BİZLER HALA, ALLAH IN ŞEFAAT GÜCÜNÜ, YETKİSİNİ, EDİNDİĞİMİZ VELİLERE VERMEYE DEVAM EDECEKMİYİZ?
Allah Bakara suresi 255. ayetinde, kendilerine şefaatçiler edinerek onlardan yardım isteyen medet uman kitap ehlini ikaz ederek, bakın şefaatin yalnız kendi tekelinde olduğunu anlatmak için Allah ne diyor. ” İZNİ OLMAKSIZIN, O’NUN KATINDA ŞEFAATTE BULUNACAK KİMDİR?”Yani bu güç yalnız bana aittir diyor. Yine Taha suresi 109. ayetinde tahrifat yaparak, onlarca ayete ters düşecek bir tercümeyle, bakın nasıl batıl inançlarını hayata geçirmeye çalışıyorlar. “O GÜN, RAHMÂN’IN İZİN VERDİĞİ VE SÖZÜNDEN RAZI OLDUĞU KİMSEDEN BAŞKASININ ŞEFAATİ FAYDA VERMEZ.” Bunuda okuduğunuzda, bakın Allah kendisinden başka kişilerede şefaat yetkisini veriyormuş diyerek, kendi yanlış inançlarına kanıt yaratabiliyorlar.
Sizce Allah bu ikazında, bazı kişilerede şefaat etme yetkisini veriyor olabilir mi? Gelin onuda Kur’an ın şefaat konusunda çok net açıklama yaptığı diğer ayetlerinden anlamaya çalışalım. Tabi Taha suresi 109. ayetide Kur’an bütünlüğünde doğru anlayarak.
“O GÜN, RAHMAN’IN İZİN VERDİĞİ VE SÖZÜNDEN HOŞNUT OLDUĞU KİMSELERDEN BAŞKASINA, ŞEFAAT FAYDA VERMEZ.” (Taha 109)
DE Kİ: “ŞEFAAT TÜMÜYLE ALLAH’A AİTTİR. GÖKLERİN VE YERİN HÜKÜMRANLIĞI O’NUNDUR. SONRA YALNIZ O’NA DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ.”Zümer 44
“KİMSENİN KİMSE NAMINA BİR ŞEY ÖDEMEYECEĞİ, HİÇ KİMSEDEN FİDYE ALINMAYACAĞI, KİMSEYE ŞEFAATİN (ARACILIĞIN) YARAR SAĞLAMAYACAĞI VE HİÇ KİMSENİN HİÇBİR TARAFTAN YARDIM GÖREMEYECEĞİ GÜNDEN SAKININ.” (Bakara 123)
“YOKSA ALLAH’TAN BAŞKA ŞEFAATÇİLER Mİ EDİNDİLER? DE Kİ: “HİÇBİR ŞEYE GÜÇLERİ YETMESE VE DÜŞÜNEMİYOR OLSALAR DA MI?” Zümer 43)
“HİÇ KİMSENİN BAŞKASINA FAYDA VEREMEYECEĞİ, ŞEFAATİN KABUL EDİLMEYECEĞİ, FİDYE ALINMAYACAĞI VE YARDIM YAPILMAYACAĞI BİR GÜNDEN SAKININIZ.” (BAKARA 48)
“KENDİLERİNE ZARAR VERMEYECEK, FAYDA DA SAĞLAMAYACAK OLAN ŞEYİ ALLAH İLE ARALARINA KOYUP KUL OLURLAR. BİR DE DERLER Kİ “BUNLAR ALLAH’IN YANINDA BİZİ YANINA ALACAK (ŞEFAAT EDECEK) OLANLARDIR.” DE Kİ “SİZ ALLAH’A, GÖKLERDE VE YERDE BİLMEDİĞİ BİR ŞEYİ Mİ HABER VERİYORSUNUZ?” O, ONLARIN ORTAK SAYDIKLARINDAN UZAK VE YÜCEDİR.” (Yunus 18)
“ALLAH, GÖKLERİ, YERİ VE BUNLARIN ARASINDAKİLERİ ALTI GÜNDE/EVREDE/DÖNEMDE YARATAN, SONRA ARŞI HAKİMİYETİ ALTINA ALANDIR. O’NDAN BAŞKA NE BİR DOST NE DE BİR ŞEFAATÇİNİZ VARDIR. DÜŞÜNÜP DERS ALMIYOR MUSUNUZ?” (Secde 4)
“ARTIK ONLARA, ŞEFAATÇİLERİN ŞEFAATİ FAYDA VERMEZ.“(Müddesir 48)
Sizce Allah bunca açık, kesin muhkem ayetlerinden ve verdiği sözden sonra, hala Allah ın şefaat yetkisini yani kendi tek elinde tuttuğu bağışlama gücünü birilerine de vermiş olabilir mi? AKLINI KUR’AN İLE KULLANAN, BU SORUNUN CEVABINI HEMEN BULACAKTIR. AKLINI KULLANMAYANI ZATEN ALLAH, PİSLİK İÇİNDE BIRAKIR REZİL EDERİM DİYOR.
SAYGILARIMLA
Haluk GÜMÜŞTABAK
YORUMLAR
Din Tüccarları bitmeden, kuran ne derse desin; Şıh ve Şeyh borusu ötecek.
Devletin bakanlık koltuğunda oturan şalvarlı sakallının elini öpecek.
Ve
Tacirler kıl ve çul ticareti yapar, Allah'ın kendine halife seçtiği insanı, cinsiyetine
göre ayırt edecek, kum yerine çarşafa gömmeyi, Müslümanlık diye satacak.
Çıkış Yolu Tek!
Her kademede ilim ve bilim öne geçmeli, Atatürk'ün yolu tercih edilmeli. Cemaat, tarikat, tekke türbe insan hayatından çıkmalı.
Kur'an Türkçe okunmalı yazılmalı.
Diyanetteki misyonerler uzaklaştırılmalı. Allah'ın dinine sahip çıkılmalı ve dönülmeli...
Yazan Yürek ve kalemi bütün kalbimle kutlarım.
Sevi ve selamlar.