- 657 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Yazar İlknur Işık Kara ile...
Emekli Hemşire Yazar editör, Yazar Koçu İlknur Işık Kara” “Bir gün mutlaka yazar olacağım ve köy okullarındaki çocuklara kitaplarımı götüreceğim.” cümlesi ile kendime verdiğim sözü tuttum”
TURAN YALÇIN-.Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz, nerelerde çalıştınız?
İLKNUR IŞIK KARA- Marmara Üniversitesi Hemşirelik Bölümü mezunuyum. İstanbul, Diyarbakır ve Eskişehir illerinde bulunan farklı sağlık kurumlarında: Klinik hemşiresi, birim sorumlusu, başhemşire yardımcılığı, eğitim hemşireliği, kalite birim sorumluluğu ve 112 birim sorumluluğu gibi alanlarda görev yaptım. Farklı illerde kalite değerlendirmelerine katıldım. Emeklilik sonrası özel okullarda meslek dersleri öğretmeni unvanı ile çalışmaya devam ettim. Halen editörlük, yazar koçluğu, yazarlık atölyesi eğitmenliği, blog yazarlığı ve köşe yazarlığı gibi alanlarda çalışmalarımı yürütüyorum. Eğitim kurumları işbirliğinde yüz yüze ya da online söyleşi ve seminer etkinlikleri gerçekleştiriyorum. Köy okullarına ve hastane okullarına kitap bağışı kampanyaları düzenlemeye çabalıyorum.
TURAN YALÇIN-.Yazmaya başlama hikâyenizi anlatır mısınız?
İLKNUR IŞIK KARA-Yazma sevdam aslında okuma yazmayı öğrendiğim anda başladı. Temelinde çok okumak ve farklı türlerde okumak yatıyor diyebilirim. Ortaokul ve lise yıllarımda okul gazetesi sorumluluğunu üstlenmem yanında düzenli olarak yazma disiplini oturtmaya çalıştım. Bu süreçte fikirlerimi ve duygularımı diğer insanlara duyurabilmenin verdiği mutluluk beni motive etti. Nitekim ilk kitabım olan Nazende Serviler ’de yer alan birçok hikâyeyi lise yıllarımda kaleme almıştım. Sonrasında yolculuğuma yerel, ulusal ve uluslararası hikâye yarışmalarına katılarak devam ettim. Hayatın farklı telaşları arasında yazma faaliyetlerim zaman zaman sekteye uğrasa da 7.sınıfta tuttuğum günlüğüme yazdığım, “Bir gün mutlaka yazar olacağım ve köy okullarındaki çocuklara kitaplarımı götüreceğim.” cümlesi ile kendime verdiğim sözü tuttum. Hikâyelerimi dijital ortama geçirip bir yayınevinin kapısını çalarak yazarlık yolunda ilk somut adımımı atmış oldum.
TURAN YALÇIN- Bu güne kadar kaç kitap yazdınız? İsimleri ve konusu nedir?
İLKNUR IŞIK KARA-Kitaplarım ve konusu:
Nazende Serviler
Seviye: 6.sınıf ve üzeri
“Yüreğinde dört mevsimi yaşatan zarif insanların hikâyesi” sloganıyla yola çıktığım hikâyelerimde yaşadıkları zaman dilimleri, hayatları ve karakterleri birbirinden farklı insanların yaşamlarından kesitler yer alıyor. Hikâyelerdeki ana karakterlerin ortak özelliği; çalışkan, sabırlı, azimli olmaları ve hedeflerini gerçekleştirmek için karşılaştıkları zorluklara cesurca göğüs geren mizaçları yanında kararlı ve dik duruşlarıdır. Okuma aşkları onlara hayallerini hediye etmiştir.
Minik Canlar Serisi
Seviye:1-2.sınıf
Bu serideki her bir kitap diğerlerinden bağımsız olarak alınıp okunabilir. “Ağaç yaşken eğilir.” prensibiyle minik yüreklere dokunacak hikâyecikler kaleme aldım. Bu serideki temam: Arkadaşlık, dostluk, kıymet bilme, yardımlaşma, ahlaki değerlerin önemi, hayvan sevgisi, büyüklere saygı, aile bağları vb. değerlerimiz…
Itırlı Hikâyeler Serisi
Seviye:1.sınıf
Bu seri 1. sınıf düzeyinde hazırlanmış beş hikâye kitabından oluşuyor. Minikler, hikâyelerin bazı resimlerini kendileri boyayabilecekler. Set içeriğinde çengel bulmaca, bilmece, alıştırmalar, tekerleme ve yorum soruları bulunmakta. Akıllı tahta uyumlu bu set sınıf öğretmenlerinden oluşan komisyon danışmanlığında MEB müfredatına uyumlu olarak bir proje kapsamında hazırlandı. Bu seti aynı zamanda köy okullarına destek amaçlı yürüttüğüm projelerimde ve hastane okullarına bağış amaçlı değerlendirmekteyim.
Beste Lösemiden nasıl kurtuldu?
Seviye:3-4-5.sınıf
Bu kitap aslında bir proje çalışması, İnönü Üniversitesi bünyesinde çok kıymetli iki profesör danışmanlığında hazırlandı. Lösemi mücadelesi veren cesur bir kız çocuğunun gözünden ve cümlelerinden hastalığı anlatmaya çalıştım. Ana kahramanım Beste, aynı zamanda özel müzik kulağına sahip. Şarkılar, şiirler, tekerlemeler ve bulmacalar ile mümkün olduğunca keyifli hale getirmeye çalıştığım hikâye kitabını kanser tedavisi gören çocukların bulunduğu hastanelere ulaştırmaya çalışıyorum. Gönüllü dostlarımın da desteğiyle bu kapsamda Eskişehir, Zonguldak, Ankara ve Antalya illerine ulaşabildik. Amacımız tüm illerdeki cesur miniklere ulaşmak.
Beste Hemofiliyi Öğreniyor.
Seviye:3-4-5.sınıf
Bu kitap da bir proje çalışması ve yine İnönü Üniversitesi’nin desteğiyle iki profesör danışmanlığında hazırlandı. Yeterince bilinmeyen hemofili hastalığı konusunda toplumu bilinçlendirme amaçlı kaleme alındı. Hastane okullarındaki hastalıkla mücadele eden çocuklara ulaştırmaya çalıştığımız kitaplardan birisi.
Lazer Göz Fırça Parmak Serisi
Seviye:3-4-5.sınıf
Bu seriyi kaleme almadan önce ülkenin farklı illerinde görev yapan sınıf öğretmenlerine ulaşarak yaklaşık 2000 öğrenciye anket uyguladım. Engelli çocuklarımıza hizmet veren bir kurumda da bir süre gözlem sürecim oldu. Sonuçta ortaya aile bağları, doğa ve çevre bilinci, engellilerle yaşam kültürü ve hayvan hakları temalı fantastik bir seri çıktı. Hava kirliliği, suların kirlenmesi ve azalması, toprak-orman kayıpları ve kimyasal kirlilik her bir kitapta tek tek ele alınarak işleniyor. MEB müfredatı ile uyumlu hazırlanan seride TUİK verileri baz alındı. Kitap içeriğinde yarışmalar ve açık uçlu sorular var. Çocuklar hem çevre konusunda bilinçlenirken hem de tatlı bir rekabetin heyecanını yaşıyorlar. Dereceye girenlerin isimlerini serinin bir sonraki kitabında yayınlıyorum.
Buram Buram Anadolu
Seviye:7.sınıf ve üzeri
500 öykünün katıldığı Yılkad Yayınları 1.Öykü yarışmasında en yüksek puanı alan 35 öykünün yer aldığı ve derlemesini üstlendiğim kitap seçkisi.
TURAN YALÇIN- Yazarken nerelerden besleniyorsunuz?
İLKNUR IŞIK KARA-Gözlemlerim ve hayatın akışı içinde yakaladığım karelere dair tutmuş olduğum notlar en önemli malzemelerim. Özellikle mekân betimlemeleri ve karakterlerin inşası aşamasında bu materyallere sahip olmak büyük bir zenginlik. Beğendiğim bir saç modeli, dikkatimi çeken bir aksesuar, öksüren bir insan, güneşlenen bir kedi, yere düşüp hışırdayan yapraklar, tren sesi, çocuk ağlaması vb. sayısız malzeme hayatın içinde fazlasıyla var. Kokular, tatlar, duygu yoğunluğu gibi soyut malzemeleri de kendi yaşanmışlıklarımdan kullanmaya çalışıyorum. Bu durumun kurguda inandırıcılığı güçlendirdiğine inanıyorum.
TURAN YALÇIN- Yazmak maddi manevi sızı nasıl tatmin ediyor?
İLKNUR IŞIK KARA- Dürüst olmam gerekirse yazmanın benim ve benim çizgimdeki yazarlar açısından bir maddi getirisi olmadığını ifade etmek isterim. Bu boyut biraz da toplumun kitaplara bakış açısıyla ilgili sanırım. İçeriğinde bir tek mesaj olmayan hatta yoğun miktarda şiddet, cinsellik, siyaset gibi unsurlar içeren kitaplar reklam çalışmalarıyla parlatılarak yazarına hatırı sayılır kazançlar sağlayabiliyor. Söz konusu özellikle çocuk kitapları olduğunda bu durumun travmatik sonuçları geri dönüşsüz olabilmekte. Öte yandan, “ Lazer Göz Fırça Parmak serisinde kaleme aldığım doğa ve çevre konusundaki bilinçlendirmeye yönelik hikâyeler müsilajla, orman yangınlarıyla, su kaynaklarının azalmasıyla mücadele ettiğimiz günümüzde hak ettiği ilgiyi görüyor mu?” diye sorarsanız ”Kesinlikle hayır!” cevabını verebilirim.
Yazmanın manevi boyutuna gelecek olursak bu boyutu anlatabileceğim bir ölçü bulamam. İnsanlara, özellikle de çocuklara ulaşmak, cümlelerinizle onların hayatlarına dokunabilmek, “Yalnız değilsin, başarabilirsin, kendine inan, doğaya çevreye hayvan dostlarımıza sahip çıkmalıyız” gibi mesajlar iletebilmek çok kıymetli.
Öte yandan yazmak benim için bir terapi yöntemi. Kırgınlık, mutsuzluk, vefasızlık gibi olumsuz tecrübelerimi kurguladığım hikâyelere serpiştirerek rahatlıyorum. Yazmanın verdiği özgürlük hissi de iyi geliyor. Sosyal çevrenin, ailenin, iş ortamının çizdiği görünmez duvarların dışına çıkmak muhteşem bir duygu.
TURAN YALÇIN- Gençler okumuyor ama yazanlar hemen kitap çıkarma derdinde bu konuda ne diyorsunuz yazmak ve okumak ilişkisi sizce nasıl?
İLKNUR IŞIK KARA- Gençleri bu şekilde yargılamak istemem. Bence okumuyordan ziyade “Kitap seçiminde yeterince seçici davranılmıyor.” denilebilir. Katıldığım fuarlarda özellikle ortaöğretim ve lise öğrencilerinin tercihleri bazen beni endişelendirebiliyor. Bu durumda hepimize düşen sorumluluklar olmalı. Aileler, öğretmenler, yazarlar, yayınevleri, STK’lar, eğitim kurumları hatta ilgili bakanlıklar bu konuda üzerlerine düşeni yaparken işbirliğinden de kaçınmamalılar.
Teknoloji çağındayız ve bu çağın bize getirilerinden biri de az dinliyor ve daha çok konuşmak istiyor olmamız. Bir metni okumak zor gelirken yüzlerce görseli tıklayıp inceleyebiliyor ya da dakikalarca video izleyebiliyoruz. Oysa okumadan yazılmaz. Yazılsa bile yazılanlar doğal olmaz. Yazmanın bir zamanı vardır ve bu zaman yazarın kalemini olgunlaştırır.
Okumak bakış açımızı genişletirken empati yeteneğimizi de destekler. Zaten yazarın sorumluluğu kurmaca dünyada kurguladığı olay örüntüsüne ve kurmaca karakterlere okuyucunun inanmasını sağlamaktır. Bu inandırıcılıkta anahtar rol empatidir dolayısıyla bu yeteneğini geliştiren gençlerin yazılarında kaliteyi daha üst seviyelere taşıyacaklarına inanıyorum.
TURAN YALÇIN- .Yeni kitap çalışmalarınız var mı?
İLKNUR IŞIK KARA- Kitap çalışmasından ziyade hedefim, daha doğrusu hedef grubum var diyebilirim. Okul öncesi çocuklara hitap eden bir set ve ergenlik dönemindeki gençlerin sorunlarına değineceğim bir hikâye yazmak istiyorum. Tabii bunun için malzeme toplamaya, araştırmaya ve zamana ihtiyacım var.
TURAN YALÇIN-.Yazan ve gelişmek isteyen genç yazarlara ne tavsiye edersiniz?
İLKNUR IŞIK KARA- Biraz klasik olacak ama öncelikle çok okumalarını tavsiye etmek isterim. Önyargılarından arınarak farklı türlerde ve görüşlerde okuyacakları kitaplar onların gelişimini destekleyecektir. Yazma alanında verilen eğitimler var ki bir yayınevi bünyesinde ben de bu tarz eğitimler vermekteyim. Yazdıkları türe yönelik yarışmalara katılmalarını da tavsiye ederim. Sonuç her ne olursa olsun mutlaka yazma süreçlerine artı değer katacaktır.
Yazma yolculuğunda, “Artık öğreneceğim bir şey kalmadı” demek imkânsız. Yazan ve yazarlığı hedefleyen gençlerimiz kendilerine güvenmeliler ancak bu güven temelsiz bir kibre dönüşmemeli. Uygun şartlar sağlandığında popüler olmak çok kolay, en azından ülkemizde... Oysa kalıcılığı hedefleyen genç yazar adayları çok okuyarak, araştırarak, doğru konu ve mesajları bularak yola çıkmalılar.
Özellikle ilk kitaplarının basımı aşamasında profesyonel yardım almalarını tavsiye etmek de isterim. Yazarın yeteneğinin üzerine doğru yayınevi, doğru editasyon ve etkili kapak tasarımı ilave edildiğinde ortaya çıkan eser çok daha kaliteli olmakta.
TURAN YALÇIN-Okumayan sizce ne kaybediyor?
İLKNUR IŞIK KARA- Kitaplar teknolojiyle henüz tanışmamış bizim jenerasyonumuz için dünyaya açılan kapıydı. Yaşadığımız ilden, ilçeden hatta köyden hiç çıkmamış bizler için bilmediğimiz ülkeleri ve tanımadığımız kültürleri keşfetme fırsatı sunuyordu. Mesafelerin engel olmaktan çıktığı günümüzde belki bu etki ortadan kalkmış gibi görünebilir. Yine de gözümüzün değil kalbimizin göremediklerine ulaşmak noktasında kitaplar hala çok kıymetli. Ahenkle birleştirilmiş cümlelerin teskin edici özelliği ve bize benzeyen ya da benzemeyen hayatlardan yayılan sıcaklık insanı mutlu ediyor. Yeni kelimeler, yeni fikirler, yeni bilgiler kişisel gelişimimize olumlu etki etmekte. Aynı zamanda yüzyıllar önce kaleme alınmış bir eserde kendimize ait izler bulabiliyor isek bizim okuduklarımızda ve yazdıklarımızda da gelecek nesiller kendilerini görecekler, aynı zamanda dersler çıkaracaklardır. Öyleyse kitapları insanlığa mesaj göndermek ve kültür aktarımı açısından birer vasıta olarak görebiliriz. Unutmadan şunu da söylemek isterim ki kitap okumak bize kıymetli dostluklar kazandırır. Kitap kokusuyla yoğrulmuş dostluklar farklıdır.
Velhasıl kelam kitap okumayanlar hayatı kaçırırlar.
TURAN YALÇIN-. Başka ne anlatacaksınız?
İLKNUR IŞIK KARA- İzin verirseniz bu bölümde bazı mesajlarım olacak.
Sevgili Anne Babalar,
Lütfen kitap okuma alışkanlığı kazanmaları için çocuklarınızı destekleyin. Onlara öğüt vermekten ziyade örnek olmaya çalışın. Akşamları bir saatlik kitap okuma etkinliği evde huzur rüzgârları estirip mutluluk yayacaktır. Çocuklarınızın kendi seçtikleri kitaplardan oluşan kitaplıkları olsun. Ayakkabı kutusundan ya da kasadan hiç fark etmez; yeter ki onlara özel olsun.
Kıymetli Öğretmenler ve Okul Yöneticileri,
Lütfen çocukların eline içeriğinde ne olduğunu bilmediğiniz kitap listeleri tutuşturmakta ısrar etmeyin. Elbette dünya klasiklerine ve evrensel konular içeren kitaplara sözümüz yok ancak çocuklar hem kitapevlerinde hem de fuar alanlarında listeyi tamamlayacağım telaşından telef oluyorlar. Bırakalım da kendi tercihlerini kendileri yapsınlar. Zaten sizler nasıl kitap seçmesi gerektiği konusunda kıymetli bilgileri fazlasıyla veriyorsunuz. Seçim aşaması da onlara kalsın ki kitaplarla bağları güçlenebilsin.
Tokat’ın çok şanslı bir il olduğunu düşünüyorum. Sayın Valiniz Dr. Ozan Balcı’nın kaymakamlık yaptığı dönemde eğitime ve kitap okumaya verdiği destekten ötürü Merzifon Kitap Fuarına büyük bir mutlulukla gider ve yüksek motivasyonla dönerdim.
Milli Eğitim Müdürlüğünüzün yürüttüğü başarılı projeleri araştırıp öğrendiğimde de mutlu oldum. Örnek olan ve ilham veren yöneticilerinizin olması çok büyük bir zenginlik.
Kendi adıma ben de Tokatlı çocuklar ve gençlerle kitaplarımın buluşmasını ve tanışmayı çok isterim.
Son olarak bu anlamlı röportaj için Yazar Turan Yalçın’a teşekkürlerimi iletirken Tokat’ın güzide insanlarına selamlarımı ve Tokatlı miniklere sevgilerimi gönderiyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.