- 258 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İlahi din tektir...Onu biz çoğalttık...dünya saltanatı uğruna...
İlahi din tektir...Onu biz çoğalttık...dünya saltanatı uğruna...
Semavi dinler deme semavi din tektir...semavi tarikat de tektir...semavi mezheb de tekdir...Hz İsaya ezelilik ebedilik vermek te’vildir...Te’vil şirke kadar gider...Fikir eylem hal put olur sadece helva put değil acıkınca yenilir putlar...bazı fikirler de havra ırkçıdır...ırkçılıktan zarar görseler lanet olsun ırkçılığa der her yahudi...helvayı put eden yer sonunda Allahtan başka ilah yok çünkü...hepsi terk edilir çıkar için "Bana faydası olmayan kilisenin papazını" denilmiş...dünya çıkarı amaçlılar put bulurlar...Tahta çıkmak için rakibini yenmesi lazım...hile lazım ...benim peygamberim ilah der hz İsayı te’ville ilahlaştırır ve dünya çıkarı amaçlıların te’vili sonucu semavi din semaviliğini yitirdi...Teviller teefsir değildir yanlı ve amaçlı seçimlerdir...Mezheblerin doğması yanlı ve amaçlı alimlerin ürünüdür...din de tektir ama te’villerle bozulanları var... kibir amaçlılar şeytaniliğe meyilliler ikinci kalite dinler oluşturdular veya ikinci kalite mezhebler oluşturdular...Ehl-i sünnet en ehven mezhebdir...İlahi dinin tek temsilcisidir...şia fars ırkına hadimliğin ürünüdür...
Evet...Ölçü sadece tefsirdir ama te’vilciler te’villerini tefsir sanıyorlar...ayrılık ve cemaatler bölünmeler te’vilin tefsir makamında kriter edinilmesinden...Bütün hadisler tefsirle uyumlu ama te’ville uyumlu değil...te’vil mezhebleşmeyi doğurur tarikat ve cemaatciliği doğurur...
Evet..te’viller fetvalar tarihseldir bölgeseldir ama tefsir ezeli ve ebedi ilimdir...Beşer ilmi ezeli ve ebedi değil...çıkara göredir...Helva gibidir te’viller savunursun ama çıkarın zarar gördüğü an helva tadı verir onu yemek...çocuk baba olur babasına ettiği hakaretlerinde yanıldığını anlar...helva tadı alır o hakaretleri etmeyen evladım olsun ister...enecilik bencillik ilahiliği bozar...ama eneciler ülkeme suriyeli istemem diyen kendisi başka ülkede kendisi ırkçı davranışla karşılaşsa köpürür...yöresel tarihsel ve şartlara göre değişen fikirler ezeli ilme secdeye mecbur...Kur’ana secdeye mecbur...Te’viller iyi ehven en iyi diye sınıflana bilir ama tefsir değildir tefsir ihlasın derecesinde nasib olan bir nimettir...değişmez eskimez...ilimdir tefsir...Hadis düşmanları te’villerini Kur’an sanıyorlar...tefsir sanıyorlar...tefsir kelamullahtır ve mahluk değildir mahluk olmayan ilim ilahidir beşerin te’villeri Kur’andan öğrendikleri tefsir de değil ayette değil hadis de değil icma da değil kıyas da değil...dört delil dört puttur...put ise yok hükmündedir...mezhebçi olma putun olmasın ne mezhebin ne ırkın ne peygamberin kilise kutsalını ilahlaştırdı...mezhebin kutsaldır ama mezhebçiliğin puttur...
İlahi din tektir...her nimet hakkedene verilir...o tek olan dini kilise bozdu havra bozdu...ya cami ...Evet ilahi din tektir tefsir tektir...ama te’vil binlercedir..."Namaza yaklaşmayın" da yazıyor Kur’anda...Kur’anı koltuğunun altında taşımakla tefsire erişilmez der Kur’an ...Hakkeden verilir o nimet hz İbrahim için Kur’an şöyle dedi...
" İşte bunlar, kavmine karşı İbrâhim’e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilmektedir."(En’am/83)
Âyet metnindeki “hüccet”ten maksat, Hz. İbrâhim’in gözlemleri ve aklî istidlâlleriyle ulaştığı kesin sonuçlarla ortaya koyduğu delillerdir. Âyetteki “alâ” edatı bu delillerin hasmı susturacak doğruluk ve sağlamlıkta olduğuna işaret eder. Bu delillerin ilâhî bir lutuf olarak gösterilmesinden sonra “Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz” buyurulması, bu tür gözlemler yapmanın sadece İbrâhim’e mahsus olmadığını, başkalarının da buna benzer metotlarla doğru sonuçlara ulaşabileceklerini; ayrıca, eşya ve olaylar üzerinde düşünerek bunlardan aklî ve ilmî bakımdan doğru sonuçlar çıkaran insanların Allah nezdindeki derece ve itibarlarını gösterir. Nitekim âyetin sonunda Allah Teâlâ kendi zatının ululuğunu da ilim ve hikmetteki kemaline işaret ederek ifade buyurmuştur..."(Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 434)
"Biz ona İshak ve Ya‘kūb’u da armağan ettik; hepsini de doğru yola ilettik. Daha önce de Nûh’u ve onun soyundan Dâvûd’u, Süleyman’ı, Eyyûb’u, Yûsuf’u, Mûsâ’yı ve Hârûn’u doğru yola iletmiştik. Biz, iyileri böyle ödüllendiririz./Zekeriyyâ, Yahyâ, Îsâ ve İlyâs’ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de iyilerden idi./ İsmâil, Elyesa‘, Yûnus ve Lût’u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık.(En’am/84-86)
Hz İbrahime verilen nimet izinden gidenlere de verilmiş...ama peygamberin izinden gidenler de eşit değiller nimetler de hakkettikleri kadardır...ihlasları eşit değil...İhlaslılar da yanılır mı evet...şeytana ihlası yetmedi asi oldu hz Ademi kıskanması ağır bastı...Kabile de firavuna da karuna da ihlasları yetmedi...Onlarda ihlas ne gezer deme...gerçeği gör onlar da ihlaslı ama sınıftan geçmeye yetmiyor...hadis düşmanları ihlassız mı kilise havra...hepsi ihlaslı ama ihlasları bile hz İsanın ezeli ve ebedi olmadığını anlamalarına yetmiyor...İhlassız yok ama eşit değil ihlasları...yani bir kor var küllerin içinde...değilse yok eder Allah...Çünkü HAKİMDİR Allah
Evet...İlahi din tektir...onu biz çoğalttık...dünya saltanatı uğruna...herkes benim dinim ehven diyor...ölçü akıl olsa bile aklın yolu birdir...vahyin ilhamın yolu zaten bir ...ama Kibrimize hadim ettik aklı da vahyi de "Namaza yaklaşma" diyor Kur’an dedik ve dinler çoğaldı...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.