- 378 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEŞİNCİ BÖLÜM ZİHNİNİ SEN YÖNET
BEŞİNCİ BÖLÜM
ZİHNİNİ SEN YÖNET
İkimiz de heyecanımızdan güneş doğmaya başlamadan önce buluştuk. Bir bahar gecesini bambaşka bir gözle görüyor, kokluyor ve hissediyordum.Hemen söze başladı Bill: ‘’En değerli varlığın ne Tom?” ‘’Şaşkınlıkla eşim ve çocuklarımı Bill’’ dedim. ‘’Öz varlığının değerlisini sordum, Aklı sordum Tom.
Akıl en değerli bir hazinedir. Bu değerli hazineye, onu bozacak veya en azından hazinede boş yer kaplayacak şeyleri sokma. Hilvana Bilgeleri, Zihin hazinene geçmişin üzüntüsünü, gelecekle ilgili kaygı ve endişeleri sokmamamız gerektiğini belirtmişlerdi. Bunlar ve karamsar bakışlar kendi iç dünyamızı yıkar, zihin gücümüzü tüketir. Olumsuz düşünce lüksüne sahip değiliz. Yaşamın gerçekten zevkini çıkaranlar her şeye olumlu bakanlardır. Olumsuz düşünenler bunu alışkanlık haline getirmişlerdir ve olumsuz düşünmek için mutlaka bir sebep bulurlar:başarısız ilişkiler, yolunda gitmedi sanılan işler, maddi yetersizlikler gibi.”
Yerden küçük bir yaprak aldı. Ve kolunu düz bir şekilde ileri uzattı. Merak içinde kendisine bakarken sordu.
‘‘Yaprağı bu şekilde 5 saniye tutarsam ne olur?”
‘’Hiçbir şey’’ dedim, sözün nereye gideceğini merak ederek.
‘’Peki, beş gün tutarsam ne olur?” dedi.
‘’Kolunuz çok ağrır, belki de kolunuz felç olur.”
‘’Ne yapmamız gerekir o zaman?”
‘’Yaprağı bırakmanız gerekir’’
‘‘İşte beyninizdeki olumsuz düşünceler de böyle, fazla tutarsanız beyninizi ağrıtır, belki de felç eder. Olumsuz düşünceleri beynimizde tutmamalıyız.
İnsanların zihninden günde on binlerce düşünce geçer. Ertesi günü de insanlar yüzde doksan sekiz aynı olumsuz düşünceler içindedir. Böyle hep olumsuzu düşünmek beyni felç eder. Ayrıca beni şaşırtan, insanların hep aynı şeyi düşünerek başarı beklemesidir. Her gün aynı şeyi, aynı şekilde düşünerek ve yaparak nasıl gelişilir ve başarılı olunur. Başarısızlıktan korkmadan denemek gerekir Tom.
Zihnin kontrolü yaşamımızın kontrolüdür. Zihnimizin kontrolü bizim elimizdedir. Zihnin bize verdiği büyük gücün farkında olmalıyız ve bu gücü çok verimli bir şekilde kullanmalıyız.
Mutlak gerçek diye bir şey yok. Olayları siz görmek istediğiniz gibi görürsünüz. Yarım dolu bardağı boş veya dolu görmek gibi. İyilik, güzellikler içinde bulunmak değil, kötülükler içinde bile bir güzellik bulmaktır. Neden sarayda yaşayan ve her şeye sahip bir çocuk mutsuz, çamurlar içinde oynayan, hiçbir şeyi olmayan bir çocuk mutlu olabilmektedir? Yaşamda mutluluğu yakalayanların diğerlerinden farkı, bakış açısındadır. İyinin güzelliğini görebilmek için, kötüyü de bilmen gerekir. Başınıza gelen kötü şeyler sizin için mükemmel tecrübedir. Bunun için kötü olaylara olumsuz bakılmamalıdır. Acı insana güç verir. Rüzgar ne kadar sert eserse ağaç o kadar sağlam yetişir. Bir musibet bin nasihatten iyidir demiştir tüm dünya bilgeleri.
Bütün bu nedenlerle olayları iyi veya kötü olarak değerlendirme, onları yaşa, onlardan ders al. Bu dersler iç ve dış gelişimini sağlayacaktır. Bu değerlendirme biçimi sende yerleştiğinde kaygı ve geçmişi düşünme belasından kurtulacaksın, daha mutlu olacaksın. Hata diye bir şey yoktur ders almak vardır.
Düş kur, düşlerin büyük olsun. Düşünmediğin bir şeyi asla gerçekleştiremezsin. Düşlediğin şeylerin olması için evrendeki her şey sana yardım edecektir. Yaşam kaliteni düşüncelerinin sınırı belirler. Düşüncelerinle yaşam kaliteni sınırlama.
Fiziksel canlılıkla zihin gelişimi arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Fiziksel canlılık geliştikçe zihin gelişecek zihin geliştikçe fiziksel canlılık gelişecektir’’
Fiziksel ve zihinsel olarak Bill’in nasıl mükemmelleştiğini bizzat kendim görebiliyordum. Bense ne fiziksel gelişimim, ne de zihinsel kontrol üzerinde durdum. Son zamanlarda aslında hiç kendi kontrolümde düşünmedim, zihnime kendiliğinden gelenleri düşündüm, zihin gelişimim neredeyse durmuştu. ‘’Zihin kontrolümü yapabilir miyim? Bill’’ demeden edemedim.
‘’Zihnini kullanmalısın ve geliştirmelisin Tom. Kullanılmayan bir şeyin gelişimi önce durur, sonra da geriler, fiziki güç gibi. Zihnini doğru ve verimli kullanmaya başladığında; yeni ufukların açıldığı, daha anlamlı, kaliteli ve mutlu yaşamaya başladığını görebilirsin. Sabırlı olmalısın, önce birkaç ilkeyi öğrenmelisin. Hilvana Bilgeleri, zihin kontrolünün başında konsantrasyon alışkanlığının edinilmesinin geldiğini söylerlerdi. Konsantrasyon ile; kişisel kapasitenin azamisini kullanırsın ve şaşırtıcı sonuçlar alırsın, daha zengin, daha mutlu bir yaşama adım atarsın’’
‘’Sonsuz mutluluğa ne dersin Bill ‘’demişim farkında olmadan sabırsızlıkla.
‘’Ona da sahip olabilirsin dedi gülerek ve uzaklara bakarak, Hilvana Bilgeleri on bin yıldan beri mutluluğun sırlarını bilmekteydiler, ne kadar şanslıyım ki benimle de bu sırrı paylaştılar, sen de öğrenmek ister misin?”
‘’Ne demek bu Bill, Sonsuz mutluluğun sırrını öğrenmek istemez miyim? Herkesin yana yakıla arayıp da bulmak istediği bu değil mi?”
‘’Peki, mutluluğun sırrı çok basit. Gerçekten yapmak istediğin şeyi bul ve tüm gücünle bunu yapmaya çalış. Sevdiği işi yapanların enerji ve mutluluk dolu olduğunu görebilirsin. Yaşamın amacını bulduğun zaman enerji ile dolu olacaksın, o zaman geceleri fazla uyumayacak, yatağından heyecanla ve canlılıkla kalkacaksın, basit şeyleri düşünmeyecek ve kaygılarından uzak, amacına koşacaksın, anı yaşayacaksın ve kendini şaşırtıcı bir şekilde iyi hissedeceksin.”
Sonsuz mutluluğun sırrı gerçektende bu kadar mıydı acaba? Şaka mı yapıyor ciddi mi söylüyor anlayamamıştım. ‘’Gerçektende kaygılar beni öldürüyor, beni tüketiyor böylece mutlu olamıyorum, akşam geldiğimde tükenmiş vaziyette televizyonu açıyor ve kendimi unutmak için içiyorum, kendimi daha fazla tüketiyorum Bill’’ dedim.
‘’Sana bunu yaptıran stres ve amaçsızlık, amacını bulduğunda yaşamın sana daha doyurucu, işin eğlence gibi gelecek.”
‘’Amacımı bulmak için işimi terk etmem riskli olmaz mı? Sorumluluklarım var, eşim ve üç kızım var.”
‘’Riskleri almaya başlamalısın, hemen işini terk et demiyorum elbette. Düştüğün girdaptan kurtulmalısın. Aktörlük için doktorluğu bırakanlar var. Hesaplı risklere girerek kendi istediğini yapmalısın. Kendin için, düşünmek için zaman ayırmalısın. Sadece bulunduğun durumu değil, nereye gittiğin konusunu da sessizce düşün. Her gün yirmi dakikanı amaçlarını, günü nasıl geçirdiğini, bir sonraki günün planlaması ve zihin, ruh, vücudunun yönetimini derin derin düşünerek geçir. Böylece yaşamını her gün daha fazla kaliteli hale getirebilirsin.”
‘’Bill, zihnimde binlerce düşünce var, ama bunlar bana kaygı veren, işe yaramayan düşünceler, yaşamımı daha kaliteli ve anlamlı yapacak düşünceler değil. Bu olumsuz düşüncelerden bir an evvel kurtulmak ümidiyle ve yine sabırsızlıkla hani zihin kontrol tekniklerine geçecektik Bill,” dedim.
‘’Artık zihnin kontrolünü bizim yapmamız gerektiğini sanırım anladık. Şimdi zihnimizi kontrol etme ve dinlendirme tekniklerine gelebiliriz. Zihin kontrolü tekniklerinin başında yalnızlık ve sessizlik uygulaması gelir.
Yalnızlık ve sessizlik;gününüzün belli bir süresinin her türlü kaygı ve iş düşüncesi dışında huzurla geçirmendir. On dakika ile altmış dakika arasındaki bir zaman dilimi kadar sessizliğin gücünden istifade etmendir. Kim olduğunu nereden gelip nereye gittiğini düşündüğün ve anlamaya başladığın zaman dilimidir. Ruhun için bir dinlenme, yenilenme molasıdır. Tek başına yapayalnız zaman geçirmendir.”
‘’Bunun için mi Robin Sharma, ‘Yalnızlık ve sessizlik senin yaratıcı kaynağın ile bağlantı kurar ve evrenin sınırsız zekasını açığa çıkarır’ diyor.”
‘’Aynen öyle. Her gün belli bir süre sessiz ve hareketsiz kalmak, hem ruhu ve zihni, hem de vücudu besler. İç huzur ve büyük bir enerji duygusu oluşur.”
‘’Tam da ihtiyaç duyduğumuz şey, iç huzuru. Tüm insanlık bunu arıyor herhalde. Bunu nerede nasıl yapacağım Bill?”
‘’Sessiz ve seni sıkmayan her yerde, yapabilirsin. Senin için özel olan bir yerde, her gün aynı saatlerde yaparsan daha etkili olacaktır. Sessizlik zamanı, gülün ruhunu uygulayarak veya her türlü düşünceden uzak, hiçbir şey düşünmeyerek veya anlamsız bir kelime düşünerek geçirebilirsin. Bu sessizlik uygulaması kısa bir zamanda seni dinlendiren, sana özel güzel bir alışkanlık olacaktır. Ayrıca sessizlik uygulamasını ayda bir yarım saat sessiz, doğal güzelliği olan bir yerde yapmalısın. Bunlara ilave olarak her gün doğayla baş başa kalmalısın. Doğa senin ruhuna çok şeyler anlatacak, ruhun huzur dolacaktır.”
“Sessizlik uygulamasını biraz açabilir misin, sessizlik uygulamasında neler yapabilirim?”
Söylediğim gibi kimileri buna meditasyon diyorlar. Sessiz bir ortamda ya hiçbir şey düşünmüyoruz, ya anlamsız bir kelime düşünüyoruz, ya da Hilvana Bilgelerinin en çok sevdiği ve işe yaradığını belirttiği gülün ruhu tekniğini uyguluyoruz. Bunu yirmi beş gün uygulayanın yaşamının zenginleştiği, enerji ile dolduğunu bana söylediler ve bu enerjiyi kendi üzerimde de görebildim.”
‘’Nedir, nasıl yapılıyor bu gülün ruhu tekniği Bill, hemen anlatsana bana’’
‘’Bu eksersiz için fazla bir şeye ihtiyaç yok; sessiz bir ortam ve taze bir gül.”
Gül deyince hemen etrafımdaki güller dikkatimi çekti, ne kadar canlı ve güzel duruyorlardı, hiç bu kadar dikkatli ve sevgiyle bakmamıştım güllere. ‘’Gül ve sessiz bir ortam ilginç geldi bana Bill’’dedim.
‘’Şimdi şu güle daha dikkatli, gözlerini ayırmadan bakmaya devam et, yapraklarının şekil güzelliğine, renk güzelliğine bak, yapraklarının arasındaki dikenlere dikkat et, kokusunu içine çek, sadece gülü düşün, gülün ruhu nerede acaba, yapraklarındaki damarlarında mı, kökünde mi, kokusunda mı dikenlerinde mi? Sadece bunu düşün Tom.”
Bu arada gülün yanındaki patikadan elinden tuttuğu küçük kızıyla genç bir bayan geçiyordu. Dikkatim ister istemez bu ikiliye yöneldi. Baktım Bill’in dikkati de küçük kız ve annesine yönelmişti, hem de benden fazla, üstelik zihnimizden kovmaya çalıştığımız hüzün belirtisi vardı. Bill’in herkesten sakladığı sırrı ile ilgili bir uyarıcı mı olmuştu bu ikili, düşünmeden edemedim ve kendime gelerek ‘’Kolay gözüküyor, gülün muhteşem duruşunu daha iyi görebiliyorum. Daha çok gülü düşünüyorum. Ancak daha birçok düşünce geliyor aklıma, onları kovamıyorum.” dedim.
Yüzündeki belli belirsiz acıyı atarak ‘’Kaygılanma, zamanla başka hiçbir şeyi düşünmeyecek şekilde ustalaşacaksın. İlk günler beş dakika bile yapmak sana zor gelecek, ama zamanla bunu her gün yapmaya devam edersen seveceksin, yirmi dakika düşüncelerini, başka bir konuya kaydırmadan bu tekniği uygulayabileceksin ve zihnin kontrolünü ele geçirmeye başlayacaksın,” dedi Bill.
‘’Amaç ne bundan Bill?”
‘’Zihne istediğini düşündürme kabiliyetini kazanacaksın. Zihin seni değil sen zihni yöneteceksin. Böylece istemediğin düşüncelerin zihin hazinene girmesini engelleyeceksin. Zihnin gelişecek ve disiplin kazanacak. Hani bana kaygı veren bin bir düşünce beni yıkıyor, yoruyor demiştin ya, bu düşüncelerden uzaklaşacaksın. Buna alıştıktan sonra, aynı zamanda da zihnini ve ruhunu dinlendirici bir rol oynayacak. Sakın çoğu kimse gibi buna zamanım yok deme, beş dakikayı nelere harcamıyoruz ki “
‘’Tenis hocam da, tenis bir çeşit meditasyon, gözlerini topa dikersin, başka hiçbir şey hatırlamazsın derdi. Şimdi bu sözleri daha iyi anlıyorum. Her anın gizemli güzelliğini yaşayacağım demek ki Bill.”
‘’Çok güzel Tom, anlamaya başladın. Ama sessiz bir ortam olmalı, sessizliğin gücünü görmelisin. Sessiz ve kaygıdan uzak bir ortam; enerji, mutluluk demektir. Askerlerin mevzilerinde daha rahat oldukları gibi, günün gürültüsü, yorgunluğu ve kaygılarından uzaklaşmak için sessizlik mevziinde gülün ruhuna yönel, tekrar canlılık kazandığını, enerji dolduğunu göreceksin.”
Bu kadar basit miydi, yaşam kalitemi iyileştirmek, yaşamın dikenlerinden kurtulmak, beynimdeki uğultudan uzaklaşmak, bu basit teknikle olabilir miydi? İnanamıyordum.
Güneş iyice yükselmişti, güllerin güzelliği dünyanın hareketine göre ayrı ayrı güzellikte görünüyordu, güllerden başkasını unutmuştuk.
‘’Sende daha fazlası var Bill. Bu büyük esrarengiz değişimin gerisinde daha birçok şeyler olmalı’’ dedim merakla.
‘’Elbette yaşadığım büyük değişim, birçok tekniğin uyumlu bir şekilde uygulanması sonucunda olabildi. Bunları anlatacağım sana. Zihnin kontrolünde Hilvana Bilgelerinin önerdiği ikinci teknik, yüz yıl sonrası tekniğidir. Bu teknik de sana üzüntü, elem veren olaylara, düşüncelere bak, yüz yıl sonra bir değeri olacak mı? Yüz yıl sonra hatırladığında gene üzülecek misin? Cevabın evet ise üzülmeye devam et. Ama göreceksin ki cevabin hep hayır olacaktır. Cevabın hayırsa, üzüntüyü bırak aksine sadece ders al bu olay veya düşüncenin bir önemi yok demektir.”
‘’Harika buluş Bill, ben bir olaya ya da düşünceye üzülüyorum. Birkaç saat sonra başka bir olay veya düşünce zihnime geliyor, ona üzülüyorum. Önceki üzüldüğüm konu aklıma geldiğinde konu çok basitmiş, neden üzülmüşüm acaba demekten kendimi alamıyorum. Ancak zihnimde mutlaka üzücü bir olay veya kaygı yer almaktadır, bundan bir türlü kurtulamıyorum. Demek ki yüz yıl sonrasını düşünsem üzülecek, kaygı duyacak bir şey bulamayacağım. Dün yazılım çalışmalarında robota yaptıramadığımız bir hareket için oluşan üzüntünün yüz yıl sonra ne değeri kalır ki. O halde bunu sadece kazanılan bir tecrübe, alınan bir ders olarak kabul edebiliriz. Edison da ampulü bulmadan önce bininci denemesinde başarısız olunca etrafındakiler üzülmüş. Edison ise ne güzel, şimdi ampulün yapılamayacağı bin yolu biliyoruz, diyerek hiç kaygılanmamıştı.”
‘’Zihninde tek bir olumsuz düşünceye yer vermemelisin, tek bir olumsuz düşünce bile tüm enerjini alır, vücuttaki kangren gibi bütün zihin hazineni yok eder. Evet Tom bu teknikle hüzünleneceğin bir konu bulamayacaksın.”
‘’Hilvana Bilgeleri sadece iki tekniği öğretmekle yetinmediler, üç tekniğin sırrını daha verdiler Tom.”
‘’Çok cömert insanlarmış bu Hilvana Bilgeleri.”
‘’Cömertlikten öte bir konu bu Tom, biliyorsun, sadece bana öğretmekle kalmadılar, başkalarına öğretme sözü aldılar benden. Negatifi pozitife çevirme tekniği mükemmel bir teknik. Birçok insan düşünme biçimi konusunda hiç düşünmemişlerdir. Düşüncesinin yaşam kalitesini oluşturduğundan haberi yoktur. İyiyi de kötüyü de düşüncesinde yarattığının farkında değildir. Bunun aksine sarayda her türlü imkan içinde ama mutsuz olan çocukla, küçük bir kulübede çamurlar içinde oynayan mutlu çocuğunun durumunu nasıl izah edebiliriz. Böyleyse dik dur, derin nefes al, düşüncelerinin güzel olması için zihnini eğit.”
‘’Tam olarak anlamadım Bill, nasıl eğiteceğiz bu metot da zihni?”
‘’Düşüncelerim negatif düşüncelerle doluyor, onlardan kurtulamıyorum demiştin ya. İşte bu negatif düşünceleri pozitif düşüncelerle hemen yer değiştir. Zihnine hüzün mü geldi hemen bunun pozitifi mutlulukla yer değiştir. Ekonomide pahalı malların yerini, onların niteliğine yakın başka ucuz malların yer alması gibi, kötü alışkanlıkların yerine, yeni zararsız alışkanlıkların konması gibi. Aslında dördüncü teknik tam olarak uygulanabilirse bu tekniğe hiç ihtiyaç kalmayacak Tom’’ dedi kararlılıkla.
‘’Onu da anlat Bill’’
‘’Aslında daha iyisi, zihin hazinene giren kötü düşünceleri olumlularla değiştirmeye çalışmak yerine, hiç girmemesini çalışmaktır.”
‘’Bunu nasıl sağlayacağız.”
‘’Bu da bizi başka bir tekniğe getiriyor, olumlu sözcük tekrarına. Hilvana Bilgeleri olumlu anahtar sözcükler oluşturmuşlar,sevinç mutluluk, sabırlı, doğru dürüst, mert, yapabilirim çalışkanım, güçlüyüm, başaracağım gibi. Bunları sürekli tekrar ediyorlar. Dolayısıyla olumsuz düşünceler zihinlerine girmek için fırsat bulamıyor,” dedi ve genç anne ve kızını gördüğü noktaya yöneltti bakışlarını ve biraz durakladı.
“’Bu sözcükler insana nasıl etki ediyor’’
‘’Sözcükler olumlu ve güzel işleri, karakteri çağrıştırıyor ve zihni etkiliyor. Zihin de vücudu etkileyerek olumlu ve güzel eylemler ve mutluluk geliyor. Ben güçlüyüm, huzurluyum ve başaracağım diye tekrar edersen, zihin gücü, huzuru ve başarıyı düşünüyor ve vücuda güç, mutluluk ve başarı enjekte ediyor bunlar için komut veriyor.”
‘’Bir yerde okumuştum kendisini hasta zannettiği için hasta olanları, sürekli hastalanmayı düşündüğü için hasta olanları.”
‘’Evet Tom Zihin ne derse o olur demiştik. Zihnimize güzel sözcükler ile güzel hisleri, duyguları hatırlatıyoruz. Zihnimiz de bu hislere uygun komutlar veriyor. Böylece kötü düşünce giremiyor zihnimize. Kendimiz için söylediklerimiz bizim için çok önemlidir. Biz kendimiz için ne söylüyorsak oyuzdur. Güçlüyüz, çalışkanız, başaracağız, genciz, mutluyuz, yapabiliriz diyorsak öyleyizdir. Zihnini güçlülük sözcükleri ile doldurursan güçlü, umut sözcükleri ile doldurursan umutlu, mutluluk sözcükleri ile doldurursan mutlu olursun. Sözcüklerin insan zihnine etkisi çok büyüktür. Sözcük demek güç demektir.”
‘’Bir keresinde askerlerin bu sözcükleri tekrarladıklarını görmüştüm Ayrıca bir yerden duymuştum. Başardılar çünkü başaracaklarını söylüyorlardı.”
‘’Çabuk kavrıyorsun Tom. Aslında bir önceki metodunda uygulaması da olabilir. Zihninde kötü bir düşünce belirirse, bu metotla bu düşünceleri yok edebilirsin. Bu metotla bakış açını değiştirebilirsin.”
Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık. Güneş çoktan batmış, ay ve yıldızlar semayı süslemişti. Bu güzel anların bitmesini istemiyordum. Bill’in sözlerine son vermemesi için hemen söze girdim. ‘’Bunlarında kaliteli bir yaşam için işe yarayacağına inanıyorum Bill, son tekniği de çok merak ediyorum.”
Düşüncelerini toparladı ve konuşmaya devam etti Bill: ‘’Hilvana Bilgeleri büyük ve sade düşünmek için mükemmel bir teknik geliştirmişler, bu teknik herkesin işine yarayacak bir tekniktir. Adına da semanın sırrı demişler. Lider Bilge de bana böyle büyülü bir havada anlatmıştı bu tekniği, çok etkilenmiştim doğrusu.” “
‘’Evet tekniğin ismi de büyülü, hava da büyülü bugün,hiç ses yok, gökyüzü alabildiğine açık, ay tam yuvarlak ve berrak. Bazen yön bulmak için kutup yıldızına bakmanın ötesinde gök yüzüne hiç böyle anlamlı bakmamıştım. Semanın sırrı neymiş acaba Bill?” dedim merakla.
‘’Hilvana Bilgeleri böyle havaları hiç kaçırmazlardı. Olmak istedikleri şeyleri önce gök yüzünün sonsuzluğunda şekillendirirlerdi. Mutluluğu önce gök yüzünde oluştururlardı. Hangi erdemi elde etmek istiyorlar, neyi başarmak istiyorlar bunu önce bazen boşlukta, bazen yıldızlarla, bazen ayın gölgeli şekilleriyle oluştururlardı. Bu hayalleri onlara muazzam güç ve enerji verirdi. Sonra bu düşünce ve hayalleri vücutlarına ve gerçek hayata yansırdı.”
‘’Mutluluğu önce gök yüzünde görmek Nasıl oluyor bu Bill?”
‘’Bir şey önce zihinde yaratılır, sonra o şey eylemsel olarak gerçekliğe kavuşur. Sen erdemi sağlığı önce düşüncende yaratmazsan erdemli, sağlıklı olamazsın. Kötü olacağını, hastalanacağını düşünürsen kötü olursun, hasta olursun bu kadar basit Tom. Neden hep kötü şeyleri sokma zihin hazinene deyip duruyoruz sanıyorsun. Her gün bu şekilde birkaç dakikanı bu şekilde düş kurmak ve yaratıcı düşünce için ayır, hayatındaki olumlu değişiklikleri hemen göreceksin. Yaşamında bir eksiklik varsa bu düşüncendeki eksikliktendir.”
‘’Bunu her zaman her yerde uygulayabilirim. Ama arkadaşlarım ailem nasıl karşılar Bil?”
‘’Kendi vicdanına ve kalbine göre doğru olan her şeyi yapabilirsin. Başkaların düşüncesine göre yaşadığın her saniye boşa geçmiş demektir. Başkalarının düşüncesi konusunda kaygılanmamalısın.”
’’Zihin hazinemizin kötü düşüncelerden korunması, ya da girenlerin atılması için bu tekniklerin işe yarayacağına inanıyorum Bill. Ancak bazen insanın zihnini sarsan, alt üst eden, fırtınalar koparan, hazinenin tamamını karartan olaylar olmaktadır. Bu olaylar esnasında ve sonrasında da bu teknikler işe yarıyor mu?”
Bill biran bu sorum üzerine uzaklara çok uzaklara gitti, semanın sonsuzluğuna bakarak ve hemen toparlanarak ‘’Anı yaşa Tom anı yaşa, şu yıldız topluluğuna bak ne güzel bir şekil meydan getirmişler, sanki bize gülüyorlar.” dedi.
Bende başımı kaldırıp semaya baktım. Gerçekten manzara muhteşemdi, sorumu unutup semanın sonsuzluğuna daldım. Vakit bir hayli ilerlemişti. Gün batımını dört saat geçmişti. ‘’Hiç yorulmadım.” dedim Bill’e
‘’Yorgunlukta Zihnin yarattığı bir şey. Kendini yorgun hissedip yattın Gecenin ikisinde bir arkadaşın tenis oynamaya davet etti, gidebilir misin? Elbette hemen gitmek isteyeceksin. Hani yorgundun.”
Bu zeki bilgisayar mühendisi benim şimdiye kadar düşünmediğim bilmediğim şeyleri, doğunun on bin yıllık tecrübesiyle oluşmuş bilgeliği anlattığından emindim Belki benim aydınlanmam içinde bir çağrı vardı sözlerinde, ‘’Arayan ya belasını ya da Mevla’sını bulur’’ demiş bizden önce yaşayanlar. Zihnin gücünü küçümsememeliyim diye düşünürken ‘’Haftaya cumartesi günü gündoğumundan önce buluşalım Tom.’’dedi.
Bill benim kendisini dinlemekteki hevesimi, merakımı ve arayışımı, dinlemekten yorulmadığımı da görüyordu, ancak anlatmasına ara verdi. Eski bilgisayar mühendisi yeni yaşam bilgesinin bir bildiği vardır herhalde diye düşündüm. Kişisel değişim ve kaliteli bir yaşam için birçok stratejiyi öğretmişti bana, belki de bir hafta boyunca bunları uygulamamı istiyordu. Böylece daha sonra anlatacaklarını daha iyi anlayabileceğimi düşünüyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.