Bakmak ve Görmek Gerek
Günahı ahlak haline getiren,
Tövbeye gerek olmadığını düşünen
Kime huzur verir, güven verir ki…
Ayıplayana bunu yapmak benim hakkımdır diyen
Üstelik topluma örnek yapan duayen
Para onda, güç onda, ün onda…
İki yakası bir araya gelmeyen toplumda olmuş kangren!
Ne yapsa yanına kar kalıyor
Bu yüzden ölüm bile aklına gelmiyor
Ölüm sonrası sorguya inanmıyor keza!
Masum, yetim, fakir… İnim inim inlerken
Onların halinden bilmiyor!
Onları trafikte zikzak yaparken görürsünüz
Sigara içmeyene dumanını savururken görürsünüz
Barlarda sabahlayan ve sızmış haliyle dövünürken görürsünüz
Evinin önünde israf ettiğini umursamayan çöp dağlarını kurarken görürsünüz
Her gün başka kadınla evden ayrılırken görürsünüz
Hatta karikatür yapar ve yüce peygambere küfreder
Bunları görürken onların sonunu da görün de olur:
“İslam karşıtlığıyla bilinen ve çizdiği Hazreti Muhammed karikatürleri nedeniyle İslam dünyasında büyük tepkiye neden olan İsveçli karikatürist Lars Vilks ile iki koruma polisi, trafik kazası sonrası feci şekilde yanarak öldü.” 1.10.2021, alıntı.
İbrahim a.s. ateşe atmaya cüret eden, kendisini Tanrı ilan eden ve putlara taptıran Nemrut’un burnundan giren sinek, beynine ulaşarak feci şekilde öldü…
Kim bilir böyle sonlar ne kadar çoktur. Hepsini yazmaya gerek görmedim. Ne kadar çok yazsam bu kişiler bu akibetleri ve bedelleri göremeyecekler… Karanlık ve sadistçe yaşam biçimi kanına girmiş bir kere. İflah olmayacak artık. Öğütte, Kur’anda ona fayda etmez. Hidayet yolu ve kısmeti kapanmış, tıpkı Musa’ya inanmayan firavun gibi…Ecel anında ben sana inandım Ya Rab diyor. Fakat ona bu tövbe fayda etmiyor. Allah ibret olsun diye secde halini çürütmüyor… British Museum’da sergileniyor. Bakan şaşırıyor ve sonra gördüğünü unutuyor. O İngiltere güneşin batmadığı ülke olduğunu iddia edecek kadar vahşeti ve yamyamlığı yaşatmaya devam ediyor. Hala da devam ediyor!
Kimse görmüyor, yalnızca bir yol/şeriat var… Yalnızca bir Rahman var, Kur’anda dosdoğru yolu öğretiyor. Elçisinin adı Amerika’da bir devlet binasını kaplıyor. Bunu herkes biliyor. Ancak günahı tattıkça, onu normal bir yaşam biçimi gibi gören hayat biçimini bir ömrüne yayıyor. Günah yaşam biçimi haline geliyor. O kadar bunu yapma diye çığlık atan bir doğa ve geçmiş örnekleri var ki… Ben bilirim diyor, Allah’a şirk koşup, dünyayı kuraklığa, iklim değişikliğine sürüklüyor. Kazandığı paralar ile, Ayda üs kuruyor… Hani dünya yaşanmaz olursa orada yaşayacak… Hatta gemiler hayal ediyor, o gemide uyanacak dondurulmuş insanları filmlere konu ediyor. Hani evrenin neresine giderse gitsin, yaşarsa yaşasın, isyan ederse etsin… Ölüm onu buluyor, bulacak da… Sorgudan kaçamayacak da… Hani bakmak var, görmek var… Kim Allah’ı yener ki, Ona meydan okur ki… Sadece şeytanlar ve akılsızlar!
İyiliği aramızda yaymadıkça, medeniyeti yakalamamız mümkün değil. Ancak görünen o ki, kötülüğün hakim olduğu bir dünya kurmaya çalışılıyor. Buna aklı selim insanlar bile dur demiyor. Yazıyor ve çiziyor… Hatta çizdiğini birisinin iyilik amaçlı kullandığını görürse, telif hakkı diye yapan kişiyi soymaya çalışıyor. Bu kadar soymanın, sömürülmenin yaşandığı dünyada iyiliği yayma gönüllüsüne ihtiyaç var. Karşılığında para beklemesin. Aksine sonunda çile, dert, yokluk, her türlü işkence var. Ama Allah bu kişilere sonsuz cennet ödülünü vereceğini vaat ediyor. Allah’a karşılık beklemeden, aşkla bağlanan kişi olmak en zor olanı. Yiğitler onlar… Var mı?
İsterse yeni Amerika olsun, modern bir ülke olsun… Allah’a inanmadıkça, günaha sevap dedikçe, dünyalık öncelik oldukça, onunda sonu tez zamanda geliyor. İşte, Suriye, Afganistan, Irak… Dağıldı. Halkı yok oldu. İçinde başka bir ülke arayışı ve kurgusu hasıl oldu… Olacaktır da! bakmak ve görmek gerek… Bu dua niteliğinde kalbimde ve dilimde… Uyan ey Müslüman, uyan… Uyanır inşallah, tesellim.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Uyanır (mı) .. İnşallah demekten başka çaremiz yoktur.
Tahlil derinliği barındıran etkileyici, doyumsuz bir makaleydi. Kaleminize,yüreğinize sağlık şair/yazar dostum.
saf şiir
Bakmak ve görmek gördüğünü algılamak
Ve ya iki insanın aynı noktaya bakması ve farklı görüşte olması
Ya da aynı noktaya bakıp aynı düşüncede, farklı anlatıma sahip olması
Bir gün anne dedim ki
Annem en çok hangimizi seviyorsun,
Beş parmağını gösterdi
Hepinizi aynı sevmiyorum ayrı ayrı seviyorum.
Sonra dönerek küçük kız kardeşim gösterdi
- Çok zayıf daha ilgiye ve sevgiye ihtiyacı var
Zeki olan kardeşimi gösterdi
- Yaptığı her işin farkında sadece kontrol ediyorum
Bana dönüp sen çok güçlü aynı zamanda sulu gözlüsün
- Daha şefkatle yaklaşıyorum dedi
Saygılarımla,