- 975 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KANATLAR KÖYÜ EFSANESİ
KANATLAR KÖYÜ EFSANESİ
Önce Kanatlar Köyü’nün nerede olduğunu söyleyelim, daha sonra efsanesini anlatmaya başlayalım, derim. Ne dersiniz? Madem iyi olur, diyorsunuz, başlayayım o zaman.
Kanatlar Köyü, Kocaeli ilinin şirin ilçesi Kandıra’ya bağlı güzeller güzeli bir köy. Kandıra-Kaynarca arasında ana yola iki kilometre uzakta kurulmuş insana huzur veren efsane bir köy.
Türklerin toprakla uğraşanlarına Manav, hayvancılıkla geçimlerini sağlayanlara da Yörük dendiğini bilmeyeniniz yoktur. Geçimlerini sebze yetiştiriciliği ve kümes hayvancılığı ile sağlayan halk, semt pazarlarında yetiştirdikleri ürünleri satarlar. Hayvanlarından elde ettikleri sütleri ise her gün bir araç gelir alır. Ay başında herkesin ödemesini yapar.
Gel gelelim efsaneye: Bin dokuz yüzlü yılların başında Kastamonu ve Çankırı civarlarında kıtlık baş gösterir. İnsanlar bir arayışa girerler. Hayvanını, eşyasını alan yollara düşer. O yıllardaki yönetim, şu anki yerlere gidip yerleşebileceklerini söyler. Kontrollü bir şekilde günler sürecek olan yorucu bir yolculuk başlar. Atalarının topraklarını terk etmenin hüznüyle ve büyük bir merakla yolculuklarını sürdürürler.
Cemil oğlu Mustafa adında biri arazinin en verimli yerine, suyun yukarısına yerleşir. En hali vakti yerinde olan ve diğerlerine de önderlik yapan Cemil oğlu Mustafa insanlara beş ayrı yere yerleşmelerini söyler. Bu beş yerleşimin tam ortasına kendisi büyükçe bir konak yapar. İki kat üzerine genişçe bir araziye yaptığı saray yavrusu evinin çevresini bahçeyle çevirir. Bahçenin girişine de gösterişli mi gösterişli, büyükçe kanatlı bir kapı yaptırır. Böyle bir kapı daha önce görülmediği için zamanla evin ve sahibinin önüne geçer. Yani çevreye namı yayılır. Bu bahçe öyle büyüktür ki, bu kanatlı kapı öyle bir gösterişlidir ki; köylüler geçerken dönüp dönüp bir daha bakarlar. Dilden dile anlatılır ve duyan merak eder, çevre köylerden ve ilçelerden görmek için insanlar akın akın gelmeye başlar. "Kanatlı kapıyı görmeye gidiyorum, kanatlara gidiyorum," diye diye köyün adı kalır Kanatlar. Soy Adı Kanunu çıkınca Mustafa’ya artık Cemil oğlu Mustafa denmez. O da bir soy ad alır ve soyadı AYKANAT olur. Halen köyde üç göbek torunu olan Cemil oğlu Mustafa: Yani Mustafa AYKANAT ikamet etmektedir. Kendisi Sebzecilik ve hayvancılıkla uğraşmakta olup, aynı zamanda da inşaat ustasıdır. Giderseniz ve köyde denk getiriseniz size ya çay, ya da buz gibi ayran ikram edecektir. Olukça hoş sohbet, cömert ve misafir sever olduğunu söyleyebilirim.
Merkez yerleşimi ve dört mahallesiyle Kanatlar Köyü görülmesi gereken harika bir köy. Gidilmeye, görülmeye değer. Gittiğinizde sizleri güler yüzlü, konuk sever insanlar karşılayacaktır. Ayrıca yıllarca açılmamış, paslanmış kapılar, örümcek ağlarının başınıza değeceği viraneler sizi üzecektir. Yine de türüm türüm Türk mimarisi kokan yapıları incelerken yüz yıl geriye gideceksiniz, hüzünle karışık huzur bulacaksınız.
Efsanesi harika, köy müthiş ama üzücü bir durum var. Şimdi gelelim işin üzücü ve hüzünlü yanına. Birçok Anadolu köyü gibi gençler, yani yeni nesil köyde yaşamayı tercih etmeyip çevre ilçe ve illere yerleşince bu güzeller güzeli köy de yaşlıların yaşadığı ıssız ve sessiz bir köy haline bürünmüş. Yaşlıların tamamına yakını emekli maaşı aldığından ve pek ihtiyaçları da olmadığından toprağı işlemeyi tercih etmiyorlar. Tüm ihtiyaçlarını her çarşamba gelen: Yolcu adını verdikleri seyyar bakkal durumundaki kamyoncudan alıyorlar.
Kanatlar Köyü’ne giderseniz eski Türk mimarisiyle yapılmış, köy evlerini incelemeyi, bol bol fotoğraf ve video çekmeyi unutmayın. Şimdiden iyi gezmeler. Sevgiler.
İSMAİL MALATYA 15/11/2021-PAZARTESİ-İST.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.