- 938 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kuzey Rüzgârları Öldüğümü Fısıldayacak Kulağına Bölüm- 10
Kuzey Rüzgârları Öldüğümü Fısıldayacak Kulağına
Bölüm- 10
Arzu’ya, çok çabuk kanım kaynadı. Ayrılırken, sanki kırk yıllık arkadaş gibiydik.
‘’ Kendine dikkat et İlayda. Geç tanıştık, erken kaybetmek istemem.’’
‘’ Merak etme beni düşünen kadın. Öğütlerini aklımdan çıkarmayacağım.’’
Arzu gitti, bende dosyayı incelemeye başladım. Etrafımda olan bitenden soyutlanmıştım. Birden aklıma bugün gazetede okuduğum haber geldi. Hemen gazeteyi önüme çekerek haberi tekrar okumaya başladım. Okudukça şaşkınlığım artıyordu verilen haberde bir terslik vardı, ya da isimlerde bir karışıklık olmuştu. Arzu’nun söylediğine göre, dördüncü kurban ben olacaktım.
Asayişten içeri adım attığı anda, beni gören Serra ile Eda, hemen yanına geldi. Eda,
‘’ Sen ne yaptın İlayda? Telefonu Büşra Amirin yüzüne kapattın. Dün yeni bir cinayet daha işlendi’’
‘’ O anda telefonu kapatmak zorundaydım. Çok önemli bir görüşmenin tam ortasındaydım. Neden telefonu kapattığımı merak ediyorsanız, Büşra Amirin yanına beraber girelim. Ne de olsa benden ikiniz sorumlusunuz. Cinayeti bugün gazeteden okudum.’’ Serra,
‘’ Ne yapalım kızım üzüm üzüme baka baka kararır.’’
‘’ Kafamı bozma Serra, seni-‘’
‘’ Ne yaparsın? Gaziantep’e mi sürersin?’’
‘’ Büşra Amirin odasına sürerim. Düşün önüme.’’
Büşra Amir, bizi bir karış suratla karşıladı.
‘’ En sonunda senide kendilerine benzettiler karşımda duran şu iki şebek. Söyle bakalım, lütfedip te telefonunu açmak zahmetine niye katlanmadın?’’
‘’ Her şeyden önce çok özür dilerim Amirim. O an çok önemli bir görüşmenin tam ortasındaydım.’’
‘’ Ne görüşmesiymiş bu?’’
‘’ Seri cinayetler, bu arada dün gece işlenen cinayet hakkında bir şeyler öğrenebildiniz mi?
‘’ Hem de çok şey.’’
‘’ Bugün görüştüğüm köşe yazarı, size ulaştırmam için bir dosya verdi ve ilave ederek, dördüncü kurbanın ben olacağımı özellikle söyledi.’’
‘’ Sen gazeteci ile mi röportaj yaptın?’’
‘’ Evet, Amirim ama aramızda geçen konuşma ben izin vermeden yayınlanmayacak. Buyurun dosyayı.’’
Arzu’nun verdiği dosyayı, Büşra Amire uzatan İlayda beklemeye başladı.
Biraz sonra dosyayı kapatan Büşra Amir,
‘’ Çok ciddi iddialar var genel bir toplantı yapalım. Serra, yarın sabah ilk işiniz Eda’yı da yanına alıp morga gitmek olacak.’’ İlayda,
‘’ Amirim, dün işlenen cinayet hakkında ne düşünüyorsunuz?’’
‘’ Hata mı yaptılar, yoksa Eda Başkomiserin teorisi gerimi tepti?’’ İlayda,
‘’ Ben bir şey mi kaçırdım? Eda Başkomiser derken?’’
‘’ Doğru İlayda, Eda Başkomiserliğe terfi etti.’’
İlayda, Eda Başkomisere sarılarak,
‘’ Kutlarım Başkomiserim. Bende terfi istiyorum baş muhbir olsun.’’
‘’ Tarık Ahmet nasıl? İyi mi?’’
‘’ Valla bende son durumunu bilmiyorum Amirim. Bu akşam eve uğrayacağım. Bana saldırırsa, sağ demektir.’’ Büşra Amir,
‘’ Hepiniz dışarı, bana Heval’le, Hansa’yı çağırın onlarla işim var Leyla’da gelsin.’’
Biraz sonra, Hansa ile Heval’in peşine kirli’de takıldı. En son Büşra Amirin odasına Leyla girdi.
‘’ Leyla, Almida Ayaz, bu kadını araştır bakalım neler bulacaksın?’’
‘’ Şimdi de Almida’mı çıktı başımıza Amirim.’’
‘’ Sen ne diyorsam onu yap. Doğru laptopunun başına. Size gelince, Konu İlayda, Hayatı tehlikede. Bunun farkında değil. Bundan sonra bulacağımız ceset İlayda’nı cesedi olacak.’’ Kirli,’
‘’ Sen ne diyorsun Amirim?’’
‘’ Söylediğimi duydun, sıra onda. Onu nasıl koruyacağımız hakkında fikri olan var mı?’’ Hansa,
‘’ Yirmi dört saat kontrol altında tutalım.’’ Heval,
‘’Ruşen’i peşine takalım. Başka bir şey aklıma gelmiyor.’’
‘’ Görgü tanığını kim sorguya aldı?’’ Heval,
‘’ Ben aldım Amirim. Sadece dört gölge görmüş halıya sarılmış bir şeyi zorlukla götürüyorlarmış.’’
2
Kadını kolundan tutup içeri savurduktan sonra odanın kapısını kilitleyip, karşısına geçti.
‘’ Sen başımızı nasıl bir belaya soktuğunun farkında mısın Almila? O kızın kimin nesi olduğunu biliyor musun? Söyle bana, ya polisse? Evlat edinecek başka çocuk bulamadın iki gerzeği başımıza bela ettin.’’
‘’Ama sende biliyorsun abla, onları sokakta bırakamazdık. Sen sahiplenmedin benim başıma kaldılar.’’
‘’ Eşşek kadar adamlar yanlış kızı ortadan kaldırdılar. Onlara güvenmekle çok büyük hata yaptın.’’
‘’ Abla, annemin seni benden bir dakika önce doğurdu diye bana ablalık taslıyorsun sesimi çıkarmıyorum haberin olsun. Bana söz ver, İlayda’ya dokunmayacaksın.’’
‘’ Kızım büyü mü yaptı sana o şırfıntı?’’
Almila, birden yüreğinden gelen bir gülümsemeyle beraber, yumuşak bir ses tonu ile
‘’ Bana anne dedi, biliyorsun Rıfat ayısı, çocuğum olmadığı için bana kısırsın deyip boşadı. Yıllar sonra Allah dualarımı kabul edip geçte olsa, bir kız evlat verdi.’’
‘’ Şuna bak mum gibi eriyecek karşımda. Şimdi aç kulaklarını beni iyi dinle. İlayda’yı başka bir yöntemle ortadan kaldıracağız, ondan sonrada İstanbul’u terk edeceğiz. Anlaşıldı mı?’’
‘’ Abla yoksa İlayda’yı da mı öldüreceğiz? Yeter artık üç zavallı kız senin yüzünden canından oldu. Bende cüceyim ama hayatımdan memnundum.’’
‘’ Rahat ol kardeşim bu sefer seni dinleyip, çöp konteynırının yanına sağ olarak bırakacağız. O salaklar öldüğünü sanıp diri diri gömecekler. Korkma kızın hiç acı çekmeden melekler gibi öbür tarafa göçecek.’’
‘’ Ne zaman yapacağız abla?’’
Hele birkaç gün geçsin, biraz dinlenelim ondan sonra bir işimiz daha var ve sıra İlayda’ya gelecek.’’
****
Serra, Eda ile buluşarak, Yenibosna Adli Tıbbın morguna doğru yola çıktılar. Eda, birazda şaşkınlıkla,
‘’ Serra, Büşra Amir bizi niye morga gönderdi anlayabilmiş değilim?’’
‘’ Kızım, Asayişte benim adım neye çıktı? Hadi cevabını ben vereyim. Ölü koklayıcıya. Sen bunu anlayamadın mı?’’
‘’ Tamam, anladık, ukalalığı bırak ta, ne kadar yolumuz kaldı?’’
‘’ Beş dakikalık yolumuz var. Kahvaltı yaptın mı?’’
‘’ Yoo aklıma bile gelmedi.’’
‘’ O zaman önce pastaneye girelim, sonra morga gideriz.’’
Pastaneden çıkınca, yan sokakta bulunan Yenibosna Adli Tıp Kurumunun bahçesinden içeri girdik. Ben hızla danışmaya yanaşarak,
‘’ Bakar mısınız? Bensu Aytek’in, otopsisini hangi doktor yaptı?’’
‘’ Maktulün yakını mı oluyorsunuz?’’
‘’ Doğru ya, sen yenisin galiba. Asayiş Şubeden Serra Komiser.’’
‘’ Özür dilerim Komiserim, Bir dakika dosyasına bakayım, tamam. Dr. Şelale Hanım otopsiyi yeni bitirmiş. Sağdan üç numaralı oda.’’
‘’ Teşekkür ederim.
Yanıma gelen Eda’ya,
‘’ Kızım neredesin?
‘’ Sen işleri halledesin diye bahçede oyalandım. Ne öğrendin?’’
‘’ Henüz daha bir şey öğrenemedim. Dr. Şelale Hanımı bulalım.’’
Üç numaralı odanın önüne gelince, kapıyı tıklatıp içerden gel sesini duyunca, kapıyı açıp içeri girdik. Eda Başkomiser,
‘’ Hocam, Asayiş Şubeden geliyoruz.’’
‘’ Niye acele ettiniz? Raporu Asayiş Şubeye zaten gönderecektim.’’
‘’ Gelip cesedi görmemiz lazımdı hocam. Cesedi görebilir miyiz?’’
Şelale Hanım ses çıkarmadan otopsi odasına doğru yürüdüler. Ceset torbasını soğutucudan çıkartarak kenara çekildi. Serra, hemen maktulün yanına yaklaşarak koklamaya başlayınca. Dr. Şelale,
‘’ Arkadaşın ne yapıyor böyle?’’ Eda,
‘’ kokluyor hocam işi bu.’’ Serra,
‘’ Yüzüne atılmış çarpı işaretinin ne anlama geldiğini biliyorsun değil mi?’’
‘’ Bunu bilmeyecek ne var ki? Kızdan bir nevi özür diliyor- ‘’ Dr. Şelale Hanım,
‘’ Ne özür dilemesi?’’ Serra,
‘’ Zavallı kız yanlışlıkla öldürüldü. Kızın yüzüne mor bir rujla çarpı işareti koyarak kızdan özür diliyor. Eda,
‘’ Raporu yarın sabahtan gönderirseniz çok iyi olur Şelale Hanım.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.