- 218 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
bir yağmur başlar
1
-kimseyi inandırmak zorunda değilim bu konuda.filim setinde bu gibi tartışmalar yaşanmazdı.her an tetikteydi polis baskınına karşı.çayeline indiğinde her şeyin tuhaf olduğunu anlamıştı.kaç kez doğum sancıları yaşamıştı ruhu.
-buraya güzel bir otogar yakışır.güzel ve gösterişli.nerden bahsediyordu.hangi ülkede bu tür beklentiler içindeydi.tek tip aparmanların arasında geçen cadde.derelerin yatağı bakımsız olduğundan tıpkı deniz kıyısı gibi dinlenme alanları yoktu çevresinde.
-biz estetiği mahküm etmişiz çirkinliğe.sosyal yaşam alanları yoktu taşrada.bir uğraşı edinmek için imkan tanımıyordı şehir.zaman geçirmenin adresi doğrudan kahvelerdi.işsiz güçsüz insanların uğrak yerleri olduğundan her muhitte olduğu gibi insanları çekerdi bu toplanma yerine.
-keşke uçakla yolculuk yapsaydık daha ucuza gelirdi dedi kuzenine.
-yer ayırtmak gerekiyor talep çok fazla dedi kuzeni.otobüs kalkmak üzereyken bir paket sigara almak için bakkalların olduğu tarafa doğru yöneldi
2
minyeli abdullah filmini heyecanla bekledik.dini mücadelelerin anlatıldığı filmlerdendi.bütün islam dünyasında sıkıntılar ortaktı.kendini mücahit gören bir nesil yetişiyordu.yalnız değilsiniz ve kelebekler sonsuza uçar filmlerinden sonra maddi kaygıların kitle psikolojisini önemsemediği görüldü.yüzlerce romanın raflarda beklediği günümüzde sinemaya aktarılmıyor edebi ürünler.bunun nedeni tabiki ideolojik çarpıtmaların korkulur derecede seyirciyi ürkütmesi.devrimci sinemada aynı akibete uğramıştır.yılmaz güneyli filmleri hafife alan bir entelijansiya.gülün bittiği yer bu başarıyı yakalamıştı oysa.günümüzde sömürü gerçekliğini farkeden kitlelerin bunlara ilgisi daha fazla.halit refiğin öncülük ettiği milli sinema akımı.bunun dolaylarında gezinen filmlerin bir övgü ve yüceltme eksikliğini yaşaması da ayrı bir toplumsal sorun.
3
hollywood klasikleriyle ün yapmış sinema.60 yıllarda aşk filmlerine yeni bir soluk getirdi.seviyeli ilişkilerin odağında sanatsal sorunlara dokunan filmler.marleen monreo yıldızların dünyayı romantizme boğduğu yıllar.bundan sonraki yıllarda sürekli bir düşüş yaşadı seyircinin sinemaya olan ilgisi.sonra bilim kurgu filmleri takip eden korku filmleriyle dünyaya pazarladı amerikan kültürünü.bu arada müzik anlayışıda değişmişti rock müzikle tatmin oluyordu gençllik.fantastik filmler yüzüklerin efendisi gibi hayal gücü yüksek filmlerle zir veye taşıdı sinemayı.erraynı kurtarmak gibi savaşın acımasızlığını anlatan gerçekçi filmlerde yapıldı.sinemanın bir sektöre dönüşmesi nedeniyle yıldız savaşları gibi futurist filmler çekildi.kapitalist dünyada bireylerin ninnisi gibiydi reklamlar.başka dünyaları anlatan filmler çekildi.sonra insan uzayda hayat varmı sorusuyla zaman makinesine merak sardı.süper kahramanlar dev bütçeli filmlerle gişe rekorları kırıyordu ikibinli yıllarda.
4
-evet herşey suni bir kabullenişler kendini gösteriyor.istanbul denen bu kazan turistleri ağırlıyor ama halkla teması sağlanmıyor yabancıların.
-oteller çok ucuz olduğundan seyahat imkanı var.bir yönüyle doğruydu antika eşyalar satılıyordu turistlere.
-kültür turizmine hazırlamalı ülkeyi müzeler ve sanat galeriyle.antik kentler yeterli misafiri ağırlamıyor.yeylalar doğa turizmi için bir potansiyel taşıyor.
-çevreyi korumak gerekiyor yeşilin korunmasına özen göstermeli.
-oteller yapılıyor yaylalara doğal bitki örtüsü yanında halkın hazır olmasıyla mümkün doğa turizmi.istanbuldan karadenize turizme yatırım yarışı vardı halkın.tarihi mekanların ortasında kafeler barlar açılıyor.kalabalığın şehri keşfetmesine olanak tanımalı.
ancak halkın bilinçlenmesiyle bu sorunlar aşılır.engeller kaldırıldığında türkiye sınıf atlayabilir.sorunları çözmede örnek alınmalı batı.
-çevre için estetik bir ölçüye varmalı yönetimler.sonrasında tanıtımla çözülecek meseleler.kazancı fırsata dönüştürmemeli.turizm acenteleri tarihi mekanları cazip hale getirmeli.
5
türk sineması 90lardan sonra kendi hikayesini yazmaya başladı.irtica bir problem olarak görülürdü önceleri şimdi kalkınma çabaları içinde kendi kültürünü arıyor sinema.en büyük sorun toplumsal hafızanın zayıf olması.70ler bir masal gibi meşgül etti izleyiciyi.sonraları sahneden çekildi bu toplumsal arayış.korku filmlerinden sonra bilim kurgu jeneriğine taşıyacak türk sinemasını arayışlar.sanat filmi dendiğinde entellektüel bir merakla bir gözlemci sıfatıyla duruyor seyirci.amaç serbest çağrışımla bir sinema birikimine taşımak sanatsal görüş olarak.komedi filmlerde bir düzeysizlik var.yeşilçamda filmin aktarımı doğallığı bozmadan yansıyordu perdeye.halk kültüründen besleniyordu parodiler aynı zamanda.türk filmleri cahilliğe bir övgü değildir.halkın sorunlarına temas eden bir damar yakalamıştır süregiden denemelerle
6
-şirketimiz dünya pazarlarına açılacak.iletişim kanallarını kullanacağız.kulağa hoş geliyor diye düşündü.türk mallarının kalitesinden şüphe duymuyordu ama tanıtımla halledilecek meseleler değil dünyaya açılmak.
-türkiye ucuz mallar cenneti emek sömürüsüyle gelişme olmaz dedi.hakikaten her şey ithal ediliyor ülke bütün zenginliğiyle satışa çıkarılmıştı.
-hayır biz gelişme kaydettikçe batılı ülkeler kuşkulanıyor.eşit bir ortak olarak avrupa birliğine almak istemiyorlar.bize imtiyazlı ortaklık teklif ediyorlar ama bundan da vazgeçerler yakında.hakikaten haklıydı.türk ekonomisi için tehlike zilleri çalıyordu.bir cevap verme gereği duyarak
-dolarla savaş olmaz ülkeler anlaşırsa milli para için ticaret imkanı doğar.deme gereği hissetti.aynı şeyden söz ediyorlardı.her şey dövizle işlem görüyordu.yabancılarla ticarette kaçınılmaz bir geçerliliği vardı döviz cinsinden paranın.
-fiatlamalarda döviz esas alınıyor dedi hakan.türk varlıkları zarara uğramak istemiyordu.cünkü dünyaya kapatmak mümkün değildi kapıları.türk parası tutunamaz dolara karşı hep kafasını bu düşünce meşgul etmişti.
-umarım milli gelir ziyan olmaz diye endişesini dile getirdi mustafa.sonra masadan kalktılar zaman geçirmeden.alınacak çok yol var diye düşündü herkes.
7
gerçi ben bu söze katılmıyorum ama gerçeklik payı var.eğer çocuğunuzun din düşmanı olmasını istiyorsanız onun din eğitimi almasını sağlayın.çünkü umut kalmamıştır kara toprakta.çoraklaşmış bir zamanların yemyeşil vadisi.ne savaşçılar var ne ordu coşkuyla sınırlara dayanan.ancak yanılmış bir bilincin çırpınmalarını işitirsin yalnız ve hayata şans tanımayan renksizliğiyle.o kentte her köşebaşı tutulmuştur.itirafla başlamak gerekirse altından toprağın kaydığını hissedersin yokluk içindeki halkına bakıp.her gayret bir anafor gibi içine çeker körelmiş umutları.ne çeliğin parıltısı ne de savaş baltalarında vardır zafer vaadi.sinik bir kültürün yaşattığı katı nihilizm için süslü metaforlar.devrim şarkılarıda değişmiştir ihanetleri yaşamış meydanlar için.ikinci bir şans tanınmalı insanlığa.bunu gerekli görüyor yoksul düşmüş aynalar.tren yolculukları gibidir tarihi anlatmak.ansiklopedilere hapsedilmiştir dokumacılık.onca ihtişamlı yapılar için hayalet görme şansını orak ve çekiçte görenler
8
yardım kuruluşu için desteğinizi bekliyoruz.bende engelliyim dedi bu işin gönüllüsüne.sağlık sorunların mı var diye meraklandı kadın.birden konuşmanın gereksizliği sessizliğe neden oldu.aslında bu yardım şirketlerden alınırdı gelişmiş ülkelerde.insanlar uzaktan da olsa maddi bir yardımda bulunurdu vakıf ve derneklere.ilgi bekleyen onlarca hasta vardı.yapılacak bir şey yoktu.toplumun bilinçlenmesi adına konuşuyordu sorumlular.insanların vakit ayırması için bir bahane teşkil ediyordu bu tür kuruluşlar.hayata kazandırılacak insanların yoksulluğunu görmüyordu toplum.ilgi bekleyen hastalar hiç olmazsa sosyal hayata intibak için yardım görmeliydi.insanların iyi niyetine inanmak zordu bu ülkede.engellilerin arabası çalınıyordu çalışmalar için dikkate alınmıyordu varlıkları.
9
zülme neden olan itki tartışılmış islam tarihinde..haccacı zalimin uygulamaları meşhurdur.tek çıkar yol olarak saltanatın rahalığına sığınanlar için tahammülsüzlüğü yaşatmışlar halka.islam ekollere ayrılmış maddıyun ve dehriyun gibi felsefelerle meşgül olmuş islam bilginleri.mutezilenin akılcılığı eleştirilere neden olmuş ve yüzlerce kelam ekolu oluşmuş islamın altın çağında.bu konudaki tartışmalar bugün sığ bir hayat görüşü olarak iinceleniyor.ibni arabi gibi sufiler ilahi aşk etrafında tabiatçılığa karşı durmuş ve çağdaşı olan filozofları tekfir etmiş.bir zaman sonra ibni rüşd gibi filozofların görüşleri unutulmuş ve gazalinin felsefesindeki şaz görüşler dahi tartışılır olmuş.islam rönesansı kendini mimari ve askerlik gibi konularda hissettirmiş tezhip ve minyatürde zirveye ulaşmış kendi çağı için.insanların sorgulamalar içinde islamın bilimdeki yeniliği olan bilimsel düşüncenin insan merakı için sonsuzluğa kapı açması.bilimdeki anlayışlara genelde bu gözle bakmış islam dünyası ve batının yeniliklerine acık olmuş toplumlar.işte sanayileşme bu düşünceleri devre dışı bırakmış ve sosyalist düşünceyle yeşermiş kültür ve sanat.
10
kedicik eskisi kadar cana yakın değil neden acaba.üç aydır görmüyordu minnoşu.sırtında yaralar çıkmış eski neşesi kaybolmuştu.yine ağlayan bir çocuk sesini işitiyordu neden acaba.istekleri ebeveynlerini kızdırmış ona ilgisiz kalmış olabilirlerdi.bu muhitin havası taşradan farksızdı.hayat türlü türlü zorluklar çıkarıyor yabancılık hissettiriyordu davranışları.bir kahramanla aynı duyguları yaşarsa belki insanların bakışı değişirdi.yasadığı hayatı kabullenmeyişi hakkı değil miydi yoksa.herhangi bir şiirle yanıt aradı duygularına.tanıdığı insanların olumu derin izler bırakıyordu belleğinde.gün henüz daha aydınlıktı.uzun bir yolculuğun ardından tatlı bir uyku çekmek belki de en doğru bir karar olurdu.ama uyuyacak durumda olmadığından dışarı çıkıp bir hava almak istedi.insanları uzaktan tanıyordu.geldiğini nasıl karşılardı tanıdıkları.kendine fazla bir değer biçmekti bu türlü kaygıları.burda ortak bir hayatın imkansızlığı en buyuk zorluktu.birde bakmışsın karşına bir polis çıkmış seni bilinmeyen bir yere götürüyorlar.suçlu konuma düşmeye herhangi bir şey sebep olabilirdi.onun için temkinli davranmak kendini uyumlu hale getirmek zorundaydı.dikkat çekmemek için sıradan bir insan olmak zorundaydı.zaten suç dosyasının kabarık olduğundan emindi.ezan sesini duyduğunda sukünete gömüldü bakışları.şimdi trenlerin düdüğü nasıl çalar diye gülümsemek istedi gün batımına.
11
nesideler nesidesi hangi tarihte yazıldı meçhul.kutsal metinlere olan benzerliği yanında modern şiiri andıran bir biçimle yazılmış.insan tabanındaki inancın bir aşk terennümü içindeki ifadesi.insan iç gûduleriyle tanıyamaz hayatı.her dönemdeki tanrı arayışında görürüz tapinmayi.korkuların kaynagindada inancın etkisi fazladır.bir bilinmezi inanca dönüştürmüş yalvaclar.kutsallik teslimiyetle güçlenmiş insan için bir ödev kabul edilmiş itaat.turan dursun tabu gördüğü hakikatler karşısında modern kültürün bilgi felsefesiyle durur.200 yıllık bir serüvenin dünyada bulduğu yankisini hazmedemeyen bagnazlar tarafından katledilir.bir çeşit engizisyon uygulanır fikirlerine.kitle psikolojisi yönetenleri bu tür cinayetleri işlemeye sevkeder.madımak katliamida bu saiklerle gerçekleşmiş metin altıok gibi aydinlara mezar olmuştur.freud totem olarak tanımlamış kutsali tabulaştırma psikolojisini.bbilimsel açıklamalar bir tehlike olarak görülmüş bu odaklar tarafından.oysa barbarliğın kaynağını dinsel nefretin yapısında görürüz gunumuzdede.
12
cumhurbaşkanı memleketi rizede elinde dolar tutan hemserisine ’türkiyede çok dolar var galiba’dedi.malum asya ülkelerinde ekonomik sıkıntılar yaşanıyor amerika merkez bankasının aldığı ekonomik kararlarla.milli parayı bu kadar etkilemesi şaşırtıcı.belkide küreselleşmenin sonucudur uluslarası ticaretin belirleyici oluşu.bir günde yüzde yirmilik değer artışıyla fiatlamalari etkilemesi bekleniyor.piyasalar bunu kazanca dönüştürurmu bilinmez.türkiyenin güçlü bir ekonomi yolunda alması gereken çok yol var.üstelik yalnizlastiriliyor emperyal güçler tarafından.iş gücü piyasasında dolarla işlem görüyor alım satım işleri.amerika türkiyeyi güçten düşürmek istiyor açtığı ekonomik savaşla.
13
-deneme tahtasimi benim hayatım.kimsenin hayatıyla oynama hakkı yoktu.yaşadıklarından bir komedi çıkarmak ne kadar mümkündü.traji komik bir hayata ilişkin mizanpajlar.zamanı kanıtlamak ne kadar mümkündü.şehadete yürüyen alkolik gibi cenneti sayiklamak.uyuşmazlığı vardı doğunun mistizimiyle.yinede inandığı değerlerle oynanması sinirlerine dokunuyordu.sabretmek için bir nedeni yoktu yaşadığı esaretine.öfke duyduğu aptallar için hayatın çekilmez oluşu onuruna dokunuyordu.bir sinir harbinde nefretin yaşattığı öfke patlamalariyla duyumsamak hayatı.vakfı kebirde bir iftar açılıyor.sarhoslar naralar atıyor taksimde.bu kadar tezatin yaşanmasına aldırmıyor kenar mahalle sakinleri.mecali yok işçilerin bir isyan sovgusunden başka.
14
kabalanin yahudi kültüründeki yeri üzerinde çok kitaplar yazıldı.bir masonluk öğretisi olduğu yahudilerin evreni kavrayisinda sembolik bir anlatım dili olduğuna dair inancın ezoterik ogretiye varan anlam retorigi üzerinde duruldu.kutsal metinlerïn gizemini açıklamada anahtar bir inanış olduğu inkar edilemez.insanın karmaşık ruh halini sembollere sığdırmak güç olsada inançla köprüler kuran bir sanat anlayışını andırır retorikte olduğu görülür.eski dışında geçen esaret günlerinden ve yahudi tarihinden izler taşır egzotik figürler.insan yazgisina bir bakış getirir kayıp zamandan izler taşıyan.insanın bilinmezlik içinde tanrının varligina dair soruları yanitlamak ister dünya hayatındaki kumaşa içinde.insanın bazen acıyla yüzleşme gereğini duyar holokost örneğinde olduğu gibi.tabiki tarihte bazı halklar hhaksızlığa uğramış güç kazanmak isteyenlerin iktidarında.bunları karsilamak bir yalnızlığı yaşatmış yahudi halkına.torayı açıklamak için yahudilerin bu inanca sarıldığı görülür.
15
ara sıra selamlastigi kızlar vardı mahallede.yalnızlık ve yoksulluk kaderi gibi olduğundan genelde bir iki kelimeyi geçmiyordu kısa konuşmalar.semt içindeki çörekçide bir bardak çay içip sosyalleşme hevesini gideriyordu.okuldan çıkan talebeler için bir fırsat yakalama arzusu dogurmuyordu sokaklar.bu kentin yabancısı gibiydi herkes.biraz daha alışması gerekiyordu insanlara.farkediliyordu kimsesizligi.uzak durması gereken bir hayat yoktu bu civarda.oturduğu muhitten uzaklaşma şansı tanımıyordu ekonomik durumu.biriktirdiği hikayeler biraz geçmişi anlatıyordu.ama konuları hayattan beslendiginden umut vadediyordu sinemasal kültür için.
16
’nereye gideceksinki’dedi.’koy meydanı gençlerin toplandığı yer’ikna edemedi bu teklifle inanmak istemeyen kalbini.kıymet bilmesi gerektiğini anlatmak için ’senin mesleğin güzel aslında dedi’.sonra ekonomik konulardan söz açmak istedi.’kapalı çarşıya turistler geliyor herhalde diye bitirdi sözünü.’tabiki gelmezmi’.dedi kuzeni.sık görmüyorlardı birbirlerini.ama geçmişten gelen samimi dostlukları vardı.şimdi iki yabancı gibi açıklarını arıyorlardı.fazla sürmedi görüşmeleri.’ben şöyle bir dolaşsam iyi olacak dedi kuzeni.görmesi icap eden insanlar vardı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.