Anladığım kadarı ile camdan bizi izliyordu. İçeri girerken dayanamadım.
‘’ Teyzeciğim, bir roman kahramanı var- Sözümü keserek,
‘’ Hangi roman kahramanı?’’
Agatha Chrstıe’nin romanlarında sık sık adı geçer, Miss Marple.’’
‘’Aaa o Yazarı tanıyorum hemen hemen bütün romanlarını okudum.’’
Hayretle Hatice Teyze’ye bakarak,
‘’ Okudun mu?
‘’ Kızım, sadece siz gençler mi kitap okuyor? Arsen Lüpen’i Sherlok Holmes’i de Mayk Hammeri de okudum. Sen Miss Marple’den bahsediyorsun.’’
‘’ Aklınla bin yaşa, demek ki bu mahallenin Mıss Marple’side sensin. Şimdi telefonumdaki resimlere bak bakalım. Bize ne anlatacaksın’’
Telefonumun galeri bölümüne girerek, çektiğim resimleri buldum ve Hatice Teyzeye göstermeye başladım.
‘’ yeter kızım göreceğimi gördüm. Yerde yatan çıplak kadın, adaşımın kızı. Torunlarının annesi. Birkaç adım ötesinde yatan adam ise, ölen kadının boşandığı eski kocası.’’
‘’ Bu kadının bir adı yok mu?’’
‘’ Dur bakayım, Çilem ama soyadını bilmiyorum.’’
Kirli, Hatice Teyzeye manalı manalı bakmaya başlayınca,
‘’ Bana öyle bakma, düşünüyorum. Tamam, soyadı Dildar.’’
‘’ Kocasının adını biliyor musun?
‘’ Akbey kızım.
‘’ Ya kocasının soyadı?
‘’ Akbey Dildar. Çilem boşandıktan sonrada kocasının soyadını kullanmaya devam etmiş.’’
‘’ Kirli, burada işimiz bitti Asayişe dönüyoruz.’’ Kirli,
‘’ Bize şimdilik müsaade Hatice Teyze. Yine de kulağın dışarda olsun.’’
‘’ Sen hiç merak etme kızım bana telefonunu bırak.’’
****
Hep beraber minibüse doluştuk, tam hareket ederken, Hayal,
‘’ Başkomiserim, bir dakika beni bekleyin. Bir şeye bakmak istiyorum. Aklıma takılan bir şey varda .’’
‘’ Gidebilirsin, ama çabuk gel.’’
Olayın geçtiği daireye giren Hayal,önüne çıkan ilk maktulün gözlerini kontrol etmesine rağmen, aradığı kanıtı bulamadı. Odaya girince, kapının yanında yatan adamın gözlerini de kontrol etti. Ondada umduğunu bulamayınca kadına yöneldi. Aradığı kanıtı maktulün gözlerinde buldu. Boyun çevresini de kontrol edince, çok dikkatli bakıldığında belli belirsiz boğulma izlerini gördü. Her iki kanıtı n fotoğrafını çektikten sonra Olay yerinden Semiha’ya,
‘’ Cesetleri daha fazla burada tutmayın.’’
‘’ Az bir işimiz kaldı Komiserim. Bizde toparlanıp giderken Arkadaşlar cesetleri ambulanslara alacaklar.’’
Olay yerinden çıkarak koşar adımlarla, minibüse kendini attığı anda araçta hareket etti.
‘’ Ee ne buldun Hayal?’’
‘’ Amirim kadını önce boğmuşlar, sonrada bıçakla delik deşik etmişler. Sonrası etraf kan gölüne dönüşmüş.’’
‘’ Bu kanıya nereden vardın?’’
‘’ Uzun hikâye Başkomiserim Asayişte detayları ile anlatırım.
Devamı var