- 282 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ŞAİRİN GÜNLÜĞÜ 22*07*13
22*07*13
Tarihlemeyi değiştirmemeli miyim, neden? Biri uydurmuş diye ben neden ona uymalıyım? Kaç kez bu yıldız işaretini koydum fark etmeden. Sonra değiştirdim. Şimdi de değiştirmiyorum işte. Değiştirmeyeceğim.
Facebook’ta öğrencilerim arkadaşlık teklif etmişler. Kabul ettim. Şimdiden onları çok özledim. Gerçekten onları çok sevmişim. Hala da seviyorum. Allah çok sevdiklerimi hep benden alıyor. Çok sevdiğim arkadaşlarımla basit sebeplerle soğumamın sebebi de bu.
İnsanoğlu çok garip bir yaratık. Bu gün beraber olduğuna yarın düşman olabiliyor. Dostlar birbirini unutabiliyor. Dostluklar düşmanlığa dönüşüyor. Yeni dostluklar kuruluyor. Akrabalar birbirine düşman oluyor. İyi günde dost olanlar kötü günde birbirini tanımıyor. Bir menfaat girdi mi araya ne akrabalık kalıyor, ne dostluk.
İşte bu ortamda gerçek dost Allah dostları. Onları ne zaman tanıdım. Onları tanıyınca hayatı tanıdım. Onların hayatını yazmalıyım diye düşünüyorum. Onu nasıl tanıdığımı, onunla aramızda geçenleri yazmalıyım diyorum. Onun benim üzerimde hakkı var. Bu hakkı onu anlatarak ödemeliyim. Belki bu sayede birkaç kişi bu nurlu yolu tanır ve ondan yararlanır.
İyi şeylerden, iyi insanlardan bahsetmek kötü şeylerden ve kötü insanlardan bahsetmekten iyi. Belki bu sayede iyilikler yayılır ve aksi durumda kötülüklerin yayılmasına sebep olur.
Çocukluğumda evliyaların aramızda olmadığını, hepsinin göçüp gitmiş olduğunu düşünürdüm. Yıllar sonra bu görüşümün yanlış olduğunun farkına vardım. Ondan bana bahsedildiği gün ben hala aynı kanaatteydim. Şimdi Profesör olan bir zat bahsetmiş, beni onların müntesiplerinin meclisine götürmüştü. Bana bahsettiği iyi sohbetçi bir kişinin konuşması olduğuydu. Oraya gittik ama o hiç konuşmadı. O kişi subay rütbeliydi. Onun yerine daha küçük rütbeli biri konuştu. Kendisi, konuşmasını dinlemek için gittiğimiz kişi ve bir er arasında askeri birlikte geçen olağanüstü olayları anlatıyordu.
Yıllar sonra o erle tanışacaktım, aramızda bazı olaylar geçecekti. Şimdi rahmetli olmuş bu kişi bu yolu tanımamda yanlışları ve doğrularıyla rehberlik edecekti. Ben ondan nelerin yapılması, nelerin yapılmaması gerektiğini öğrendim.
Bir arkadaşım Ramazan –ı Şerif tebrikine şimdi cevap veriyor adam. 15 gün sonra. Aradım. Cevap vermedi. Yarım sat geçti. Bana döndü. "Ben şimdi Giresun’dayım. Namaz kıldırıyordum"." Allah kabul etsin" dedim. Ramazan eğlenceleri meydanındaydım. Sesler ayyuka çıkıyordu. Telefon görüşmesini sürdüremedim. Ücretsiz çay aldım. Kalabalıktan dolayı oturacak yer bulamadım. Sıcak çay elimde içe içe eve yollandım. Kapıda süt kabı duruyordu. Neredeyse 40-45 dakika. Kimse el sürmemiş. Evde kimse yok. Eşim ve kızım teravih kılmak için dergâha gitmiş. Oğlan nerde belli değil. Bir de" beni saldın" diyor. Ne izin alıyor ne haber veriyor. Sigara içiyor. Bir arkadaşı var onu görmeye gidiyor. Sahura kadar onunla vakit geçiriyor. Oysa ilköğretimde onunla müthiş kavga etmiş yüzü gözü tırmık içinde eve dönmüştü. Demek çocuklarda böyle oluyor. Büyük dostluklar büyük kavgalarla başlıyor. Ama büyükler bunu bilmiyor. Ayrıca çocuklar hem kavga ediyor, hem barışıyor kısa bir süre sonunda. Ama büyükler çocuk kavgasına ailelere taşırsa bundan facialar çıkıyor.
Sofinin biri beni iftara davet ediyor camide. Kabul etmiyorum. Nezaketen davet sayıyorum. Düşünüyorum sonra acaba yanlış mı yaptım? Eşime soruyorum. O da onaylıyor bu gibi davetlerin nezaketen olduğunu, eşinin haberi olmadığı için zor durumda kalabileceğini söylüyor. "Ama diyorum bu yıl bu tür davetler çok oldu. Kızımın düğünü için davetiye götürdüğüm çok aile aynı daveti yaptı hem de".
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.