- 704 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İÇİMDEKİ YAKAMOZ
İÇİMDEKİ YAKAMOZ
Uzunca bir ömrün büyükçe dertlerinden uzakta, gözlerine aslı kalmıştı “sevgi dilli” hikayelerim... İçimdeki yakamozla köşe bucak kaçışlardan göç etmişken, üstüme fışkıran damlalara aldırmadan, “rüzgâr” savuruyordu beni yerden yere.
Ansızın bir gün, ışıklar göklerde ışıldamış ama mavili yıldızlarla bir bütün olup, “rengârenk gizemini” koruyamamıştı!.. O estrik gecenin mevsiminden akmıştı buzullar, nefes almayı başarmış, “hayata tutunmayı” bilmiştim.
Kanadı kırıktı sözlerin, karnenin derecesi yoksuldu. O vakitten sonra, içime “dert etmiştim” her şeyi.
Denizin ışıltısından, esen poyrazdan hiç medet ummayan insanlar kuşatmıştı evreni, sevgi kokulu diyarlar “delip geçmişti” kurşuni sabahlarımı. Vuslata beş adım kala geçiyordu zamanlarım, herkesten kaçmak istercesine; aşkın ağrılarını içime doğru çekiyor, aşkı dudaklarında dirhem dirhem hissediyor, sana kendimi adıyor, ağırlığın kadar seni sevmeye ant içiyordum.
Buğulu camlara sana olan sevgimin “büyüklüğünü” çizdim, içimdeki yakamozla papatya kokulu gülücüklerimi “akıttım” senli zamanlara. Sarıp, sarmaladım seni hiç bırakmamak üzere.
Ruhuna vardım, yüreğine sığındım, aşkın nağmelerini fısıldayarak, aramızdaki “fırtınalı günleri” yok ettim.
Seni önemsemeyen, el üstünde tutmayan ve hep kibirli olan insanlarla işin nedir diye haykıran canına; hemencik pencereni açarak, benli “bir tutam nefes” çek içine, daha ne duruyorsun dedim?
Mehmet Öksüz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.