- 426 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SENİRKENT HALKININ HAK ARAMA MÜCADELESİYLE İLGİLİ BELGELER (1793)
Dr. İbrahim KARAER
Not: Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivinde bulunan C.ML 60-2736-1numaralı dosyada; Uluborlu kazasına tabi Senirkent köyü halkı vergilerini tamamen ödedikleri halde kaza ayanının kendi nefsi için tevzi defterine külli akçe zam yaptığından şikayet ettikleri ve buna dair Uluborlu kadısının ilamı ile ilgili iki belge mevcuttur.
Ayan kelimesi sözlük anlamı olarak bir toplumun ileri gelenleri, seçkinleri anlamına gelir. Tarih terimi olarak Osmanlı döneminde belirli bir bölgede güç kazanmış yerel toprak beylerini ifade eder. Osmanlı Devletinin güçlü olduğu kuruluş ve yükseliş dönemlerinde; Ayan konumunda olan yerel beylerin nüfuzu genellikle bulundukları şehir ve kasabaların sınırlarını aşmazdı. Ancak XVII. Yüzyıldan itibaren Ayanlar güç kazanmaya başladılar. Tımar sisteminin bozulması ve vergi toplamada iltizam sisteminin yaygınlaşması sonucunda, Ayanlar mültezim olarak köylülerden vergileri toplamaya başladılar. Bu durum, Ayanların ekonomik ve askeri güçlerinin artmasına sebep oldu. Bunlardan Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa, ordusuyla İstanbul’a gelerek saray yönetimine bile müdahale etti ve II. Mahmud’u tahta geçirdi (1808-1839). Tanzimat’la birlikte merkezi yönetimin gücü arttı, Ayanlar eski güçlerini kaybetti.
1793 tarihli belgelerde; Senirkent halkının yıllık vergilerine külli akçe zam yapan Uluborlu kazası Ayanından şikayetçi oldukları yazılıdır. Bu tarihte Uluborlu kazası bir kasaba ve on köyden ibarettir. Senirkent dışındaki diğer dokuz köy halkı, Uluborlu Kazası Ayanı Afyoncu es-Seyyid el-Hac Ali kullarından hoşnut ve razı olduklarını, ona şükran duyduklarını ve onu ibra ettiklerini, üzerlerine düşen vergileri ödediklerini beyan etmişlerdir (Belge 1). Aynı belgede, “yalnız Senirkent köyü ahalilerinden bazı ashab ağraz-ı arzuhalleriyle istida eylediklerinden” cümlesi ile Senirkent halkının şikayetlerini maksatlı olarak nitelendirmişlerdir. Uluborlu kazasına tabi dokuz köy halkının, Senirkent halkından farklı düşünmelerinin çeşitli sebepleri olabilir. Mesela; Ayandan çekindikleri için böyle bir tavır sergilemiş olabilirler. Veya gerçekten kaza ayanı bu dokuz köy halkına karşı dürüst davranmış olabilir. Geriye bir ihtimal kalıyor o da, Uluborlu Kazası Ayanı özellikle Senirkent köyü halkının vergilerine külli akçe zam yaparak büyük bir haksızlık yapmış olabilir. Her ne sebeple olursa olsun Senirkent halkının, kaza ayanı tarafından mağdur edildikleri belgelerde sabittir.
İkinci belge Uluborlu kadısının 28 Kasım 1793 tarihli ilamıdır. Bu ilamda; Senirkent köyü halkından bazılarının, Uluborlu kazası Ayanı Afyoncu el-Hac Ali’nin olmayacak işe tamah ettiğinden dolayı, kendi çıkarı için halkın ödeyeceği yıllık vergileri gösteren deftere külli akçe zam yaparak halkı perişan ettiği ve bu konuda karar verilmesi için bir dilekçe verdikleri belirtilmiştir. Bu iddianın yüz yüze görüşülmesi ve hesapların incelenmesi için tayin edilen Silahşör Gemalmaz Mustafa gözetiminde beldenin bütün ileri gelenleri ve subayları önünde bir merasim yapılacağı; diğer dokuz köyün adı geçen ayanı ibra ettikleri, ondan hoşnud ve razı oldukları duyurulmuştur. (Belge 2)
Dürüst, mert ve cesur bir mizaca sahip olan Senirkent halkı, vergilerine külli akçe zam yapan Uluborlu kazası ayanının gücünden korkmadan, onu üst makamlara şikayet etmişlerdir. Bu şikayetleri semeresini vermiş Uluborlu kadısı ilamında Silahşör Gemalmaz Mustafa’nın gözetiminde beldenin bütün ileri gelenleri ve subayların önünde Senirkent halkı ile ayanın duruşmasında hesapların incelenmesine karar verildiği belirtilmiştir.
Senirkent halkının hak arama mücadelesi sadece bu olayla sınırlı değildir. 1900 yılında Senirkent halkının kendi imkanları ile yaptığı Rüştiye Mektebi binası tamamlanmasına rağmen, bir türlü açılışı yapılamamıştır. Senirkent Rüşdiye Mektebine öğretmen tayin edilmesi için 25 Ağustos 1909 tarihinde Senirkent Hürriyet Meydanında 3.000 kişinin iştiraki ile bir toplantı yapılmış; halkın duygularını ifade için; Maarif, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarına telgraflar çekilmiştir. Senirkent halkının baskısına daha fazla dayanamayan Maarif Bakanlığı bir hafta içinde Senirkent Rüşdiye Mektebine öğretmen tayin ederek okul açılışı gerçekleşmiştir (COA MF.İBT. 245-18). Bir başka hak arama mücadelesi 1946 yılında jandarma baskısına maruz kalan kişilerin durumu, noter vasıtasıyla Tasvir gazetesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaştırılmış, “Senirkent Faciası” olarak adlandırılan olayın gün yüzüne çıkması sağlanmıştır. Halka zulmeden Karakol Komutanı ve jandarmalar hak ettikleri cezaya çarptırılmışlardır (İbrahim Karaer, Dünden Bugüne Senirkent, Ankara: 2011, s.463-474). Toplumcu bir anlayışla hareket eden atalarımızı minnet ve rahmetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun.
Belge 1
Belge nu: COA C.ML 60-2736-1-1
Belge üzerinde tarih yoktur. Dosya içindeki diğer belgeden 1793 yılına ait olduğu anlaşılıyor.
Atabe-i aliyye-i adalet unvan ve südde-i seniyye-i saadet-nişan la zalet illa yevmi’l haşri ve’l mizan türabına mazhar birle arzuhal-ı sıdk-ı makallerimizdir ki medine-i Uluborlu ve kuralarında Senirkent ulema ve suleha ve eimme ve hutaba ve meşayihi azam ve sadat-ı kiram ve fukara bilcümle ahalileri üzerlerimize edası lazım gelen evamir-i aliyye ile varid olan tekaliflerimizi rızalarımız ile hala kazamız muhtarı afyoncu es-seyyid el-hac Ali kulları taraflarımızdan ba-hüccet-i (ispat için yeterli olmayan kanıt ile) şeri’ye mucebince emr ü celil-i şan vekillerimiz olmak hasebiyle iktiza eden emr-i mühimme vesair levazım-ı mesarif üzere iken kazamıza tabi yalnız Senirkent karyesi ahalilerinden bazı ashab ağraz-ı (garazlar, maksatlar) arzuhalleriyle istida eylediklerinden merkum el-hac Ali ve der-Aliyyeye ihzar iddia hukuk eden hasımları ile rüyet-i muhasebe ve terafu’i (duruşmaya girmek) şer’i ihkak-i hak olunmak (hakkını vermek) için tayin buyrulan silah-şuran-ı hassadan gem almaz Mustafa silahşör ağa mübaşeretiyle (teşebbüsüyle) kazamıza vürud ve isdar buyrulan emr ü alişan kıraat olundukda sema’en (işiterek) ve ta’atan merasimini cümlemiz bedelada kazamıza tabi zikri mürur eden Senirkent karyesi ahalilerinden bazı ashab ağrazın icrayı nefsaniyetleri zımmında olup bundan akdem bir defa dahi bugüne niza’in (kavga) vuku-yafte olup (vuku bulup) cümle ahali kaza ayanı merkum el-hac Ali kulları ile cümlemiz terafu’ şer’i ve ihkak olunup mumalileyh kullarının zimmetini (korumasındaki) cümlemiz ibrayı am (bir kişiyi bazı hak ve davalardan aklamak) katı’in-niza (kavgayı kesme) ıskat-ı tam (düşürme) dafii’l (kovan uzaklaştıran)-hisam ile ibra ve ıskat ile müş’ir yedine( emir verene güç kuvvet) bir kıta hüccet-i şer’iye mucebince bin iki yüz altı senesi zilkadesi tarihinde emr-i şerif verilip kazamız bir kasaba on karyeden ibaret olup bizler dokuz karye cümlemiz mumaileyhin zimmetini ibra ve iskat eylediklerimizi müş’ir taraf şer’iden yedine hüccet-i şer’i ita ve mumaileyh Afyoncu el-hac Ali kulları cümlemiz hoşnud ve razı ve şükran üzere olup hakkında ihtar babında sudur eden emr-i alişanın kaydı terkin ve metalibe-i hukuk eden kimesneler ile ferden ferda mahallinde terafu’ şer’i ve ihkak-ı hak olunmak niyazıyla cümlemiz iltica ve kema fi sabık taraflarımızdan vekilimiz olup kazamızda vaki olan umur-ı mühimme rü’yet eylemesi niyazına mahzar-ı sıdk makallerimiz arzuhale cesaret olundu baki emr ü ferman devletlü, inayetli, merhametli efendim sultanım hazretlerinindir.
Dilekçenin altına 64 isim yazılmış ve mühür basılmıştır.
Belge 2
Belge nu: COA C.ML 60-2736-2-1
Tarihi: 23 Rebiulahir 1208 (28 Kasım 1793)
Der devletimiz arz-ı dai kimesne oldur ki Hamid sancağında vaki medine-i Uluborlu kazası ahalileri üzerlerine edası lazım gelen evamir-i aliyye ile varid olan tekaliflerini emr ü def’i (emri yerine getirme) mucebince cem’ine memura idare-i kusurları olmayub bir türlü taaddi (haksızlık, zulüm) ve ızrar (zarara sokturma) icap itmez iken kaza-i mezbur raiyatı (halkı) Afyoncu el-hac Ali demekle maruf nam kimesne tama-ı hamından (olmayacak işe tamah etme) naşi kendü nefsi içün tevzi’ defterine (halkın ödeyeceği yıllık vergiyi gösteren defter) külli akçe zam ekl bel’(Yeyip yutmak) sevdasıyla fukara ile kendüleri perişan olacakları beyanıyla emr-i şerif sudurunu bundan akdemce kaza-i mezbura tabi yalnız Senirkent karyesi demekle arif nam karye ahalilerinden bazı kimesne arzuhalleriyle istida eylediklerinde merkum der aliyyeye ihzar (huzura getirilen) iddiayı hukuk eden hasımlarıyla rüyet-i muhasebe terafu’(duruşma) şer’i olmak içün bu defa tayin buyrulan silahşör an hazreti şehriyarıdan Gemalmaz Mustafa reayaları mübaşeretiyle medine-i mezbur mahallesine lede’l vürud (geliş/giriş esnasında) ve’t-tescil ve amme-i vucuh-i belde ve ve zabıtana muvacehelerinde (beldenin bütün ileri gelenleri subaylarına yüzlerine karşı) ve mazmun-i emr-i ali cümleye tefhim (anlatma) ve işa’a olundukta (haber yayıldıkta) sem’an (işiterek) ve taah (taatten) (itaat) merasimine ba’de’l eda bilcümle isali (ulaştırılması) kazamız cevaplarında kazamıza tabi değer mürur eden Senirkent karyesi ahalilerinden bazı ashab ağraz-ı kimesnelerden icrayı nefsaniyetleri olup bundan akdem bir defa dahi bu misillu niza’in (kavga) vuku-yafte olup cümlemiz ayan-ı merkum el-hac Ali kulları ile terafu’ şer’i şerif ve ihkakı hak olunub cümlemiz ibrayı aam ile ibra ve ıskat eyleyip bin iki yüz altı zilkadesi tarihiyle müverrah (tarihlenmiş) ibramızı müşir bir kıta hüccet-i şer’iye ile ve bir kıta hüccet-i emr-i celile-i şan mumaileyh kulları yedinde olub el-haleti hazihi kazamız on karye ile bir kasabadan ibaret olup marruz-zikr Senirkent karyesinden maada cümlemiz mumaileyh Afyoncu el-hac es-seyyid Ali kullarının zimmetini ibra eyleyip kendinden cümlemiz hoşnud ve razı ve şükran üzere olup rü’yet-i muhasebe içün ihzarı babında sudur eden emr-i celilüş-şan-i nur efşanın kaydı terkin ve metalib-i hukuk eden yalnız karye-i Senirkent ahalileri ile mahallinde ferden ferda mübaşir-i muma-ileyh silahşör hazret-i şehriyar Gemalmaz Mustafa Ağa ve dai’leri marifeti ile terafu’ şer’i ve ihkak-ı hak (bir hakkı usulüne göre verme) olunmasına bizler mahzar eyledik mahzarlarımızı (dilekçelerimizi) musaddak (onaylanmış) bir kıta ilam ediyoruz deyu ilhah (zorlama, üsteleme) ve iltimas etmeleriyle evvelki vaki’ulhal hasbeten li’llahi’l-meliki’l müte’al paye-i serir-i ü alaya arz ve i’lam olundu baki emr hazreti menlehül emrindir
Fi’l-yevmi’s-salisi’ ışrin min Rebi’ıl-ahiri li-seneti seman ve mieteyn ve elf (23 Rebiul Ahir 1208 (28 Kasım 1793)
el-Abdu’d-dai li-Devleti’l-Aliyyet-il-Osmaniyyeti
Hafız es-Seyyid Mehmet Emin Sıdkı el-müvella-hilafeti bi-Medinet-i Uluborlu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.