"BENİ LEVH-İ MAHFUZ'A GÖTÜRÜR MÜSÜN" DEDİM.
Götürdü.
Hocam selam es selame.
Ben çok acayip şeyler yaşıyorum. Kafası kesilmiş horoz gibi dolanıyorum, iki gündür. Bundan bir iki hafta önce rüyamda kalbimi açıp içine birini koydular. Adıyla sanıyla içime işlediler. Sonra sevgisini oluk oluk içime akıttılar. Uyandım... Anlam veremedim. Size de yazmadım bunu.
Rüyamdan bir hafta kadar sonra birisiyle tanıştım. Rüyamda gördüğüm kişiydi bu… İsmini görünce zaten bi afalladım. Dün de kendisinin resmini görünce ALLAHU EKBER! diye bildim...Sadece bu kadar diyebildim. Titredim...
Hocam işin ilginç yanı da şu; beni keşiflerimde karşılayan, ismi bile bana Mine diye koydurulan kişi de bu kişi...Ve ben bugün o kişiden ebediyen kaçtım. Daha doğrusu kaçtığımı sandım...
Bu akşamki keşfimde;
"Rabbena ve lekel hamd" diye diye kapıya ulaştım, yine Mine karşıladı beni.
Bugün bir başka karşıladı beni, ama gülümsemesi daha bir başkaydı.
Mine : "artık biliyorsun, gel benimle’’ dedi.
Benim cennetteki yerime gittik.
Hocam süt ırmaklarını gösterdi bana. Bir bardak içtim. Ben hayatımda bu kadar lezzet almadım. Süt ırmağının yanında bal ırmağı da vardı.
Ben Mine’ye dönerek; "Beni Kevser ırmağına götürür müsün" dedim. Anında Kevser ırmağının yanında buldum kendimi.
Mine eğildi, elleriyle bir avuç aldı, iç, dedi.
İçtim. İçmemle yere çömeldim. Hayatımda bu kadar güzel bir his, mutluluk yaşamadım. O an Mine’yle beraber aynı anda: "Elhamdülillah Yarabbi" dedik. Mine;
"Gel sana Tuba ağacını göstereyim" dedi. Birden bir ağaç belirdi, o kadar yüksek ve dalları o kadar büyük ki...Kâinatı kaplayacak kadar dalları var. Zaten en üst kısmı görünmüyordu. Ben de ağacın neresindeyim, bilmiyordum...
Mine’ye dönerek: "Beni Levh-i Mahfuz’a götürür müsün" dedim. Götürdü. Ama kapı açılmıyordu.
Bildiğim zikirleri yaptım. Açılmadı.
"Bismillahu, Allahu ekber" diye tekrar tekrar söyleyince kapı açıldı. Ben defterin başına geçtim. Mine yine bir önceki seferdeki gibi içeri alınmadı. Defterin kapağını besmele ile açtım. Kendi kaderim açıldı. Bugüne kadar yaptıklarım, düşündüğüm ama uygulamaya geçirmediğim herşey yazıyordu.
Ve oraya geldim... O kişiyi buluş şeklime kadar yazıyordu herşey. Benim kaçacağım bir zaman sonra yollarımızın kesişeceği ve sonraki sayfalar hep ama hep onunla doluydu... Annesinin adını da gördüm ama tam seçemedim. O mekanda zaman mekan kavramı dışında gibi herşey. İzin verileni, izin verildiği kadar görebiliyorsunuz.
Ya M yada H harfi ile başlıyordu sanırım annesin adı. Yanılıyor da olabilirim. Ya da unutturuldu. Ben de O şekilde yazılıydım, falan oğlu, falan kızı şeklinde...Büyük bir edep ve haya ile odadan çıktım.
Mine ordaydı.
"Artık herşeyi biliyorsun. Ben burda senin eşinim, bir elmanın iki yarısı gibi iki parçayız. Sen olmazsan ben olmam, ben olmazsam sen olmazsın" dedi. Sarıldık. Kokusunu hissettim. Gözlerim doldu. Keşif esnasında bende öyleydim.
Ben: "ne yapmalıyım" diye sordum...
O : "sen doğru olanı yaparsın" dedi...
Ve birden gözlerim açıldı.
Bir de hocam; 72 huri / hizmetli verileceği hadis-i şerifi sahihtir. Gözümle gördüm. Ama onlar daha çok hizmetlerin görülmesiyle alakalı gibiydiler. Keza eş olayı da tamamen gerçek.
Tüm kuşların kanat çırpma sayısına kadar herşey kayıtlı orada hocam. Bir de artık keşif yaşamak için gözlerimi kapamam gerekmiyor. Kalbimde resmen yaşamaya başladım, bugün itibariyle. Hayırlar olsun.
Bu dünya gerçekten yalan. Gerçek dünyadaki tat, lezzet, sevgi, görmek herşey ama herşey tastamam birbirinden güzel.
Ellerinizden saygıyla öperim. Selam es selame.
İlhan M… tarafından 00:19 itibariyle görüldü.
-Selam es selame İlhancan, maşaallah barikallah keşiflerine… her bir harfi her kelimesi ayrı bir değer olan keşiflerini sana gösteren, bu çağın insanına açıklanmasına yayınlanmasına izin veren Allah’a hamd ve senalar olsun. Razı oluncaya kadar şükürler olsun. Umarım okurlarımız hisselerine düşeni alacaklardır. Deccaliyetin çağı olan bu zamanda kader konusu en çok çekip sündürülen bir hakikattir. Katkısı olur inşaallah. Aynı zaman da hidayet çağı olan bu çağda deccaliyete indirilen bir darbedir bu kerametler biiznillah. Kuranı Kerimi çarpıtmadan çekiştirip sündürmeden okuyup anlamanın yolunu açacak, hadisi şerifler ile ilgili yanıltıcı çarpıtan sözlere dur diyecek değerlerdir inşaallah. Allah senden ve bütün zülfikârlar ile inananlardan razı olsun. Selam alemlere rahmet olan efendimize ehline ve ashabına cümle mürsellere nebilere ve velilere alimler ile şehitlere gazilere olsun. Ümmetin ölmüşlerine ve yaşayanların da selam olsun. Vesselam
Messenger’da yanıtla...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.