- 304 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
senaryo konuları
1
1.hendek terörü denmişti direnişe.ancak gerçek haberlerde bastırılmış bir isyandı.kurşun yağmuru alttında leylayla ölüme meydan okumuştu.sonra leylanın diğerleri gibi faili meçhule uğradığı haberleri geldi kendisine.türk ordusu dünyanın en güçlü ordusuydu artık.terörle savaşın sonuna gelinmişti.artk kimliğini gizlemiyordu rauf.bir çok militan için sonun başlangıcıydı şehir savaşları.şimdilerde avrupaya iltica ediyordu kimliğini yaşamak isteyen savaşçılar.türkiye avrupa birliğine girerse nasıl bir sonuç yaşanır ülkede sorunun.raufun bir düşmanlığı yoktu türk milletine ancak ölüm haberleri nefret uyandırıyordu kalbinde.2.pkkya amerikan desteği sürüyor.kürdistan hayali için nasıl bir strateji izlenmesi gereği üzerinde duruyordu basın ve sosyal medya.dhkpc aynı amaçlamı kurulmuştu yada tikko.bunlar yer altında faaliyet gösteren binlerce örgütten bir kaçı.tek amaqcı faşizmle mücadele demek olan ideolojik kimlikleri farklılık arzeden binlerce örgüt için verilen halklı mücadele.rauf bunları düşünürken leylayla ölüme koştukları sevdasına inanmıştı bir kez daha.3.bindirilmiş kıtalar deniyordu iç savaş senaryolarına.ancak barışı öncelemek için yaşıyordu davalar.biliyordu kimsesizlik ve ihanetlerle kirlenmişti dünya.sessiz bir ölümle sona erecekti savaş.4.bunları yaşarken leyladan bir haber bekliyordu son bir umutla.yalnışlık haksız bir savaşa inanmakmıydı ta en başından beri.bu dağlar ölüm kusmuştu faşizme bir zamanlar.bunları hatırladıkça kanının hızla aktığını hissediyordu.5.bir ara şehadet uykusu gibi filmleri izleyince ölümün bir yokluk olduğu fikrine karşı savaşmanın anlamsızlığını düşündü.11 eylül saldırıları islamın küfürle savaşı demekti.çok şey değişti o günden sonra.6.sonra yeşilçam için hikayeler düşünmüş oldu asla yazılma amacını karşılamayan.işte teröre destek veren güçler bu noktada susturmuştu kalemini.7.dünya gerçeklerini anlamak için ölüme yatmak gerekiyordu.her şey inanmakla başlıyordu.onun için şair su içtim su içtim ağzımı su içerek kanattım diyordu.8.son durağı hastane olmuştu devrimcinin.burda faşizmin ayrıcalık tanımasıydı söz konusu hayatına.9.hayatını kontrol edenler özgürlüğüne düşman kesilmişti onun için.bir haksızlık söz konusu olduğunda yüklenmesi gerekiyordu anılarıyla dünyayı.10.ülkücü gençlik pkk gibi örgütlerin hedefindeydi.vatansız bırakılmakla ölçülmüştü ihanet.terör kampları kapatılmıştı ak parti tarafından.tek korkuları sosyalist devrim olan gladyo destekli örgütler.yunus için öğretim kurumlarını örgütlüyordu devrim inancı.yine engel çıkaranların bu defaki tutumu aile içinde sorun çıkarmak olmuştu.adı cıanın ajanlığında geçsede milletlerin eşitliğine inanmıştı.bunların normal bir düşünce olduğundan haberi yoktu onu engelleyenler.ne yapılması hususuna gelince hafızasında bir fikrin kalıntıları vardı.gerçekten bir aydınlanma yaşarmıydı ülke.bu şiddete başvurmanın mantığını çürütüyordu.çünkü marksist jargona göre devrimin yanlışlıkları düzeltmesine yardımcı olurdu örgütlenme.11.çok yakında evren hakkındaki bilgilerimiz doğrulanacak.belki bu noktada bir suçluluk duyması gerekirdi nedimin kimliği nedeniyle.tuhaf bir kararla hayat dışı bırakılmak istendi yaşantısı.bütün çabası yaşamaktan ibaretti dünyada tutkuları.ancak bu şekilde bir anlamı olurdu aldığı eğitimin.12.islam bilimi ne kadar gerçekçiydi pratik zekayı karşılaşmak açısından.kozmos farklı bilgilere açıktı faruk için.gök bilimi açıklayıcı değilmiydi teknolojiyi.yıldız savaşları açıklardı bilimin geleceğini.ancak bilimin son bulmasını öngörüyordu varsayımlar.evren başka dünyalarada kapı aralardı futurizm için.ayrıca ışık hızı imkan tanırdı belkide evrende yolculuğa.dijital bilim bu konseyin bilgisi dahilindeydi.kısa zamanda tarih değişecek ve uzaya açılacaktı insan.13.korkuyordu aşılanmaktan.bu konuda haklı görüyordu onu doktorlar.yakın zamanda ilaçların nasıl etki göstereceği anlaşılacaktı.bir ilaçtan fazlası değildi bu antibiyotikler.antikorları çoğaltarak virüslere karşı bağışıklık kazandırmak vucuda.rna tamamiyle genlerle alakalıydı.zamanı gelince komutlarla savaş başlatacaktı mikroplara.14.osmanlı bilimi neden yasaklamıştı.bu konuyu araştırıyordu davut.belgelere ulaşım yasağı getirmişti vatikan.adnan oktar gibi hocalar tutuklanmıştı bu nedenle.gizli bilgiler sigortasıydı dünyayı yönetenlerin.pkknın kuruluşu türklerden intikam almak isteyenlerin planı dahilindeydi.şimdi herkesin konuştuğu bir gerçekti bu bilgiler.nasanın araştırma konusuydu uzayın gizemi.nedim ve kardeşleri çok şey biliyordu bu konuda.15.davut bir halk kahramanı olamazdı gizli ilişkilerine bakılınca.tıpkı hitler gibi bütün liderlerin arkasındaki güçler iktidara getirmişti hainleri.buna inanmak çok şey ifade ediyordu ideolojiler için.insanları kullanmanın amacıydı ütopyalar ve rejimler.bu konuda yanlış düşünüyordu halkçılığı ideolojilerde görenler.bunları topluma kabul ettirmekle nasıl bir fayda umulacağı örgütlülükten anlaşılırdı ancak.yani sistemin yanılgısıyla yaşayabilirdi insan.11 eylül nasıl projeydi batı için.şimdilerde arap baharıyla bir yıkım yaşatıyordu terör örgütleri ortadoğuya.amerika ortadoğudaki çıkarlarını farklı etnik kimliklere dayandırmak istiyordu.artık islamcı örgütler için bir tehditti hilafeti savunmak.yeniden intihar saldırısı dünyayı bu bölgenin sorunlarını tartıştırmazdı.16.arap baharıyla asimetrik savaşın içine girmişti batılılar.herkes çıkarını gördüğü konularda güç kullanmak fikrindeydi.türkiyenin savunduğu güvenli bölge için uygulama şansı tanınmadı bölgesel iktidara.içiçe geçmiş örgütlerin savaş alanı gördüğü bölge için büyük güçlere yakınlaşmakla güç kazanmanın türkiye için sorun teşkil edeceği açıktı.
2
delikanlı nedim belki senin görevin denmişti kendisine.bu hor görmeyle ilgili bir durumdu yönetimde olanlar için.son levent denmişti kendisine şakayla gerçek karışık.ancak üniversite hayatına mal olan müteşebbis ruhu tehlikeli görülde sistem için.bu düzeni değiştirmek dövüşçülerin avuntusuysu.bu savaştan güçlenerek çıkmak için savaşıyordu dünya.şehirleşmek sorun teşkil ediyordu sosyal sınıflar için.onun için narkozlanmak gibiydi geçim için çalışmak.kimlerin en tepede olduğu anlaşılırdı yaşam koşullarında.bu nedenle toplumun umudu bir tehdit algısına dönüştü gladyo için.bir operasyon çekmenin şartlarını hazırlıyordu siyaset
3
cıa’nın darbelerin arkasında olmasına bakınca toplumun nelerde gerçeği gördüğünü sorguluyor felsefe.işte engizisyon inanca bakışın ürettiği tepkidir yeniliğin topluma bakışta yaşanan güvenli alana bakınca.dini eleştiri konusu yapanlar hurafelere savaş açmış çoğunlukla.tanrısal irade yanılgılarlamı ayakta durur.aydınlanma özgür sanattan yana kullanır eleştiriyi.şimdi tarikatlerin cumhuriyete bakışı faydalanmaktır nimetlerinden.bu da siyasetin sığlaşması demektir.aslolan sanatın biçimlendirdiği dünya değilmidir inancın soyluluğunu savunan.cıa ajanları bu ayrımda görsünler siyaseti.akp kürtlerden oy alamıyor iddiasını yerlilik bağlamında ele alıyor türkiye işçi partisi başkanı erkan baş.yani bir temsil sorunu yaşıyor siyaset.sol partilerin tabanı yok iddiasını kanıtlar nitelikte eylemsizlik.doğu perinçek geçmişte pkk ile ortak hareket etmişti.özgür gündemin izinden giden sosyalist gündem gazetesi.aynı şekilde evrensel kültür dergisi sol kimliğe dayandırıyor yayın politikasını.nihat genç lemanda yazarlığa başladığında yanında bir devrimci kuşak vardı.günümüz koşullasrı örgütlülük için uygun değil.halkçı gelenek içinde kemalist solun varlığından söz edilebilir.bunlar chp çatısı altında siyaset yapan marksist leninist gruplar.ürün dergisi bir kitle hareketini örgütlüyordu geçmişte.daima dergisi marksist leninist kuramsal dergi.yeniden devrim inancını arıyor politik çıkmazın içindeki halk için umutsuzluğu aşmanın anlamını kurarken.geleceğin sosyalizmi kitabı sosyalizm ve demokrasi için arayışlar alt başlığıyla çıkmış.zeng zhisheng yaşamın olanaklarıyla bakıyor hayata.her alanda değişmeye uğrayan alışkanlıklar için post marksizmin öngördüğü kültür ve sanatın olanakları inceleniyor.bugün milli politika sorunu yaşadığımız gerçeği temelinde halk düşmanlığı var.anarşist ideoloji karşılık bulamıyor toplumda.terörle mücadele kapsamına alınmış marjinal partiler amerika destekli siyasetin kültüre bakışındaki faydacılığı anlamak gerekirse.yoksulluğun içinden gelmiş insanlar yakın zamana kadar siyasertin dışında tutuldu.nurullah ataç gibi yazarlar moiz kohenin türkçülüğünü chpde bulmuştu.her zaman göreve hazırdı ordu anlaşılmaz talepler yönelince devlete.haim nahum teodor herz ve emanuel karasu siyonizmin kuruluşunda aktif rol almış teşkilatçılar.erbakan osmanlı devletini yıkmakla itham etmiştir bu şahısları.istibdada karşı meşrutiyeti savunmuş ve jöntürk gibi hareketleri örgütlemiş bir osmanlı yahudisi olan haim nahum.islamcı lktidarın şekillendirdiği medya komplolar üretirken aslına uzak düşüyordu cumhuriyetin dayanakları.hilafet özlemi demokrat partinin sonunu getirmişti.halen türk siyaseti darbecilerin etkisi altındaydı.ilhan selçuk inandığı aydınlanmacı zihniyetin halka yabancılaşmasını feodal yapıyla açıklıyordu.bireyselleşmeden uzak düşmüştü siyaset.bunu modern mahremle açıklıyordu nilüfer göle.bugünün şartlarında islamcı burjuva vardı hiyeraşik düzende.halkın davranışı tez konusu oluyor islamcı seçkincilik için.oysa yaşadığı gerçeğe yabancıdır modernin algı dünyası.fatma barbarosoğlunda bunun yanıtları görülür.halkın yetkisini kendi ikbali için kullanan erdoğanın sözde cumhurbaşkanı fikrine dava açması çok sesliliğin yitirildiğini açıklamaya yeterdi.işte eleştiri ve övgüyle bir kuşağı dirençli kılan üretkenliğin meyveleri yeniden can buluyor zihinlerde.kanaat önderleri bir kamplaşmanın tarafı noluyor siyasette.ismet özel türklüğü islamlaşmayla başlatıyor geçmiş tarihlerde olduğu gibi.kalın türk kitabında modern kültürün eleştirildiği gelenekler tartışılır.çünkü sanatla yorumlanmış yaşama uzak düşmüştür tarihe tanıklığımız.islam estetiği dinin hayat üzerindeki etkilerini modernde görmenin hayal kırıklığını yaşatmış tarihte.klasik islam sanatı tefekkürü tasavvufla açıklama cehdine vardırmıştı arayışların sonunda.mevlevilik bu kültürün taşıyıcı kurumlarnı açıklıyordu.bu konuları açıklamak ister sezai karakoç.sanat akımları hayatı açıklarken oryantalizmin kolaycılığında görür islamı.belli alanlarda varlığını göstermiş islam rönesansı.cumhuriyetin kuruluşanda fikirleriyle etkili olmuş moiz kohenin kısa yaşam öyküsü şu bilgileri içeriyor.
nedim demirbaş
Hukukçu, gazeteci-yazar (D. 1883, Serez / Selanik – Ö. 1961, Nice / Fransa). Asıl adı Moiz Kohen olup sonradan Munis Tekinalp adını aldı. Babası haham olan Tekinalp, Yahudi bir aileye mensup olarak dünyaya geldi. Alliance Okulu’nda öğrenim gördü ve Hukuk Mekteb-i Âlisi (Hukuk Fakültesi)’nden mezun oldu. Selanik’te çıkan Asır isimli Türkçe bir gazetede yazıları yayımlandı ve bir dönem avukatlık yaptı. Burada İttihad ve Terraki Cemiyeti’ne üye oldu. Ziya Gökalp yönetimindeki kültür çevresinde çeşitli görevler aldı. Meşrutiyet’in ilanından (1908) sonra Selanik Vilayet Meclisi’ne seçildi.
1912’de Selanik’in Yunanlılarca işgali üzerine Viyana’ya gitti, oradan da Türkiye’ye gelip İstanbul’a yerleşti. 1914-18 yılları arasında Hukuk Mekteb-i Alisinde profesör yardımcılığı yaptı. 1910’da İktisadiyat Mecmuası adında bir gazete çıkarttı. Aralarında Yunus Nadi’nin de bulunduğu Ulusal Kültür Birliği kurucuları arasında yer aldı (1928). Türk Dil Kurumu ve İstanbul Belediyesi Meclisi üyesi (1945–50) oldu. 1948’de İstanbul Üniversitesi Basına 50 Yıl Hizmet Verenler ödülünü aldı. 1954–57 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisinden milletvekili adayı oldu; fakat meclise giremedi.
Yazıları Yeni Asır, Rumeli, İttihad ve Terakki (Selanik), Vatan, Cumhuriyet, Hürriyet, Son Posta gazetelerinde yayımlandı. Ziya Gökalp’ın etkisiyle Türkçülüğü ve serbest pazar ekonomisini savundu. Türkiye’deki Yahudileri Türkleşmeye ikna etme amaçlı yazılar yazdı.
“Yazar, gazeteci, avukat ve tüccar Tekinalp, cemaatinde hem kınandı hem beğenildi. Sivrilmiş biriydi. Kimine göre de oportünist olarak bilinirdi. Günümüzde pek tanınmıyor. Tarihçiler onun iyi bir Kemalist olduğunu düşünüyor.
“Kitabımda da belirttim. Kohen’in yaptıklarında her şey iç içe. Çıkar da var, ülkesine hizmet isteği de, inanç da...”
“20’li yaşlarındayken, “Türkçe konuşalım, Türkleşelim...” demeye başlıyor Moiz Kohen. Bunu bütün hayatı boyunca da sürdürüyor. Ne kadarı, yaşadığı ülkeye vefa ne kadarı kendince, cemaatine iyilik? Hepsi var. Ayrıca o dönemde, Osmanlı Yahudilerinde Türkleştirme akımı yaygın. Moiz Kohen onların en ileri saftaki neferlerinden. Çünkü Türkleştirme söz konusu dönemde Yahudiler için trendy bir şey.
“Kendine hayrı dokunduğunu söylemek zor. Belki uzun vadede Yahudi cemaatine, yaşadığı ülkeyle uyum içinde yaşama yollarını gösterenlerden biri: Ya kalk git ya da burada yaşayacaksan, buranın bir vatandaşı gibi hisset diyenlerden...
“Sevgilisi Nadya diyor ki ‘Sen her zaman, herkesten özür dilemeye biraz meyillisin’. Gerçekten de yaşamı uzun bir özür dileme süreci gibi... Sanki Yahudi olduğu için bile... Özürden ziyade, ‘Ben de herkes gibi olayım’ isteği var. Sanki kenarda kalmış, başkalarının oyunlarına katılamamış bir çocuğun büyüdüğü zamanki davranışı gibi... İsmim herkesinki gibi olsun, herkes gibi konuşayım, kabul göreyim, sevileyim, beğenileyim...
“Attığı her adım için samimi olduğunu söyleyemem. Ama bazılarında, “Kemalizm” kitabında ve bu konuyla ilgili düşüncelerinde samimi bence.
“Kemalistler, Moiz Kohen’in iyi bir Kemalist olduğunu düşünüyor. Konuştuğum tarihçilerin çoğu, bu kitabı son derece ciddiye alınması gereken bir inceleme olarak görüyor. Millî ekonomiyle ilgili yazılar yazarken Varlık Vergisi’ne maruz kalıyor. Evini satmak zorunda kalıyor. Niye onu koruyan kimse çıkmadı, onca çalışmasından sonra? Onu koruyanı, kollayanı çıkmıştır belki de biz bilmiyoruz. Varlık Vergisi öylesine keyfi bir uygulamaydı ki, aksi takdirde belki varlıklı olmamasına rağmen daha da büyük bir miktar tarh edilirdi ona; 60 yaşını geçmiş olmasına rağmen Aşkale’ye de yollanırdı.
“Kohen, son yıllarında Nice’te fahri başkonsolosluk yapmak istiyor ama Yahudi olduğu gerekçesiyle Türk hükümeti bunu reddediyor. Ben bunun doğruluğundan emin değilim ama yeğeninden gelen e-postayı olduğu gibi yayımlayıp kararı okura bıraktım.
Moiz Kohen’in, yazmayı düşündüğünü günlüklerinde belirttiği son kitabının adı ‘Musevi Mucizesi’. Ömrü yetseydi yazacaktı kitabı.” (Liz Behmoaras)
ESERLERİ:
Teşebbüs-ü Şahsi ve Adem-i Merkeziyet, Türkler (1914-1918) Muharebede Ne Kazanabilir?, Türkleştirme, Kemalizm (1998), Türk Ruhu.
HAKKINDA: Jacob M. Landau / Tekinalp: Bir Türk Yurtseveri (1996), Behzat Ay / Tekinalp’in Önemli Kitabı Yıllar Sonra Yeniden: Kemalizm (Cumhuriyet Kitap, 23.7.1998), Liz Behmoaras / Bir Kimlik Arayışının Hikâyesi (2005), Filiz Aygündüz / Liz Behmoaras: “Moiz Kohen Türkleşme Akımının İleri Saftaki Neferlerindendi” (Milliyet Pazar, 31.1.2005), İhsan Işık / “Tekinalp, Munis” (Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi, 2006).kaynak internet
4
rizede denize dolgu yapılacaktı ne oldu.sahilde turistik amaçlı yapılar inşa edilmeli.şehircilik anlamında bir mesafe kaydedilmemiş.her sene umutla gelen insanların hayalkırıklığı yaşaması bizim şehirleşme alanında eksikliğini yaşadığımız yapılaşmayı gözler önüne seriyor şehrin anlaşılır kurgusu.yinede umutlıyum farkedilmeyi bekleyen insanları görünce.her alanda insan kaqzanmak için çalışmalı devlet.rizenin zeki insanı tanımalı özyurdunu her şeyden önce.kendi kültürüne yabancıulaşmış şehir.ortak çalışma alanları örgütlülükle yürütülür.şehrin kalabalığı bir fikir veriyor gezginlere.planlı şehirleşmeyle şehrin merkezini tesislerle donatmak anlaşılıyor şehirleşmek için.kent kültürünü yaşatan dernek ve vakıflar için çalışma alanları oluşturmak için eksikliğini duyduğumuz bir organizasyon gerekiyor tüm rizeyi kapsayacak çalışmanın içinde olmak.bunu gerçekleştirecek bilimsel kurullar oluşturmalı şehrin önde gelenlerini memnun edecek düzeyde.kültür edebiyat öğrencilerin hayata katılımını sağlamalıki bir yaşama bilinci kazansın şehrin yalnızlığını kimsesizlikle ölçenler.yapılaşma ulaşımla eşgüdümlü yürütülmeli.gelir getirecek bir endüstrisi yok rizenin.küçük işletmelerle bu açık kapanabilir.devlet hizmet götürdüğü ölçüde unutlanmak için verim alınır hizmetlerden.milletin hayrı için çalışmak ne yapılmalı noktasında bir bilanço oluşturulmalı şehre cazibe katmak noktasında.rize insanı duyarsız değildir eğitim noktasında.ancak halkın faydasını düşünmekte sanatın konusu biraz.insan kişiliği güzelliği bulmanın cevheriyle yaşar hayatı.da vinci rönesansı başlatırken estetiğin sınırlarıyla düşünmüş çevre insan ilişkisini.tüm avrupanın sanayileşmeye intibakını milletlerin zenginliği ölçüsünde görmüş batı insanı.her alanda bir adanmışlık güzelleştirmiş toplumu.taşradaki yaşamda kendine yeterli olacak şekilde düzenlenmeli şehirler.ülkenin kalkınması her alanda seferber etmeli milleti.ancak girişimcilik için ekonomik kalkınmada görülür teşebbüsten umulacak fayda.vatanımda sular akar başıboş demiş ya necip fazıl.nazım hikmetin aynı daldaydık şiirini hatırlayın.içimize çektiğimiz yoksulluk hayal gücünü aşar dalinin.yöresel özellikleri öne çıkaran şarkıları özgün bir kültürün habercisi.
sokaklarını tanımak mümkünmü aynada yağmurların dinmediği akşamlarda.çalıntı hayallerle bir yurt büyütmek yoksunlukta.kısmet değilmiş rüzgara sarılmanın anlamını çözmek.beni hangi gecede kaybettin şairlerin ilhamını yakarken yıldızlar.bir çisenti gibi üşüyorum koynunda adını sonbahar koymuşum kahpeliğin.aslında dağlardan indik şehre bir kartalın kanatlarında.anılarımı çalmış hayvanlar.geçtiğim sokakları kendimde gördüğümden beridir hüzünleri çocuklukta arayışım.kelimeler cılız bir anlamın sapağında şahit tutulmuş aşka.yerkürenin dinlediği bir ezgisir çıplak bir mevsimde şehre düşen kuş ölüleri.bir isyanla koşmuşum dalgalara köpüğüne karışmak için anılar denizinde.tekrarlanmış ölümlerle geçiyor sonbahar.her kadın solgunluğu bilir gökyüzünden.bu nedenle kimsesizliğe alışkındır kadınlara tanıdık gelen mutsuzluklar.yalnız bir deniz gibi sessizliğin öfkesini taşır kıyılara.
kapitalizmin yetersizliğimidir sosyal hayattaki eşitsizliği farketmek.bir yalnız insan olduğunun farkındaydı şehir.mutluluğu başka yerde aramanın riskleri vardı çünkü.kaç şehirde bu sığıntı hayatı yaşamak fırsatı doğmuştu.herkes karanlığa küfrediyor.bir zavallı olmadığını ispatla mükellefti hayatı.köylü molmak için vazgeçmek gerekirdi eski yaşantısından.bunun imkansızlığını yaşatmıştı ona yakın çevresi.insanların yardımına ihtiyaç duyduğu konuları açıklamak için her şeyden vazgeçmesi gerekecekti.bunun acısını yaşama fırsatı yoktu bu şehirde.hayat kendi kurallarını kabul ettirirdi ne kadar kopsanda insanlardan.hataların seni takip eder gittiğin her yerde.geç kalınmış bir umuttur artık aşklar.başka şeyleri denemeli avunmak için.bunu anlatamıyordu kaderine.istanbul düş hırsızı olacak kadar yoksul bırakmıştı mülteci kalbini.ne varsa elinden alır bu hayattan usanmamış sevda hırsızları.sevdiği insanları kaybetmenin hüznünü yaşıyordu.ölüme karşı direncin bir anlamı yoktu.çünkü mesleğine bağlı insanlar yönetmiyor dünyayı.bunu bir zayıflık olarak görüyordu yakın çevresi.geçmişe bakması gerekiyordu ikna olması için kendini dışarda bırakan hayatın tanıklarını haksız çıkaracak.orda yalnızlık ve tutkularla yaşadığı kahırları hatırlatan suretler vardı asla değişmeyecek gibi duran.bu korkular onu hayata bağlıyordu.ne kadar uzak düşmüştü ihanetlere.şimdi kahrolmanın karasızlığını yaşıyordu yalnız ölümle vedalaşma korosu.
5
doksanlara baktığımızda hayatın daha hızlı yaşandığı gerçeği.bunu anlamak için o dönemin şarkılarına bakmak kafi sanırım.halka karşı daha inandırıcıydı sanat.edebiyat hakkını veriyordu kavganın.müzikteki çeşitlilik yeniden alternatifi olurmu sanatın.belki sefaletin sürdüğü gerçeğinde görmeli umutsuzluğu.günümüz şairleri ütopya arayışında değil üretken olmayan sanatın eleştirisini yaparken.bunlar anlaşılıyor onca derginin rafta olduğu halde marjinalliği zayıflık görmenin çıkarcılığını yaşıyor olmasıyla toplumun.bir nevi duyarsızlığın anlatım tekniklerini kullanıyor olması benzeşmenin zenginliğini aramasıyla ekonomik kaygıların.aslında şiirin lirizme uzak oluşunu eleştiriyor şairler.pelin batu şiiri metafizikte arayışa çıkmışsa meleklerin kanatlarında.gerilim ve anlam derinliğini yeniden denemek gerekiyor bu tarz şiire yakın olmak için.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.