- 1135 Okunma
- 25 Yorum
- 19 Beğeni
NEDEN Mİ EDEBİYAT?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
‘’Yalnızlık, bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor.’’(Kafka)
Soruyorlar tek tek.
Sormayanlar da var sorgulamayı yeğleyen ve kim olduklarının artık ve de asla bir önemi yok.
Ne mevsime riayet ediyorum ne de dünyada saklı cennet sirayet ediyor en azından içimde saklı bir bahçenin olduğunu biliyorum ama yeryüzü denen cehennem aşağı görüyor içimdeki cenneti ya da birileri sığ olarak nitelendiriyor beni çünkü müşküle düştüğümde illa ki inandığım ya da inanmak adına kandırıldığım insanların yakasına yapışıyorum.
Elbet afaki bir çırpınış bu: çektiğim acılar ve günlerdir beni terk etmeyen bir baş dönmesinin birileri için önemli olmadığını görebiliyorum yine de yakınıyorum belki de bir sinek gibi vızıldadığımdır addedilen oysaki ben ateşe aşık olan pervaneyim ve hala insanlardan yana ümidim var.
Yalan söylemeyi beceremediğim bir gerçek bu da yetmezmiş gibi Allah’ın bildiğini kulda saklamadığım.
Ve işte tosladığım duvar.
Bu kadar mı nokta atışı yapılır hele ki yaşadığınız sıkıntılar çoğu insan için bir mutluluk kaynağı iken.
Günlerdir çabalıyorum yoksa yıllardır mı demeliydim yeter ki kalemi rayına oturtayım ve üretmek adına bol bol duyumsuyorum ve gün içerisinde kimin gözünde hedef tahtası isem gerçek manada yere seriliyorum ve ben bir ömür, beynimi sermayem olarak bilmişken son yıllarda duygu akımıyla hatta doz aşımı hisle dolup taşıyorum.
Gözlerim de çağlasa bile içime akıtıyorum göz yaşlarımı yeteri kadar canım yanmışken bir de bunun için can çekişemem.
Okuduğum yazarlar var ve nerede ise tüm yazdıklarını kütüphanemde topladığım bazen yıkıma uğradığım bazen kalemine âşık olduğum ve kalemimle bağdaşsın istiyorum onların varlıkları.
Bu da ayrıca bir yıkım çünkü özgün ritmini kaybediyorum kalemimin ne zamanki farklı yazarlarla okuma yapsam etki altında kalıp özgünlüğümü yitiriyorum yine de okumadan geçmiyor zaman ve şunu da belirtmeliyim ki; aşağı yukarı 400 sayfalık bir kitabı okumak benim sadece üç ya da dört günümü alırken günde bir ya da iki saatten de hesap ettik mi akabinde dolduruşa gelen kalbim ve kalemim illa ki beş on sayfa karalamadan günü sonlandırmak istemiyorum.
Günlerdir tünediğim masa başım genelde her on dakikada bir ayağa kalkıp evi turladığım ya da dostlarımla ve ailemle geçen zaman o da telefon sayesinde ruhuma iyi gelen sevdiğim kim varsa istişare ettiğim diğer yandan bir değişim geçiriyorum ister istemez.
Bir yerlere konmak istiyorum ama insanlar konumlandırıyor beni: aklınıza gelen her insanın bunu yapması çok muhtemel.
Toplumdaki yerimse sıradan olduğu kadar sıra dışı bazen dile gelmeyen asla da gelmeyecek olan sıkıntılardan bir türlü başımı kaldıramazken ve ben her gece her gün umut diye dokunurken hayata.
Umut etmediğim zamanlar insanlar farklı gruplara ayrılıp yargılıyor beni:
Bir kesim inanmıyor ve kötümserliğimle birlikte beni yerin dibine sokuyor daha da acısı çektiklerimi anlatmaya başlar başlamaz şüphe dolu gözlerle bakıyorlar.
Bir kesim ise inancımı sorguluyor sanki hidayetin en üst basamağına erişmişçesine zaten toplumdaki bölünme ve kim inançlı kim değil tartışması bir şekilde birilerini ayrıştırıyor.
Nereye ait olduğumu bir türlü kestiremiyorum.
Hem inançlı olduğum hem demokrat hem laik hem de insan ayrımı yapmadığım ama illa ki ben de kategorize ediliyorum adeta karikatürize edilmişçesine hayatım.
Severek geçen ömrüm ve artık bunu bir zaman kaybı olarak görüyorum.
El attığım hangi iş olursa olsun ya da öğrenciliğimin süregeldiği bir şekilde sevdiğim her şeyi herkesi kaybetmişken ve ben adeta yeniden kaybetmek adına bir şeyleri birilerini sevmeye devam ederken.
Sevgi benim için bir bağımlılık iken sevginin etkileşimdeki ve dostluktaki gücünü hor görüyor insanlar ya da tam tersi:
Ne de olsa herkes ama herkes görünürde sevgi dolu ve pozitif ama öyle insanlar tanıyorum ki zaman içinde tutum değiştiren ve öyle insanlar tanıyorum ki; sevdiği kadar beni destekleyen ve bir anda arkalarını dönüp gidenler.
Safça inandığım da ayrı bir gerçek ve anlamadığım bir şekilde hasıl olan kalp gözüm ve bunu idrak ettiğimden bu yana kime bahsetsem alaya alındığım ya da bana öyle geldiğini söyleyenler.
İç sesimi daha yeni özgür bırakmışken aralıksız beni uyaran bir ikaz lambası adeta ve karşımdakinin ses tonu olsun ya da kurduğu cümleleri bir şekilde ayırdına varıyorum doğruyu söyleyip söylemediğinin.
Günü ya da zamanı doldurmak değil gayem ve ben yazarak sınırlarımı aşıyorum ve ihlal edilen sınırlarımdan sinirlerime uzanan köprüde sadece ayakta kalmaya çalışıyorum.
Bir ömür nemalandığım ne ise.
Tek becerebildiğim öğrenci olmak iken ve ben bir ömür hocalarıma güvenip onları başımda taşımışken ve onlar da beni sonuna kadar desteklemişken illa ki bir şeyler yolunda gitmiyor özellikle yazdıklarımı sanal ortamda paylaşmaya başladığımdan bu yana şekilden şekle gelen insanlar tanıdığım ve kurdukları cümlelerin arkasında durmayan ve ben sadece insansızlığımı birilerini sevip güvenerek giderdiğim.
Konuya pek çok açılım getirebilirim hele ki şu son zamanlarda aklım almıyor bu iletişim kopukluğunda kim olursa olsun yok sayıldığım ya da tam tersi yerden yere vurulduğum ve ben hala sevgiyi ve aşkı savunup telaffuz ederken aşkın da sevginin de yanlış anlaşıldığı ve umut penceremde açan çiçekler misali yazıyor olsam bile bir şekilde darbe aldığım ve hayatın geneline yayarsak bir şekilde insanlar tarafından refüze edildiğim.
Dün de olduğu üzere.
Eşleştiğim kim ise aslında bir yanılgı olduğu.
Eşleşir gözüken kim ise kendini geri çektiği.
Dokunduğum kim olursa olsun sevgiyle yanaştığım ve içtenlikle iletişim kurmaya çalıştığım…
Ve evet, bu sadece bir çalışmadan öteye gidemiyor ve sadece zaman kaybettiğimi de yadsımamam mümkün değil.
Zaten hayatta mümkün olmayan her şeyin herkesin de peşinden gitmişken ve peşimi bırakmayan talihsizlikler üstelik hayatın genelinde karşılaştığım ve de yolumun kesiştiği kim olursa olsun, ya rencide edildiğim ya da suçlandığım ve bir takım sıfatlara maruz kaldığım.
Soldan sağa sayıyorum ve de sağdan sola.
Ne sağımda ne solumda var birileri.
Birileri var ki; sığ olduğumu söyleyecek kadar kibirli ve de sözüm ona sevgi dolu ve aynanın neresinden bakacak olursam olayım kendime biliyorum da kurdukları cümlelerle kimsenin ben olmadığını işin ilginci öykündüğüm bir Allah’ın kulu yok ve ben sadece öğrenci kimliğimle bir ders niteliğinde görürken her insanı ve de hayatı bir okul gibi algılarken asla geçemediğim sınavlar ve her sınavın da ayrı bir insana denk düştüğü.
Çoktan rüştümü ispatlamış olsam da.
Çoktan diplomalarımı alıp rafa kaldırmış olsam da…
Birileri illa ki çürük raporu verip muhatabım olmadığını da gözüme soka soka gösterirlerken.
Çağda yakalandığım bir furya bu olsa olsa.
İkiyüzlülüğün ve sahte sevgilerin baş tacı olduğu bir döngü ve çağ ve önceki yıllarda yaşadığım hayal kırıklıklarından da beteri adeta.
Uyarladığım hangi duygu ve de hangi hikâye olursa olsun o hikâyeden firar etmiş kahramanlar çoktan terk etmişlerken hayatı ve de umudu.
Saklı tutulası bir umut çizelgesi ama yalan yanlış beyanlarla karalanan bir isim ve de çalınan hayat ve de hayaller üstüne üstelik hayallerimi çalan da en yakın dostum iken ve de benim hayalimi kendine uyarlayıp gerçek kılan ve işte bana ait bir hayalin mutluluğu da kursağından nasıl geçiyorsa…
Neden mi edebiyat ve bunu şu alıntı ile cevaplandırabilirim: hem Kafka’nın hem de Tezer Özlü’nün vurguladığı üzere:
‘’Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için. Bu çabada da düşünüyorum da en büyük dirence gücü veren yazar Franz Kafka.’’
Yalnızlığım ve acılarımı hiç olmadığı kadar seviyorum ve acı çeke çeke ve de insanları karşılıksız seve seve nihayetinde kendimi sevip kucaklamanın verdiği mutlulukla katlanıyorum hayata ve sevdiğim herkesten verdiğim sevgi rahatsızlığı adına özür diliyorum.
Bu kadar sevilmeyi hak ettiniz mi sahiden üstelik ben sizleri severken sizler beni yok sayıp nefretinizle cezalandırırken…
YORUMLAR
Kaleminizden mucizevi sözler damlıyor.Gönlünüze eserinize sağlık.
Nice güzel eserler vermeniz dileğiyle..
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle...
Sevgili arkadaşım belki yanlış hissediyorsun, neden sevilmediğini söylüyorsun.
Senin yazdıkların belki de karşınızdaki insanın tarzı değildir.
Başucumda şu sıralar üç şiir kitabı var daha öncede okuduğum. Biri Nazım Hikmet, diğerleri Rimbaud ve Comte de Lautreamont. Tabii bana en yakını Nazım Hikmet.
Senin şiirlerin de beni yoruyor, anlamaya çalışıyor ama içinde kayboluyorum.
Bu yazın bütünlük itibarıyla çok güzel.
Kutluyorum,
sevgilerimle.
Seni seviyorum..
Gülüm Çamlısoy
İyi akşamlar dilerim
Sevgili arkadaşım belki yanlış hissediyorsun, neden sevilmediğini söylüyorsun.
Senin yazdıkların belki de karşınızdaki insanın tarzı değildir.
Başucumda şu sıralar üç şiir kitabı var daha öncede okuduğum. Biri Nazım Hikmet, diğerleri Rimbaud ve Comte de Lautreamont. Tabii bana en yakını Nazım Hikmet.
Senin şiirlerin de beni yoruyor, anlamaya çalışıyor ama içinde kayboluyorum.
Bu yazın bütünlük itibarıyla çok güzel.
Kutluyorum,
sevgilerimle.
Seni seviyorum..
Gülüm Çamlısoy
Kalp kalbe karşı bil ki...
Birbirimizden ne çok şey öğreniyoruz:
Okumak zaten aşkın kendisi yazmak ise sonsuzluğa yolculuk özlemi.
Ben de seni seviyorum.
glenay
Sevgimiz karşılıklı,
sevgimle canım arkadaşım..
Kim ne demişse ve diyecekse yolunuzdaki dik duruşunuzu kutlarim..Ķimse kimseyi eleştirmeye yetkili deģildir.Özgün ďüşünce ićinde duygu davranış hatta inancta vardir.Kışi özgür yazmali/ prangalara baģli olsa bile./ yol sizin/ kalem sizin/ ruh sizin/ başarınızin haksız eleştirilmedine izin vermeyin kalemini zi yaninizdan ayirmayin..saygilar
Gülüm Çamlısoy
Yürek dolusu teşekkkür ve şükranlarımı sunuyorum.
Konu ne olursa olsun illa ki önüme baktım bir ömür ama ne yazık ki bir şekilde canım yandı ve illa ki işim dışında sayısız ithamla karşılaştım.
Özellikle mesleki yaşantımda akabinde yaşarken de.
Lakin hayatı sevdiğim kadar yaptığım işe duyduğum sevgi kendime duyduğum saygı ve dik duruşumla ödün vermedim değerlerimden.
Bu bağlamda yazarken özgür ve bağımsızım ve içimdeki rüzgarla yaşadığım ferahlığı hiç bir şeye değişmem ve asla da vazgeçmedim iyi ve güzel insanların var olduğuna duyduğum inançtan ve işte kalemimle yol alıyorum sizlerin güzel varlığı hep de duyduğum inanç ve sevginin var olduğunun bir göstergesi.
Çok teşekkür ederim yürek dolusu.
Güzele dair ne varsa onun peşindeyim ve yazmayı bir kes sırtıma üstüme geçirdim.
İyi ki varsınız sizler iyi ki aranızdayım.
Sevgim sizinle değerli gönül dostum
Minicik bir dokunuşun nasıl mucize yarattığına tanık oluyorum şu an.
Samimiyetinizi içtenlikle kutluyorum.
Gülüm Çamlısoy
Çok şey yitirdim çok insan yitip gitti belki ben de yitecektim ama mümkün mü samimiyetimden içtenliğimden sevgimden vazgeçebilmek?
İçten varlığınız adına müteşekkirim.
Güzel günler güzellikler sizinle olsun İnşallah.
Çok çok sevgimle gönül dostum
Her zaman güzel yazan kalemin incisini, günün güzel yazısını yazan arkadaşımı çok kutluyorum...
Sevgilerimle her zaman ...
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim yürek dolusu.
Sonsuz sevgimle güzel arkadaşım benim
Hayat mucizelerle dolu, sevgili dostlarım.
Her şey ama her şey bitti derken ansızın yanmaya paşlayan o titrek ışık ve işte tüm evreni aydınlatan.
Tüm tüm yüreğimle teşekkür ediyorum çok değerli Edebiyat Defteri Seçki Kuruluna ve güzel yürekli gönül dostlarıma.
İYİ Kİ İYİ Kİ VARSINI.
RABBİM İYİ Kİ YOLUMU SİZLERLE BULUŞTURDU.
Tüm saygımla selamlıyorum güzel varlıklarınızı.
Gönderebildiğim tüm tüm sevgi ve selamımı gönderiyorum.
Çok çok çok sağ olun.
Gülüm Çamlısoy
Selam ve dua ile
Acılarını sevmek kadar güzeldir edebiyatı sevmek , zira insanın duygu yoğunluğunun kaynağıdır , şiirler , resimler, düşünce tabloları , bu tarz çalışmaların ilhamıyla oluşuyor , harika bir çalışma okudum kutluyorum saygılar sunuyorum .
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim dost kalem.
Sonsuz saygımla.
Yüreğiniz dert görmesin.
Çok güzel bir yazı severek okudum;yalnız hayretler içinde kaldım ve şüpheye düştüm acaba yazar beni tanıyor mu diye,adeta beni anlatıyor yazınız ,hep sevdim ama ihanet ,vefasızlık oldu karşılığı, hümanist bir insanım ve bundan da vaz geçemiyorum,neyse kaybedenin ben olmadığımı düşünüyorum.Ayrıca yazınızı okumak benim için sohbet niteliğindeydi sizi tebrik ediyorum
Sevgiler, sağlıcakla
Gülüm Çamlısoy
Ben de yazarların iç dünyalarına yolculuk yaptığımda şaşkınlığa düşüyorum.
Çünkü bizler ortak paydada buluşuyoruz sevgili arkadaşım ve insanız ve içten.
Sevgiyi sevmekse hayatın ta kendisi.
Sevmek.
Ne muhteşem bir kavram.
Sevgiyle yola çıkmak baş koymak.
Art niyetsiz yaşamak ve içini bozmamak.
İyi ki de iyi ki de sevgili kalem dostum.
Aslında hepimiz aynıyız.
Çok çok teşekkür ederim.
Sonsuz selam ve sevgimle.
Gülüm hanım, siz bu kadar yazmayı severken aklıma bu yazı ile birlikte şunu düşürdünüz. Kütüphanenizde bizimle tanıştırmayı istediğiniz yazarlar yahut o yazarların en sevdiğiniz kitapları yok mudur? Kendi yorumlarınız ve "neden edebiyat" sorunuzla bize çok güzel edebi yazılar sunabilirsiniz. Tıpkı bu yazı gibi.
Google de aratınca elbette karşımıza çıkıyor ulaşmak istediğimiz tüm edebi değerler. Ama kendi yorumunuzla çok farklı bir tarz oluşturup sizi farklı bir bakış açısı ile okuyabiliriz sanki.
Sadece aklıma geldi, gelince de yazıverdim.
Franz kafka'nın hayatını okumuştum yakın bir zamanda. Çok etkilenmiştim. Ona inanan en yakın arkadaşı Max Brod sayesinde şuan kitaplarını okuyor olmak büyük şans.. herkesin, hayatına dokunan böyle bir ele ihtiyacı var sanki.
Çokça sevgilerimi gönderiyorum.
Gülüm Çamlısoy
Güzel yürekli sevgili İsabella...
Siz istersiniz de yapmam mı yazmam mı?
Çok çok mutluyum çok çok.
Elbette sevgili arkadaşım seve seve.
Duygılar ve kitaplar hayatın renkleri ve ben o renklerin içinde kaybolmayı çok seviyorum.
Okumak bir aşksa yazmak da adeta sonsuzluğa özlem.
Dünya işleri ya da dünya kazançları ve ben tüm yüreğimi koydum bir ömür en çok da sevgiyle beslendim ve umutla.
Çok çok teşekkür ederim: tarifsiz bir mutluluk içindeyim.
Zor günlerden zor zamanlardan geçerken ansızın başıma yağan nur ve rahmet.
Lütfen hep yazın bana içinizden geçenleri: başım gözüm üstüne güzel arkadaşım.
Tüm tüm sevgimi gönderiyorum kocaman aydınlık yüreğinize.
İyi ki iyi ki aranızdayım.
Sizler olmasanız ben ne yapardım?
Şükürler olsun güzel arkadaşım.
Size ait geçmiş bir yazınıza, Edebiyat defterinin Franz Kafkas'ı diye yorumlamıştım.
şimdi görüyorum ki ne kadar haklı imişim.
yüreğinde sevgisini eksik etmemek Tanrının her insana bahşedeceği bir ayrıcalık değildir.
Şu yazınızda ki anlattığınız bunca size karşı yapılan kibirli tavırlara karşı sevgi kılıcını elinizden bırakmadığınıza şahittir.
Sizde o sevgiyi görüyor ve hissediyorum VE de şahidim Gülüm hanım.
her ne kadar tüm yazılarınızı okuyamasam da, fikrim asla değişmez
ruhunuza kaleminize sağlıklar dilerim
her şey gönlünüzce olsun
Gülüm Çamlısoy
Varlığınız.
Varlıklarınız...
Şükür vesilesi ve işte ben buna hep hep inandım:
Güzel yürekli iyi insanların sevginin var olduğuna hep inandım ve hep peşine düştüm güzel yürekli kim varsa.
Yanılsam bile asla içimi bozmadım.
Yanıldım ama yanıltmadım.
Bu, gaipten gelen bir coşku ve sevgi taa çocukluğumdan bu yana.
Ve işte Rabbim bana hep güç verdi.
Bazen tükendim bazen yoruldum.
İnsan sevmekten ve umut etmekten nasıl avzgeçer?
Şeref verdiniz mahcup ettiniz.
Kelimeler çok güzel varlıklar bazen kelimeler dahi yetmezken.
Çok hassas bir insan olsam bile koca ömür iç sesimi bastırdım.
Mantığımla yaşadım ki yaşamak zorundaydım ve yanlış meslek seçimimle hayatımı heba ettim ve bana ait olmayan bir mesleğe dahi aşık olabildim.
Sizler çok çok değerli ve özelsiniz.
Sevgili Edebiyat Defterim benim ikinci yuvam ve okulum ve tüm güzel insanlarla olan gönül bağımda beni yalnız bırakmadınız sizler.
Yazmaya başladığım ilk gün Deftere üye oldum ansızın ve bilmeden beni bekleyen bir cennetin varlığını.
Yazmak... Aşkın sevincin umudun ta kendisi hele ki sevgiyi de boca etmişken kelimelere.
Ben sizlerin hakkını asla ödeyemem ki.
Kocaman yüreğiniz kocaman yürekleriniz dert görmesin.
Bir kez daha teşekkür ediyorum.
Güzel Rabbim beni utandırmasın.
Sonsuz selam ve saygımla.
Size sizlere müteşekkirim
Silkelendiğimiz yollarda şükür ki rabbimiz bizimle, duyan gören.
Edebiyatın güzelliğini merdivenin basamaklarını epeyce kat etmşken de görebilmek ne güzel değil mi arkadaşım, her zaman iyikilerimizden olsun. tanımak bilmek okumak, hassas gönüllerle tanışmak.....
kalemine sağlık canım
içten samimi duygular uçtu geldi gönül soframa, acı tuzlu tatlı
Sevgiler selamlar gönderiyorum güzel yüreğine
Gülüm Çamlısoy
Yü ce Mevlam her şeye içimizden geçen her şeye kadir ve vakıf.
Bizi bizlen bizi bizden iyi bilen.
Sevgi ve inançla yaşamak zaten olmazsa olmazımız.
Hüzün sırnaşık sevgi asil bir duygu iken yürek teri ve umutla hayatı yaşanır kılıyoruz.
O...
İlahi Aşkın her zerresi bizlerse haiz olduğumuz o tek zerreyle koca kainatı nasıl da sığdırıyoruz yüreğimize.
Teşekkür ederim çok çok.
İyi ki varsın.
İyi ki varsınız.
Hayata tutunmak adına çabalarken yolum da sevgi ve dostlukla kesişmişken mümkün mü şükretmemek mümkün mü yazmamak?
Sizler çok önemli ve özelsiniz.
En içten sevgimle.
Hayırlı akşamlar dilerim.
Gülüm Çamlısoy
Ne çok insan vardı ne çok güzel insan.
Ne güzelmiş eskiden hayat.
Hey gidi günler hey be dostum
HASAN ÇAPRAZ
Gülüm Çamlısoy
dünyanın ekseni aşındı tıpkı bizler taban teperken aşınan varlıklarımız gibi
Neden mi edebiyat ve bunu şu alıntı ile cevaplandırabilirim: hem Kafka’nın hem de Tezer Özlü’nün vurguladığı üzere:
‘’Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için. Bu çabada da düşünüyorum da en büyük dirence gücü veren yazar Franz Kafka.’’
Yalnızlığım ve acılarımı hiç olmadığı kadar seviyorum ve acı çeke çeke ve de insanları karşılıksız seve seve nihayetinde kendimi sevip kucaklamanın verdiği mutlulukla katlanıyorum hayata ve sevdiğim herkesten verdiğim sevgi rahatsızlığı adına özür diliyorum.
Bu kadar sevilmeyi hak ettiniz mi sahiden üstelik ben sizleri severken sizler beni yok sayıp nefretinizle cezalandırırken…
Edebiyat vazgeçilmesi zor bir tutkudur çünkü hayatın ta kendisidir.
Bunu ispatlayan anlamlı paylaşımınız için kutluyorum tebrikler efendim.
Sonsuz selam ve saygılarımla.
Gülüm Çamlısoy
Büyük bir aşk ile bağlandığım...
Bu bağlamda gönül bağı kurduğum kalemimle yolculuk etmeyi çok seviyorum.
Taa içimden gelen ve size sizlere çok teşekkür ederim.
Sonsuz selam ve saygımla kıymetli hocam
Bilgilendirici ve okunaklı bir yazı
Kaleminiz hiç susmasın
Sizi okumak daima keyifli
Uzaklardan yüreğinize en güzel dualar ve sevgiler ile..
Sevilmek yakışıyor size kaleminize
Ve ben seviyorum 🤍
Gülüm Çamlısoy
Ne de iyi ettiniz.
Zor bir günün meyvesiydi yazdığım bu yazı ve geceyi aydınlık kıldınız.
Teşekkür ederim tüm içtenliğimle.
İyi ki varsınız sizler.
Hayatı yaşanır kılan değil mi hem sevgi ve umut ve de edebiyat...
Yüreğimi koyduğum baş koyduğum.
Güzel yüreğiniz dert görmesin ne olur.
Ben de sizi seviyorum sevgili arkadaşım.
Mesafeler ve uzaklıklar o kadar izafi ki insan gönlüne aldıktan sonra sevdiklerini.
Sevgimle.
Var olun canım arkadaşım
hüzünlükent
Biraz yogun oluyorum ama yüreğim sizinle
Güzel akşamlar dilerim
Muhteşem bir yazı, tebrikler...
Bence edebiyat var olduğumuzu hissettiren en güçlü araç. Çünkü onunla gülüp onunla ağlıyoruz.
Gülüm Çamlısoy
Yüreğiniz dert görmesin.
Sonsuz selamımla
Kırık nota
Bu gönüle sevda düşmüş madem.
En güzeli yazmak bakışlara, itirazlara, maruz kalmadan. Kim ne der diye teraziye koymadan. Hem ne güzeldir soyut bir halde dış dünyadan.
Madem gönül bir alem
Veziri sensin
Sahibi Bir'ken
Bir tarlada edebiyat olsun.
Hicret Sahibine olsun.
Naçizane düşüncen.
Selam ve saygılarımla.!
Gülüm Çamlısoy
Ve evet: en güzeli yazmak ki ne alıntı ne çalıntı.
Her dem inançla sevgiyle büyüyen bir hayal dünyasında yolculuk etmek iken Edebiyat.