Karanlıktan Aydınlığa
Yaşamı oluşturan her ne varsa hayaller üzerine kurulmuştur. Hayaller olmadan yaşamak mümkün değil. Bizler düşsel bir çarkın dönen dişlilerinde aradığımız mutluluğu yakalamak için mücadele ederiz. Hep daha iyiyi daha güzeli isteriz. Oysa düşlediğimiz her şey yerli yerinde olmaz. Kimi zaman hayal kırıklığı yaşarız.
Son dönemlerde ülkemizde yaşanan olumsuz hava bu yazıyı yazmama sebep olmuştur.
Üzülerek de olsa hak ve hakikatleri saklamak , yok saymak bize yakışmaz. Bilâkis her inanan bu coğrafyada yaşayan toplulukların üzerine düşen görevidir. Çevremizdeki birçok insanımıza baktığımızda var ile yok arasında mutsuz bireyler haline gelmiştir. Onu bu dünya’ya gelmesine sebep olmuş annesini arkasına almış onu beğenmeyen üstündeki giyimi kime ve neye benzediği belli olmayan bir nesil. Anne ise bunlara boyun eğmiş dirayetli olmayan bir canlı. Babalar kendinden geçmiş, ruhunu aile kavramını yitirmiş, sözü ve kendisi hayatta bir basamak atlayamamış. Eğriyi , yanlışı, doğruyu, adaleti şaşırmışız. Bir taraftan lokantaların attıkları poşetten üç yavrusunu beslemeye çalışan, bir taraftan her gün sabah kahvaltılarını dışarıda yiyen bir aile. Alınan hiçbir şeyi beğenmeyen bir çocuk, evlilik alışverişi yapan gençlerdeki doyumsuzluk..
Sonuç yine hüsran, yine ayrılık. Boşananlarda mutlu değil, bir çaresizlik bir boşluk. Çalışan işinden, işveren vergisinden, emekli geçim derdinden muzdarip. Velhasıl kimsenin yüzünde tebessüm yok, azim yok, idrak yok.
İnsanların derdinden anlamak için Hz. Ömer olmak lazım. Her gün her gece sokağa çıkıp ne oluyor ne bitiyor anlamak lazım. Bizzat Hz. Ömer kendisi gezer başkalarını bu iş için görevlendirmezmiş.
Hz. Ali olmak var ilim irfan sahibi, Hz. Ebu Bekir olmak var Allah için sadık bir kul ve hakkı hakikati görmek var. Kısacası övündüğümüz her seferinde ağzımızdan düşürmediğimiz bu vatan aşkı için ahlaki değerlerimizi koruyalım. Öyle oturmakla birilerinin demesiyle ahkâm kesmek değil gel gör içimizde bu memlekette ne ateşler yanıyor. Zannetmeyin ki bu bir simit ve çay meselesi, kazanmak zor, geçinmek zor, sonuçta bir lokma yeter insana. Ama toplumun ahlâkının bitmesi gerçek bir faciadır vesselam
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.