- 641 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Her ölüm erken ölümdür
Her ölüm erken Ölümdür/Edip CEBECİ’ nin anısına
Tam tatilden dönüyorduk. Henüz arabayı yüklemiştik. Sabah namazından sonra yola çıkacaktık. Telefonum çaldı. Ortanca dayımın oğlu Mehmet arıyordu.
---- Efendim Mehmet, buyur
---- Nasılsın abla?
---- İyiyim sağol, arabayı yükledik sabaha İstanbula dönüyoruz.
---- Hayırdır! Mehmet bir şey mi diyecektin
---- Şey abla. Edip abim, kalp krizinden hayatını kaybetmiş. Mersine gidiyoruz babamla. İkindi vakti kalkacakmış cenazesi. Onu haber vereyim dedim
------
------ Tamam Mehmet. Allah rahmet eylesin. Sağol. hayırlı yolculuk
Edip, en büyük dayımın oğluydu birlikte büyüdük. Rahmetli dayım çok erken gitti. Edip yıllarca beş kızın abisiydi. Ailenin en kıymetlisi. Dedesinin ilk torunu. Sonra ikiz erkek kardeşleri oldu. Pabucu dama atıldı.
Benle yaşıttı. Arada bir annelerimiz yok 6 ay fark var diye kavga etse de. Biz Ediple iyi geçinirdik. Kardeş gibiydik. Allah rahmet eylesin. Önce şok olmuştum duyunca. Sonra anılar yavaş yavaş canlandı gözümün önünde. Aslında Edip giderken Çocukluğumun yarısını alıp gitmişti bana hüzünü kalmıştı. Göz yaşlarım ağır ağır süzüldü yanaklarımdan. İçimde bir boşluk oluştu.
Biz Ediple, Peter ve Heidi gibiydik. Her yaz dedem bizi isterdi. Yaz tatilimiz dedemin çiftliğinde geçerdi. Edip Sivastan gelirdi. Ben Amasyadan. Dedemiz sert disiplinli bir adamdı. Bizimle pek muhattap olmazdı kuralcıydı. Evde iki gelin iki oğlan bir kaç ufak torun vardı. Biz getir götür işleri yapardık. Edip, ince burunlu, zayıf, çekingen ve ürkekti. Ben biraz daha cüretkar kendinden emin tavırlar sergilerdim. Sabah kalkınca ilk işimiz dökülen elmaları toplamaktı. Bu işi pekte sevmezdik. Çünkü ağaçların dibinde pancar ekili olurdu. Sabahlarıda çiğ yağardı. Hep üstümüz başımız ıslanırdı. Kovaları elma ile doldurur boşaltırdık elma odasına sonra kahvaltıya geçerdik. Bir teyzemiz vardı hiç evlenmemitiş. Biraz da zihinsel özürlüydü. O da hergün o koskoca avluyu süpürür sular mantız yakar çayı hazırlardı. Gelinler süt sağar. dayılar inek dana yemler tarlaya giderdi. Biz ne de olsa çocuktuk. Arada bir Cemile teyzeyi kızdırırdık. O da bize bir sürü kötü söz sayardı. Edip ona da Cele nene derdi.
Sonra Ediple ben ekmek almaya çarşıya giderdik yada bazen süt yoğurt taşırdık müşterilere.Elimizde ekmek fişleri ve torba olurdu. Çünkü en az on ekmek alırdık. Çarşı hayli uzaktı. Havza biraz dağınık yerleşime sahiptı o zaman. Bazen korkardık yollarda. Dedem bize,
---- Biri birşey söylerse size, Biz Cebeci Ali Efendinin torunlarıyı dersiniz. Derdi.
Bazende kuran okumaya giderdik. Sarı İmama. Ozamanlar Çok meşhurdu. Kırmızı yüzülü sarışın bir adamdı. Trabzonluydu belki de Ofluydu her neyse. Hiç anlamazdık okuduğumuzu. Hoca kızar,elimize çubukla vururdu. Hepsi arapça elifba. Sonra altı türkçelisi çıktı. Bir haftada Kurana geçtim. Oh be1 ne kolaymış.
Bir gün cami bahçesinde oynuyorduk Edip koşarak yanım doğru geldi. Burnun üstü terlemiş yine, yüzü kıp kırmızı olmuştu.
--- Ne oldu diye yanına koştum. Rahmetl R harflerini söyleyemezdi
--- Peli şu çocuklar beni dövüyor. Dedi. Korkmuştu.
Elinden tuttum bir hışımla koşarak çocukların yanına gittim. Beni görünce hepsi toz oldu. Arkalarından bağırdım.
----- Bana bakın o benim dayımın oğlu gebertirim sizi valla. Diye bağırdım. Eee ben Suluovalıyım nede olsa.
Bir başka yaz dedem bize iki dana alıp verdi bunları güdün dedi. Büyütün giderken satıp size elbise, defter, kitap alırız. Dedi. danalarn,biri sarı biri esmerdi. Sarıyı ben aldım. Çok sevimliydi alnındabeyaz akması vardı. bir yaşında ancaydı. Baktım Edip üzüldü.
---- Tamam tamam üzülme sarısı senin olsun. Dedim.Sonra yularlarında tutup ırmağı geçip karşı tarlaya gittik tam üç ay danaları güttük hemde oradaki elma ağaçlarını bekledik. Bol bol da elma yedik. Sonra Eylüle doğru ne olduysa dedem bir şeye kızdı. Bizi evelerimize gönderdi. Edip Sivasa gidince ailesine.
---- Dedem banada peliyede kızdı danalarımızı aldı bizi kovaladı.Demiş.Çocukluk işte
Hayat akıp gitti ve Edip bir eylül günü hayata veda edip gitti hemde seksen altı yaşındaki annesinin kucağında son nefesini verdi. Mersinde yayla evinde ölmüş. Hep gözümün önünde çilli yüzü, ince sık sık terleyen ince burnu. ve kulağımda
----- Peli Peli diye beni yardıma çağrışı.
Rahat uyu kardeşim! Çocukluğumun yarısını alıp gittin hemde çok erken gittin. Mekanın cennet olsun
Perihan Pehlivan 2.10.2021 İst
Perihan Pehlivan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.