- 837 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
ATİKE HANIM...
Yarım saatten fazla oldu. Şu an yürüdüğüm sokaklara tanışıklığımı, ve kim olduğumu his ettiremeyişim.
En çok da. Yüzü asık ağaçlar ruhumu alıp, sararmış güz gazel gibi sonra bir kenara çürüğe ayırıyordu.
Yinede bir filizlenme daha hakım varmış gibi ayaklarımı yere sağlam basıp, daha bir her şeye sahiplenmem gerek
Hem niye bunlar kimin için başka zamana sevinçlerimi yarı dan keseyim ki!
Gün bu gündür yaşanacaklar için.
Laf aramızda. Bir yere ait olmamanın kimsenin bedenin de bakışı eskitmeden kendimden kayıp olmanın bir ilkini yaşıyorum
Siyah, beyaz alakasızlığında onca kadın varken. Benim elim çok şükür ekmek tutar. Yürek sahnem ise kesinlikle tek kişilik bir oyundan ibaret değil.
-Aman sen şunu dedin.
Annem gibi her olur olmaz vakitte elimin altında suçlayacak bir Mürtezzam! yoktu benim.
Hayata tıpkı penceresinde çiçek saksıları olan evlerin ışığa gün yüzü kadar bağlı, çiçeklerin sırdaşlığıma ait yere itaat ederim.
Korku yerini ne zaman cesarette bırakır bilir misiniz? siz ondan korkmadığınızı zaman.
Ve ben hiçbir şeyden korkmuyorum. Tam tersi derin derin nefes alıp, burun deliğinden .Dudağa doğru yolculuyorum.
Daha bir rahatım açıkçası yol yürüdükçe içime bir ben düşer; Gözlerim ise renklerin gelişine göre seksenli yıllara siyah beyaz bir sayfa açtı.
Ogünler gide de geri gele, ne kadar güzeldi, sokakların arasında ki ses birikmesi avuç içi sevgi ile serçeler bile korkusuz gelip su içerdi.
Artık, insanın varlığını hangi kumaşla dikersiniz dikin iğne, ipliğin birbirine ettikleri iltifatlar daha bir giyinene, sokulup, yakışırdı da.
Çağın getirisi olan son Teknolojinin hayatımıza girmesi tabi ki büyük bir yeniliktir.
-El alem ne der. Lafını biraz sağ sola genişleteyim diyorum.
O el alemleri bir tek annem görmüş gibi, zamanında neydi neye benzeri olmayan. E,l alem korkularını zamanın da çooook! yaşattım kendime.
Sonramı o el alemler sihirli bir çubukla hooop! yok oldular. Belki de yalan olduklarına onlarda inandılar. kim bilir.
Durun yeri gelmişken size bilinen bir şey anlatayım.
Hani, eskiden balkonda çamaşır iplerine bembeyaz atlet, donlar serilirdi. Düşünceler tamamen duygusal ve de herkes görsün. Ne kadar temiz çamaşır yıkanıp asıldığıydı.
Mesela bazı şeyler toplumca seyir için yapılırdı. Yüzeysel bakıldığında bu davranış bize basit görünüyor.
Hayır, tam tersi tıbben bu davranış şeklinin isimlendirildiğini duymuştum.
Neydi neydi adı?
Her neyse bir ara derim.
Aynı sokak da oturuyorsan bir bina bitişiğinde. komşuluk akrabalığın önüne geçerliliğine geleyim.
Her şeyden bir memnuniyetlik, bir güzellik hakim ve istenseydi. İnanın ki çarşaf çarşaf huzurun huzurunuzda sayısızca hizmet dokümanı çıkardı.
Oysa şimdi. Zamanın benle akıp, gittiği şu yabancısı olduğum sokak dolaşın da. Elde tutulur bir şey yok. Sadece geçmiş kendini anımsatıp, ruhum derinliklerine dümdüz tahtalar çakarak; ne olur olmaz buradan
Sakın hiçbir yere gitme der.
Asıl hayal ettiğim. bir varmışlar sonrasına güzel kavuşmuşlar olur. Fakat şimdi ne yana dönsem ruhumun çıplaklığı daha bir belirginleşiyor.
Hele ki! sabah yaşananlar ve tamamı, dev bir çim biçme makinesinin ağzında…
Evet, ayaklarıma bir taş bağlanmış suyun kollarına bırakılmışım, hissi ile sanki başımda ağır iş makineler çalışıyor.
Maalesef buraya olduğu gibi hiçbir yere ait olmadığım düşünüyorum
Her şeyden ziyade kulaklarıma yakınlaşan çocukların seslerinin bir tanesi bile tanıdık değildiler.
Ben bana bakarım naralarıma
Ne olmuştu? Az önce yerim ben adamı! Keza yok öyle pes etmemek di.
hııı!
Çocukluğumdan beri bir türlü iyileşmesini göremediğim bir hastalıktı yalnızlık.
İnsan istifi kalabalık mı? Kalabalığın etkisi kalabalık olduğu an kadardı. Sonra sessizlik ayakucuna yatan bir kediydi. Ne zaman elini, yüzünü tırmalayacağı konusunda hiç fikrin yok…
Hadi oldu diyelim biz ona. Size sıcak tepkisi nasıl olur.
Canı acırsa…
O kedi gibi canım acıma noktasına getirildim.
Aman Allah’ım kabus gibi her şey, birde o evde ayak izler mi? Bana ait kanıtları silerek çıktım.
Ne şanstır ki! kendimi savunmak adına kesici bir alet bulunamamasına çok seviniyorum.Olsaydı kesin etrafımdaki korku çemberi ateşten olur ,sonu o grimsi küllerdi.
Ben gibi kadınların en gerekli anında.İnsanlar bir kenara bırakın.
Çıplaklığın olduğu gibi görünmenin var oluş sebebi evren karanlık bir örtünün altında.
Kul hakkı arayışıma kimse tanıklık etmiyor.
bırakın etmesinler…
15-09-2021
ist
YORUMLAR
Sadece annenizin değil aslolan el alem ne der sözü bizlerin de hayatından çıkalı
Daha mı bir arsızlaştık!
Kendi adıma diyorum ki
Tamam el alem için yaşamıyoruz!
Ama ;arada bir de el'den alemden utanmayı bilmek lazım!
mesajlar veren bir yazı idi
Anlamak algılamak kişinin okuyuş şekline bağlı
"Yalnızlık ayakucumuzda uyuyan bir kedi idi ne zaman tırmalayacağını bilemezdğimiz"
Bizleri yine kendimiz yalnızlaştırdık yanlış seçimler yaparak
Lakin doğru da kalmamış ki ortada
Devamı okumak isterim
Sevgiler olsun