- 643 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Usulca yanan ampul, müstakbel ses kayıt cihazı
Mabadımı kaldırmadığım halde, yetişemediğim günler için hayıflanmak terbiyesizliğinde geçen günler içinde, sana yazmayı da sebepsiz erteledim, özür dilerim…
Sana birçok bahane sayabilirim. Havadan sudan, dibe çökmüş ekonominin psikolojik hasarından, bitmeyen nezlemden bahsedebilirim uzun uzun. Ama sen bu bahaneleri yemezsin. Çünkü tam da bu yüzden cümleleri elle kesip bölüşürüz biz. Konuşacak cümleler nefes verdikçe birikiverir. Toplanır, bir ev eşyasının gölgesine istif edilir. Sonra sıradaki mektuba gider yerleşir bir gün. Bir sana ulaşır bir bana... Bir süredir bir sıkıntı vardı bu döngüde. Çok cümle kaybettim çok…Ama... bir çözüm buldum sonunda kaybedişlerime: ses kayıt cihazı! Bir ses kayıt cihazı alacağım. Şu an bir sürü bindirimden indirim var. Az ödemiş gibi hissedeceğim, gereksiz bir alışveriş de olmayacak. Hatta çok yararlı olacak. İlk yararı da şimdi sana yazabilmem oldu aslında. Çözümü bulma ihtimali elimi klavyeye uzattı en azından.
Bahane sayılır mı bilmem; günlerdir, yok aylardır uyku gözlerimde pul biber kurutmaya başlayınca, koşup geliyor sana anlatacağım şeyler saklandıkları yerden. Ama nasıl bir geliş bu anlatamam... Heyecanından bazen kalbim sıkışıyor. Seni hayal ediyorum: okurken eğlendiğin yüzünü. Göz bebeklerin beyazda gezerken, karasının küçülüp büyüyüşünü... Ama farklı bir çok nedenden yorgun beden kalkmıyor. Yazamıyorum. Kafamın içinde koşturup duruyorlar sanki. İçimde çalışan bir motorun uğultusunda sızıyorum. Sabah oluyor, ziyan oluyor o şenlik. Ne enerjisi ne heyecanı kalıyor. Hatırladığım bölük pörçük cümleler sakatlar derneğinde değerli bir üye ölmüş de cenazesinde hazır bulunmuş gibi. Saygımdan saklıyorum ama kullanamıyorum. Gidiyor içindeki kıvılcım.
Belki bu taşınma hikayesi yüzündedir. Yeni şehir, yeni hava, yeni su, yeni yüzler… Beni şevklendirecek yeniler nedense bu sefer görevini yapmadı. İçim kıpır kıpır etmedi. Yeni tanışmalar yeni ufuklar açmadı, saçlarımın içinde çiçekler açtırmadı... Muhtemelen sorun bende. Ama evren de görevini ziyadesiyle yapmadı bu sefer... Bu evdeki ışıklandırma ile ilgili de mutsuzum. Çalışma odamda üçlü bir avize var. Sorma; enerjinin bu kadar değerli olduğu bir dönemde neden çoklu avize, deme. Ben çok dedim. Neyse… Avizedeki ampullerden ikisini gevşetmiştim. Galiba elektrik kaçağı var. Bir tanesi usulca yanıyor. Işıkları söndürürken fark ettim giderek soluşunu. Aramız kötü bu yüzden kendisiyle. Ama usumda bir ışık çaktırdı. Yine de teşekkürler.
Geçen gece zihnimde, avizenin kablolarını kontrol edip, internetten öğrendiğim "klemens" adlı bir parçayı tavanımdan sökerken, gözlerim yanmaya başladı. Henüz gümbürtüsü gelmemişti gelecek olanların. Belki de evi turlayacak gibi çalışan kurutma makinesinin sesinden ürkmüşlerdi. Beklediğimi fark ettim. Bekliyordum bayağı bayağı. Yani aslında vaktim vardı. Hazırlanabilirdim. Gelen her cümleyi zerre kaçırmadan yakalayabilirdim. Ama nasıl? Gözlerimi açmadan, elime kalem ya da cep telefonumu almadan… Unutmayayım diye yüksek sesle kendimle konuşup deli gibi, ev ahalisini uykudan kaldırmadan… Usul usul nasıl kaydederdim hepsini… Tıpkı şu ampul gibi… Çaktırmadan... O zaman çaktı işte şimşekler. Dedim süper fikir! Yorganın altında bile çalışır. Fısıldasam kendi sesimin kırılışından anımsarım ne kastettiğimi. Uyuyakalırsam anca nefesimi kaydeder (belki horlamamı) Uyanınca düzeltirim. Belki uykumda konuşuyorumdur. Onu da bilirim… Çocukken yorganın altında el feneri açıp hikayeler anlatırdık birbirimize. İlk flörtümle telefonda uzun uzun konuşurdum, cilveleşirdim sabahlara kadar. Olur kızım dedim, bu olur.
Öyle huzurla uyudum ki… Galiba beni sana yaklaştıracak bir kestirme bulduğum için… Galiba içimi dışarı çıkarırken güvende hissedeceğim için...
Çok komik... Aklımda zıp zıp gezinen hikayeler var şu an. Bir sürü birbirine bağlanmamış kelime, uçuşan imge... Kayıplarım mı, yeniler mi bilmiyorum… Bir kısmı tanıdık. Belki daha evvel sana yazdıklarımdır. Daha şu cihazı almadan böyle hissettiğim için de biraz utanıyorum. Kendime nurtopu gibi bir acziyet yaratmadım ama. Bundan kesin eminim.
Biliyorum, daha çok şey anlatmamı istiyorsun. Emin ol ben de öyle. Parmaklarım kaşınıyor... Ancak şimdilik bana müsaade.
Ben, usulca yanan ampulüm ve müstakbel ses kayıt cihazım; kendimizi özletmeyeceğiz.
Sevgimle.
27.11.2021
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.