- 460 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ŞAİRİN GÜNLÜĞÜ 09.09.13
09.09.13
Bugün çok hareketliyim. Sabah erkenden kalktım. Oh hayat varmış. Köy havası baştanbaşa zindelik. Yeşil bol. Etraf alabildiğine açık, önüm deniz, üstüm masmavi gökyüzü. "Hayat bu" dedirtiyor insana.
Annem bana dua ediyor herhalde yakınına taşındığım için. Çocuklar onu yalnız bırakmıyor. Yunus tüm gün yanında. Adam facebook hastası şimdiden. Annem ona alıştı. Hep onu soruyor.
İhsan da onu yedekliyor. Bu gün onu arabayla bizim eve getirmiş. İntibalarını sordum söylemedi. Israr etmedim. Acaba iyi muamele görmedi mi eşimden bilmiyorum. İlgiden memnun değil herhalde. İlgi hastası o. Gerekli ilgiyi görmediğini düşünüyordur, sanırım. Klozet parasını veriyor;" bazen evine gelirim" diyor.
Zümre yaptık. Başkalığı teklif etmişlerdi, hayır diyemedim." 25 yıllık hayatımda hiç yapmamıştım" dedim. Her zaman bir taliplisi çıktı. İlk yıllarımda tecrübesizlik dolayısıyla almak istemiyordum. Son yıllarda da böyle bir şansım olmadı.
Müdür bizi bekletiyor. Ben 8,5 ta evden çıktım. Sırf yürüyeyim diye Abimin gittiği Doğu Kışla Parkı’na kadar gittim. Oradan kente yürüdüm. Gazete aldım. Okuya okuya gittim. Bir parkta oturdum. Gazeteye dalmıştım ki arkamdan bir el cebimdeki ilaveyi çekti. Tunay’dı. Vali’nin müfettişi. Biz ona Vali diyoruz bu yüzden aramızda.
Tam saatinde varmıştım yürüyüş yolundan giderek. Gazete okuyarak gitmek yolu eğlenceli hale getirmişti. Daha kimse gelmemişti. Meğer Okul Müdürü 11 diye mesaj çektirmiş. Zeynep Hanım oradaydı ve o da tam vaktinde gelmişti. Ben de onun mesajıyla gelmiştim. Erdal Be,y Ayşen Hanım… 11 de geldiler. Melek Hanım engelli kızının yanında, dışarda kalmıştı.
Sohbet, muhabbet gırıla gidiyor. İyi bir zümre bu. Aralarında iyi bir iletişim var. İki yeni öğretmen atanmış. Ama gelmeleri zaman alacak. Anlaşılan mehil kullanıyorlar.
Tayin olalı 2 ayı geçirmişim. Mahkemeye başvuru süresi bitmiş. Sendika avukatı da moralimi bozmuştu zaten. Davaya esas olan vakit norm fazlası olduğum yılmış. "Kaybedersin" dedi." Zararın olur. Mahkeme masrafları sana yüklenir".
Sabah çorba içmiştim evde. Zeynep Hanım simit yiyor, beni özendiriyor. Alışkanlıklarımı değişsem mi? Simidi çok severim. Erdal, Melek çiftinin kızları çok tatlı. "İçinde hiç kötülük barındırmıyor" dedim arkadaşa.
Öğle yemeğini arkadaşlarla yiyecektik, onların işi çıktı. Ben de aç kaldım. Biri Suriyeli Muhammed. Ona oturum almaya çalışıyor Adnan Bey. Kira kontratı istemişler. "Kolay "dedim "ben veririm". Arapça,İngilizce, Türkçe anlaşıyoruz onunla. Yeni nişanlandı. İşe girmesi lazım. English Cafe’de iş verecek Belediye ona. Ama oturum alması şart.
Köyleri dolaşıyoruz iki abimle. Doğantepe, Arslanbey, Karatepe, Suadiye. Arslanbey de abimin arkadaşı İmamın camiine gittik. Namazı Abim kıldırdı. İmam bizi çok sıcak karşıladı. Sempatik insanlar bu köylüler.
Akşam toplantımız var. O ara ben çarşıya gittim tekrar. Arkadaşları gördüm. Muhammet, Adnan, Bayram Abi. Hepsi Arap. İyi anlaşıyorlar. Tek farkları Suriyelinin yeni gelmiş olması. Japonya’da çalışan arkadaş ta orada. O da iyi derece Japonca biliyor.
Bir gün daha böyle gitti. Şimdi evdeyim ve annemin yanına gideceğim.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Hocam saygı ile selamlar.
Bu güne kader okumamıştım. Merak ettim okudum. Çok güzel günlük. Öğretmenim bundan sonra söz veriyorum. Okuyacağım. Selamlarımı sunarım